m, » mir Yıllardan beri ğa ie ii ama bu m reca tdk hakkımız vayın de- ntaraşkl telleri ile i ME bozduğunu dadı » çirkin olduğu. ai VU eadı Pm aların id. ri ln kan: 6 kır Arabalar bir gi- * me hoş olu İm ayi da k da lerini olmak- Dağı İŞ ummuyo: na a e kay İyi kay ?98: Ape Darayı bula da eb N tey da a db) kapı İkinci mevki dl “> Yagı, Pitinel mer- 0” ucagi lr? G, Ufuk yapmak deği bu suretle » Pahalılaşı Yayla, da gi Kapıları dataş e dururdu, ox, “İD binenle- in *pılar kaptı” Maç AbiYı açı N değilse de haylı altın» tramvayı, Miz zil çal © Kapılar i k ra ta oyn bel Ye çıkışacak gm e müş Anladim; 1 hag age İN e gerin ara, “ağ, İm, #İİD kapıyı VA Yeni “Avları heniz Moray yl arabalarda konula: e, a em de ha- mey anlığında İl yi li daya sldur? Ba: : . al Kn lakap Ka A A ae çiz ya lima eN aş AY iy, in y ae Miri pi erin İhya, ÇKİMseler olu, Peklemek May bip ğine deseler. Yapmak a Sürüyor; dar yaman lört cizara R Mani bekle- den hi- mma en eman nen nm mz A Z eğim > r £ EŞ f £ EE TLE İpsiz; ğ 7 siri yoktur. göre kasapların ne sun'u takeiri mü mahiyetinden İleri geçemez. ulü teeziye etsin. Mösele bu değildir. işin mes'ulleri olarak kasapları ucuzlamasını İsterler. a£ para göçer, cularm vaziyetleri, kârlarındaki 1938 in en muvaffak yıldızları Beti Davis Holivud Mnema dünyaat, orada diği filmler hakkında, bütün dün. yanm küküm vermesini kâfi görmi. yerek, kendisi bir akademi kurmuğ- tur. “Holivud akademisi, yılın beş kadın, beş erkek on artistini tesbit eder, Bu sene de akademi, 1938 yılm- daki en muvaffak artistleri gu su- retle tesbit etmiştir: Kadın artistler arasında: (Mari Antuanet) filminde Norma Şerer. (Üç arkadaş) filminde Mazaret| Sullavan, (Pigmalyon) filminde Vendi Hil- ler. (Jezebel) filminde Bette Davis. (Beyaz yapraklar) filminde Fey Beyater, Beş erkek artist de şunlardır: (Cerait) filminde Şarl Buaye, (Kiri çekreli melekler) filminde Ceyms Kagney, (Kale) (filminde Robert Donat, (Pikmalyon) filmin- da Terli Hovard, (Boystovn) fil . minde Spenser Trasi, Akademi bu on artist içinden bir kadin, bir erkek Iki artisti seçecek da belediyenin vazifesi cümlesindendir, mes'ul yine olur, Dikkat etsin, müteyakkız olsun, kontrolu bırakmasın, mes- Bir e& derdi vardır. Gerek belediyenin ve gerekse ziraat matbuatm tetkikleri et meselesinin iç yüzünü meydana çıkar. muş, derdini taşhis etmiş bulunuyor. Gazetelerin teşhis edilmiş bulunan bu maraz3 rağmen hâlâ ve bunları, aym 28 inde verdiği bir ziyafette, senenin yıldızları olarak tist olarak Bett Davisin seçileceği ikuvvetle tahmin edilmektedir. ' ilân edecektir. Bunlardan kadın ar- |” Vur abalıya! 'T meselesi “Vur abalıya!” gibi bir hal aldı. İşin Iç yüzü. n0 vâkıf olmıyanlar et moselesindeki mudil müsebbibi olarak kasapları ele alıyorlar, Kasaplar, belki parça et İşinde, ve belki kemiksiz ot satı şında küçük mikyasta narım menetmediği noktalardan istifade edebilirler, sma, ot fiatlarının yükselmesinde bunların hiçbir te- noktaların Kasaplar, et bayileri sayılırlar. Belediyenin koyduğu narh i- le satış yapmak mükellefiyetinde bulunurlar, Narlı koyan bele- diyedir. Eğer et pahalıysa, bu belediyenin narhi icabr olduğuna vardır? Birkaç kasabı hileli et satması, aleliâde bir belediye cür- Nihayet böyle bir iş varsa, © belediye Et pahalıdır. İşletmeleri kurumunun ve ele alması biraz ds İşi kavra, mamaktandır, Kasaplar, narh neyse onu yapmağa mecburdurlar. Mümkün olduğu kadar fazla satış yaparak geçinmek isterler. Etin pahalı oluşu, onları da sabahtan akşama kdar sinek avla mak vaziyetinde birakiyor, Kasaplar da bu halden memnun de ğildir, müştekidir ve onların dertleri do halkın derdi gibidir. Etin Bu işte müstahsillerin de günahı yoktur. Hattâ mistaksille- rin eline, bugünkü et satışlariyle kıyas kabul etmiyecek kadar Meselenin mühim taarfı toptancılarm, eeleblerin, komisyon. nispetsizlik, et flatlarmı arttır. mak suretiyle kazançlarmı fazlalaşlırmak gibi noktalardır. Tedavi olunacak yara, ne müstahsilin istihsalciliğinde, ne de kasap esnafınm perakendeciliğindedir. Toptancılık işinde olan bitene el atmak, işin bu tarafını ye- una koymak, bu dedikoduları halletmek Için kâfi gelir. Hükümet veya belediye bizrat toptancılık yaparak (birkaç muhteris tacirin elinden et gibi mühim bir memleket meselesini kurtarır ve bu iş de yolüna girer. ingiliz krallık | tacı Ilk defa olarak Atlas denizini geçecek İngiliz kral ve kraliçesi önümüzz- deki aylarda Amerika suyahatine çıkacaklar. Bu seyahatte kraliçenin tsemı giyeceği, fakat kralm taşsız gideceği yazılmıştı. Çünkü, kraliçe. nin tacı kendisinin malı olduğu hal. de kralm tacı memlekelin malıdır ve memleketten dışarı çıkarılmama- st Adettir, Fakat, son verilen bir karara gö- re, Amerikaya giderken kral da ta» emi alacak ve orandki merasinde başma giymiş olarak bulunacaktır. Bu suretle İügiliz krallık taer, ilk defa olarak Atlas denizini geçmiş olacak. Kralm bu seyahatte beraber gö- türeceği tac “imparatorluk devlet tacr,, dır ve şimdiye kadar, üç ma, râasimde giymiştir, Kazlar ve insanlar Kaz ve ördek gibi kuşların güç yürüdükleri, fakat kolay yüzdü leri malümdur, Bu yüzüş ka yeti ayak parmaklarının arasın- daki zar sayesindedir. Riviyera sahilleri üzerinde kiş- lamağa gelen seyyahlar arasında kaz bacaklarındaki zara benze yen'kauçuk Xeseleri ayaklarına geçirerek yüzmek modası alup yürümüştür. Resimde kauçuk ayaklarını gu rurla gösteren bir çift görünmek İ zerine asılmaktadır. Yerli, Avru. İba katmak gerektir, Gelen mallar Oyuncakçılıkta iktikâr var mı? Teneke (parçaları yüzünden memleketin parası nasıl harice akıyor ? Tekerleği, kasnağı, muşambası yerli olan ve burada yapılıp da Avrupa malı gibi gösterilen ve bu yüzden 90 liraya kadar satılan çocuk arabacılığının içyüzü nedir ? Oyuncak ticaretinde ihtikâr var m; yök mu? Bu yüzden men” leketin parası nasıl dışarıya ala-| yor? İki sualin cevabını, bu kurban bayramı ağzı yanan halk verebi- lir. Maahaza biz oyuncakçılarla da, balk ilede temas ederek bu vazi yeti tasrih edeceğiz. Oyuncakçılara, büytik mağaza. lara, oyuncak satan müesseselere bayram münasebetiyle ortalığa iş» portalar içinde dökülen oyuncak- lara bakınca alelâde basit teneke- lerden yapılmış, bir küçük çelik zemberekle tahrik edilmekten baş ka hiç bir değeri olmıyan oyuncak ların en aşağı 150 kuruş fiyattan başladıkları görülür, Bunlar müesseselerde iki nevi &| pa.. Avrupa mamulâtı fevkalâde basit ve adidir. Sağlambk nokta-| sından ele alınır şeyler değildir.. Değil bir çocuğun, ihtimamlı bir büyüğün bile derin dikkat ve iti- na ile dahi muhafaza edemiyeceği bu teneke süprüntüleri halkın mü-| him parasını yalayıp götürmüş bulunuyor. Ayni zamanda adi ve keskin te- nekeden mamul bulunup çocuk ru- hiyatına göre hazırlanmamış olan oyuncaklar, yavrularımızın ber an gözü kör olmak, eli yüzü kesil. ! mek gibi tehlikeler karşısında bu- lunmasın: da mucip olacak kadar mânasızdırlar. Yerli oyuncaklara büyük mües- seselerde yer verilmemiştir. Çok ucuza malolan ve sağlamlığı bakı- mından, çocuğun hayati emniyeti, noktasından daha mükemmel cl duklarında şüphe bulunmıyan, fa-| kat lüks mamulâttan sayılamı - yacak olan yerli mallar: dahi bu bayramda ateş pahasına çikıver- miştir. Alelâde parça ipekliler içi ne, gene alelâde kaoçuktan yapıl- mış Ye şişirilmiş deve, inek, fil ve; saire gibi hayvanlara ait balon; şeklindeki oyuncaklar 170 kuruş”) tan 600 kuruşa kadar fiyatla sat: mıştır , Bunların arasında (tekerleği, | tahtası ve müşambas: yerli olan ve fakat avrupa gibi gösterilen çocuk bisikletleri, arabaları da 40 lira. dan 90 Hraya kadar satılmıştır . Oyuncakçılıkta muayyen bir fi- yat haddi bulunmadığı için etiket- ler, müesseselerin kendi arzuları- na ve kâr ibtiraslarma bağlı kal maktadır . Memleketimizde pekâlâ yapıla- bilecek bu gibi oyuncaklar müna. sebetiyle (görüştüğümüz büyi oyuncak müesseselerinden birinin sahibi diyor ki: “Filhakika oyun- caklar ,çok pahalıdır. Hattâ bazı” ları sahicisinden dahi fazla fiyatla satılır, Fakat bunda gümrüklerin tesiri vardır. Fakat gümrük veri- tiz. Birde malların ficesini kese” filhakika güzel ambalâj edilmiş tir, ama, buna rağmen yüzde 20 nisbetinde bozukları çıkar. Bunları tekrar tashih Oetmek mümkün değildir. Çünkü büyük e. mek ister. İşçilik hakkına değmez. Bittabi bu firelerin zararmı da sağlamlarına yüklemek lâzımdır. Her yıl yeni bir öyuncak modası tedir. başlar. Bu sene bilhassa ateş çıka rân tayyarel:r, otobüsler, tarklar, motosikletler çok modadır, Gör düğünüz gibi en küçük boy ateş çıkaran bir tayyare 170 kuruştur.,, Müessese sahibinin söylediğine bakılırsa hâdisede fiyat fazlalığını mucip olan gümrük resmi değil fi- redir. Birde konulan kârdır Alelâde bir çakmak taşı ile ba sit bir tekerleğin sürünmesindeni hasıl olan ateş, oyuncağın kıyme- tini derhal bir kaç lira birden art. tırmaktadır. Üst tarafı basit ve süslü boyalı tenekelerdir. Yerli eyuncakçılardan birini dinleyelim.. Önünde pamukla doli- durulmuş ve üzerine elli kilo sik- let aldığı halde ezilmiyecek kadar sağlarh yapılmış ata bağlı zarif bir araba ile beraber bütün oyuncağı 125 kuruşa satan bu Türk oyun- cakçısı diyor kis “Memleketin, balkın parasına yazıktır. Bu oyuncaklar arasında ne bir icat, ne bir keşif, nedebir hususiyet vardır. Hepsi biribirinin aynidir. Yal. nız şekiller değişir. Alelâde #ba- nor, şimşir, karaağaç gibi tahta; lardan yan kesilip boyama suretile yapılan ve altına “dört tane kalın ve sert makara takılıp oyuncak ha line getirilen bir tahta parçası, Avrupa mamulât: olduğ uiçin 100, “Ahmak eğleniyor! Klark Geybl'in yeni filmi Klark Geybi ile kol kola sinemaya o gidiy Geybl'ın yeni filmi olan öğleniyor” filmini görecekler, Yakat, bu büyük bir hâdisedir. Çünkü onların kol kola görünmele- ri evlenecekleri hakkındaki şayla - yı kuvvetlendirmektedir. Klark Geyblim karımı Misis Rea Geybi ko- casından ayrılmaya karar verdiğini söylediği günden sonra iki artistin evlenceekleri şayiası çıkmıştır. Kiark Geybile Karol Lombard o kadar dalşmlar ki, kendilerine, imzalamaları için uzatılan kalem ve kâğıtları görmüyorlar, veya görme. mezliklen geliyorlar! 120, 200, 250 kuruş fiyatla satıl maktadır. Bu neden ?, Bu işler pekâlâ memleketimizde yapılabilir. Ve benim kanaatim, oyuncakçılıktan ihtikâr denilebilir evsaf mevcut olduğundadır. Basit bir fabrika bu işi hallede- bilir, Oyuncakçılık nazarı dikkati cel- betmiyen çok kârlı bir iştir. Bu münasebetle size çocuk ara” bacılığından da bahsetmek iste- rim. Çocuk arabaları henüz moda oldu, Birkaç yıldanberi muhtelif çeşitleri çıktı. Çok satılıyor. Dikkat ettinizse, görmüşsünüz. dür ki bu arabaların en ucuzu 25 liradan başlar. 120 liraya kadar &- dir?, Size bir hakikati söylemek isterim ; Bunların çoğu memleke - timizde imal olunur . Nihayet demir, tahta ve müşamr- ba aksâmmı ibtiva eden çok ba. sit bir iştir. Bizde bunların çok daha güzel işçilikleri görülür, Bronz işlerimiz ne mükemmeldir. Yerli karyolalarımız Avrupaya rekabet edecek değerdedir. Niha- yet basit bir dingil ve dört teker- lek üstüne, kontrplâktan yapılmış ve muşamba ile tefriş edilmiş bir tekneye bu kadar para almak gü- nahtır, Her ailenin el attığı bu iş bence kontrolsuzdur.,, Filhakika çarşı içinde yerli ima” lâtçıların yaptıkları arabaları gö- rünce bu ifadenin doğruluğuna biz de kanaat getiriyoruz. Gerek ço. cuk arabacılığı ve gerekse oyun çakçılık başı boş kalmış ve yüzde ne nisbetinde kâr temin ettiğine ehemmiyet verilmemiş çok dikkate değer bir memleket meselesidir. Yerli yapılamıyacağını kabul etsek dahi nihayet bu gibi itbalât eşyasının muayyen bir kâr nisbe- tinden fazlaya satılamıyacağını te- min edebiliriz. Fakir, zengin hangi çocuklu ev tasavur olunabilir ki bu oyuncak» lar yüzünden bütçesinin mühim bir kısmını İfraz etmemiş bulun. sun. Topundan tut, bisikletine ka” dar çocuğun her devrinin oyunca” ğı vardır. Ve bunları boğazından keserek almağa lüzum görenler binlercedir. Oyuncakçılık bugünün en fazla kür getizen işlerinden birini teşkil diyor. Ticaret işlerinde kaydolamaz, fAlhakika, oyuncakçılık yapmak memnu değildir, menedilmesi de istenemez, Mutlaka yerli oyuncak tan başka oyuncak satılmasın diye de belki bir mecburiyeti ikâme ©. lunamaz, ama, nihayet çok normal bir kâr koymak mecburiyeti vaze. dilebilir , Oyuncakçı dükkânlarının vitrin lerinde yer alan öyle oyuncaklar var ki bunlar umumi çocuk terbi- İ yesi noktasıtıdan zararlı şeylerdir. İ Her halde bugün en fazla kontrw İla muhtaç olan işlerden biri, en İçok ticaret getiren ve muayyen bir ölçüsü olmadığı için fiyatların- da halk nezdinde kıyaş imkânlar | bulunmuyan iş sahası olan oyuncak çılık ve çocuk arabacılığıdır.