Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ABER İN TARİHİ Sadık Alp elindeki kanlı kelleyi Ertuğrulun ayaklarına doğru fırlattı Saltıkalp —Ertuğrulun omuzla . rımdan öperek fırladı. Çok geçme- den bir süvari kuvveti Karahisarı Sahib yoluna düzüldü, Zaten Ertuğrul orduları dalma seferber haldeydiler, Harb bitmezdi ki atlarından insinler. Ertüğrul Sülmüş çavuşa, Kara . tekeye, Şeyh Mahmuda da civar ka sabalara akmlar yapmalarını söy- lemiş ve neticelerini sultan Alâdd- - din huzurunda beklediğini bildir. mişti. Artık Alâeddin ölüyor. Selçuk hükümetinin bu namlı ve büyük sultanı hayata gözlerini kapamak — Ülzere, Muhakkak ki koca Selçuk salta- natı da bu büyük hükümdarmın ar- kasmdan göç edecekti, Bir daha böyle bir hakanm gelmesine imkân mı vardı? Netekim yerine geçecek Giyaset. tin Keyhüsrevi sani bir hükümdar olmaktan ziyade belki bir davar| — gobanı olabilirdi, ——— Ertuğrul, sulan Alâeddin yanm. |da kaldığı müddetçe sultana, ec - - dadmm kahramanlık hikâyelerini |— anlatmış ve sultana biraz daha ya- şamak İhtirasını telkin edebilmiş - ve belki artık ebediyyen kapana - cak büyük gözlere bir müddet da. ha ışık, can ve hayat verebilmişti, | Alğâeddin ancak krpırdama kudre I; tini bulduğu dudaklarmı oynatarak ; Ertuğrulun kulağımnt yaklaştırmak Buretile işitebileceği şu sözleri söy. — Tüyordü: l — Ertuğru! bey, benden sonra- kilerin bu büyük saltanatı idame >_ edemiyeceklerinden - havf — ederim. - Fakat bir tesellim var, bu toprak- ğ tan senin idarende yeni bir salta- - nat doğacaktır. Buna imanım var. -Dünya umuru ile devlet umuru. — nu karıştırmayıp kendini milletine - Bultan Alâeddin sözünlü bitirme. “den kapı açıldı ve Saltık Alp elin. E; deki kanlı kelleyi Ertuğrulun ayak - larma doğru fırlatarak: — — İşte hakanım, dedi, İrade et- tiğin Alşer! »ı* Ve bunu lezzetle seyreden Alâ- ' eddinin gözleri, evlâdmdan çok so- /— vip kalbine bastığı Ertuğrulun ku. _çeağmdı ebediyyen kapandı. Sultan Alâecddini Keykubadı ev . . val öldü ve yerine Gryaseddini Key E .hüsı-evı sani halef oldu. — Mogollar, bu ölümle sanki diri). - diler. Sanki üzerlerinden onları ha- | :eketlerlnden meneden kâbus kalk ABER in Edabi anam Rebeka bir kahkaha daha attı: K— Az mı gördün? — Beğenmedin ni? Babanm kasasında yarısı ka; bir para var mı? — Babamı rahat Hirak dedi. Ba- bam askermiş, Hiç askerin karası o- r mu? : 'Leylâ hep pencereden — dışarıya bak k sordu: 'Ada ((ı. | ' ae M ROMANI : 13 mış gibi birdenbire Selçuk toprak- larma saldırdılar, Fakat artık Ertuğrul bir kenara çekilmişti. Yalnız Alâeddinin ma - temine ağlıyarak devlet umur ve işlerine karışmamıştı. Gıyaseddini Keyhüsrev, Selçuk tarihine bir bed tali getirmişti. Osmanlı müverrih . leri, Ertuğrulun Alâeddinden son. ra devlet işlerine karışmadığmı ve hattâ “Sultan Alâeddinin irtihalini müteakip Selçukilerle olan rabrta. sını kat'a teşebblüs eden Karaca - hisar Tekfurunun şu küstahlığını yeni hükümdara arza lüzum görme. diğini (1),, yazmışlar, ama, bir se- beb göstermemişlerdir. Halbuki Ertuğrul kendisine at fedilen bir yüz karası hâdiseden Ürkerek artık Selçukilerle herhan. bu Selçuki hükümdarlığımın, altm- dan bir küp çekilmiş yığım gibi bir- denbire yıkılrıp mahvolmasma se - beb olmuştu. Mogolların akınları şark mem . leketleri ahalisinin fevç fevç göç etmelerine sebeb oluyordu. Alâecd. dini Keykubadı evvel bir gün Er - tuğrulu davet ederek sormuştu: — Meoşayihi sofiyeden Baba İlya- sı Horasani, bendegânı ile Çatta postneşin olmak diler, ne dersin? Ertuğrul, Baballer denilen bu yeni mültecilere Selçuk sultanlığı içinde bir yer verilmesini hoş gör- müş ve böylece baba İlyas Amasya nahiyelerinden Çatta yer tutmuş, tu, Fakat baba Tiyas, yalnız bir mutasavvıf değil, ayni zamanda kurt bin relsti. Her gün biraz daha katmerleş, tirdiği şöhreti etrafma binlerce ka. dmlr, erkekli, çoluk çocuklu bir ce- maat toplamağa muvaffak — olmuş ve korkulu bir mahiyet ve —mevki almıştı. Sultan Alâeddini Keykubadım ve fatmdan sonra yerine geçen Gıya - seddin, Baba İlyasm bu şevketini, sultanlık içinde sultanlık gibi te - lâkki etmiş ve Ertuğrulu çağıra . rak: — Buü mel'unların izalel vücudu. na ikdam gerek demiş, fakat, Er. tuğruldan muvafakat yüzü görme - yince, Ertuğrula da bir düşmanlık beslemiş ve nihayet kendi İşini ken di görmüştü. Ama, işte bu mesele, bütün bir İmparatorluğun kendi Üzerine yı - kılmasına sebeb olacak bir , netice vermiş, Mogollarm önüne Ertuğ - rulun geçmemesine sebeb olmuş ve — Onun babasınım işi neymiş? Eleni onlar hakkında çok iyi ma- lümata sahipti. ' — Onün babası büyük zengin! Büyük iş adamı! Bizim Yorgo söy- lüyor. Borsada kral gibi — bir şey! Nerede çok para getiren iş var o i- çinde. Maden işi, kömür petrol işi, büyük inşaatlar, demiryolu müteah hitliği falan flan hepsi, hepsi onda' çok zengin adam. de büyük bir huzur duyuyordu. İşte o zengin babasının milyonları yok- tu, yoktu âama işte en sevdiği insarn orada çalıştığı binanm karşısındak! kaldırım üzerinde saatlerce duruyor du, Kendisini bekliyordu. — Belki bu | kadar saat sadece ona işi bulunduğu nu ve birkaç aya kadar evlenmele- rine hiç bir mani kalmadığını müj- delemek için oradan ayrılamıyordu İş bulmaktan duyduğu — sevine biran evvel ona habher vermek içir sabıttızlık içindeydi. Zaten aylardır süren bu işsizlikte onuün en büyük üzüntüsü ve endişe- İ 5 gi bir rahrtadan uzak kalmıştı. Ve | Leylâ pencereden bakarken için | 4-NİSAN — 1939 HABER — Akşam Postası o. .. Yazan: nihayet Gıyaseddinin elindeki salta nat da berhava olmuştu. Hayrullah efendi tarihinde oku . yoruz: “Memaliki Ruma gelip Amasya nevahisinde Çat nam mahalde post. neşin oldukları halde pek çok ta- raftar peyda etmişlerdi. Çünkü sul- tan Gıyaseddini Keyhüsrevi sani halktan ve Ümeradan daima emin olmayıp babayilerin evan ve ensarı tekessür ettikçe rahat ve huzuru münselib olmuştu, Bu halde Tatar- ların hücumu İile dahi mema. liki paz dei hasar olmakla babayi. ler taraftarı çoğalıp hükümet ve e. maret hususunda bazı mertebe kılü -| kal tekevvün eylediğinden Gryased. dini Keyhüsrevi sani bu maddede yalnız rüesayı asakire malümat ve- rip âhadı nastan haff olarak alel- gafle Çat kasabasma hücum iİle cu- ma günü halk camliişerifte iken eümlesini telef ettirdiler.., Ertuğrul böyle namerdane hare. tetten hoşlanır bir hakan, bir bey değildi. Filhakika baba İlyasım kır. dığı ceviz bini aşmıştı, ama, niha. yet kendisine yola girmesi ihtar o- lunur ve kabul eylemeyince merda- ne savaş yapılıp mazarrat izale edi- Jirdi. Gıyaseddin, Ertuğrulun bu tavsi. yesini kabul etmiyerek, tarihte mis li az görülmüş böyle —honharane bir harekete kalkışmca ve bilhassa bu hâdiseyi Ertuğrula atfedin. ne (2) ve hele baba İlyasım istima. nmma mukabil kendisini sokaklarda sürükletip feci bir şekilde kafletti- Fince, artık Ertuğrul! Selçuk sulta- nma karşı bir iğbirar duymuş ve yine tab'ma yakışmıyan küçüklük - lere tenezzül ederek bir şey yap . mamış, ama, işlere de elini sürme. mişti. Gıyaseddin, Mogol — akmlarmın karşısıma, kendisinden hoşnut olmı. yan Selçuk ordusuyla geçmek İste- miş, fakat perişan olup, askeri da- Şılmış, kendisi başımnı güç kurtara- bilmişti. Bu hezimet Selçuk sultan. liğimnm nammı yerlere serdi ve Mo. gollar tahakküm ve — tasallütlarmı arttırarak hemen bütün Selçuk Ül . bölerini ellerine geçirdiler, Ertuğrul Gazi de ihtiyarlıyor. Oğulları Osman, Saver, Gündüz herbiri ayrı bir küdret olmağa baş- ladılar. Maoğollar akımlarını uc memleket- lerine vardıramadılar, Karşilarında bir ergene gibi duran Türk oğulla- rinin bir neferini bile yerinden oy. si Leylâ ile evlenememek — felâketi olmamış mıydı? Leylâ: — Biz gene halimize şükredelim. Dedi. Bünü söylerken kalbi kendi talijine karşı memnuniyet ve — şük- ranla doluydu. Bir adam seviyor, onun tarafından seviliyordu. Rebelka: — Niçin halimize şükredelim? Diye sordu: — Öyle ya! Hiç olmazsa güzeliz, 'Tiç olmazsa evlendiğimiz zaman bi- zi alan adamın paramızı değil biz! sevdiğine inanabiliriz hiç olmazsa.. Nimet arkadaşlarının sözünü kes- tiz — Hiç olmazsa başkaları evlene- sekler, düğün yapıp eğlenecekler safa sürecekler diye biz iki üç gec: uykusuz kalırız da hem de - fazle tündelik almayız. O zenginler Av: rupadan çeyizlerini — getirirler, Bir hiç olmazsa evlenirken iki don bir tömlek yapacak para — bulamayız. Çuzum sen bugün ne saçmalar söy Tiyorsun, Hem de hepimiz çalışır- ken sen ne diye pencerenin önünde duruyorsun? Muzatf'fer Muhittin natmağa muktedir olamıyan Mo . göllar, böyle çetin bir hududu zor. liyarak başlarına belâ almaktan ürktüler. Ertüğrul da artık teessils etmek Nışanlısımn yüzünü kasten mi yakmış ? Bir delikanlı, güzelliğini bozduğu için muhakeme ediliyor | Londra mahkemelerinden birin. de halkın merakla takip ettiği bir dava görülüyor: Bir kız nişanlısını: dökerek beni sakat hbrraktı,, diye dava etmekte, Nişanlısı ise: “Ben ilâcı yüzü yara olsun diye dökme . dim, kazara döküldü., demektedir. Hâdise şöyle olmuştur: "“Yüzüme ilâç üzere yeni bir siyasete — başlamış, Selçuk hükümdarlığının —İnkırazmı görerek bu memleketleri kendine yurd etmek iİcabını düşünmüş ve evlâtlarını bu fikre sevketmişti, Bu aralık Ertuğrul'yeni hüküm- dar sultan Gryaseddini Keyhüsrevil salisle de bir anlaşma imkântı ara- miştı, Üc memleketlerini büyütmek İ- çin Bizans imparatorluğunun ara . zisine tecavüzler yapan —Ertuğru. lun önüne kuvvetle, kudretle, silâh. la, orduyla geçemeyeceğini eden Bizans imparatoru, Selçuk hükümdarı Giyaseddini Keyhüsrevi Salisten, Ertuğrul harekâtının men ini iltimas etmişti. İşte Ertuğrul bu fırsatı, yeni bir anlaşma zemnine intikal ettirebil - miş olmak iİçin, teftişe çıkan Sel - çuk hükümdarmı Söğüd hududların da istikbal etti ve hediyeler verip oğullarından Gündüzü de hizmetine takdim etti. (C) Cihannüma, İbnikemal tari. hi. (2) Hayrullah efendi tarihi. idrak ı Fredrik Con, 28 yaşında bir şo- fördür. Mis Akonli de 25 yaşların- da güzelce bir kız. Bunlar uzun zamandanberi biribirlerini tanıyor - larmış. Geçen sene nişanlanmışlar ve kız, mütemadiyen: — Evlenelim, dediği halde n.işan. hsı: — Daha vakit var, biraz daha bekliyelim, diye savsaklamıştı. Nihayet bundan bir ay kadar ev. vel kavga ediyorlar ve bozuşup ay- rilryorlar, Fakat, aradan birkaç gün geç - tikten sonra Fredrik Con kızm evi- ne gitmiş: — Gel barışalrmm, demiş, Ben sensiz edemem, Fakat kız bu sefer kendini naza çekiyor: — Olmaz, diyor, Ben artık baş- kasını seviyorum. Seninle evlene. mem, Bu sefer “evlenelim” diye oğlan kıza ısrar etmeye başlıyor. Kız da aksilikte devam ediyor. Nihayet şo för: — Barışmıyacak olursan hem ge ni, hem de kendimi öldürürüm, di. ye tehdide başlİryor. Çapraz eğlence : v o36 5 67EBS io' S00 0N w - Bugünkü bulmacamız Yukardan aşağı: 1 — Vilâyetin en büyük mülkiye memuru - bir Fransız muharriri, 2 — İmanı olmryan - Köpek, 3 — Kuş gıdası - çevirme, 4 — Bir nevi temizleyici nesne, * çıkan av, 5 — Misirin nehri, 6 — Bir şairimizin adı - dahili, 7 — Bir kadın adı, 8 — Rakseden kadın, 9 — Bir opera - arkaya giyilen bir nesne, 10 — Bir edat - bir erkek adı - Mısırlıların güneş mabudu, İşe daldığı için demindenberi kız- 'arın lâkırdılarını — dinlemiyen ve leylânın pencerenin önünde oluşunu 'arketmiyen kalfayı bu söz ikaz et- ti — Orada ne yapıyorsun Leylâ? İşin bitti mi? O, elektrik ütüsünü eline alarak: — Ütüyü hazırlıyorum! Dedi. Ve pencereden bir kere da- ha baktıktan sonra ütü — masasın? vaklaştı. Rebehkanın işi bitmişti. şil tüllerden ayırdı: — Oh diyordu. Oh! kurtuldum. Ağavni son dikişi beklemekle mer Tuldü Fakat Eleni ve Nimet ondan awvel işi bitirmiştiler. Agavni ayağ* 'çalktığı zaman şişman ayaklarınır ığuştuğunu hissediyordu. Elini ye- Kalfa şimdi kocaman tül yığını: or, tek başına kucağına almıştı. Be indeki çiçeği takıyordu. Ve Leylâ ütünün ısınıp, ısınma lığını anlamak için iki de bir demi- ' yanağına yaklaştırıyordu, Demi- *in kızmağa başladığını — yanağına rarpan sıcak havadan anladığı sıra- larda: Soldan sağa: d, T Avusturyanın , merkeziydi - bı ağacın telerrüatından; Z— Yeni: dunya * eklet, 3 — Eski arap harf- lerinde iki harf bir arada, 4 — Ayı yüvası - kaçma, 5 — İktidar - bir nota, 6 — Çivi - mütekait, 7? — Gön derme - efsanevi bir dağın adı, 8 — Kadar - kira getiren mülk, 9 — Fransa - İspanya — hududunda ku- marhanesile meşhur güzel bir otel - sarmaktan emir, 10 — Toprakta bi- ten hayvanın yediği nebat - şart edatı, 3 4 S u |HİA A İ K O|Eİ| Zİ>|Zz|ço “Aİ|—| >|o virmİiriz|»lwals >İzİ>|İ. p>isoi>j|o miolbizi- —İ—İPix 6 x A A M n Al>|A P>lA)»|A|ASİpi|z|- “İDİ| Di>İz|> mİA|-—|İzim zipPiİZ z A T S00 OU PW A riplAalrka ÂA|L Dünkü bulmacamızın halli — Yedi milyon lira az değil! diye düşündü; acaba benim yedi milyo: aum olsa ne yaparım? Bu sualin cevabını zihninde ver- meden ve bir hülyaya dalmağa va- kit kalmadan evvel önündeki masa- nın üstüne bir yığın yeşil tül atıldı Agavni ayağa kalkmıştı. — Otur- maktan şişmiş bacaklarını acıtma- un diye dizkapağının altına indir- Jiği çoraplarını ve paça — bağların: dizinin üst tarafımna doğru. çekiyor ve onları germeğe gayret ediyordu. Ayağa kalkmış olan Rebeka bir kaçı kırık ve kıpkırmızı tirnaklı el 'erile kendi kollarını oğuyordu. Şimdi ayağa kalkmış olan Nimet allerini beline dayamış, — mektepte ken öğrendiği jimnastik hareketle- rini yaparak tızlayan sirtına ve ağ ayan beline yumuşaklık — vezmeğe Tayret ediyordu. Eleri geniş masanın bir kenarın2 “oydufu ufak bir çanta — aynasın? baka. baka saç'arını tarıyordu. Leylâ aztık ütü ütülemeğe başla mı;t:, Rebeka veşil — elbiseye ha)- ran, hayran bakıyordu.: — Ne güzel bir — tuvalat öldü, | ,)1 sevgilisinin — — Fakat, Mis Akonli yine barışmnıll makta ısrar ediyor. « Nihayel bir gün, eski nişanlısi. kendisini tekrar çağırdığı zaman,. gitmeye karar veriyor. 4 Kız, Fredrikin odasına çıkıp ka- piyt vürüyor. | Kapı birdenbire Aaçılıyor. ve atıp yere yuvarlanması bir oluyor: Fredrikin elindeki bir şişeden gızın yüzüne yakıcı bir hâmız dö- . âülmüştür, Bir taraftan şoför, bir taraftan ayni evde oturanlar kızın Imdadma koşuyorlar. Mis Akonli hastaneye kaldırılıyor. Hâdiseye polisler geldiği zaman Freürik: — Kaza oldu, diyor. Elimde hâ. de zaten kapımnm yanında bulunu . yordum, Hemen açtım, Mis Akonli ! kapıya dayanmıştı ve henüz açıl. mıyacağını zannediyor. Ben kapıyı açınca, dayanmış olduğu için, bir- denbire içeri düşer gibi girdi. Ka- pmim kanadı elimdeki şişeye çarp- ti, Şişe elimden düştü ve hâmız kı. z yüzüne döküldü. Adamın söyledikleri doğru mu? Kız: — Yalan! diyor. Fredrik bana bir suikast hazırlamıştı ve beni evine bünun İçin çağırmıştı. Geleceğim saati biliyordu. Onun için kapınm arkasımda beklemiş olacak. Sonra, - böyle bir suikast hazırlamış olma, saydı elinde ilâcım ne İşi vardı? Hakikaten bu, şoförün aleyhine hir noktadır. Kız hastaneden çıktık. hinde açtığı, davada suçluya bu ci- het sorulmuş,-0 da: » — Hamızı, elbiselerimi temizle- * mek için almıştım, diye cevab ver. miştir. Fakat kız, nişanlısmın vaktile söylediği sözü hatırlatıyor: Fredrik Con, kızı, yanma dönmezse öldüre. ceğini söylemişti. Bununla beraber, eski nişanlısınmı bu sefer kendini öldürmek istemediğini, sadece sa - kat brrakmak arzusunda olduğfunu iddia ediyor. Diğer taraftan şoför: — Ben ayrılmak istedim, o iste- miyor, diyor. Hattâ, kavga ettiği - miz halde Akonli nişan yüzüğünü çıkarmamıştı. Kız, buna cevaben: — Nişan yüzüğünü geri gönder- medim ama, diyor, parmağımdan çıkarmıştım. Söylendiğine göre bu dava iki 'eski nişanlıyı barıştırmağa — sebeb olmuş; kız. davasmdan vazgeçip şoförle evlenmeyi — düşünüyormuş. Yalnız, mühim bir tazminat İstiye, —!îs;ordu Profesörün — madamında ;ok gusto var. kepımın açılmasile kızım bir çığlık mız şişesi vardı. Kapı çalındı. Ben tan sonra eski nişanlısının aley - * ceğini ilâveyi de unutmuyormuş! — Yo Yo ye bi lâ reşil elbiseye baktı. — Yubaşı reveyonunda böyle bir fistanım olsun isterim. Agavri de elbiseye baktı. Sonra vilbaşı sözünün ona hatırlattığı şe- yı söyledi:. — Yılbaşı için bir piyango bileti 2lalım. Hep birlikte olmaz mı? Nimet: — İnşallah! Dedi. Yeşil elbiseyi ütü!emeğe haşlamış olan. Leylâ da zenginliğe “eveslenmiti; — İnşallahı yok, dedi. — İçimizde istiyen iştirak eder. Bir bilet alırız;. . Kalfaya soruyordu: — Siz de alırsınız d “anım? Ottada ka'an parçaları toplâayan Vase: eğil mi Azize E'e-! büzel gözlerinin bı:r ucuyla' — Aman alalrm Leylâ, diye cevan ' verdi. Bak taliimiz meyvdanda. Pi- vango bize çıkmaz da kime'çıkar! Zaten bizim dünyaya gelişimiz birinci ikramiye, (Devamı var) bir