11 Nisan 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

“asitlik meselesi EkTEp kitapları ağır midir? N 2 daha © basitleştirmek Bike ele hakkında Selimi İzzet ilke 28 arasında küçük bir hem ge O küçük ihtilafın bü- Kacak ay iki kişi arasında MİRİ Ay, İF münakaşaya dökül ağ Ta ederim; çünkü mese» LİN r, hattâ denebilir ki irfan Beli; in en mühim meselesidir. Mölariniy Sedes, ortamektep h çed ilkmektep mezunları İ- ile olduğunu, çocukların 3 “Dö, Yanıyacaklarını söylüyor iş i İlkan basit cümle- , vu& tarihin, coğrafya” at bilgisinin uzun eümlele- b Y ş alaları hasıl kavrar?,, di- a çi bunu kabul etmiyor ve ny larının, ilkmektep me- TXÇe yazılmış » ihtisas ya” j , 6 «her ibareyi anlıyacak Taş, *VE yükseltmesini,, istiyor. beri mütemadiyen basite, i e ir BiĞ”di; çocuk zihni hak- Say, Stikmi de uymıyan hü“ #usunu İsterseniz ww çöcüğa, yarın uzan diye değil, âde- en büsbütün farklı, ayrı diye bakmağa başladılar, ” rına pek hayran olduk- a hi ir? bedir? bazı şeyleri em Mdilerinin anlıyabilecekle- we onlurı bir türlü kav- ına karar (o verdiler, ükterin, pek Küçüklere hi- 3 vrule Bir konuşmaları iektep talel “için de bir şey icat ettiler. Cür- ir pi Uattamız xi, o içine fikre Mi halen koydunuz inu, hemen b € “Büyüklere © değil, co- Me. ediyorsun; — Onlar da Çocuğun biraz u- cümleden anla- olduk, dünyaya kırk baş ii, ölmedik. Bize okutulan | Araç buyünküler © kadar un İle 5 İçinde uzun cümleler, hg, lenaş inanzümeler de bu çi in zorlük © çekerdik, 2 renirdik. İnsan karşı- nak Yİ anlamaz; zaten arila #wdece alışmak demek» Okutacağınız Tara cüleler Bir. olursa o da ancak on” de 2 day hha fazlasına © alışmaz. k çeksin, zekâsı o saye“ ve *der, açılır. Zorluğu yük- Magi Ye a İise sınıflarına bırakı- Yaş gi İçin o sınıflar tale- m ei, Se. Çocuk on üç, on dört kar, Staj e kadar sanki bebek riyal hay üyor,sonra birde dire Mar, gi YİL çetin meseleler çıka- dey, ir, iy My eklen kitaplarımı sa“ | eek Digi? Hayır; bilâkis, ilk- | Maşa, Plaranı biraz ağırlaşır. i Hap anma kıraat kilap- kü Böy il kelimelerle dolu ra lk g (© “sun demiyorum, çün“ | Faz ve üye İslemiyoruz, çocuklar | dep çi ine lüzum yoktur. bil asia ötleştireceğiz diye fikir- İ-Ng, lenin de lüzumu yok" İsanımız dört beş ke- Bon; İ İ İ Nor Yeni Barem projesi nerelerden ıslaha o muhtaçtır ? AREM projesinin bugünlerde tekrar Meclise verileceği B anlaşılıyor. Biz, bu sütunlarda muhtelif zamanlarda bas rem kanun İâyihasımın müzakeresi sırasmda dikkat önüne alın. ması ica beden noktalar için fikrimizi söylemiş ve bunun liyakat ve ehliyet İşinde nekadar pratik ve emin neticeler vereceğini te. barüz ettirmiştik. Baremin iki mühim cephesi vardır: Biri, yeni almacak me- murlara, diğeri de memuriyette bulunanların terfi ve terfihleri- ne ait olan müeyyedeler ve müstenidattır. Yeni alınacak memurların, namzed olarak bir müddet çalışa” cakları memuriyet sahasında staj yapmaları esası vazedilmedik. çe, tahsil ölçüsüne köre yer ve vazife vermekten müspet bir ne, tloe almamıyacağını ve ehliyet ve liyakailerin bir tesadüfe bağlı kalacağma eminiz, Bir memur İntisab edeceği Iş bölgesinin en küçüğünden bas- kıyarak bütün faaliyet şümülü içinde hiç olmazsa allı ay veyn bir sene yetiştirilmedikçe kendisine ilk hamlede verilecek memuri- yelie muvafink olamaz. Binaenaleyh tahsil, ancak bir memurun almacak İş bölgesini ve derecesine göre staj yaptırılacak yeri ve mevkii tayin için bir sebeb ve müstenit olabilir, Yoksa liseden çıkanın, üniversite mezunundan daha aşağı ehliyet olacağını ve memuriyette iklhci derecede kudret ve mu- vaffakıyet göstereceğini düşünmek yanlış olur, Memuriyet, tahsi- ln gayesi değildir. Ve bu itibarla memurlağu apayrı bir meslek ve apayrı sâyi icab ettiren bir iş sahası telâkki etmek lâzımdır, Kezalik, memuriyette bulunup da terfi ve terfih olunacakla, rm da yüksek tahsilini yapmış olmaları gibi bir esasa istinat edi- Temez, Buçünkü gençlikten yüksek tahsil bellemek o bakkımızdır, ama, devletin kadrosunda yer almış ve bugünkü şartlara naza- ran yilksek tahsilinden mesburiyetlerle mahrum kalmış birçok memurlarımız vardır ki, bübler liyakat ve ehliyet bakımından, yüksek tahsilin veremiyereği değere vâsıl olmuş bulnabilirler, Bu şerxit karşısında yüksek tahsilini yapamıyacaklarm bayat ve istikballerinden bedbin olmaları tehlikesini Oo gösteren bu tahsil kaydı, ancak ilk memuriyete alınma zamanında bir müstenit ola. bilir ve ancak terfi müddetleri arasında 3 veya 4 yıl gibi farklar için bir sebebi tercih olabilir, Üniversite tahsili bir ihtisas tahsili demek olacağına göre, devlet ve hükümetin İhtisas İşlerinde ter- cih edilmelerini mucib olabilir, ama, sia üniversiteli terfi eder, fakat, lisebebin tahsilini yapamıyanlar terfi ve terfih edilemez gibi bir kanun maddesi konulamaz, kohulmamak lizmmeelir, Memurlarımızın yüzde sekseni böyledir ve çoğu gençtir. Mep- sini istikbalindeki emniyetten mahrum eden böyle bir sebeb, on- Yarın vereceği ranıdmanı da çok aszariye düşürür. Memüriyet büsbütün ayrı bie meslek olduğuna göre burada “esas mesleki tecriike yani kür taken meselesi olmak izab eder. Binaenaleyh terfi müddetleri arasma kurslar koyarak as. kerlikte olduğu gibi bunu Ikmal edenlerin, mesleki tahsilini dev. letin ve hükümetin liyakat ve ehliyet isteğine lâyık bir şekilde yapmış olacaklarma göre barem derecelerinin en sonuna kadar gıkabilmesi imkânlarmı bağışlamak bir Mizumdur. Terfi dereceleri arasma kurslar koymak, bir memurun eh- Tiyet, kudret ve bilgisini haddi azamiye çıkaran en güzel bir vesi- Je teşkil etmek olur. Ru suretle terfi edenlerin ve yani umumiyet- Ie memuriyetlerde bulunanların ancak ehil ve lâyık olmalarına mukabil bu ise mazhar oldukları, terfi ettikleri, terfih olunduk. ları anlaşılır, Ve her memur terfi ve terfihini temin için bu kurslarda muvaffak olabilecek dertcede bilgi ve Ihtisas ile mü. eehhez olabilmek için elinden geldiği kadar © çalışmağa gayret *der, Bu da iş randmanmı arttırır. Tekrar ediyoruz, Tahsil başka, memuriyet baska şeylerdir, Tahsile karşı temayül ve inhimald arttırmak için o memuriyeti tahsil gayesi yapmak büyük bir hata olur, Böyle müeyyedeler ve müstenitler, ehliyet ve liyakatler için, alama yer değil, yerine adammı ve muktedirini bulmak İçin en isabetli esaslar olur. Yeni barem projesinin tetkikinde bu cihetlerin nazarı dikka- 16 almmasını İsteriz, Maarif Müdürü Ankaradan döndü (girecek talebeler Ankaraya gitmiş olan maarif mü- Havakurumunda bugün İ i ———......... m NN NN A AN NN NA NY VU 4 0 mmm YU ŞA A A öve anenunanuumaianeabakünefeki 5 52001 ssözknkezesnimesez S9 e0yernEİNe e 0,0 ein NA vey ĞİNEUUCLUUUYYU ON 090 a5inenemapananüeneminntesminns sn0üvesenesosunzsozazn öndkümennecnensiyilüsinemne çesznanunlinselisklmikesessansanıle M. Dal, HABER — Akşam Postası Bazı esnaf, Sandık nizam- namesi karşısında telâşta ! Esnaftan biri, “ Moda mevcut oldukça biz dükkânlarımızı kapamayız. Fakat Sandığın bu hareketi yele giren nizamnamesi, bundan bir müddet evvel bu sütundaki bir te ya mesi için tahmin üze ve vereceği f cını önliyebi inde çok hassas olmas: elbette bizim işlerimize epeyce tesir edecektir , Emniyet Sandığının mevkii meri) Sandığın, halkın bu büyük ih diyor Jseselerin kabul etmedikleri mallar | Dizi geçindirir. Bu yıl eskisine na- İ zaran satış daha fazlağır. Yani halk mennimizin yerine getirilmiş olma | dârayı da muhammen kıymetinder , daha fazla mal satıyor, alan da az” sı gibi bi dalı netice arzetmektedir. Sandık icabında bütün Türkiy dahilinde şubeler açabilecek ve Av rupadaki benzeri müessese! duğu gibi muhtelif ev eş zati eşya çok pratik esaslar dahilinde halka ikrazatta o buluna- caktır. Halı, kilim, örtü, biblo, giyim eş" yast, kitan, fotoğraf, saat, sanat e serleri sandıkta paraya çevrilebile- cektir, Evvelce yazdığımız yazıda, hal kım maddi ihtiyaçları (o karşısında, beiki yarm ödiyebilecekleri bir pa” rayı temin için, çole kıymetli şevle- rini satmağa mecbur olduk! bu yüzden mallari mukabilinde al- maları mümkün paradan çok dunu- nu almak vaziyetinde kalarak bü yük zararlara uğradığını tesbit et miş ve mezat yerindeki Şefkat sam dığı muamelâtının bu işe elverişli mali müssseselerimize de teşmili lü- zumüfu tebarüz ettirmiştik. Emniyet sandığınm yeni nizam- namesi bu vaziyeti duha etraflı ve daha şamil bir şekilde temin etmiş bulunmaktadır. Bu münasebetle alâkad ârasında endişe vardır yeri! dedir. Hiç bir usul we kaideye bağ” X bulunmaksızm, balkm ihtiyacın dan istilade ba alıcıların kârına kesat getirecek bu iş onları ne kadar üzdü ise hah kt da ö kadar memnun etmiş bulu: hüyor. Alâkadar bir — maliyeci ile bu nokte etrafında görüştük. Bu zat diyor ki: “Nizamnamenin şube açmak sali hiyeti vermiş bulunması bu o hare ketin hütün memlekete teşmili ihti- Fihakika bu türlü ikrazat bir vaziyetinde bulunan | i Nihayet elinde menkul dahi olsa ik- zazmın karşılığı vardır. Bunu makul derecede yapmak ve iaiz hesaplarını çok sagari bir hale çetirmek iğzemdir. Bunların ne de | receye kadar matlübu temin edeceği ni henüz bilmiyoruz. Bunun (doğuracağı neticelerden biri, piyasada halk elindeki emval ve eşyanın yok bahasına alınması gibi bir Haktızlığın ve bir bâzirgân- lığın nesi olacaktır. Filhakika birçok zamanlarda halk çok müsta paraya müubtaç olabilir. Bunu temin için hiç bir iKraz müessesesi yoktur. Bu vaziyet karşısmda elindeki ma” lını yök bahasma çıkarmak mecbu" riyetinde kalır. Halbuki bu, ailelerimizin düzeni» ni bozar, selaleti arttırır. Böylece ve bilhassa (şubeler aça rak bu çok güzel hedefli işi bütün ihtiyaçlarını önlemek ve onları muh tekirlerin elinden kurtarmak, emni- İyet bakımından sandığın işini de ismile müsemma kılacaktır, Bu gibiişler yapan Sahaflardaki esnaltan biri ile konuştuk. Bu di vor ki: “Bunu: haber aldık. Halkın elin; deki kıymetli eşyası içir böyle ma li müesseseler açılması hiç şüphesiz memleketimizin — relahı bakımın İ dan çok lüzümludur. Fakat bu işe büyük (sermayeli İzımdır. Büyük teşkilât lâzımdır. İ Mezat mahallindeki Şefkat sandı ğı mütevazi sermayeli bir müessese olduğu için pek o kadar mühim de ğildir. Fakat böyle bir müessese bu kadar geniş bir hedefle işe giri- şirse başına da o kadar büyük dert İ açmış olacaktır. Türkiyeye teşmil (ederek, halkın | yurt sâran şümul ve fay | oek aşağı düşürmemesi icap eder. dır. Bunun sebeblerinden biri, her çe- şit eşyanın modaya tabi olmasıdır. Moda mevcut oldukça biz işsiz kal- | mayız. Modası geçti diye malı bize satr yorlar. Yoksa ihtiyaç dır, Modayı kaldırmadıkça biz böy» le hareketlerden pek az o müteessir oluruz.,, Makine şefinin muhakemesi Nusret, ortada suç olmadığını iddia ediyor Bulistimal yaptığı iddiasile asliye birinci ceza mahkemesine verilen belediye makine şubesi müdürü ve temizlik işleri müdür vekili Nusre- tn duruşmasına dün başlanmıştır. Müfettişlerin yaplığı tabkikata göre, belediye altı çöp kamyonu al, mak için bir münakasa açmış, bu İ- şi üzerine alan müteahhid teslim günü geldiği halde kamyonları ver memiş ve aradan Iki ay geçtikler sonra Nusret bunlar: tesellim et . miş, Müfettişler bu hareketi suüsti - mal sayarak tahkikata baş'adıklar zaman, Nusretin, kullandığı husur' otomobili kamyon münakasasını üze rine alan Kadri Yaman şirketinden Aldığını görerek bu otomobilin ge- dikmeye karşı bir göz yınma hare. ketinin karşılığı olmasından şüphe- lenmişlerdir, Nusretin ayrica beledi ye mubesebesinden usulsüz olarak 377 lira 52 kuruş da aldığı iddia €- dilmektedir. Reis, bunlara karşı ne diyeceğini sorunca, Nusret müdafaasını şu yol da yapmıştır: — Şartnamede bir yolsuzluk ve İ banka işi olmaktan ziyade bir sam- | Şimdilik halka ne şerait ile para| aaa tir suç yoktur. Müteakhid dik veya mütevazi bir mali müesse | vereceğini bilmiyoruz. Bu Bizim i“| eym işinde gecikince, daimi enei. senin İşidir. Ama, hiç de telerriat- | şimize tesir etlecektir, ama, GENE| gan ye kamyonların 1200 lira ceza tan addolunamaz. o Gerek mumanı | bankanın veya bu işi yapan MÜ€S| ve testim alınmasına karar verdi. ev gerekse alâkalıların çokluğu iti barile hem memleket o menfaatine çok büyük neticeler verir, hem de alâkadar müessesesi maliyenin ka” zancını arttırır. Bu işlerin çok pratik bir tanzimi icap eder. Nizamname bu muştur. Ialk, istikraz edebilmek i- çin uzun zaman kaybetmiyecektir. Banka muamelâtmın müstelzim dürü Tevfik Kut dün sabah şevri muayenelerine başlanıyor olduğu bir formalite vardır ki, eğer, mize dönmüştür. Müdür, vekâletle maarif bütçesi üzerinde ve ekalliyet mektepleri hakkında temaslar yap” mıştır. Ekal'iyet makteplerindeki mual- limlerin maktu ücrete o çevrilmesi Türkkuşuna girecek ve kamplara Türkkuşuna bu sene şehrimizden | bu işlere teşmil olunsa bu neticeden 700 talebe iştirak edecektir. Türk») hiç bir fayda elde edilemez. Bu büs- kuşu kampları her vilâyette müna-| bütün ayrı bir faaliyet, ayrı bir $is- sip görülecek yerlerde açılacaktır. ştem, ayrı bir çalışma işidir, hattâ hir organizasyonu icap ettirir. Bina” iştirak edecek talebelerin muayene |enaleyh Emniyet sandığında bu iş lerine bugünden itibaren hava kuru" |için ayrı bir organizasyon hazırla” şekilde , Saldıray denizaltı gemimiz geliyor Küllandığım otomobile (o gelince, belediye lüzum oldukça dışardan ki- ra ile otomobil tutuyor ve senede İbu işe 350 lira kadar para veriyor. du. Ben valiye müracaat ederek şöyle bir teklifte bulurdum: “Ken- Almanyada inşa edilen Saldıray | di paramla bir otomobil alırsam, noktaları da gözönünde bulundür- | denizaltı gemimiz altı gün evvel) beklediği zamanlar hariç olmak şar memleketimize gelmek üzere Ki-| tle taksiye vereceğiniz parayı ba. lelden yola çıkmıştır, Geminin tec-|na verir misiniz?,, irübeleri çok muvaffakıyetli neti- Muhiddin Üstündağ bu teklifime celer vermiştir. Saldıray bir haf-| muhasebeyle görüştükten sonra mu ta içinde Ilmanımıza gelmiş ola- | vankat cevabı verdi. Avrapadaykor caktır. Gemiye burada merasimle | beğendiğim markalardan birini seç- bayrak çekilecektir. tüm. Bunun vekilliğini de tosadüfer Saldırayı Türk denizcileri ge Kadri Yaman şirketi üzerine almış, tirmektedir. tı, Arabayı taksitle 2300 liraya aj- Haliçte inşa edilmekte olan iki! dım. danizaltıdan biri de mayıs başın Para meselesine gelince, bunu İ. aca -İişi üzerinde bazı esaslar (o tesbit e iş DX » ren mürekkep Pata-| İşi ÜZeTİ i 2m e ii i ia Amiri sıfatiyle Muhiddin Üstün- idi yel diyor; Patagonca- | dilmiştir . mu rnerkezinde başlanmaktadır . — 'nacağıda pek tabiidir. da denize indirilecektir . Vi deli si tediyede usulsüz. Sak Mg MARİE PR | vü yasa orlara racidir, Ben bele. dig RA Türk, KAN Malıdır, ço” E i rfetti dilini, zürekki ; vutluğu ortadan kaldırdı, diye için otomobile sarfetliğim pa. günler de VE elm İnsan kanı konservesi Rasgele El eyi adan lk dn ceği az di ; “ : ve il “aray. nden Aciz iptidai bir . Suçlu bundan sonra, Muhiddin bizede yerlmek doğru dekdir ARİSTE, Bulvar Diderot'da ent e ii üs le ,, Baldan zehirlenmiş Üstündağın paramın verilmesini tas etiyle ri çocuğun zihni ka“ Antuan hastanesinde bir paviyon di kame Klhadrvöül SKÜDARDA Hacı Cafor mahalle. | çib eden bir müzekkereyi ve 26 say ceği aday ik yarınki gencin varmış ve burada iki yılda 15 bin hastaya A sinde oturan Allahverdi admda bi- fa utan mildafaanamesini, çöp kam- Yelin dan iple «Mİ yan nakledilerek hayatları kurtarılmış, © , Tİ Hi Üsküdar iskelesinde kutu içinde bal bu- yonları mükavelesinin bir suretini kat, iğ e Bir adama kan vermek için lâborstu. Arnavutluk hâkimiyeti Yap yemiş, fakat zehirlenmiş ve tedavi | mahkemeye vermiştir. bakaaa orun bliydönğu deyi vara, hastaneye, paviyona, bir başka ada. NADOLU Ajansı tebliğ ediyor ve editmek üzere hastahaneye kaldırılmıştır. Söz alan müddelumum!, müfet . < Socuğu, Müessese deği: | o mm bir yerine bir musluk takıp boru bağ” diyor ki; Bal tutan parmak yalar derlerdi. A. | üşlerin, Muhiddin Ustündağm ve Şocuk bırakmağa çalış) tamağa ne lüzum var anlamıyoruz? “Kont Çinne, Arnavutluk devletinin © © manı bilir misiniz, gördünüz ya, €ski çam“ © | yu mesele etrafında maltmatları My İlin, e ğ Ti b imada alir Verilmesi matlab İnsan kanı değil hâkimiyetini ihlâl eylemiyeceğini İngiltere lar arlık bardak oldu, Şimdi bal yiyem s6. | yulunanlarm şahid olarak eelbini N re ni mi? büyük elçisine katiyyen temin eylemiş, © Tuğu hastanede buluyor. ve diğer bazı evrakın getirtilmesi- azırile Jilerden, bata, Ispanya, Çin ve Arnavutluk toprakla © tir, Ama, zehirlenmemek için me yemeli? ni İstemiş, mahkeme bunları kabul 'rmakla olmaz, rından bir miktar hap şeklinde yedirmek Doğru! Bunu da bir hülik, bir de esnaf bilir, ederek davayı 22 maytsa bırakmış. Hâkimiyete elini bile sürmedi, Arna- Mim, tir, Jallah ATAÇ bu işi pek ülâ halleder