A A a m yaa ini ARPA Haber'in tarlni Romanı 87 Yazan: Ikimim Yüzünün muhtelif yerlerinden kan sızan bir adam Abdürrahmanın ayaklarına kapandı Şimdi hükmet. Söyle, eğer seviyor- san yanında ebediyyen kalacağım, sevmiyorsan, sen de beni bir müc- rim, bir günahkâr olarak telâkki 6. diyorsan hünkâra dönüp, bütün Os Mmanlı ordusuna bir ibret olmak Ü- zere kendi kellemi kendim kesece. Cemile Abdurrahmanda bir mesu- yet görebilecek vaziyette değildi, Nihayet bütün bu son bâdiselerin müsebbibi o #âL Eğer ümit verme- seydi Abdurrahman muvaffak olup hünkârm göründe büsbütün büyü- yocek ve istikbali bugünkü gibi sön- müş olmıyacak, belki parlıyacak, belki bir vezir, belki bir beylerbeyi olacaktı. Derhal oevap verdi : — Kaçalım Abdurrahman, Ne ya palm, mukadderatımız böyle imiş. Biraz baeli ve günabkir yaşıya- cağız, fakat ne yapalım, halik böy- Je istemiş, böyle biçmiş. Kapı şiddetle vuruldu. Durup dinlediler. Bir sdam haykırıyordu. — Kara, Kars aç kapıyı, gehirli. lerin bir dileğini sana aöylemeğe eiçiyim. — Aç Cemile ve sen şöyle bir ke- nara çekil, dinle * Cemlls kapıyı ağir. Saçları karı- gık, perişan ve yüzünün muhtelif yerlerinden kan sızan bir adam Ab- durrahmanmn ayaklarma kapandı : — Ahal, dedi, Kara #ana beni gönderdi ve şehrimizin kapılarmı hünkâr Murada açmağa hakimi ceb- Tetmeni istediler. Önce reddettim, bak ne hale getirdiler beni, Kara, halkm dileğini yap. Yoksa bu cem- migafir elinden hiç birimiz yakamı- xi sağ xurtaramayız, Bu, bir tehditti. Hakikaten halk çileden çıkmıştı. Kale kenarlarını varanlar ok yağmuru altnda delik deşik yerlere seriliyonlardı. Hünkâr Murad şehri tazyik etmekte devam ediyor ve kaleye yaklaşan Murad ordusu adamları : — Teslim olana kılıç yok. Hünkâr ağöma kasm ederiz, diye haykır. yorlardı, Kara Abdurrahman, yatağında © öğruldn 5 , — Görüyorsun ki, dedi. Size filen yardım edemiyecek kadar hastayım. Allah, bu kaderi şehrinize biçmişki beni de başmızdan aldr. Doğrudur, halk haklıdır. Yarm şehrin kapıla- rini açacağız, halka söyle. Hazır. Iaasınlar, Hünkâr Murad allconap- tır, Mesullerden gayrisine kılıç yoktur, kimsenin mal, ırz ve haya- ima kasdetmez, Sakin olsunlar.Ben halledeceğim. Elçilik eden Beyşehirli çıktıktan yarım saat sonra saray önünde bi. riken halk, neşe ve sevinç içinde bağrıştılar, Kara Abdurrshman kaçmağa ks- rar vermişti ve bunu Cemile ile be- raber yapacaktılar. Vaziyet çok tehlikeli idi. Artık olan olmuş, ns cak kırılmıştı. Ancak ber ihtimale kargı ellerinde svuçlarında bir gey- ler olması lâzım geliyordu, Abdurrahman Cemiloye : — Sen, dedi. Haydi git ve yükte hafif, palında ağır ne varsa al Ce- mile, Sonra sikmti çekebiliriz. Dün- ya böyle gitmez. Ne kadar birbiri- mizi sevsek yarın ihtiyaç bestirm- ca aşk sefalet karşısmda bir kine tebeddül edebilir. Cemlle de böyle düşünüyordu. Biç kimsenin malimat: olmadan kaçmaları lâzımdı. Yoksa hünkâr. dan önce bu kalk onları parça par- ça ederlerdi, Cemile bu işleri yapmağa gitti, Abdurrabman da bir sopaya daya- na dayana hakimin yanına çıktı. Beyşehir hâkiminin yüzü, gehrin kapısı önünde dönen faclanm canlı bir aynası gibi idi. Kara sarı bir be- niz, ağlamaktan yorulmuş gibi bir göz, uçları aşağıya bükülmüş soluk bir dudak ve çökük, korkunç bir yüz, Abdurrahmanı kapınm önünde — Gördün ya Abdurrahman, dedi halk dediğin budur. Şimdi şehrin kapılarını açalım, sanki asırlardan- beri efendileri Murad imiş gibi kar. Şict çıkacaklar. Bunca yıldır bu şeh- re hukukumuz var. Şimdi beni de, belki bu işte olan- arı da günahkâr asddediyorlar. Bil. mem baber aldm mt ? —Nayi? — Sana saray önünde olan facla. | dan bahsetmediler mi ? — Hayır, hiçbir şeyden haberim yok. — Meclisi harp diye kurduğun muvakkat meclis azasını halk pa- ramparça ettiler ve bir sepet içinde dört kelle geldi. Tüylerim ürperndi Kare, tüylerim ürperdi. Bu halk böylece ve merhametsizce benide kazığa vururlar, Ben ailemle beraber kaçacağım. Hem burada kalmak ahmakça öl mektir, Şerefime yediremiyorum, ama, hiç hiçine parçalanmak da islemi- yorum. Söyle. Sen bir başka çare görüyormusun ? Hünkür kapımızın önünde. Ne ya- parsak yapalım, sulha yanaşalım, fakat kellemizi kurtarımayız Kars, Kars Abdurrahman bir kere deha İatirap duymuştu. O, bakimden çok evvel bu namertliği düşünmüştü. O zaten kaçacaktı ve hem de Cemile ile bereber. Yani bu ihtiyarı, bir taraftan saltansttan etmiş, diğer taraftan da kızından mahrum bırak- mış olacaktı. — Haklısın, dedi. Hünkâr önüne durmak ne mümkün ? Bugün değilse yarın behemehal şehirdedirler. İlk hızla bizlerin kel. lelerimiz gidebilir. Artık saltanatı- nız bitmiştir, bunda şüphe yok. Kaç- mak muvafıktır. — Ya sen Kara ? . Kara Abdurrahman başmı eğdi. — Bon de, Hakimin dudaklarını öne doğru uzatarak o deyip hayretler içinde Abdurrahmana bakması, Karanm yüreğine bir bıçak saplanmış gibi ağır geldi. — Ne yapayım, dedi, Kalbim, irademe bakim oldu. — Birini mi sevdin Kara ? — Evet devletlüm. — Böyle bir anda, böyle bir ce- hennemi tarih içinde aşk yapmak sana düşer mi idi hiç Kara ? — Haklısın efendim, haklısm, ama, irademle “değil kd. İrademle değil ki. Ben hâğiselerin bir kölesi bir esiri oldum. Dağlar önüme du- ramadı, seller koyamadı, geçemedi, ordular durduramadı. Fa- kat bir kadın iradem, kalbimi, ben- liğimi bir at gibi dizginleri elinde dizi dibinde wslendırıp tevkif etti, Ne halt edeyim ? — Kim bü kadın Kara ? — Söyliyemem devletlüm, aksi tekdirde özrüm kabahatından bü- yük olacak. (Devamı var) Çapraz eğlence * 1 — Kadıköye civar meşhur bir semt, 2 — Bir geyi halka tanıtma için yapılan reklâm - inkiyat, 3 — Girit adasma mensup, 4 — Lâm badan çıkan fena kokulu duman - | Her türlü şey satan ve eski nebati İ ilaçlar satmakla şöbret alan bir nevi din, 5 — Avrupanın dedikodu" e sahne olan bir havzası * za- man »çok iyi. 6 — Beyaz “metro, arşm vesaire, 7 — Yarı * on altı sayfa, 8 — Kadın - gözümüzün, ku- Diem bulunduğu vücut parçası, —- Nantaz kılınırken teveccüh e dilan semt » fazla, 10 4x“ Başıboş vunuşağm aksi, vaa Yukardan aşağı: 1 — Tiyatrolarda en basit (İşleri görenler - Bir nota, 2 — Bir adamm tutacak veri * mahsul, 3 — İnce» Cam gibi olup kırılmıyan nesne, 4 -— Bir Türkadı - Gizli şey, 5 — E- Wifba, 6 — Hesap muvazenesi, 7 — Eski - korkak, 8 — Eski arap harf” lerinden biri -kadar-su, 9— Kaşığın arkadası - Felâket, 10 — Derimizin altındaki uzvumuz - Ar Jah - birdenbire ateşler vali Kâmil paşa (sabık sadrazam) oğlunu gönderip zaten eskiden ta- nıdığı Esad efendiyi vapurdan &)- dırmış, mülâkat esnasında: .- Niçin kaçmadın? Bu adamın sözüne güvenilir mi?,, Diyerek hareketini doğru bulma- dığmı anlatmış ve kendisini İstan. bulda dört gözle beklediklerini söy. lemiştir. İstanbula muvasalatında Esnd ©- fendiyi rihtımda xabtiye nazırı Ha- lebli Şefik paşa (bu zat vaktiyle divanı istinafta roaiyetinde kâtipti) arabasile doğruca zaptiye kapısına aldırmış, bir hayli iltifatin bulün- muş ve bir aralık: — Aman üstadım. Demiştir..——( dan sonra olsun biraz kendini ve dilini tut da rahat yüzü gör. Esad efendi buna derhal göyle mukabele etmiştir; — Böyle yapmak benim elimde olsaydı, şimdiye kadar hir mevki tutardım. Oradan maboym başkâtibine git. miştir, O gün Ramazanm yirmi do- kuzuna tesadüf eden bir arife ge- cesi olduğu, aysi zamanda aksi gi- bi Hamidin kemşiresi sultanlardan biri de vefat ettiği için saraydaki telâş arasında kabul edilememiş, bir saat kadar bekledikten sonra kendisine yüz lira ihsan ile evine gitmesi ve bayramm dördünde gel. mesi bildirilmiştir. Adamcağız, İstanbulda bulunduk. larından haberdar olduğu, fakat adreslerini bilmediği kartsile. geli- ninin evini bulabilmek için o gece sokak sokak ge adak een e di “Baytünin dördüncü”kürü tekrar xesbeyne gitmiş, bir müddet bekle- dikten sonra Abdülhamid sordur - muştur: — Bana söyliyeceği hiçbir şey yok mudur? Esad efendi şöyle hir cevab ver- miştir: — Şimali Afrikadaki Sünusiler teşkilâtıyld, İtalyanların orada çe, virmekte oldukları tehlikeli siyasi manevralara ve Xxurduklerı şebeke. lere dair verilecek izahattan başka söyliyeceğim yoktur, Abdülkamid tekrar irade etmiş- tir; — Bu bildiklerine dair mufassal) bir lâyiha yazarak yaverlerimden Sadık paşa vasılasile bana versin. Birkaç gün sonra m.nfassal bir Jâ yiha hazırlamış, sonuna “memle » ketin selâmeti ancak moşruliyetin adesile kabil olaesktır,, mealinde LL ABERİN Misi 4 EN) 2 > ME EA A AE “Dostum, “Size daha evvel mektup o yazamadım. Çünkü vaziyet öyle icep ettiriyordu. Cok işim vardı.. Birkaç gündür nisbeten serbes” tim. “Şimdi İstanbuldayım ve sizinle konuş- Size hayatımın sırnm anlalacağım. © mak istiyorum. Size bir gün bir şey vaadet- miştim, O vaadi yapmak zamam geldi. Be nim kim olduğumu çok merak elmişliniz. durdum. Onunla görüşmeğe giderken elbiseyi seç” mek üzere saatlerce gardrobumun önünde İnsan iyi ve temiz giyinmiş olman zev- — 100 — Bluzunun bembeyaz yakası bu siyah renk le güzel bir tezat teşkil ediyor. Başında gri bir fötr şapka var. Birkaç ay şehirde yaşa- dığı için biraz sararmış, biraz zayıflamış gi” — Peki sonra.? — Sonra öyle fena bir hatıra ile ayrıl dık ki, nızı kırmıştım. Sizi incitmiş, lüzumsuz yere hatırı” Hülyalı bir sesle: — Evet, dedi. Ben de birçok defa, biri- birimizi karşı çok acı sözler söylediğimiz o geceyi düşündüm. — Bü vakayı unutmak lâzım Melike, u- nutmak ve beni afletmek,, İvan Asaf Belg? Güzergöbtaki vilâyetlere tamim | birkaç cümle yazarak yaver Sadik geldiğinden İzmire muvasalatında | hati mütemadi sürgünler yüzün paşa vasıtasile padişaha vermistir, Başkâtib Kara Tahsin paşa nun üzerine şöyle bir “irade, liğ etmiştir: — Bana sadık kalacağına SN tahrir! bir yemin versin, e Esâd efendi de hemen gu menlöi bir yemin yazıp göndermiştir: ç “Şevketmeab efendimiz mi ket ve milletlerine olan ahd ve YÖ) Af minlerinde sabit olmadıkça ben Ö'j* kendilerine karsı sadakatten 9““j p ve zerrece ayrılmıyacağım.., Hamidin kanunu esasi için ve Üğ. sad ofendiyi affettiğine dair Y minlerini hatırlatan bu tahriri #“ğ dakat yemini padişahı pek me nun ve tatmin etmemiş olacsk biraz sonra şöyle bir irade çikü tar: — Kendisi sahilden uzak vilâyetlerden birinde beş bin kurt maaşla mutasarrıflık veya reji # zırlığında istihdam edilecektir, La Bu irade Pabiâliye tebliğ ti kı miş, kendisine #on defa olarak #fbiry yüz lira ihsan olunmuştur. baki Esad efendi birkaç ay mens Çabı yet beklemiş, dahiliye nazırı Mef Kktğ düh paşn parasiz iş görmeğiğind nihayet ümidini keserek Gelateği Voyvoda (Bankalar) enddesinde $ yanhane açıp avukatlığa başı iu; tiz iz Fakat bu avukatlığı pek 03 müddet devam edebilmiştir. Bi sy sonra bir kadınm bir türlü iedilemiyen işi için Makrı kö diş den (Bakırköyden) “bu zulüm Top irtişa duha no vakte kadar di edecekti? Hukuku bad hâlâ ms İlOtan susların ayağına toprak olmaköiliz> kurtulamıyacaktır? Kimlere gift ip öl ktyet odelim?,, diye mabeyne dk o kilen çok şiddetli bir telgraf h ne hemen falkikat yaptlmış, bf Esad efendinin yazdığı anlaş. iz tir Revi Bunun üzerine Esad efendi Öğ, ,, 'hal tevkif edilerek on gün Ki eğiş zaptiyo kapmında alikonulmuş, “il an hayet Bitilse nefyedilmesine verilerek mahfuzen Bitiise göz en d Mik en; 'Esad efendi Bitlise, Abdül din garabetleri cümlesinden olr iksiy Üz re memuriyetle nefyedilmişii Alak Oradaki vazifesi mektupgu meaviğiği si) Uiğiydi ve asıl mektupçunun il üç bin kuruşzen onun, yani meki tupcu muavininin maaşı dört '& a kuruştu. ileri Esad efendi Bitliste de kendiiyangı mernurlara; eşrafa ve bilhassa işti filere pek çabuk sevdirmiş, fikirlilerin elebaşısı olmuş, aralarında çok kalmamı nasib olf miştir. Yaşi elli dokuza gelmiş, harab olmuştu. Fizen cehennemi den sonra iklim itibarla ona peten dondurma kutusu demek “Fakat evinize gelmeme imkân yok.. Sizi oturduğun yere de alamam. Öbür gün saat ikide Çaylanda bulununuz. Ben de orada olacağım. “Hürmetlerimi kabul ediniz dostum.,, “Mw Gök bütün güzelliği, bütün yıldızları ile 0- dama doldu. Sandetim taştı. Güneş çarp © fiş bir adam gibi titriyorum. Bir deli gibi haykırıyorum: — Melike bana randevu gün onunla konuşacağım. Ne yaptığımı bilmiyorum. Oynuyorum, kollarımla işaretler yapiyorum, şarkı söy” verdi. Öbür lüyorum. Muhakkak çıldırdım. Onu tekrar göreceğim, .... İnsan büyük bir saadeti beklerken saat « er ne kadar uzundur! kini ancak böyle bir dakikada anlıyor. San ki elbise böyle 'anlarda insanın kıymetini arttırıyor. Seven kadm, iyi giyinmiş bir fena giyinmise daima tercih eder. Onun için elbiselerime çok dikkat ediyo- tum, erkeği, Ancak bir kaç saat kaldı, Sıcak ve güneşli yamaçlarda tanıdığım kır çiçeğini tekrar göreceğim. Randevu saati yaklaşıyor. Sinirli tırapla boğuluyorum. Kendimi rüyada sa* nıyorum.. Uyanırsam bu güzel hayal kay- bolacak diye ürküyorum. ... 'Tam saat ikide Caylandan içeriye girdim. Arka tarafta Melike oturuyor... Melike bastan aşağı siyahlar giyinmiş. bi.. Fakat çok güzel. rafı bir sis sarar gibi oldu. Adeta Me- görmüyorum bile, Ellerim ona doğru uzanmış, fakat ağzım” dan bir kelime bile çıkmıyor, Melike gülüyor. Ben karşıma oturuyo” rum. Aramızda yalnız bir mermer masa var, — Söyleyiniz bakalım bay Bülent,.. niçin bu kadar heyecanlısmız? — Sisi bir daha göremem diye korkuyor- dum Melike... — Fakat size görüseceğ'mizi vaadetmiş” tim. Ben katiyen yalan söylemem. Hazin bir tebessüm durlaklarımın üzerin- de dolaştı. — Bu saadeti tmit edemiyordum. Fakat... Siz Yesilpmardan ayrıldıktan sonra, kâi rat gözlerimin önünden yok oldu. Sonra. O, bakışlarını üzerime dikti; sonra bir | Head efendi 1317 senesi türlü karar veremiyen insanların heyecanlı | birinci günü vefat ederek Şerefi) sesile: — Unutmak mı?.. Evet unutmak. Kelimelerini söylemekle iktifa etti. | medresesi yakininde bir yerde “© nan eski “İkdam” Birdenbire beni bulduğuna çok O #evin Jden Ali Şefik beyin kitabesini Xi de miş ve beni de bu histe iştirak ettirmek İsti İdarek hazırlattığı taşm konul yormuş gibi bana doğru sokuldu: menedildiğinden rahmetlinin Maze — Dostum!.. rt da meçhul kaldı. Ğ vo Pimli Esad efendinin gon günlerine ÖğX mı Biribirimize söyliyebildiğimiz sözler bulir malürat, yukarda bahsottği it sat kadarcık.. Fakat dudâklarımızda düğüm- | ixdam muharrirlerinden AN ŞÖğ Aral lenen bu sözler en güzel nutuklardan daha | yeyin, Şamda menfi Hüseyin, A barak manalı ve daha ince, Heyecanını yenerek söze baslayan Melike oldu; kızm ifadesi bir defa daha (değişti. Sesine bir katilik manası vermeğe çalışa" rihll mektupta vardir, Bu mekt" Tisenr itibariyla pek çok esk yoruz: (Devamı var) İ (Devamı vat lan Bitlise nakli zavallıya pek m : um geldi ve Hamidi de ona yeni bej menfa sramak zahmetinden Küf, 2 tardr, öne Zatüreeye yakalanmıştı. KensiMer Aİ tedavi ettirecek doktor bulfhe gi göyle dursun, ilâç bile bulunam”İ* Söz) ru i di if wvel İ aedildi, dere Bitliste menfi BUlirece muhazriris ra y beye gönderdiği 3 Mart 1317 #iab addedilemiyeeeği cihetle, nynet di ln x do darı in