ROMANI: 19 HABER'İN TARİHİ Yazan: Muzaffer Muhilttin Niçin şeyhin kızını almasın, neden , onunla bir aile yor Saltık. Ne yapmalı diye düm, Dündarla da görüştüm, Ar- tik biraile kurabilecek vaziyet- teyim, (Mal) 1 mes'ud edebili ve o beni mesud eder sanırım, ve tensib edeceğin dostlar şi gidip bana ondan İinkkm emri, pey- gamberin kavli niz. Aman dikkat güce düşün- ledi, ama, onun da anlamadığını gö rüp sustu, İki gence çöken derin, fakat tat- k bir hüzün, önline geçilmez bir aş- kin tezahürleri oldu. Osman ve sonradan iltihak eden Saltık ve diğer arkadaşları dönü - en ale kizini İnleb ei ediniz, dir- kuramasın ? | Halk arasındaki gölret ve mev-! cekti, eğer göçse, Fakişehir hâkimi elliden Basil kurtula cak bu zalim Ösmanın öğu veçhile hakan Os-) bir halt edemezdi, la pe. derecesinde bilirdi? An Şeyh o kadar istiğraka dalmış, © kadar zebun ve perişan hale düş- müştü ki, $ ribirine bakarak i sözünü ke- Alpın hayret ettiler, yh birdenbire ne oluvermişli? | — Naml endişe? Hiç İher şeyi tem bir yurdunda | 10 yi — 1939 NİSAN İntihar etmeğe hazırlanan medeniyet! Amerikalı bir statistik meraklısı oturmuş ve üşenmeden İ* sap ederek bütün dünyanın ibret alması lâzr gelen bir neticeye vi” miş: Medeni milletler her gün silâhlanma masrafı ola lira harçamaktadırlar, Diğer taraftan dünyada çalışmağa kabil li on kişiden üçü silâh imali için çalışmaktadır. Geri kişiden ikisi işsizdir, yani yaşa, kalan ak hakkından mahrümi bira! Bu hesaba göre dünyada her on kişiden üçü, diğeri uğruna çalıştırılmaktadır. Yirminci asır medeniyetine diyecek yok değil mi?, yorlar, Osman ayrılırken şeyhe söyle - mişti — Size mülküm açıktır. Bekliyo- ruz. Şeyh bu sözdeki fhtarı da anla- maştı. ne uğramamak için sirtik İlburnunu ebediyyen terke lüzum olduğunda şüphe yoktu ve mitekim sonr, şeyh ve ailesi, eşyasını ve cmvalini alarak Osman Ülkesine göç ettiler, Fakat bu hi yie Eskişehir hâkimi ehemmiyetli bir rekabet aktip. h Ede- ni yurdu içinde geçiriyor, ye: hissettirmeden onu peneo- reden karşılıyan (Mal) 1 seyredi- yor ve bu onun tesellisi oluyo: Artık bu Iş böyle süremezdi. Os . man i dayanamı İşine, gücü, ne ba kâdi teskil ediyor- tin başı ve ha- kat değildi, mev. serveti, ihtişamı ve her labildiği saatlerini şe; a bir sile kuramasın? » en çok sevdiği kardeşi Dün dara açtı. Dündar: — Ne duruyorsun, demişti, Git ve birini gönder ve iste, Verir ve- ermez, Sen de vaziyetini bilir- Senin gibi büyük işler başm- bir hakan için kadm me. bir dava olmamak ge - işlerin yüz üstüne duru - Osman, kardeşinin de bu nokta mazarı teyid etiğini görünce Saltığı gağırttı: — Saltıkalp, dedi, Senden bir gey kini alamı — Sen her geye şahidsin. Benim şeyhin kızı ile aramdaki münaeebe. tin ilerlediğini de belki biliyorsun veya tahmin ediyorsun? — Evet. — Bu sevgi beni dumura uğrati- HABER'in Edebi Romanı ir mektep hocası kürsüsüne bem ziyen, yazıhar en çoktan kalk-| ir odaya çeki- lip, demir karyola. uzanmışiı, Biraz evvel, burada oturup, toru” ır ine ağlay'an ihti; talarda yoktu, Oda dıvarının kenara konulmuş Eskişehir hâkiminin zulmü -| iki gün) İ memeğe bakınız ve reddederse & sakın hissiyatınıza kapılmayın ii hakanının bu emri ni zaten beklemiyor değildi, — Ben, dedi kız olsaydım haka- nım, seni isterdim, deği ki beni is temeni beklemek. Osman gülerek Saltığı okşadr. | — Teşekkür ederim Saltık, dedi Fakat bir kız veya bir kiz babası büsbütün başka türlü teem, bilir. Saltık ve dört arkadaş istişare ettiler ve manidar hedi . yeler tenfin edip burlaria birlikte şeyh Edebaliye gittiler. Şey dean beş arkadaşı odaya sildi. Ko - nuştular, Saltık ilk söz6 başlıyan ol du, — Muhterem şeyhim, size mühim r meseleden bahsetm: duk. Bu iş haka talebini arz içindir. Şeyh Edebali birdenbire bir gey anlamamıştı, ül ede- muş, ama, epeyce de endişelenmiş. ti, Kendisinin son zamanlarda, baik arasmdaki mövkl ke üyesi olabilirdi, Tari kerrilr değil miydi? Gıyaseddini Keyhüsreyi | saninin baba İlyasla Bahalleri cami içinde kılıçtan geçirmesi hâdisesinin henüz dumanı üstü i. Olsbilirdi ya, Osmanı da düşmanları bir «davete sevkedebilirdi, Böyleen gü zide kumandanları ile şeyhe bir tek li£ veya bir taleple bulunması bag- kaca nasıl izah olunabilirdi? aahaza Saltık çeyhin endişesini fik bulmuştü: — Hayir, yeyhim. Endişeyi mucib , Bilâkis belki memle. ket için olduğu nispetle siz geyh İ- çin de faydalı bir hâdise olacaklır, Osman € Daima sizin ors merhüm ve mağlfur Brtuğrul gezi han tarafından yegâne miras Gost olarak intikel ettiğinizden bah iz dmizdır. sederek sizi hürmet ve tazimie Ya. deder. , tahta sıra boştu. Doktorla nm ortasında ayakla duru” | yorlardı. Doktor sigarasını ağır, & iç Birden Fatin usta kendisine de aykırı ve yabancı gelen bir sesle: — Öldü mü doktor bey? Diye sordu, Doktor siza | ti, Yorgun, yorgun gülümseği — Yok canım daha bir şey yo Ameliyat iyi geçti sol kolunu feda ettik. Sol kolunu feda etmişlerdi öyle İmi? Fatin usta İki koluy! ekmeği Kazanan bir insandı. Bunun için İbir kolun kayboluşunun pasl bir felâket olduğunu pek iyi anlıyor du. Bütün vücudile irkildi. | tutamadığı için çok rkin bir küfür vurdu m heniz, bir gey , tini hatrıladı. toplanıp | h Edebali, kendisini ziyaret e- İği fe elçi ol -| z Osmanm bir — Bir iradeleri mi var? diye sor-| üş ve dorbal söylemeği muvs-| Kendini | mucib endişesi v derdi olur mu? Hakar kerimeniz (Mal) malr ol - — Olur ve oldu şeyhim. man, kça rahat ve bu seih, hat şuuru #whtel bir. halde zim terenn kerimeniz (Mal) : Ju 1 bulup yaT Lütfe a Osmanda mliki m hizmeti görsün! Şeyh Edebali işte asıl şimdi fens vaziyete düşmüş buluuuyo İhayet istiyen Eskişehir kâkimi de rk hakanı Osmandı. Filhaki- niz buyurun, let b (Mal) tona v di, batlâ babası Ert nüştü, ama, hğlâ Os üv olduğuna kani imdi ne yapacaktı? Red- u diyardanda m sabamız, 2 —- Hayvan Marın iç aksamı » kadar, 3 — Krsır İk * dünya, 4 -* Bilmekteni bilgin, 5 — Tozlu, toprekli, pis * i, 6 — Hisse * şöhret, 7 (bi * muntazam olmıyan harp kuvveti, 9 — Mühür basmak için kullanılan mürekkep kutusu, 10 — Şart edatı (muhaflef) * su - damarlarımızın içindeki, Onlar şeyhia bu talebi (süratle ve tehal edeceğini nmuşlardı. Halt kalbinden bışek yemiş biri gibi gi tikçe kendi üzerine yıkil si soluyor, gözleri ferini kaybedi -| yor, bir acalb ve endişeli hal alı - kle (okabul | yordu. | İ Saltık hakikaten müdebbir adam. di nihayet böyle olmasaydı za- ten onu Osman hiç Söyle bir emri mühlmme memur eder miydi? — Şeyh efendi, dedi. Şeyh efen- Şeyh biraz geç duyabilmiş, kafa- smt kaldirip baktığı zaman gözle - rinde ıslaklık gören elçiler büs - bütün telâşa düşmüştü. — Buyurun, dedi, Bir gey daha| mt #öyliyeceksin (Devamı var) (1) Osmanlı tarihi, sayfa 578. Yukardan aşağı: çük * kitap. sahi bir Sögimli 3 —Azlık,4 — As yanın yaylalarından > İngilte- rede bir kamara adı, 5 — Hümmalı, * zimnen, & — Şahsi, 7 — Beyg dükkânların ve evlerin dışarıya te vecdih dam kısmı, 8 — Bir kasa bamız, 9 — Kokular, 10 — Kati - 4) İ>izğiğoi»| İsizimalmirle İ>ioJ-İri-je ği img) — iz») İzj->İz| or, ben-| Bazılarının ahlâki düşü an bahsetmek doğru deği tinden &vvel bir merak ve tec verebilir, Amerikalılar böyle düşünm sak olmadığı gibi Visconsin ü: “aşka ve evlenmiye hazırlık kı Bu tedrisatta” izi üniversitesinle aynı şekilde ku “Aşk dersi de olur mu?,, demeyi: talebe olabilir!, Büyük devletler arasında 3 diyor. Almanların (Bismark) Fr rışın mah; hesap etmiş: kürekçi lâzım gelecekti?. Cevap: Bir tek zırhk için caktıl. « sebebi görünmez de Maryon Davisin nında hattâ isminin mevzuu bah. solmasma tahatnmül edemez. A- ralarmndaki düşmanlık sırf mesle. ki hasetten doğmuştur. Norma Şerer onunla yanyana localarda bulunmamak, ona selâm vermeğe mecbur olmamak için lo- casını başka tarafa nakletmiştir. Ve o gündenberi onunla selâm. laşıp, görüşmemiştir bile, Beyaz perdede (gördüğümüz (Baştarafı ' incide) lerek toplanmış taşlardan vücuda öglen âbidenin bulunduğu büyük meydanda toplanıyordu. 1918 senesinde yapılmış olan bu Abide her gün önünde birtektm si yasi toplantılara şahid oluyor. İs. tiklâl harbi malülleri koltuk değ 35 bin tonluk zırhlılar kalyonlar devrinde yapılsaydı, b kürek kuvvetiyle yürütmeğe mecburiyet hasıl olacağına göre ki$ 100 Siy neklerine dayansruk meydanda top | Mekteplerde ğa dersleri mekteplerde çocuklari bu bahis üzerinde vak essüs uyandırarak fena netice” iyorlar. Mekteplerde bu bahis yi” niversitesinde sekiz senederbefi ursları,, devam etmektedir. AİR Amerikanın 250 rılar açılmasına karar verilmişti” n7. Aşk hususunda insan her yaşti wnsış ölmalr ki Zırhlılar kürekle Işleseydil! 5 bin tonluk zırhik yarışı devam © ansızların (Rişliyö) zırhlıları bu 78 eridir. Bu münasebetle bir meraklı . tabii Amerikali” ar milyon insan kolu, yani bir buçuk milyon kürekçi! Fakat bunları da gemiye sığdırmak kabil olmıya" Holivufta en büyük geçimsizlik aşktır ! (e mes'ut zannettiğimiz ye) rar mda mütemadi Dili Gücüdeli ve düşmanlık havai içinde yuvarlanmaktadır. Ve bugünü mevkilerini (bö kıskançlıklar yüzünden kaybdd€” mek endişesiyle tirtir titremek” | tedirler. Hayatta hiç bir şey uzaktan göründüğü kadar güzel ve parlak değildir. Bu güzel başların içinde haset gibi, kıskançlık gibi kötü duygular, iyi duygulardan dahâ çoktur. ahlılar lanıyorlar. Boyunlarmân Vilnonur 1920 senesinde Polonyalılar tara - $*mâan işgalinin hatırasına işnret © İarak birer krep boyunbağı taşıyor" lar. Fakat bügün Litvanyalılar bu 89 ki acılarını unutmuşa benziyorlar” Artik matemlerinin mevzuu değiş - miştir, SAZAN EZ a. ENA GRE SEA A A AMR konuşuyo — Ameliyat iyi oldu. Fakat çocuk | buraya gelinceye kadar müthiş kan! kaybetmiş zaalı var, ki kurtulur. Fakat ona kanı” nı verecek kimse bulamadık. Eli- |mizin altında iki ki isi de kan vermişler yatıyorlar. kia , kan nakli de yüzde yüz ümit veri ci değil lu Yalnız çocuğun | Kan vermek, kendi kanını bir baş dedi, İmkânı yok., Bir ev geçindiri- kasını kurtarmak için (eda etmek.' Halk bir şey olduğu kanaati vardır. Basit bir halk çocuğu olan Fatin usta Me duhun hayatından artık smek icap ettiğini düşün dü. Doktor bey desene ki hiç ümit i. Kendi Birdenbire alnını ulak, ufak ter' Ee taneleri kaplamıs, âdeta safrası dön ha çekmişti. Kirk 3 yaşını geçkin İşİle e moli nü dikkatle si iii Onun bu kadar müteheyyiç oldu-! değildir. Y ari birkaç gün yatmak , ama gençtir, nasıl olsa kendini kur- asında, bunun pek tehlikeli | veremem. Hayatıma bir zararı ol- | maasa bile iki gi , Kurtarmak kadar yüksek ten insanı menedecek sebebler olma (7 Fatin Bunu anlamayan doktor, durmadan la verebileceği muhtemel bütün fe-(tarmış malıklar zail olur. Esaten yüzde yüz| bir fayda olsaydı, bir çaresine ba! kardık. Fakat ümüt o kadar küçük' ki,. Fakat çocuğun akrabasından ve di kanını vermeğe razı olsa... Mese lâ siz!.. Ümit pek hafif de olsa ge ne ümittir . Fatin usta kendisini bile utandır ran samimi bir telâşla: — Aman paşam. Ben yapamam, | : yorum, Onu kurtarayım diye kan i sırtüstü yatmam çoluk çocuk evde aç kalır!.. Malüm ya biz çalışırsak ekmek yeriz; günü gününe yaşarız! Bu mazeretlerin, bir insan canı r hâreket #ımı kendi de anlıyordu. Fakat Bir gnası var. Hastadır sayılır, Fakat bana bir hal olursa, arkada bir hamile karı, üç k yetim, bir yatalak anne bira” İ karım, Doktor bu kadar iri, yarı olduğu, müztarip" Kalb bitkin, eğer ona kan verebil- | ya tamdıklarından biri hemen şim | bu kadar kahraman yapılı ve tavır” kanını vermekten bu kadar bu adama, bir başka insan menin o kadar büyük bir tehlikesi olmadığını, kan veren insanın an ak kan verdikten sonra o da ih Yaten bir iki gün yatıp istirahat e! mesinin doğru bulunduğunu sö Tedi. : Fakat Fa ısta âdeta kendi müdafaa ediyor, kendisinden istenil | miyen bir şeyden korunmağa çaba- Iryordu. — Ben bir iki gün değil, bir iki yoldas ş yüzüsl ü gününe tedarik ediyorum. | BLUE onu da a ban usta çek ul hafta tezli * bitmez. O'ümaz — lerar etmiyorum, dedi. Telâ$ etmeyiniz. Esasen siz kanınızı ve” meğe belki razı olsanız da, sizi kanımızın, onun bar nina UYUp 9 li dığının, mü: ü $ kant, herkese uymaz, Bi i mizin ona nakledilmesine mekle parasının bir meteliği ü: ün ttriyen bir hass gibi oluvermi; Bunu anlayarak utanıyordu. Fakat buna rağmen şimdiye kadar vüc&” dunda bulunduğunu, damarlarındı cevelân ettiğini oGüşünmediği bö kırmızı mayiin nazarında maşıl rü" li bir krymet kesbettiğini hayret) mukavemet pr cek, onu yenemiyecek Okadar olduğunu anl; VE küli klar (Devamı var)