22 Şubat 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

" k*'d KÖPRÜLÜ, bizde bir a- Dhn“h Urulmasına taraftar b sualine; “Mantıkları, Olmıyan adamların bir emmünakaşa elmesinden €z,, manasında — bir * CO mülüâkatın çıktığı Yanımda olmadığı için l dığı gibi zikrediyo- * “İnsan, ancak bir fi- ,, diy kmselcı—le münakaşa Sen — Ernest Renan'ın 0& fok h hoşuna giderdi K uhllıı giderdi. l'îiâ Ve on dokunzuncu hî, Mento ile idareyi pek '“iri;t diye gösleren fikir- i la den hâlâ sıyrılamadı- & Üüga, CAk, — heyetlerden ve k"i Biı» cok büyük — hizmetler | %&ı Ünakaşada, — bilhassa h'unq N%Üa bul m“nakaşada, daima h Büle unacağmdun, daima N H.'lh'lkie çalacağından emi- %ı:l“i T mü Şimdiye — kadar he- &Imnüaîada kimsenin, İN görmhslndıkme de- kabul '(ı*l'lqu Memiştir, Belki ilim, inde münakaşanın, ihti- y ul“rladnn kaldırıldığı İ M Ta, fen meseleleri insa- li Toğruya alâkadar etmez. İ, politika gibi insan n doğruya alâkadar “Ğlu şılllal Bibi, politika gi- hu dOğrudan doğruya A işlerde, fikirlerin çar- kikatin değil, bilâkis ilâfların doğduğu gö- Ce davalar — yardır ki dd edikleri için nihayel lünk' €n halledilmiş, hiçbir w mha Masına sebeb olunma- Yel hakikatleri herke- | Lî&şq mıştır * | h. insan münakaşa eder- Bi mdı Samimi olamaz; buna ul" biri, karşımızdakine Teta hürmet göslermek %;mdmıan hakkındaki : & Üzü, yani onları bi- Mı, ı birer budalalık saydı- s“ylll'emeyız ikincisi Balebe çalmak arzusu- Sİn, iddiamız aleyhin- da hatırımıza gele- Ti kurcalamamağa ça- kendi kendimize dü- lnun bu mahzurların ezeynn addetliğimiz lll'met göstermeksi- e CNZ karşımızdakine Balebe çalmak arzu- Sin ) hatırımıza — gelebi- daha soğuk » kanlı eder. onların da his- €endi kendimize dü- 4man fikrimizin zaafır EĞiştirdiğimiz olür; A ederken bilâkis o za- €lmeğe kalkar, daha olururz. ıâibar etmek, hakika- İkadından doğar, Ha- İr kil... Her iddianın » Yanlışlığını da is- inbir delil bulunur. , Dakaşa — etmeksizin * hak İze kalın düşünmek, İ- herı; ülin icaplarını a- Yü daha faydalı ne- başına çalışan a Aşardıkları, daima e.Vc:tlerin bir iş ba- d Çok görülmüştür. %'hl ârrı ki Amerikan demok- w Ö €ntodan — ziyade, o hl' Za ancak — mürakabe ©- N. ı K'*vıh W NŞ t &M Man iskat edemiyece: 3a İtibaı- elmesi çok "Ekelur K%qh: k?ak“—hdan vazgeçmek | li v Fdlmt herhalde ben Nakaşanın o ihliras- ' nsa"a bir kat daha b%% tn den kendimi mah- lzqa '“'m Bunun içindir %d' 'm ikna edemiyeceği- halde ikide bir, münakaşaya giri- Nurullah ATAÇ güden halkevlerimizde verilmiştir, edilerek gelmiştir. Program şu: hk var, Programı hazırlamak bulunuyor. lara, izahlara ihtiyacı vardır. dekilere tane tane anlatır gibi şümul ve fayda daha çoktur. düşmüş bulunmamak lâzımdır. Halkevleri ve konferanslar ALKIN kültürü ve bilgi seviyelerini yükseltmek gayesini Üniversite, bu münasebetle bir program hazırlamış ve tasdik “Türkiyede içtimai siyaset ve tatbikatı; illiyet prensipi; fik- ri haklara dair bazı umumi mülâhazalar; liberalizm ve devletçilik, hürriyet ve intihab ehliyeti, gayrikabili tedavi hastaların öldürül- mesine cevaz var mı? Nebatlarda his ve hareket,,, Bu mevzuları görünce, kendimizi yüksek entellektüellerden mürekkep bir toplantının ruznamesi muvacehesinde sanırız, Gaye, halkım kültür ve bilgi seviyesini yükseltmektir. Hal. buki tatbikatta yükselmiş kültür ve bilgi seviyesine göre hazır. memleketi bir üniversiteliler yurdu gibi telâkki hatasına düşmüş Profesörler ve doçentler ve daha tam hükümle üniversite, halkevlerinin istediği bu konferanslardaki gaye ve hedefleri, lüks bir ilim zihniyetiyle telâkki etmiş oluyor. Halkevleri idare heyet. leri de, muvacehesinde bulundukları halkım kültür ve bilgi sevi- yesinin neyi icab ettirdiğinden gafil gibi görünüyorlar. Buğüne kadar verilen ve verilmekte olan — konferansların mevzuları üzerinde biraz durunca göreceğiz ki bütün bunlar, ve faydalı olmaktan ziyade konferanslar serisinin ne olursa olsun eda edilmesinden fazla pralik bir değer göstermezler. Gerek halkevlerinin konferanslardan maksudu ve gerekse konferansçıların mevzuu, Türk İnkılâb ve ideolojisini, ilim dilile değil, vülgarize ederek halka sindirmek hedeflerini rektir. Halkm ilmi konferanslardan ziyade, Türk inkılâb ve te- kâmülüne muvazi fikri inkişafmı temin edecek irşadlara, ikaz- İlim dlili olmamak vo halkı bir üniversiteli ve hattâ bir lise, H gibi telâkki etmiyerek orta ve hattâ daha alt irfan seviyesin. Yavuz Akadan'ın Konya halkevinde vereceği “Liberalizm ve dev- letçilik, hürriyet ve intihab ehliyeti,, gibi mevzularda yurd saran Türkiyenin nüfusu on sckiz milyondur ve bunun on iki mil- yona yakmı köylüdür, Bir şehirli zihniyetiyle hareket hatasıma yu bir ilim dili değil, mekteb mefhumundan tecerrüd ederek, halkla muvacehe olmuş, daha fazla bilgiç ve okumuş bir memle- ket evlâdı sıfatiyle ve halk diliyle Türk cemiyetinin istediklerini söylemek, bildirmek, öğretmek lâzımdır. Halk bunu ister, bunu severek dinler ve halk dilinde de, mevzuunda da, prensipinde de halkçılık bekler, konferanslar verilmesine - karar vaziyetinde bulunan üniversite mık ge- hareket ederek, meselâ — doçent Ergeç mekteblerin vereceği ka- Ankara radyosu neşriyat yapıyor Ankara, 22 — Bu akşam Anka- ra radyosunda AÂmerika için kısa dalga 31,70 üzerinden bir neşri - yat yapılacaktır, Neşriyat saat 20,5 da başlıya . caktır. İlkönce Türk Amerikan İstiklâl marşı çalınacak ve spiker Amerikayı Türkiyenin sesini din. lemeğe davet edecektir. Neşriyat arasında Lir orkestra konseri verilecek ve ayrıca da Nevyork sergisine iştirak etmek üzere Türkiyenin yaptığı hazırlık lar Amerikalılara bildirilecektir. Neşriyat saati Amerikada gün . düz 13,5 ğa tesadüf etmektedir. Birinci tecrübenin çok iyi netice ler verdiği anlaşılmıştır. İlk neş - riyatı İsviçrenin Sals şehrindeki Amerikan radyo korprasyon mü . messilliği nakletmişse de, doğru - dan doğruya Amerikadan dinle . yenler de görülmüştür. Bunlar se- leridir. Buakşamki tecri'beden sonra Reisicumhur İsinet İnönü'nün ÂA. Bu akşam “Amerika için | sin çok güzel! geldiğini bildirmiş- Kovboy - oyunu “esifağlası ” — Ağır cezada görülmiye başladı Bundan bir müddet evvel Tak- simde kovboy oynarken arkadaşı Dimitriyi tabanca kurşunu ile öl. düren Jozefin mahkemesine dün lu verdiği izahatta arkadaşile be . raber Kamçılı adam filminde sey. rettikleri bir sahneyi evde prova ettiklerini ve bu sırada elinde bu- lunan babasının tabancasının ateş alarak arkadaşının vurulduğunu söylemiştir. Şahit olarak dinlenen polis me. murları vakanın kaza olduğu ka . naatide bulunduklarını söylemiş . lerdir. Müdafaa şahitleri için muha keme başka güne kalmıştır. Di - ğer taraftan Jozef de serbest bı . rakılmıştır. sajın tari'nl tayin eilccektir. Verilen malümata göre sergi münasebat'yle Romanya ve Yuna. nistan K-alları da Amecrikalılara merika halkına irat edecekleri me.: birer mesajda bulunmuşlardır. ağır cezalda devam edilmiştir. Suç | b Baryyaf, r" lardir — ülka hareket etlmelidir. a vadt f M LAŞ yarlarmr şakar Üz dakiyteşi Düye Kuşcasaadöya 4 İş dairesinin bir tamimi Ş yerlerini müşküle soktu Biz bu müşkülaâtı önlemek için, istenen cetvelin nasıl tanzim olunacağını alâkadarlara izah ediyoruz İş daireleri, iş yerlerine karşı daha pratik usullerie Şikâyetlere sebep olan karışıklıklardan korunmak lâzımdır y n b-ıür | iese | lt li Yakan ti ayerliş ; V ç ÇĞ İ taşıyan bir tamimle bütün iş yerle- rine bir cetvel göndererek 938 yılı zarfında çalışan işçilerin sayıları ve aldıkları ücretleriyle buna ait diğer bazı malümatın tesbitini istemiştir. Cetvelin doldurulup gönderilmesi i, çin 28 şubata kadar mühlet — veril- miştir, Cetvel arkasmdaki izahata göre doldurulacaktır. Fakat bu izahat çok muğlâk ve biribirine girift halde bulunduğun. dan birçok müesseseler iş dairesi- ne müracaat ederek ayrıca izahat talebinde bulunmuşlardır. Zaten tamimde de: “Bu izahat sırasında anlaşılmıyan noktalara raslandığı takdirde Sirkecide liman haninm üçüncü katında bulunan da- iremize müracaatla icab eden tafsi. | lât âlmabilir,, denildiğine göre biz- zat iş dairesi de iş yerlerinin bu iza. hat. ile iktifa edemiyeceklerini ka- bul etmiş buîunuyor. Bu husustaki — noktainazarımızı söylemeden önce bu cetvellerin na- sıl doldurulacaklarınt — daha sarih bir şekilde izah etmek isteriz. Bu suretle pek az mühlet verilen bu cetveller işinde Aalâkadarlara yar . drm etmiş olacağımıza kani bulunu- yoruz, Cetvelin beş hanesi vardır. Sol. |dan birinci hane ayları göstermek- tedir, Her ayın yanında bir rakam görülüyor. İş yerleri, müstahdemle- ri hakkında verilecek —malümatı o ayın gösterilen gününü itibar ede. rek kaydedecektir. Meselâ (17 kânunusani) diye ya- zılan sıraya- İ7 kânunusanide fiilen vazife halinde bulunan kimler var. sa onlar yazılacaktır. Ve eğer bu günler tatile isabet ederse iş yerinin faaliyete geçtiği gün ilâve oluna - caktır. Meselâ 15 şubatta iş yeri ta. tildir. 16 şubatta işe başlamıştır, (15 şubat) srrasındaki (15) i silecek ve yerine (İ6) yazacaktır. İkinci hane Cişçi sayısı) kısmıdır. Aylara göre iş yerinde 12 yaşından 16 yaşına kadar nekadar kadın ve ya erkek İisşçi varsa yazılacak ve A y İ İş dalreâi 17 gubat 939 ta.rihinı' | İ boylece 16 18 yaşmda o!anîar ve 18 yaşından yukarı bulunanlar ayrı ayrı kaydedilecektir. Meselâ iş yerinde 17 kânunusani. de 16 yaşmda 4 kadm, 3 erkek ça- lışıyor, 17 yaşımda 3 kadın 2 erkek çalışıyor. 18 yaşından da yukarı ça. lışan yok, Bu takdirde 16 yaşındaki (B) ha- nesinin kadın kısmma 4, erkek kıs. mına 3 ve (c) hanesinin kadın kız- mıma 3, erkek kısmına 2 yazılacak, |(D) sütununa da (yoktur) yazıla. caktır. (E) ile gösterilen yeküna da bun- larm umumu cemolunup konacak . tır. Şu hesaba göre yeküna (12) ya zılacak demektir. Üçüncü haneye işçilerin aylar sütununda işaret edi- len günlere ait yalnız o günkü üc. retleri tutarı konacaktır. Yalnız bu hânenin H, G, F. sütunları yüz ve ya yüzden fazla işçi çalıştıran iş yerlerine aittir. Onlardan başkasını alâkadar etmez, Kânunusaninin 17 inci günü iş ye- rinde 16 yaşında i00 kuruş ücretle 30 erkek, ve 5ü kuruş ücretle 20 kadm çalışıyor. 18 yaşımndan yukarı 200 kuruş Ücretle 50 erkek, 100 kuruş ücretle 50 kadın çalışıyor. İT yaşında da işçi yok. O halde F sü. tununun erkek kısmma (30), ka - dın kısmma (10) lira yazılacak (G) sütununda işçi olmadığı için yazıl. mıyacak (H) sütununun erkek kıs- mına (100), kadın kısmina (50) lira yazılacak demektir. Bunlar bir gün. lük tutardır. Bu hanenin (İ) işaretli yekün hanesine ikinci hanenin (E) işaret- li yekünunda bulunan işçilerin ver. gi ve saire gibi tevkifatı tenzil edil- meden gündelikleri yekünu yazıla .- | caktır. Yalnız vâhidikıyasi bir Türk Hrasıdır. 50 kuruşa kadar olan kü- surat hazfedilir ve bundan yukarı olanlar bir liraya iblâğ olunarak gösterilir. Dördüncü hane (J) ile işaret o. lunmaktadır, Bu sütuna kâtib, mü- hendis, idare veya anbar memuru, Beyin satıcılığı (Beyin satıcılığı) halle mahalle gezip öküz beyni şimdi biraz paramızla, bir parça olurdu.,, le bir hataya düştü. adam ! kuzu beyni makbuldür. barla papeli! ECİB Fazıl Kısakürek, gazetemizde başlığı altında müessir bir fıkra yazmış. Sonunda diyor ki; “Biz yazıcılar, Allah sermayesile beyin satıcılığı yapan itibarsız esnaf, bugüne ka, dar kendi beyinlerimizi Ssatacağımıza ma- Kısakürek arkadaşımızım kısa görüşlü olmadığını biliriz, ama, bilmeyiz nasıl böy. A adında dahi necabet — taşıyan fazıl Dünya üzerinde iİnsan — beyni yiyen yamyamların kalmadığından nekadar ga- filsin! Pek öküze gitme! Şimdi her yerde Kürekleri bırakıp kuzulaş, seyret lt_l— Tayyareyle satsaydık şerefimiz E niİyor. Rasgele UAD Dervişe söyledik: — Ekrem Köniğ tayyareyle kaçı. yormuş, duydun mu? — Şu tayyare ne asil şeydir, Dedi, Ek- rem Königz önce onu kaçırmıştı, altında şim- di o da Köniği kaçırıyor. L Vapurların hastalığı TRÜSK ve salre gibi vapurlardan gayri İzmit ve havalisine — işliyen vapurların da süratlerini kaybettiği söyle. Yılın her mevsiminde geceli gündüzlü, yorulmadan, dinlenmeden didinip çalışan bu emektar gemilerin açık denizlerin hır- çınlığma da göğüs germelerini dikkat naza- rına alırsak nasıl batmadıklarıma ve limana doyamadan boğulup gitmediklerine hayret Bunların la azala kaçıyormuş voküş doğrusu! Vapur Soön etmek gerektir. Haydi bunları mazur gö- relim, Ya kısa hatlara işliyenlere ne oldu? süratleri her yıl biraz daha aza- durdukları yerde dubalaşacaklar Fakat biz insanlar da çok insafsızız Bunca yıldır su üzerinde, rütubet içinde, kendilerini iskeleden iskeleye vura vura şu nankör ve insaf bilmez İstanbullu. ları sırtında uflaya puflaya taşıyan, çalışan ovapurcuklar çelikten değil ya! Elbette a- yakları tutmaz, artık koşamaz olur. Buna tıbbı bahride: romatizması, derler. Etrüsk gibi genç ve terütazelerde, ba- badan intikal etme yoluyla görülebilir. zamanlarda vapurlarda — görülen (sektel kalb) in sebebi de fazla yorgunluk- tur, Kısa hatlara çalışanlarımn maazallah böyle bir faclaya uğramamaları için, sayın halkımızın muhtacı muavenet vapurları hiç olmazsa birer (simit) le ziyaretleri mu- vafık olur, muhaseb&cî _gı“b'l kafa işçileri kona. caktır. Bundan sonra (K) işaretli dar bir sütun gelmektedir. Bu sütuna iş yerinin hafta tatili, bayram ve saire gibi bilmecburiye çalışmadığı günler tenzil olunarak (A) sütununda gösterilen ay zar - fında ne müddet calışmış olduğu ya. zılacaktır. Meselâ iş yeri İT kânu- nusanide çalışmağa başladı. Ayın nihayetine kadar 2 çumartesi öğle. den sonra kapandığı için bunlar bir gün olarak gösterilmek üzere, 2 de pazar bulunduğuna nazaran 3 gün çalışmamış demektir. 16 gün de ça- * İşmamıştı. 16 * 3 — 19 gün eder. Kânunusani 31 olduğuna göre i9 tenzil edilince 12 kalır. Demek ki iş * yeri o ay zarfında 12 gün çalışmış, tır. Bu haneye, o âym hizasma ol- mak üzere yazılır. (L) sütununa 1938 senesi zarfın. da tahâkkuk eden ücretler yekünu konur. Yalnız bu yekünlar senelik- tir ve işçi veya —müstahdemlerin vergi ve saire tevkifatı tenzil edil. meden yapılmalıdır. Cetvelin altın- da da (M) ile gösterilen yekün ha. nesi vardır: Buraya da yukardan a- ; şağı her sütunun yekünları sırayla yazılacaktır. Cetvelin sağında iş yerinin adre. sini, ticaret sicillindeki unvanını ve iş verenin imzasını koymak için boş yer vardır. Bunlar da yapılıp imza edildikten sonra cetvel ikmal edilmiş olur. NOT: Görülüyor ki iş yerinin bu cetveli her müessesenin altmdan kalkamıyacağı kadar muğlâk, mu- dil ve izaha muhtaç mahiyettedir. Halbuki daha pratik ve daha ko. lay bir şekil bulmak ve müessese- leri müşkül vaziyette bırakmamak mümkündü, İş müesseselerini uzun müddet işgal mahiyetinde bulunan bu gibi taleb cetvellerinin mümkün olduğu kadar kolay, basit ve bilhas. sa süratle tanzimi kabil olmalıdır. Bu yüzden birçok şikâyetler olmuş- tur. ' Sanat mektepleri müdürleri toplanıyor Sanat mektepleri müdürleri dün Selçuk Kız Sanat mektebinde bir toplantı yapmışlar ve Devlet Şü - * rasına yapılacak teklifleri karat . laştırmışlardır. —a A Resmi Borsa kara borsacılarına harp açıyor Resmi borsanın haricinde mua- mele yaparak kanuni hükümlere aykırı olduğu halde döviz alıp satan, harice Türk parası kaçıran we muüuhtelif şekillerde döviz ka . çakçılığı yapan kara bkorsıcıları hakkmmda sıkı bir takibata girişi. lecektir. Alâkadarlar bu hususta sıkı tedbirler almışlardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: