10 NİSAN — 1939 — Hayır. Mis Farren sıhkatli ve | Sağ'am vücutlu ama kolları Pettig- MEVİ öldüyen rbeyi indirecek dere- “ele küvvetli olamaz. Lâmbanm büyük bir şiddetle — vurulduğu aşi- P. Maamafih olmaz diye “iddia “tnek de doğru değil. i Mer ne ise, şimdi benim merakımı *abtik eden cihet mis Farrerin ce- $dİ yerde gördüğü vakit bu cıgara Mmaritini de farkedip alarak yan “daya atıp atmadığıdır. Sir Peterin atında şömine yanmadığına göre Kenç kızın şüpheleri uzaklaştırmak > “iyarayı oraya atması, boyalro , temizlendiği sirada bu cigara ar nin da ortadan kalkacağını be *aplamış olması, faraziyem doğru m Moy, cigarayt alıp baktı. Sonra birden: ıgaray p > Parmak izleri! Hatırıma gel Medi, siz de elimi sürmeme mani ol Madımız! Elde yeğine delil buydu. > Çok geç azizim. Bunu beni de- e, cıgarayı boyalı odanın Di 3 döğemesinden aldığım Sırada MÜşünmeliydim. Toz içinde olduğu İsi bir nevi temizlik sevki tabiisile Simle sildim. Böylece parmak izle #ini mahvettiğim için re kadar ü düğümü tahmin edersiniz. Bir yandan Doyia bakıyor, o da , Cıgarayı tetkik © ediyordu. > “Akşam postası, nda bu marka İçen kimse tanıyor musunuz? >— Evet, > Kimdir? ği Teri Vans, muharrirlerden bi- > Şayan dikkat! > Acele hüküm vermiyelim. “Ak vip Porta, gibi birçok mensubu e. dir gazetede Tinikktrides cığa” “SX İçen bir düzüne adam da bulu- Mahir. — O noktayı da aynen arasi”) 2 Simdilik söylediğiniz zata dair! Konuşalım, İsmi Teri Vans mıydı? > Evet. dp Pu adam mis Farrene âşık mr Şi niyörüm. Gazetedeki genç” Pap mis Farrene kur yaptı pin t benim bildiğime göre © HEP” | ye gis modayı tekrar ortaya çıkarmıştır. Yalnız, a'kadaş muamelesi yapıyor. > Vans yakışıklı adam zatdır? > Evet, © Hakkında fikriniz nedir? 4 Doğrusunu söylemek lâzmee kendisi dost değilim, steyhin- h dildiğim bir şey de yok. Bununi? ray günde on iki saat çalışma” Biye olduğumu bilmeden, mesleği* tamamile cahili olark son 72 larda gazeteciliğe grmeğe baz Ohün gibi gençlerden hoşlan” m da söylemek isterim. Bu Pettigrev de benim gibi dür N Öyle mi? Acaba ba fikrini Van i mi? >> Mümkündür. Geçen gün arka” | Hlarmdan birinin rivayetine göre NN €pey azarlamış. ho Yani Vans, Pettigreve kin bes" olu demek? ye Yök canım! Şaşırdınız mt siz? mi katil olduğunu ima ettiğim” damdir ? Vans asabi bir a" — , ma katil olamaz. ndaişi eki. peki, “Akşam Postası, inen, 2 Kadaşlarınızı müdafaa et Maz, kadar tahil bir hareket ola Meyiç sak vakiaları da inkâr ede Döl ayağa kalktı. Yerini Sırada inkâr edilemiyecek mp < yakla nedir biliyor musu — Nedir? — Vakiş çok giç Eetede Mk Ben yarın 8iz' 7 Peki. Sant kaçta? — Saat on bir münasip mi? May hay, < —V— Me tan on birde Furlong “Ak gitti ve gündüzleri —0— şalışan kapıcıya kendisini tanıtlı.' Gazete sahibi tarafından talimat ve- silmiş olduğu için kapıcı onu bü | yük bir hürmetle karşılıyarak ken- disine tahsis edilmiş olan odaya gö türdü: — İsmim Bullokdur efendim. Sir Peter hizmetinizde kusur gösterme: memi bilhassa emretti. Burası baş muharrit muavini M. Handleyin © | zalışacak. l Ni Hayır. B dasıdır. O muvakkaten başka yerde | sinin numara Nakleden: F. K. — Sir Peter muharrirlerle toplu bir şekilde saat kaçta Konuşur? Saat onbirde efendim. O da bunu biliyordu zaten. Peki, Onu şimdi rahatsız etmi m öyleyse... Kâtibesile konuşa" Mis Farren değil mi? Buraya “um mi efendim ? en giderim. Yazıhane kaç? — 97 numaralı oda elendim, Ko- Kapıcı gidince Furlong rahat bir | sidorun sonuna kadar gidip sağa nefes aldı. Koltuğa verleşti ve zile hademe çocuğa sordu: Yönmelisiniz. (Devami var) HABER — Akşam Postası Tenis oynarken giydiği bu çizgili pantalonla Misis Hammersley er, krikot oynarken giydikleri bu pantolonu şimdi kadmlar yor. ye YOLA N eskiden erkeklerin teniste giyi Misis Hammersley İngilterenin meşhur bir kadın tenlaçisidir. 164 du., iskala Brino, parmağının. w. cu İle bir kaç adım ötede du- ran siyah bir şekli gösterdi. Rolan yaklaştı. Arabayı, beygirleri, koşumları gözden geçirdi. İstediği gibi sağlam ol. duğunu gördü; — Alâ, tamam, — Üstad, araba ile nereye gi- deceğiz?. — Geldiğimiz yoldan tekrar Venediğe.. Şimdi atabayı çek, ve arkamdan gel. . Haydut beygirlerden birinin yularından yakaladı, Araba ha. rekete geldi. Yavaş adımlarla yürümeğe başladılar. Evvelâ Katrtet köprüsüne git- tileru Konuşmüyorlar, ikisi de mâ, nalı bir süküt içinde yürüyor- lardr. Emperyanımn sarayına yir- mi metre kala sola, dar bir 80- kağa saptılar. Bu sokakta biraz gittikten sonra tekrar bir köşe. yi döndüler, ve durdular, Sarayın arka cephesine gel- mişlerdi, Sokak tenha ve karanlıktı. Karanlık gökte tektük parla. yâni yıldızların zayıf ziyaları a- ra sıra geçen yolcuları, hayali bir gölge gibi aydınlatıyordu. Saray n içinden ise müsamere. nin gürültüleri musiki seslerine KAHRAMAN HAYDUL — Peki ama nasıl içinden çr- kacağız bu işin? Dükkâna girmek güç, hem de gece bekçisi var!. Tek göz Cimi, yamağınm bu sözüne güldü: — Sen benim şüpheli işe giriş- tiğimi hiç gördün mü? Sen şu asık suratını düzelt te benim de. diğimi dinle, Bilson ve o şeriki | ber ay muntazaman bir sandık iyi cins tabak alıyorlar. Mağazadaki ' antikaların yanımda bunlar kıy - , mmetsiz şeyler ama, bizim İşimize yarayacak.. İki gün sonra Bilso. i nun dükkânma bir sandık tabak daha teslim edilecek. Ben şimdi ta bak fabrikasma Bilsonun namına telefon edip bu ay sandığı bir haf- ta geç teslim etmelerini söyleye ceğim... — E! Sonra?. — Fakat ay başında, gene ku- yumcu dükânına bir sandık geti. kapanma saatir.de, ki sandığı erte- si günden evvel açmağa kalkma. sınlar.. Ben sandığın içinde olaca- ğım ve gete yarısı, bekçi uykuya dalınca meydana çıkıp ne kadar pırlanta, zümrüt, yakut bulursam dımiyle sandığı dükkânm içine! Gimi, birdenbire ayak sesleri işi ceplerime dolduracağım. İ — Aman ustam, bu müthiş bir plân!.. Muhakkak partiyi kazana. cağız.. Ertesi sabah, Cimi, telelonda tabak fabrikası direktörünü aradı. — Alle, ben kuyumcu Bilsonun Çalınan hırsız ! : Çeviren: İLHAN TANAR bel > rilecek., Hem de hemen dükkânın | üzeriken kapının önünde bir kam yon durdu. — Hay aksi şeytan, şimdi geç i vakit gönderecekleri yerde ya- js sabah erken gönderseydiler!.. | Gece bekçisinin ve şoförün yar naklettiler. Bilson, sandığı teslim aldığına dair bir makbuz imzala, dı.. Kamyonla beraber gelen me- müra verdi ve bekçiye sandığa İyi dikkat etmesini tembih «lerek dülkkânr kapadı, gitti. Sandığın içinde upuzun yatan adamlarındanım.. Bu ay ize gön | Cimiye saatler pek uzu geliyordu. dereceğiniz tabak sandığını bir! Hep aynı vaziyette yatmakta, bü- — Bir hafta sonra mı? Fakat, — daha dün ne kadar acele ediyor. dunuz.. Müşteri pek çabuk isti- yordu.. Ne oldu?. — öyleydi ama, kendisi bugün bize geldi. .Pek acelesi yokmuş .. — Pekâlâ! Demek şimdi bir hafta sonra teslim edeceğiz?. — Evet, evet, .Allaha ısmarla. dık, Bilşon, tam dükkânın: kapamak karışarak bir uğultu haline dışa- rıya kadar aksediyordu. Rolan basık bir kapının ö. nünde durmuştu. Bu kapının gölgesi içine sak- lanmış bir adam bekliyordu. Rolan bu adama kafif bir ses. le sordu: — Kararında düruyorsun de. gil mi?, — Evet... Siz de vağdinizi ya. pâcaksınız.. — Tabii, bin düka altını .. — Venedikten verilmek şar- tiyle.. — Tamam.. Şimdi bize gö. türeceğin yere kadar rehberlik San- Hepsinden müşkülü uyku İle i mücadele etmekti. Uykuya dalıp ta borlarsa diye pek korkuyordu .. Gece bekçisinin de uyumağa hiç niyeti yok gibiydi. Ciminin za- ten gerilen asabını büsbütün çile- den çıkaran bir şarkı mısıldana. rak düküânda dolaşıyordu. Nihâyet bekçinin şarkısı kesil- Gi, Şimdi dükkânda çıt yoktu.. Ci- KAHRAMAN ile odanm içinde dolaş'yordu . Ara sıra boğuzına kadar çıkan hıçkırığı güç zaptediyor, gözle. rinden ateş fışkırıyordu. Kor- kunç bir sesle devam etti: — Biliyor musunuz ki bu a- dam babanıza karşı yapılan korkunç cinayetin en büyük â- millerindendir. Rolan susuyordu, Fakat vü cudunda soğuk bir ürperme duy du, Iskala Brino devamla: — Gene biliyor musunuz ki bu adam babanızın cellâdı ol. duktan başka annenizin en müt- hiş bir ölümle, açlık ve sefalet rette olan bu çocuk, yani benim evlâdım, benim kızıma. . medi. Bir iskemlenin üzerine çöktü. Başını elleri içine alarak hıçkırmağa başladı. omuzu Üzerine koydu. vaş söze başladı; dum: . nim kızımın katili olan bu ada. mi fosforlu saatine bakt; yarısı! . Yavaşçs sandığın kapağını kal dırdı: Bekçi, tam önünde o bit sandalyede uykuya dalmıştı. Ha. fif hafif horladığı duyuluyordu . Cimi bekçinin uykusunun bil raz deha derinleşmesi işin on dâ kika kadar beklemeğe karar ver) di. Sonra rahatça işini görebilir. di, Gece Tekrar sandığın içine uzana!l dince, evvelâ bekçinin uyandığı İ nı sandı. Fakat sonra, ayak sesle ri çoğaldı ve alçak sesle konuşm lar duyuldu. Dükkânın içinde & İ reyan eden hâtliseyi anlamak içi! tekrar kapağı kaldırımağa cesare &lemedi ve birden sandığın yerin den kaldırıldığını hisedince hay. ret ve korkusu bir kat daha arttı | Ciminin haberi olmadan, ku yumcu dükkânında garip hi ler oluyordu. Döşeme tahtasındaki gizli bi kapak açılarak üç maskeli âdanl içeri girmişti. İçlerinden biri pal buçsuz âyakalrının ucuna basaral eterli bir havluyu uyuyan bekçi nin yüzüne kapatmıştı. Bekçi uy kudan açılmadan bayılarak yer yuvarlanınca, ikisi sandığı çel meğe ve arkadaşlarının bekçi: | som aldığı anahtarla açtı (Lâtjen sayfayı çeviriniz)| ise HAYDUD 161 İskala Brino fazla devam ede- Rolan yanına yaklaştı. Elini İskala Brino başını kaldırdı. Rolan sadece: — Devam et.. Dedi. iskala Brino yavaş ya. — Şunu söylemek istiyor Babanızın, annenizin ve be- et. Sonra gel, burada arabanın başında bekle, .Beygirleri mu- halaza et. — Başüstüne omonsenyör ... Lütfen beni takip ediniz. Bu adam Emperyanm uşak. İarından biriydi. Kapıdan girdi. Dik bir merdivenden çikti, Reolan ve İskala Erino da ar- kaşından takip ediyorlardı. Bir takım koridorlardan geç. tiler. Tekrar bir merdivenden inerek bir meş'ale ile aydınlatıl- mış ufak bir aralıkta bulurdu. Jar. Bu aralıkta üç kapı vardı, Uşak bu kapılar hakkırtla iza“ hat verdi! — Burat sinyoranın Oğe#t, burası salondur. içinde zavallıyı inlettikten son. ta bununla da kanaat etmiye- rek ve sizin ölmüş olduğunuzu söylemek suretiyle öldürdü. iskala Brino mihaniki ve gayri ihtiyari bir hareketle elini ma- sanm Üzerinde dura bir şam dana uzatmış ve bu şamdanı 2. vucu içinde balmumu imiş gibi sıkmağa, yamrı yumru etmeğe başlamıştı. — Siz onun yüzünden ıstırap çektiniz. Onun yüzünden Zzın- danlarda, korkunç kuyularda inlediniz.. O benim kızımı çal- dı. Arkasından tıpkı bir canavar gibi koştu.. Ve bu yavru, ma. sum, saf vücud, . zalim cellâtları bile merhamete getirecek kud- kence ile mı ben ölüme mahküm ettim, Bu gece, bü iki ellerimle onun cezasını Vereceğim., — Hayır! Bunu yapmıyacak- sın, İskala Brino!, . / — Hayır m:?. Ne demek İsti- yorsunuüz?, — Çünkü bahsettiğin bu a. dam öyle basit bir tarzda ölme- ge lâyik değildir. Zalim ve ka” til ruhuna şeref verecek bir iş. ölmesi Lizımdır. — Ona nasıl bir işkence yap- mak istiyorsunuz? Rolanm dudakları üzerinde zehirli ve müthiş bir tebessüm daha belirdi. İskala Brine hu tebessümü gördü. o Tüyleri di | ken diken oldu.