26 Şubat 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YAK AT Sanı Ki &" ŞARTLARI | L “' vn1"- ne kadar iflihar — etsek .'N.a #ridir: muharrirlerinin her &ğldı fikre, manaya ilibar €r şeyden ziyade ciddiyeti İr memlekelle Yyaşıyoruz. Manaya itibarı, ciddiyet mu ı“tı-ıuo derece ileri götürüyorlar Nıı. den biri kalkıp da: “Bir xlı:dm Manası değildir, ne ol- KI“ fahlile — gelmez bir takım ç&*ud"ıı diyiverecek olsa kadın- t N' İrili ufaklı birçokları kal- R oyun payını — veriyorlar. bu_u::i“"“ münasebetsize 1 gazete sültunlarında R“ ı da kulaktan duüy- —Mmeü veya istihzalı hücum- h Iıl'km koltuklarımızı kabarttı. h Muharrirlerinin öyle pek *'W yazdıklarını, okudukla- : kb sadece söz kalabalığına ' h*_b“ll-lmn bir manası olup ol Whrmayı akıllarına bile İşta ini söyliyen bedhahlar M&ı hal onlara en müs- İddin e £ e Mmünasebetsizliğine rağ- yakın dostlarımdandır: hO b î.ı t%:'m“ aynaya baksam karşı ğ '.: #rir. Dün onu görmek İste- ! haklı hücumlara mem- h Yü M,::um“ göstermek için gü- %k #nyana baktım. — Onun 1 sıkkın olacağını sanıyor- %umışım. o da aynaya gü- ge : ) r ? M%MWH aNN? ! Ğ%Iıl.,. durmuşsun. Hepsi sa- l lııh *« Allah aşkına sen mah- Mlîuuun.nünya dünya ola T aklına gelmiyen bu saç- _ q&gh“dlnl de, dostlarını âleme kh;h""k için mi uyduruyorsun? N İikrin yeya snin tabirinle N ” z Bana mahsus — olduğunu %un:“u iltifatına tşekkür, fa- İ de teessüf ederim, dedi. “Fa G z ae —— —a M illümcümi üi et Haşim bupları, Güm, Tont'dan alıp Piyale mu- U gi du' yazmıştı. İşin asıl tu- b €n ciheti, Piyale mukad- bayran olduklarını - söyli- N u'alelorin de bana kızmala- ın_m bana k k ki onlar Ahmet Haşi- Yüzis, $ AA ES p TTT H lıı.q ihı etraflıca düşünerek, Wh. Di arağğırarak okumamış- Ya muhabbetlerini düşün- dukları şeylerin manasını Yakitleri yok. Benim sö- de Öyle — olmadı mı? Ben: '.“dllımıı mana — değildir,, | Z ğ ıxâll' Şiirin manasız olması t h. AT iddia ettiğimi sandı- | İ Yazılarında, hem yalnız değil, nesirlerinde de ma- om YArdır. Meselâ içlerinde: N öpüşürken ay utancın- Ar arkasına saklandı,, di- İle mana — aradıklarını “qı. *İnsaf et! bu hareketlerin- h'hlııı ne olabilir. lh..ı: Mmünasebetsiz dostum betsizlikler — edecekti. ' Nq her şeyde mana aradıkla- ; f'ı ü;kher işeyde manasızlık a- E'.îk. lyordu. Bir genç kızla N Ğh öpüşürken ayın ulanıp & %kuını saklanması kadar Nıııı Olabilir? Hem şairane, N ';dagmlu iyi bir terbiye dersi x_%h Üşen adamlara — bakma- şg*s )!:::inl ıslah etmiyeceksin, kliıu' Sİ kendine düşman et- 'q:““ü; herkes ne söylerse biğyi Teğe kalkıyorsun... Bu kendine aynada bile bir 1Yacaksın. | * dedi, kendime düşman hat Om, ' Pattâ bilâkis, dost arı- ların bir takım eserleri ni- lerini anlıyamıyordum; €seri | ü | hq:h- A lerde mana bulamıyor - &%_e Mana aramadan okuma- | "'l.;ı“;u tım ki insan birtakım :N 'hçmyor'“ Fakat ne yapayım lq !tım. Mana aramııyor, hem de j H:%iyoâd'hlrmm söylenilmesi- ," j m&üay:r' Nefretleri çıplak şey- '—ürün da, manasızlığı da çır- 4 €€ hoşlanmıyorlar: 00- d T - —a —T Z S | f d MA ğ N İ6 ŞUBAT — 1939 —— , ç hıthh Ortaya atan münasebet- | HABER — Akşam PFosfasrı ——— Hğ olacaktır, lâkki etmektedirler, ğuna delil ve İşarettir. vüsil olmuş bulunacaktır. BT İ , bekliyoruz. Mebusluk müracaatları karşısında İMDİYE kadar Cumhuriyet Halk Partisine mebusluk İçin müracaat edenlerin sayısı 1200 G aşmış bulunuyor. Belki de müracaatlerin sonu almacak tarihe kıdı.r,' bu yekün, bidayette mübalâğalı telâkki edilebilecek bir hadde ba, Kolayca takdir olunabilir ki bütün bu müracaat edenler, kendilerini, teşkilâtı esasiyenin tavzih ettiği veçhile on sekiz mil, yonluk Türk kütlesini, teşri meclisinde temsil kabiliyetinde te- Ve yine kolayca tahmin olunabilir ki bu müracaat edenler -arasında devletin âmme hizmetleri vadisinde büyük küçük, ihti- sasa taallük eder veya ©tmez vazifelere kendilerinde ehliyet bulmıyacaklar da epeycedir. O haldı mebusluk İçin her bakımdan tam ehliyet sahibi olmıyanlar da müracaat ediyorlar demektir. Bu noktainazar bazı mütefekkirlerimizi endişeye ve tenkide sev. ketmiş bulunuyor. Halbuki biz bu endişelerle taban tabana zıd bir iddia yaparak ve yani müracaatçilerin yekünunu topyekün bir millet olarak görmeği İstiyerek, buğünkü tezahürün İdeoloji- sini tebarüz ettirmeğe çalışacağız. Türkiye Büyük Millet Meclisi, tam demokrasi sistemiİne miüs- tenit, kuvvetini halktan alan ve hâkimiyeti nefsinde teksif eden öyle bir milli teşekküldür ki, bu şahsiyeti maneviye içinde biz yalnız kendimizi değil, bütün Türkiyeyi halkile, simırlariyle, in, kılâplariyle, benlikleriyle, istikbaliyle, enerjisiyle ve bütün züm- relerinin bütünlüğünden doğan hayatiyetiyle görürüz, Meclis, Türkiye halkıdır. Bu milli ve ulusu saran teşekkül içinde, temsil edilmek İstenilen şamil ve ansiklopedik ehliyet ve Hyakat değil, doğrudan doğruya köylüsü ile, şehirlisile, mektep- lisile, kadmıyla, okumuşuyla, okumamışıyla, yekpare halktır. Teşkilâtı Esasiye, mebus olmak haklarımı tayin ederken, en., tellektüeli veya memleketin muayyen cüzülerini tünlük halinde yurdu ve bütün yurd halkmı dikkat önüne almış, kendilerinden teşri meclisinde mübalâğalı ehliyet ve İlim değil, cumhuriyet rejimine Hiyakat İstemiştir. Türk vatandaşlarınm bu defa kendilerinde İntihab hakkı . görerek, yurdu temsilen mecliste bulunmak arzularmın, her İnti- hab devresinden fazla yekünla tezahürü, cumhuriyet rejiminin on beş senelik mazi içinde hayata sinen bir temessüle kavuştu. Büyük Millet Meclistnin altımcr intihab devresi başlıyor. Beş devre içinde alâkalılarım seçmesini bekliyen millet, bu devrede kendi kendini seçmek gibi bir rüşd göstermiş bulunuyor. Bugün Türkiye nüfusuna nazaran on binde bir demek olan bu müracaat yekünu onda bire düştüğü gün Türk milleti Atası- nm beklediği hedefe varmış, Millt Şefinin ömür tüketerek, varlı- ğmı kayrtsız ve şartsız millete vakfettiğinden beklediği idealine ve kendine inanmış tezahürü ile nekadar sevinç duyacaksa, Türk milleti de kendisine bağışlanan bu medeni rüştün yaratıcıların, dan bulunan ebedilerden İsmet İnönüne böylece ve bir kere da- ha sonsuz itimad ve inanışmı teyid etmiş bulunacaktır. Biz Türk milleti bu itibarla, altıncı meclisi daha çok bizden ve daha çok benliğimizden bir parça olarak — imanla ve inanla Not değil, bir bü- Almanyadaki Türk Ticaret Odasının toplantısı Berlin, 25 (A.A.) — “Anadolu Ajansının husus? muhabiri bildiri- yor: Almanyada Türk Ticaret Oda- sının bu yılki genel toplantısı Türkiye Cumhuriyeti Berlin bü- yük elçisi Hamdi Arpagın riyaseti altında Türk ve Alman azalarının iştirakiyle bugün yapılmıştır. O- danın yıllık raporunda söylendiği üzere Türkiye - Almanya ticareti 1938 de 280 milyon mark gibi bü- yük bir yekâna varmıştır. Bundan 125 milyonu Almanyaya, 155 mil- yonu da Almanyanın Türkiyeye ihracatını teşkil eylemektedir , ların birtakım peşinhükümlerle, bey- lik sözlerle giydirilmesini istiyorlar. Çünkü ancak o peşinhükümlerden, o beylik sözlerden hoşlanıyorlar.., Baktım, manasız manasiz söylen- mesinde devam edecekli; hemen ay- nanın önünden çekildim. Nurullah ATAÇ Berline giden siyaâal bilgiler okulu talebeleri Berlin, 25 (A.A.,) — Profesör Selen ve Baltanın riyasetinide bu- raya gelmiş olan Anıkara siyasal bilgiler okulu talebesinden kirk talebe, sekiz gündenberi 'yabancı akademiler ofis memurlarının de- lâletiyle Berlinin yüksek mektep- lerini ve müzelerini gezmektedir . Bugün, Alman siyasal bilgiler o- kulu muallim ve talebelerinin hu zuriyle umumt harp ölüleri âbi- desine giderek bir çelenk koymuş- lardır , Türk Yüksek mimarlar Birliğinden : Şubemiz yıllık toplantısı geçen hafta ekseriyeti hasıl olmadığın - dan 28 -2- 939 salr günü saat 17.30 da Alayköşkünde, kat'i o- larak yapılacaktır. Sayın üyeleri- mizin teşrifi rica olunur, —— c Deniz Üç gün sonra deniz küçük nak- liyecileri toplanıp idare heyetle- rini seçeceklerdir. Malüm oldu. ğu üzere bundan önce Eminönü Halkevinde yapmağa hazırlandık- ları toplantı, zabrtanın müdahale- sini mucip 2Ian kargaşalıkla ya- pılamamış ve esnaf dağıtılmıştı. İdare heyeti ilg esnaf arasında ihtilâfı mucip bir çok sebepler mevcut olduğu anlaşılryor. 3000 kadar azası olan küçük nakliyeci. lerin 1200 kadarı intihabata işti- rak etmek vaziyetindedirler. Ce- miyet azasınldan Bahçekapı Deniz küçük nakliyecileri idare memuru Maksutun s&eöylediğine nazaran bugün esnaf iki kısma ayrılmış. Bir kısmı reis Mehmet Felek aleyhtarr, diğer kısmı da lehdarı - dır, Aleyhtarlar, dün İstanbul vi- lâyetine bir istida ile müracaat e- derek idare heyeti reisinin cemi- yet riyasetinde bulunmasının ka- nun ile tevem bulunmadığını id- dia etmişlerdir. Keyfiyet tahkik safhasına İntikal etmişir « İhtilâfların mahiyetini tebellür ettirebilmek için her iki tarafı da | ayrı ayrı |dinleyelim, Maksut diyor ki:' “İdare heyeti zaten idare me- murlarından müteşekkildir. İda- re memürları zavallr yaziyetinde- | dirler, Cemiyeti idare kabiliyeti- ni haiz bulunmadıkları için reise bağlıdırlar. Reis ne derse o olur, Salon ku- 'rulduğu zaman esnafın hakkını müdafaa etmesi lâzım gelen idare meclisi reisin salon idare memuru bulunması dolayısiyle bir takım iskelelerin aleyhine çalıştı. Ez- cümle Bahçekapıda 100 kadar esnaf çalışırken bunların 60 kada- rını İdiğer iskelelere dağıtan reis, bu iskeleleri öldürdü. Burada şim- di 40 kadar esnaf kaldı, Dağıtı- lanlar da küçük iskelelerde peri- şan haldedirler. Reis esnafın hak- kını koruyacak vaziyette değildir. İdare heyetinin 3000 kadar olan deniz nakliye esnafının hukuku- nu siyanet edebilecek mevkide ve ehliyette değildirler, Bu itibarla esnaf eziliyor. Haklarımız yerini bulmuyor. Bundan dolayıdır ki es- nafın mühim bir kısmı reis aleyhi- nedir. Fakat geçen içtimada “İsteme- yiz!,, diye bağıranları teşvik eden muhalif taraf değildir. Bunu kati- yetle ifade etmek isterim, Esnaf henüz intihabat başlamaldan ön- ce, daha tetkiki hesabat sırasında bağrıştılar ve bizim gördüğümüze nazaran reis tarafını iltizam eden kısımdan da bağıranlar çoktu. Esnafın reis tarafını iltizam e- denleri daha fazla iskelelerde nö- bet işlerinde kendilerinin bir çok haklardan mahrum edilmesi tehli- ihtilâf zemini nakliye kesinlden korktuklarından bu işi yapıyorlar, : Benim umumiyetle hükmüm şudur; Bugünkü idare heyetinde olduğu gibi, gelecek idare heyetin de de esnafı düşünecek, sevk ve idare edecek kabiliyette kimse bu- lunmıyacaktır. Esnaf arasında bu Zabiliyette olanlar yoktur. Bizce, icap ederse Ticaret Odası veya â- lâkadarlar bizi hariçten getire - cekleri namuslu, bitaraf, okumuş insanların idaresine tevdi etmeli- dirler.,, Reis tarafını iltizam edenlerden Osman diyor ki : “Büyük bir ekseriyet reis tara- fiındadır. Reisin bazı iskelelerde yapmağa lüzum gördüğü ıslâhat, o iskelelerdeki esnafiın muhalefe- tini tevlid etti; Bizdeki geçimsizlik tâ bidayet- tenberidir. Mavnacılar Cemiyeti zamanındanberi aramızda daimi bir muhalefet mevcuttur. Bu bir ekmek kavgası olmaktan ziyade reislerin, esnafın bir kısmını elin- de tutanların çevirdikleri desise- lerden doğmaktadır. On senedenberi reisi Mehmet Fe- lek semiyetin riyasetindellir. Umu | miyetle diğer cemiyetler esnaftı « 'nın mazhar oldukları yardımı, hi- müaye, tedavi ve saire gibi şeyler- den bizim esnaf da istifade ediyor. Bu itibarla idare heyetinin mu- vaffak olamadığı hükmü çıkarıla- Maz.», ; Biz Osmandan kla bir sual soör- duk: — İdare heyetinin hariçten ©ol- masına razı olur müsunuz? Lehtar partinin adamı olan Os man da bu yolda Maksuttan baş- kka türlü düşünmüyor ve diyor ki: “Maksat esnafın istikbali, ida- resi, rahati ve emniyetidir. Bun- esnafı iki partiye ayrıldılar Birbirine muhalif ve zıt partilerde müttefikan, kendilerini idare edecek kabiliyette aralarında kimse olmadığını söyliyerek hariçten idare heyeti intihabını istiyorlar olan hâdiseler nelerdiır, iki taraf da neler söyliyor ? lar temin olunsun da nasıl olur- sa olsun, her halde bitaraf bir heyetin başımızda bulunması |da- ha muvafıktır. Bizde tam mânası ile temiyeti idare edecek değerde az arkadaş bulunabilir. Hele idare memür « larından bu işi beklemek büsbü- tün doğru olamaz. Hariçten ges tirmek daha doğru olur,, Şimdi biz hükmümüzü vere«s lim * Görülüyor ki esnaf, cemiyet idare heyetinden memnun değik dir. Ne olursa olsun, hattâ ekse«< riyet demek olmasa da, 3000 ess nafın 1000 den fazlasının bir ce- miyetin idare heyetinden mem< nun olmaması mühim bir tezas hürdür. Buna nazaran esnaf ile cemiyet arasında bir ahenk ve sevfi ve ir- tibat uyandırmak Ticaret Odası Esnaf bürosunun vazifesi cümle- sinden olur. Cemiyetin umumi kâs tibi her kimse onu bitaraf bir ha« le getirmek, cemiyeti irşad vazi- fesini başarabilecek değerlde sgeç« mek lâzımdır. Ayrıca umumi es- naf cemiyeti idare merkezinden iki mümessili veya daha fazlasını böyle ihtilâf halinde bulunan ce< miyetlerin idare meclislerine mü- şavir aza olarak iştirak ettirmeli- dir. , Esnafa müteallik, iskele mermy suplarını dağıtmak ve saire gı'ü kararların 'TTicaret Odası bürot sunca kontrolu ve vizesi lüzumu konmalıdır. Yani umumiyetle cemiyetlerin ıslâhma çalışmak zamatır gelmiş geçmiş bulunuyor demektir. Esnafın istemediği bir İdare heyetini, hiçbir zaman nizamname leriyle mukayyed olan hedefleri tahakküuk ettiremez. ; İstanbul Muhabiri e Ankara, 25 (A.A.) — İngiliz istihbarat dairesi müdür muavini general Beaument Nesbitt, muha- fiz alayının tatbikatında hazır bu- lunduktan sonra jandarma ve po- lis enstitülerini ziyaret etmiştir. Genel kurmay istihbarat şubesi müdürü Albay Bahaettin Kuban tarafından misalir general şerefi- neÂnadolu klübünlde bir öğle zi- yafeti verilmiş ve bu ziyafette mil- dan bize ne? , duyuyoruz. Ama, bu Milletler Cemiyeti Kafda- Zi şrkasımnda bir Zümrüdü Anka imiş, bun. Şimdi milletlerin elbirliğile siyasi tarih. lerini bağladıkları bu efsane yetmiyormuş gibi, bir de Faşist milletlerin yeni bir Mil- letler Cemiyeti teşkiline karar verd.llıler_lnl Bir tekinin altından kalkamıyan millet . lerin bu çiftleşmeden doğacak enceğin ba- basımı tayinde tereddüt edip biribirine girmeleri çok muhtemeldir, İster misiniz bu Rasgele Milletler Cemiyeti çiftleşiyor LDE bir Milletler Cemiyeti var. başka ihsan istemez! H b d Sari bir en yüzünden sefer de, şimdiye kadar Milletler Cemi , yeti milletlerin biribirine saldırışma se . yirci iken, milletler seyirci olsunlar da iki Milletler Cemiyeti saçsaça, başbaşa dün - yayı hercümerce soksunlar! Aman ey Faşist milletler gölge etmeyin ON günlerde bazı vilâyetlerimizde nıyor. hastalık hâsıl olma bir has. talık görüldü. Bütün mücadelelere rağmen İstanbulda önü almamıyan bu marazın bu kere de Denizli vilâyetini sardığı haber alı. Hastalığın İstanbuldan sirayet ettiği ve bu gidikle bazı vilâyetlere daha salgm ya- pacağı söylenmektedir. Hastalık, ot yememekten hâsıl olmakta ve kasaplar vasıtasile halka sirayet etmek. tedir. Büyük sinir buhranlarımız solde sılır birakacak bu marazım adı gaa — | Et buhram! Çaresi de bu: Halkı kasaplardan tecrit. Misafir Ingiliz generalinin ziyaretleri General askeri tatbikatında bulun- du ve şerefine ziyafetler verildi l? müdafaa ve hava müsteşarları, genel kurmay hava müşaviri, ma« hafız alayı ve merkez komutanlas rı, İngiliz sefareti hava ve deniz ataşeleri ve mihmandar deniz 'bins — başısı Aziz hazır bulunmuşlardır. General öğleden sonra Orman Çiftliğini ve barajı gezmiştir. Bu akşam şehir lokantasında misafir general tarafından bir koktey par- ti tertip edilmiştir. Macaristan elçimizin verdiği ziyafet Budapeşte, 25 (ALA.) — Ma«s car telgraf ajansı bildiriyor: Türkiye orta elçisi Behiç Ergin bu akşam Naip Prens Horti ile Bas yan Horti şereflerine bir ziyafet vermiştir . Ziyafette niyabet hususi kalem müdürü Unay ile hariciye nazırı kont Csaky, eski başvekil kont Csaky, eski başvekil kont Betlen general Tanczeos, eski nazırlar « dan Conscilleno, meclis reişi kont Szeşenyi, Belçika ve Yunanistan orta elçileri ve diğer şahsiyetler de hazır bulunmuştur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: