Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Milyonerlerin oturduğu öotelin önünde Otomobilde bir ceset bulundu ! Clnaye’r ortaya çıktı ve eski bir vali, kendi tayin ngı po uu?um;irikada uzun müddet — efkârı Ho Yeyi meşgul etmiş olan Park Çoztel Cinayetinin esrarı — nihayet Üa uş ve katil müebbed — hapis ina mahküm edilmiştir. nndaho hükümetinin Tuin Fols şeh lennekl Park Hotel bir çok zengin- Yazı geçirmek için geldikleri Oteldir. Kapısının önünde baş- başa hususi otomobiller durur; ların birçoğu milyonerlerin oto- luerıdır Ühg akat, bu otomobiller arasında üç dlır Enberi hiç hareket — etmeden a“ biri herkesin nazarı dikkatini t%otm_!ş ve yanına yaklaşanlar, o- Ü bilin içinden fena bir koku gel- ka hi duymuşlardır. Otomobilin Dilarr kilitlidir. Olise haber veriliyor ve otomobil k%d;ğl zaman içerde bir ceset çı- * ah huu ükı u, Yaşlı bir adamdır. Yüzü tanın flılmcak hale gelmiştir. Adam öldü- UŞtur Yapılan muayenede dört | kadar evvel öldürülmüş olduğu aıılaşni3’01—. ; h quîi)et kurbanının cebinden on Ü dolar para çıkmıştır. Bu da hâ:- ,%ye daha esrarengiz bir çehre ve- " Çünkü, cinayetin para kasdı Pîpllmadıgı anlaşılıyor. bhl k Hotel önündeki otomobilde %dân bu ceset hâdisesi — bütün e heyecan uyandırıyor. Her- b Meseleye büyük alâka gösteriyor uIlt.'u-ı]a beraber öldürülen ada- şeh“ hüviyeti tesbit olunamamıştır. de ortadan kaybolmuş kimse' h “1' Büunun için, — öldürülenin; Yabancrolduğu anlaşılıyor. İçin- 4 edin bulunduğu otomobili de İVarda kimse gördüğünü hatırla- tadır. K * v & nEC"jîİS'et meydana çıkarıldığı gü- “kşamı polis müdüriyetine bir geliyor. Dankın Conston is- di bu adam, Tuin Folsda her %n tanıdığı bir simadır.. Mister "Ston, üuzun müddet şehirde va- etmlş, sonra idare hayatından İly lel'ek bir kuyumcu dükkânı aç- h dinin, kendisini böyle bir tica: ış'ne atması birçokları tarafın- tuhaf karşılanmıştı. Fakat, o- Eğişik şeylerden hoşlandığını €r eski valinin hayatındaki bu V, Sikliği kolayca izah etmişlerdi. rıa *T Conston valiliği — esnasında hiş aklıma geleni yapmış, fakat şe- “ndan zarar değil, bilâkis fay” k "nu“—tu. biçe İ vali şimdi de şehirde açtığı Bj ik kuyumcu dükkânı ile Tuin | ;th Civardan birçok — zenginleri Hiy YOr, Park Hotel de epey istifade datdu. tq._î:km Constonu polis ayağa kal | kaı'şıladı Çünkü, mister Ho- u,_, Cl leti şehre polis müdürü tayin E'Sk bizzat mister Constondu. mdak Vali, Ciletin masasının ya- 1 koltuğa oturarak! 'lım İnayeti haber aldım, merak < dedi. “'la Hdkıkaten merak edilecek bir Ehmüldumlemn kim olduğfunu öğ- Niz mi? Ayır, henüz öğrenemedik. Ston, polis müdürünün uzat- SR Sarayı alırken: 'İıq.. ÜU Cihetten size yardım ede- İ"'ml zannediyorum, — dedi ve ağa ba:ladı tina, M Nevjyorkta Corc Olson is- ir tanıdığım vardır. Kendisi 'kun en büyük kuyumcula- biridir. Valilikten — çekildik- k Nra beni bu işi tutmaya — teş" €n de odur, ; Va “Corc Olson bundan bir hafta ka- dar evvel bana bir mektup yazmış- tı. Bugünlerde pek çok sipariş aldı- gını, bunları tek başına yetiştiremi- yeceğini söylüyor ve “oraya gelsem de beraber çalışsak olur mu?,, diye soruyordu. “Cevabı derhal tc]grafla bildir,, diyordu. “Kendisine hemen telgraf çektim. “Gel,, dedim, Oradan elindeki elmas larla gelecek, altınları — burada be- cevher yapacaktık, sonra da koydu- ğumuz sermaye nisbetinde kârı or- taklaşa pay edecektik. “Corc, benden cevap aldığının ak- şamı, hareket ettiğine dair bir tel- graf çekmişti. Ertesi gün için bekli- yordum. “Fakat ertesi gün akşam oldu. Hâ lâ gelmemişti. Belki bir işi çıkmış- tır, yarın gelir diye düşündüm. Er- tesi gün de gelen yok. Gelmiyeceğine dair bir haber göndermesi de lâzım değil miydi? Mektup veya telgraf da göndermedi. “Şimdi, öldürülen — adamın Con Olson olmasından şüphe ediyorum. Cesedi görmeme müsaade eder misi- niz?,> Polis müdürü eski âmirini derhal morga götürdü ve mister Conston dikkatle baktı: — Yüzünden tanımanın imkânı yok. Fakat elbiseleri onün elbiseleri. Geçen sene gelmişti, gene arkasında bu elbise,vardı. Sonra kuyumcuü, axkada_şmm elme bakti ver — Tamaml! dedi. Ta kendisi. Par- mağındaki bu yüzüğü kendisine ben yapıp hediye —etmiştim.. Zavallı Corc! Muhakkak bir cinayete kur- ban gitmiş olacak! — ÖOtomobili görseniz tanır mısı- nız? Conston, polis müdürü Kendisine, içinde cesedi buldukları otomobili gösterdiği zaman: — Evet, dedi. Bu da Corcun oto- mobili... Cinayetin nasıl — işlendiği anlaşılıyor: Corç Olson, yanına be- raber yapacağımız elmasları ve di- ğer kıymetli taşları alarak ötomobi li ile buraya gelmek üzere iken, yol- nim dükkândakilerden alarak mü- | lis müdürü tarafından nasıl ’revkııt olundu? da arabaya bir haydut atlamış, onu öldürüp kıymetli taşları — aldıktan sonra, otomobili otelin kapısına ge- tirerek oraya bırakmış;: kendisi de kaçmış olacak.: “Eğer otomobili başka bir yere bı- rakmış olsaydı, şüphesiz, derhal dik- kati celbedecek ve polis tahkikata gi: rişerek kendisini, şehirden fazla u" zaklaşmaya vakit bırakmadan taki: be başlıyacaktı. Mister Conston, eski bir idare â miri sıfati ile cinayeti bu suretle i- zah ediyordu. Polis müdürü kendisine teşekkür atti ve tahkikata, eski âmirinin söy: lediklerinden hakikaten istilade ede: rek devam etti.., Üç gün sonra Constonun, vali i- ken şehrin polis müdürü tayin ettiği Cilet kendisini tevkif ettirmişti. Por liş müdürü, eski valinin cinayeti bu şekilde izah etmesinden — şüpheye suçlu sayarak ele almıştı. Mister Cilet, Constonu ertesi gün tekrar müdüriyete çağırmış, morgta: ki muayenede bulunmasını rica et: mişti. Fakat bundan maksadı baş: kaydı. O müddet zarfında polis mü: dürünün gönderdiği —adamlar, ku* yumcunun dükkânında gizli bir mik rofon tertibatı yapmışlardı. Bu suretle, Cilet, Constonun dük- kânında neler konuştuğunu, oturdu: ğu verden dinlemişti. Bu arada dük- kâna bir müşteri gelip kıymetli bir taş istediği zaman, kuyumcunun: — Biraz müsaade edin, gidip içer: den getireyim, dediğini işitmişti. O gece, polis memurları yer al- tından bir yol açarak, dükkâna gir- mişler ve dükkânın altındaki mahze- ni keşfetmişlerdi. Burada, bir havlu içine sarılmış bir alay kıymetli taş bulmuşlardı. Artık, Constonun ka- til olduğuna dair hiçbir şüphe kal- mamıştı. Mahzeni keşfeden memurlardan biri orada kalmıştı. Ertesi — sabah Conston, bodruma indiği — zaman, sivil polis memuru tabancasını eski valiye çevirerek: — Polis müdürü bana sizi tevkif düşmüğ, tahkikatı, bizzat Constonu | * F a & ı!' _J: A / Y U Pohua sihirbaza memnuniyetimi tebliğ ettiği vakit sihirbazın yüzün- de daha şiddetli bir istihza parla- mıştı, Pohüaya: — Şimdi sor, dedim. Benim ced:- leri Guan - Muri olduğuma iİnanr yor mu?.. Pohua bu sualimi sordu. Sihirbaz birdenbire başını salladı: — Hayır! dedi. — Hayır mı? Peki, elimdeki yıldı- rımla ve şimşeklerle kendilerini a- damlarile beraber berhava edeceği" mi kabul etmiyor mu? Sihirbaz birdenbire bağırdı: — Evet, bunu yapabileceğini bi- liyorum! Fakat kendisi asla ceddim Guan - Muri değildir! Pohua (herif yutmadı!) manasına şaşkın şaşkın yüzüme bakmaktay" dı, Pohuaya: — Sor şu kurnaz herifel dedim. Benim cedleri Guan-Muri olduğu- ma neden inanmıyormuş?.. Şimdi gözünnün önünde bu meydanı uçur mamı ister mi?.. Ben bu tehdidi o kadar kati bir sede ve bağırarak söylemiştim ki yüzleri hâlâ yerlerde bizi dinlemek- te olan Duk-Dukların yerlerinde kor kularından inleşerek büzüldüklerini hissediyordum. Fakat sihirbaz son derece — asabi bir halde, damarları şişmiş yüzünü önüne eğmiş, hiç istifini bozmamış- tı. — Evet, sihir kuvvetile yapabilir. Bu meydanı ve adamlarımızı uçura- emri verdi, dedi. Kuyumcunun evinde yapılan araş tırmalarda da arkadaşını öldürdüğü tabanca ve otomobilin anahtarları bulunmuş, bunun üzerine mahkeme- ye verilmişti. Kısa süren bir muha- kemeden sonra, Amerikanın bu hü- kümetinde idam cezası olmadığı için müebbed hapse mahküm edilmiştir. .-—'-—__ı FM' Üa İ '—ı'-'l! _ YAZAN: L.Buse'ı 35Yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı Birdenbire sağ elimde tutmakta olduğum tabancam bileğimi kötürüm eden müthiş bir darbe ile uzaga îırladı Melânezya yerlı!ermm H mdısfance vizi yapraklarından yağmur büyüle* ri. (Yerliler bu büyülü ağın yağmur bulutlarını çektiğine mka: ederîer ve kurak zamanlarda bu büyülere bilir.. Fakat kendisi asla Guan - Muri olamaz!.. Zira benim ceddim Guan - Muri düşmanlarla muharebelerde bir gö- zü kör olmuştur ve bir kolu da yoök tur!.. Sihirbazın bu sözleri beni de, Po- huayı da birdenbire şaşalattı. Biz Guan - Murinin kör ve kolsuz ceddim 'bir adam olacağını aklımızdan bile geçirmemişstik, Duk-Duklar hayretle bizi — dinli- yorlardı. Yalan silâlima bir defa da- ha müracaate mecbur oldum. — Puhua, söyle ki dedim. Ben WE TÜLİSİZ MŞN ae ssvoıamrı SÜNMÜYOR . İ YöEvıyoR - nnonmpe» ÜMiğimM KALMADI.. — KIZIL GÖLGEDEN BAŞKASINI DÜ- #K1ZiL GÖLÜGE DE ANY DİYANA oNU ÖLDÜ SYANIYOR BN TAVYARE İLE ONA DÖRTEMİT Kİ İF YETİŞEBİLİRİM BELKİ BENİMLE EVLENMESE PAZI OLUR VAVAŞ YAVAŞ BEN SE- VER Kızıl Gölge HABER'İN RESİMLİ ZABITA ROMANI: “HAYIR. BÖYLE HaAREV —— DEĞİL . Bu Al- ÇAKLIK OLUR EVET YÜZ ÜŞ ! P::r SAİTTE DPARİS3 l VAPURUNDA MİS PALMER' & 'Ro'rğî"_â DE Dİ'YANA HNORTON ($ vUN . İl ÇEKTİĞİ |F TELGRA. R! BİR TELGRAF awm— YOK MADMA: DERNAL TAYYARE HE H SİZDEN ADENE HİREKET EMEM LAZIM -. ALDI KAPTAN ÇON MÜNİM L BUNA jMKAN MİŞANLINIZDAN Mİİİ | YERLiLER ÇNALDE 45 DEĞİiŞ.| | ARASINDA Ti-.HATIRINIZ İÇİN HARBİN Sizi BRAKıIRIZ| | dsum 36 — ÇMİS DİYAN v Bdi İ ÖTA /—l_ KENDİSİNİ “;'h KAÇIRAN. ( Hİ v LÂRIN YAY gFN YÖZÜNÜ Bile GÖRMEMİŞ. di Zim xaçıımıâmıı: N ÖĞRE Nİ LİRSE Mnn YA KİZİL GÖLGE ? BELKİ | SENN BÜŞINI DE Bu. SANDIĞIMIIZ GÜNEŞ VU B ĞB MEVHUM BiR OLACAK .. SAYIK, ŞAMHSIYET TİR LİYORMUSUN V. DALA . Bu MASA LON GALAR UZEVEYLER TARA - FİINDAN M#G.Lua EDİLİNCE ELMAŞ HAZİNESİ B/ZıM OLACAK.. Bu SERVEYT KENDIMİZI BiRAZ TEH LKEYE SÖKMANMİİ zZA DPĞERLONA ğ NWARB ıuuurw D. ü ÇB PÜSMANLARUAAR ÜSTÜNDÜ., —a andeL d ÜZİYEYLER <DE müracâât ederler.) Guan-Muriyim! O gözümü ve ko- lumu ben bu dünyada - kaybettim!? da tekrar her şeyime sahibim! Pohua sihirbaza bu sözleri daha büyük bir katiyet ve ehemmiyetld nakletti. â | Fakat sihirbazın çirkin suratında iri dişlerini gösteren acı ve kinli bir gülümseme açıldı. e — Holeng!.. Holeng . Diye bağırdı. Pohuaya hayretle: — Ne diyor? diye sordum. Pohua büsbütün şaşalamıştı. Bana döndü, yavaşça; - . — Mau! dedi. Herif senin beyaz- lardan olduğunu söylüyor! — Demek yutmadı ha?,, Pohua acı acı gülerek: — Hayır!.. diye mırıldandı. O anda hiç beklemediğim bir hâ* dise oldu: Birdenbire sağ. selimde tutmakta olduğum tabancam' bîlegı mi kötürüm eden mühiş bir darbe ile uzağa fırladı ve arkamdan kolla- rımın kıskıvrak yakalatıması bir ol- du, Yıldırım hızıyla atılmış bir ke- mentle sıkılmışım gibi kıskıvrak yere yuvarlandım. Ayni zamanda gözümün önünde Pohuayı da üzeri* ne atılan üç Duk-Dukun yere yıkı" verdiklerini gördüm. Pohuanın ağzından bir dehşet fer- yadı fırlamıştı. Sihirbaz (Holeng, bağırdığı zaman en cesur adamlarıt? dan biri işi anlamış ve sürünerekar- kama kadar gelmiş, arkamdan -in- dirdiği bir darbe ile elimden taban- camı fırlatmış, kuvvetli kollarile vü- cudumu bir mengene gibi sıkarak yere fırlatmıştı. : Bundan cesaret alan diğer Duk- Duklar da ayni zamanda Pohuanın üezrine çullanmışlardı. Titreşen Duk-Duklarin birdenbi- re cesarete geçebileceklerini biran bi le aklımdan geçirmemiştim. v (Devamı var) ı Öteki dünyada değil!.. Öteki dünyas Holeng) diye —