Mg, m, AŞ ya * alnmdan öperek: HABER'İN : TARİH İ ROMANI: 20 Yazan: Muzaffer Muhittin Günler, kızın ıstırabını artırarak, Osmanı da büsbütün ona bağlıyarak geçiyordu... i Muhakkak k! bu bir tehdid ola caktı, Şeyh nihayet bu teh ta. bil görecekti. Oyuncak mı bu? Ordu Jar tariimar eden, kaleler, şehirler, memleketler, saltanatlar alan Os man (Mal hatun) u mu alamazdı? Halbuki şeyh zorla değil ya, kü. füv bulmuyordu vesselâm ve ver - mek istemiyordu. Hem daha kızı da evde kalmış sayılmazdı, küçüktü, çok güzeldi, hasıl olsa bir kismet bulunurdu, Ama, bu kismet hakan olmamış, zarar yok, kızı mes'ut ol- san da, | Saltık başını eğerek konuştu: — Hakanımızın bir emrine itaat- le mükellefiz. — Nasil emir Saltık? — Bize dedi ki, eğer şeyh efen. di, kerimeleri Ma) hatunla benim küfüy olmadığımı söylerler ve ta- lebiimi. seddederlerse, sakın üzül - mesinler, endişe buyurmasınlar da ima başımın tacıdırlar, istirahatleri- ne baksınlar, kendilerine teveccüh edecek en ufak bir düşmunlığı ken. / Is temizlerim, mukaddersli ilâhiye| böyle biçmiş demektir, Beni Eski- şehir hâkimi misülü 'alçaklıklara tenexaül eder görmeklen uzak bu- Junsunlar, Ne bu teklifi yapmış, ne de burdan ir iğbirar duymuş olu- rum. Sırlara hürmet etmesi, Tür- kün en büyük basletidir. Ellerin - den öğerim ve ellerinden öperek ayrılmız. Dedi, Bunu tebliğime müsuadenizi Sste- rim. Şeyh Edebali kalktı ve Saltığı — Mübarek bir hakanmız var. Biz onunla, o sizinle İftihar etsin Cenabihak bu mülk ve milleti dün-| ya durdukça payidar etsin, Allah tuttuğunuzu boş komasın, Kılıçları. miz zaferden zafere ulaşsın. Tegek- kür ederim. Osman evlâdımdır, fa-| kat, doğrusunu isterseniz haklka - ten kenüz kızıma küfüy bulmuyo | rum. Bakalım encam nice cak(1). ola - Jar ve geykin ellerini öperek ayrıl- dılar, Şeyh Edebali bu kahramanların arkasından, tâ onlar kayboluncaya! kadar bakıp ağladı. Her nedense onun dü gönlünde Osmanın yeri bir damad yeriydi, a. ma, bilmiyordu neden reddetmek İs- tyordu ve yaptı, | Doktor müthiş fransızca ve lât ce İfgatler kullanmıştı. . Fakat bu! çetrelil komuşuşa rağmen, Fatin us- $a şunları anlayabilmişti; İnsanla Pin kanrdö:t türlü im rcsk kan İri biribirime uyanların (arasında bir kan nakletmek meselesi movzuu bahs olabilirmiş. Zaten o Memduh) cevakını almaştı, kalktı -|? Garibdir ki bu reddi istemiye is- temiye yapmıştı. Belki de cenabıhakkın kırk yilda bir nasib ettiği bir mürüvvetti bu, ama, işte böyle olmuştu, Şeyh vaziyeti karısına anlattı ve karısı da bir kadın olmek itibarile bir pazarda ve bir hamamda söyle. di ve yani bütün memleketin ağır- na yayıldı. — Şeyh, kızını Osmana verme » miş! Mal hatun bu haberle o 1 muztarib olmuştu ki, bu negeli kı- zn, bu evin bir bülbülü gibi şakı. yan güzel çocuğun üzerine derin bir sessizlik ve hüzün çökmüştü Acaba babast neden vermemişti, bunu soramazdı, terbiyesi o müsait değildi. Hiçbir gerç kiz, babasma izdivac hakkında bir tek gey sörn- bilir miydi, bele babası da şeyh o- lunca, hele Edebali olunca, Anası ve belki de şeyh kızına çö- ken bu hall görmüyor değillerdi, a ma, sebebini sormuyorlardı : Beli bu soruş, kızlarmı bir İsyana veya bir saygısızlığı sevkedebilirdi. Günler, daima kızm istırabinı artlirarak, Osmanı da Mal batuns büsbütün bağlıyarak geçiyor. İ Fakat Pekişshir hâkimi de gün - den güne alevleriyordu. Hele onun Mal hatunu istediğini © öğrenince büsbütün beyninden vurulmuşa dön dü, Bu haberi duyduğu akşam ağ- zma bir.lokma ekmek bila koyma- dan Keşişdağı eteğinde Etranosun şimalindeki Harmanka; çıktı. Harmankaya kisar (Köse Mihal), Eskişehir hâkimi . nin canı gibi sevdiği arkadaşıydı, Ne © onden, ne o ondan bir şey sak- lardı, İkisi de biribirinin yoldaşıydılar, Köse Mihal, arkadaşımın muzla » rib halini görünce muğtu: — Ne var, bir felâket mi var, ne bu halin? — Sorma Mihal, zebunum, mak- periganım, mağlübum, Ne oldu yahu, memleketin mi istilâ olundu, yoksa Ertuğrul oğul. sırdaşı, merskla sor- larıyla mı savaştım, onlar mı seni|* bu bale koydu? — Evet, ama, savaşla değil, hi-| leyle, namerdiikle bu hale getirdi - ler beni, Köse Mih; Hile ve hud' de nz adam değildi. denince onun da bey nal mi muş. Doktorun izaha sürmüş olacaktı. Fakat o konuştukça Fatin usta i çin kanmak söyle dursun biraz da" ha, biraz daha kendi kanına ehe! miyet veriyordu. Bir damlasını feda| etmiyecek kadar onu seviyordu. | Hem bir başkasının hayatını kurtarmak için bile olsa, kendi ha yatımı tehlikeye koymağa ne metbu | riyeti vardı? İlesinde oturan bir çocuk i çin nefsini böyle bir fedakârlığa ta bi tulamağa hiç bir sebeb göreni | tum dahi yokmuş. Yalıuz ü- bir tecrübe olarak yapılacak- bir hayli “uzun | Eskişehir yordu. Doktor ne söylerse söylesin, O kanımı vermenin kendi hayatı için büyük bir tehlike olduğusu hı - ten duymuştu. Hem bu iş tehlikeli olmasa; kar vermek hâdiselerini gazeteler, uzur" uzadıya yamp kanlarını verenler bizer kahraman gibi isimlerile, re ilerile gazetelerde yazarlar mıy dı? Fakat kanını bu kadar (hasisçe nine kan hücum gerilivermişti, — Anlat yahu neğir? Fekişehir hâkimi hâdiseyi bay - tan aşağı, fakat bire bin katarak anlattı. Nihayet Köse Mihali tahri. ke muvaffak oldu. Köse şöyle dü şünmüştü: Osmana gidip merdane görüşecekler ve eğer Mal hatunu hâkimine ( terketmezse dövüşeceklerdi, Fakat Eskişehir hâ bu tedbiri muvafık bulmamıştı edivermiş, âsâbı Tsenin ziri idarene girer. Fena mı| olur Mihal? İ Köse Mihal bu tedbiri pek fena bulmamıştı, Hakikaten Osmani bir yerde sıkıştırmak mümkün olsuy - dı, kendisi de bu artık şöhreti in - sani sinirlendirmeğe başlıyan Türk oğlunu ortaddn kaldırmak isterdi. İşte bir fırsat gelmişti. — Pek âlâ, dedi. Harirlanalım. Köse Mihal ve Eskigehir hâkimi, Jen bahadır ve güzide süvarilerin - İ den mühim bir miktar seçerek kuv. vetli bir kol teşkil edip, gece bas - İmazdan önde süratle yola çıkıp İ- sönüne yürüdüler, ve: — Sen, demişti, Osmanı tanımaz. sn. Bu insan değil bir devdir, O alâ merdane harbde perişan ulu. ruz, Fakat hileyie hakkından geli- riz. — Nasıl hileyle? — Osman kardeşi Je komşusu ve dostu İnönü bükimini ziyarete git- ti, Şimdi onun kezdindedirler, Gü- zide ve bahadır süvarilerimizdön mühim bir miktar toplayıp baskın veririz ve bu küstahı telef eğle İnönü hâkimi korkak biridir, Bize slim eder, hakkından öylece satvetimiz artar, Bu tak - Ne Osmanm haberi var, ne İnönü *ikiminin böyle kahpece bir bas - Yandan malimatı var. Onlar içip, yeyip eğleniyorlar, (Devamı var) (1) "Osman bey şeyh Edebatinin | pal hatun ismindeki kızımı bir ak- jam görmüş, pek beğenmiş, nikâh ile almağı babasmdan taleb etmiş, Gi. Fdlebali kızmı Osman Gasiye dirde Edebali de cezasını bulur, ben | küfüv bulmadı, teklifini reddetti.,, de Mala kayuşurum, Sen de mükâ: | Tarihi Osmani encümeni, Osman- fatımı alırsm, bütün bu topraklar/lı tarihi, cild 1 sayfa 572. geliriz ve Çapraz eğlence : 10 — Bir deniz vasıtası * kemik, b Yukardan aşağı: 1 — Sinirlilik, 2 — İçinde içki Elcezire kıtasında ol bir Türk ulusu, 3. Bir nevi çiçek - İki şeyin ortası, 4 — Mikroskop altındaki omuayenelere | mahsus küçük cam * bir kapınır. | biraz açık kalması, 5 —. Allah (ma but), 6 — İkindi ile gece arası,7 — | Aşiretler, 8 — Bildirme (mahkeme hülcümlerini bildiren teblizname) - cam'de kılman, 9 — Âkir * en kes” kin ve sarhoş edici içki, 10 — Ta- Soldan sağa: sarrut edip irat aldığımız mülkler 1 — İklimler - vukua getirme, 2 ?5im. - Çenedeki toplu o kıllar * Abdal "23459474919 muş bü; 12345678910 «falolalrjajzlairin! soyadı, 7 — Evet (almanca) “ali met (nişanei temyiz), 8-— Enaz” Lâdam O Kamelyada âşık gercin - Bir vapurumu, adı » harri avımızın başadı, ELEME ERE EE ELDE YT EYE EEE Jaka İdinliyoriz nesli fazla, çok daha fazla seviyordu. Genç doktor göğsünün üstünder Ve kendisini ük bir bir taş kalkmış gibi ferahladı. Karr- işliyen biri gibi azap içeri $ | sile birazdaha konuştuktan ve çe sediyordu. cukları kendisine telefondâ: v Doktorün yüzüne bakamaz olmuş | — Allah rahatlık versin baba! | tu. Gözü şimdi odanm tam bir kö şesinde kımıldamadan duran ha mam böceğine takılmıştı. Ona ba kıyordu. Bu çocuğun akrabasını, anasr lt onlara haber ver ide kan me i Dejikten sonra odasındaki şezlor yun üzerine uzandı. ... Başı yorgundu. Bilekleri eğrıyo! du, Bu akşam epey” sinirlenmişti Çocuk İçin yapılması icap eden şey” ri hastabakıcıya tenbih etmiş! Herhalde bu gece onu uyandırma | arına sebeb şü midesinde ülser 0 | an ihti il ti. rı olmadan evvel bir m, diye düşünüyordu. snaonar 'ar — Şimdi gideyim dektor bey... | — O halde güle güle! - Allahammarladık doktor bey kurtulur! ndan inde Memduh . i doktor olmak (istemişti Hele insan küçükken yapac *e seçemiyor ki: . acıma gelmiş olan karısına — Nasıl Ankarayı almıyor mu? terç kadın telslonun öteki başır lan; Cvet, evet diyordu. nese içindeydi.) mükemmel alıyo *tlan bir radyonun o dalgayı a'mz nasr çok acayip oluzdu. Kulaklar (ve ser İl NİŞAN — 1639 babalar Fransanın Nansi şehrinde bir günde dört ahlâksız alam ya“ kalanmıştır. Bunların hepsinin iğrenç suçları birdir; Kızlarına ta. arruz etmek,. Bunların birincisi Ogüs Loran isimli 62 yaşında 11 çocuklu bir Fransızdır, On beş yaşındaki bir kızma taarruz etmiş, kızcağız babasından olan çocuğunu doğrunca rezalet meydana çıkmıştır. İkincisi 53 yaşında Jozef Giyyom isimli bir Belçikalıdır. On beş ve on altı yaşlarındaki iki kızına tasallât etmiştir. Üçüncü Frasuva Laşet isimli bir Lüksemburgludur. Dört çocuk” lulur. Yirmi, on yedi ve on yaşlarındaki üç kızına tarruz etmiştir. Dördüncüsü ise on İki yaşımda kızına taarruz eden Federiko Nelli isimli bir İtalyandır, Fransadğdan ayrılan Italyanlar Fransa ile İtalyanm arası açıldıktan sonra Italya hariciye ne- zareti Fransadaki İtalyanlar: ana vatana dönmeğe davet etmiş ve bu iş için bir hayli propaganda yapmıştı, Bu propagandanın tesir- leri kısmen görülmeğe başlamış ve Fransada yaşayan İtalyanlar- dan bazıları İtalyaya dönmüşleriir. Fransız gazeteleri bu münasebetle Fransadan Italyaya giden İtalyanlara dair bir statistik neşretmektedirler; Fransada 800 bin İtalyan yaşamaktadır. Bunlardan üç bini Faşist hükümetinin davetine icabetle ana vatana dönmüşlerdir. Korsikâdaki 20.000 İtalyandan dönenler 795, Ron vilâyetinde. ki 155 bin İtalyandan dönenler 209, aşağı Luar vilâyetindeki 1500 İtalyandan dönenler $ dir, Geçen s*ne temmuzda denize İndirilmiş olan İngilizlerin yeni transatlantiği “Mauretania” nm sn üzörindeki inşaatı bitmek üzeredir. Vapurun dördü bir, fkiri de bir arada iki büyük bacn içine toplanan ak İt bacası yerlerine takılmıştır. 83 bin tonluk ölenbu transatlantik © yazın İngiltere . Amerika seferlerin& bağlıyucaktır, u? Gece nöbeti k; tücüne giden hiçbir şey yo! >den bir gilvetin n — Tsomvaylara gtılmak isterler çap m'ar! diye söylendi. Hep bu yüz” * den başlarına bin belâ gelir. ütün kavahıt çocuk ni sokağa bırakan bu annelerde ua, Bu çocuğun yüzü Kendi çocuğunun, kendi oğlunun yüzünün çizgileri bu bukleli başın vunda peyda oluyordu. Yarı uyku arasında hareketsiz ve falgen yatan çocuğun kendi çocuğu »duğunu zânret Bir tramvay çeliyi şeölrası çalıyordu. Ki Oğlu koşa koşa tr: önüne “iri, Tramu ayboldu Doktor sıçrıarak gözlerini 4 &inı ter içindeydi. Ne zaman Uyumak i gi bire uykusu kaçmıştı. o Hele birde kendisi ıhakkak uyandıracakla” rını bilmsk onun uykusunu büsbü” tün kaçırıyordu. Yattığı verde cebinden bir sizar4 çıkardı. Yaktı. Birkaç. nefes, çekti dumanların oyununa kap” t « hiçbir şey düşünmemek iste" di. Fakat hiçbir şey . düşünmemek elinden gelmiyordu. Oturdu. Gidip bir kere daha * > ee haf adım attığı vakit oda kapısf” nm vurulduğunu duydu: riniz, Bu çopur vüzlü. bir hacağı top abakıcıydı — Ne var? diye sert, sert sordü saati mi durmuştu. aatin kuvvetli tiktak ordu, Tekrar gözlerini yum istedi — Acaha ar Xun? diye di bi: