5 ŞUBAT — 1909 Haber'in tarihi Romanı: 48 Gecenin ee bir BE cam Be çasına çıkan şangırtı ile yırtıldı Duvarm yanmda duran büyük va- &oyu iki eliyle kaptı. ilmez misin? Henüz Arab içeri girmeğe hazır. | — Nasil oldu. Anlat. Ben, görü. Janıyordu, Oda büyüktü ve Abdür . | yorsun ki, kâlâ heyecanımdan kur. rahmanm yatağı neredeydi bilmi - | İ bulmuş değilim, Ve bü da ken yordu. Fakat Arab içeriye girip ön- | dimi kurtarmak için girdim. ce yatağı bulmak ve sonra Abdür- | — Burada olduğunu (biliyorum. rahmanın derhal öleceği bir yerini! Fakat vazoyu stan sen olduğunu nişan almak mecburiyetindeydi. Ka | bitmiyordum. Yalnız vakaden en ranlık olduğuna göre bu bir müd -|çok heyecan düyanlardan birinin date mütevakkıftı. Bu müddetten | sen olacağını tahmin etmiştim, Ne. istifade etmek Abdürrahmanm ha- | dimen görmüş, bana haber verdi. O yatını kurtarabilirdi ve yahut kur. | hâdiseyi bitirdikten sonra buraya taramazdı. Fakat, bu tedbiri ker ih | kostum. Dirle bak: uyandığım za- timale karşi almak Jâzımdı. man kapı önünde elinde hançeri ile Nilüfer fazla tereddüd gösterme- ak ve endişeli bir arab elini di. Elindeki vazoyu nişanlıyarak Ab| sağa sola sallıyarak duvarlara, tah- dürrahmanm kapıma firlatir. talara vurduğunu gördüm, Gecenin sükünü, hir kaç cam bir.| HUŞ süphesiz ki bu herifin, ka - den kırılmışçasna çıkan bu şangır. | ikta bolki tesadü? eder diye bi- ta ile yırtılmış, garib bir tesadüfle rini öldürmek kastiyle bu hareketi yazo bir bomba gibi patlayıp ses yaptığı mubakkaktı. Yavaşça yata- vermiş, Birkaç dakika içinde kori Zımdan kalktım ve hançerimi he- dorlara irili ufaklı, kadm erkek ka- sapla nişanladım ve kapmın tokma- Sakık vnamiğiz ğını tutan sol eline fırlattım. Nilüfer, vazoyu attıktan sonra) Bir feryat kopardı. Koştum, di- süratle kapıyı açarak içeri © girmiş | E“T “ndeki hançeri aldım, çok sa- Yo arkasından sürmelemişti, Büyük | ki: Menbsy! Yaktım. Herifi yere bir endişe ve heyocan içinde dışar- yıkılmış, fakat, kolu kapıya muh - dari sesleri dinliyord lanmış kalmıştı. Bıçak hemen hemen şehadet par- mağı oyunca tahtaya gömülmüş - tü. — Kolundan mi geçmiş Abdür. rahman? — Tebil analığım. Elbisesini del medim a! O sirada da koğuştular, Odaya girdiler, Vaziyeti anlattım, vazo parçalariyle beraber Arabı hünkâra götürdüler, Adını sordum ve o za - man Mercan olduğunu öğrendim. Beni öldürmek istemesinin sebebi ni de anlamam lâzımdı. Çünkü hün- kâra onun hakkında bazı şeyler #öy- lemiştim. — Neler? laştırmağa tenezzül o etmiyeceğimi Bağırışmalar, haykırışmalar du - yuyordu. On beş dakika kadar sonra Nilü- ferin kapısı yumruklandı. Nilüfer önce sesini çıkarmamış, kapıyı vu- ranm tavaşi Mercan olduğunu sana rak korkuyla bir kenara büzülmüş. tü. Tekrar kapi vuruldu ve bir 885 haykırdı: — Benim, ana, aç! Bu Abdlirrahmanın sesiydi, Nhü- fer büyük bir sevinçle kapıya fırla- dr, açtı ve içeriye giren Abdürrab- manm boynuna sarılarak ağladı: — Sağım ya Abdürrahman? — Eğer bir tesadüf olmasaydı, şimdi öbür dünyada hesab veriyor- dum analığım.., — Nasıl bir tesadüf Abdürrah - — Bu mel'un Arab, Bantazüzene rakibi Jan Paleologu zehirlemek i- çin akıl öğrelmiş ve bunu hünkü - rm tavsiye ettiğini bildirmiş, Bu hâdise hünkâr çok sinirlen - dirdi ve saten bunun için aramızda uzlaşabildik. — Ne gibi uzlaşma Abdürrah - man? — Ben artik Süleyman paşam yanında çalışacağım. — Seni yanma mı aldı? — Evet analığım. Nilüfer sevinçle Abdürrulmanm tekrar boynuna serilmıştı. Abdür - rahman olan biten bütün hâdiseleri Wlüfere anlatmış ve hünkürm ken- © olan vaadinden bahsetmiş, — Ben uyanık © olduktan sonra | Nilüferi büsbütün sevindirmişti. He böyle bir mel'unun kanma elimi bu: 'nüz konuşmağa doymamışlardı. ME EŞ TEZ 0112 Bütün bunlar birtakım faraziyeler.. Ha- kikat olmaları imkân dairesinde. Fakat başka ihtimallere de yer vermek yanlış ol. maz. İşin bana en garip görünen noktası şu: Ne köyde, ne de civar köylerde hiçbir ressam oturmuyor, hergün harabeler civa- — Bir şangırtı koptu ve ben de- 'masma rağmen uykumdan fır- - Onu. Dedi, ben attım. "3 hâdiseyi yine ayni heyecanı srak anlatir, Abdürrahman dip- 1 i ve Nilüfer bitirince; j — Bak, dedi. Üst tarafımı da sen dinle. Şimdi bu Iâini hünkürm hu. zoruna götürdüler. — Sağ bıraktın mt iman? Abdürruh - Çavuşlardan biri koşarak odaya geldi ve yerlere kadar eğilerek: — Efendimizi gşevketlâ hünkâr bekliyorlar, dedi. Nilüfer ve Abdürrahman biraz kendilerine çeki düzen verdiler, Ni- Vifer ayakkabılarını getirtti, elbise- Herini değiştirdi ve Abdürrahmanm kolunda hünkârm huzuruna girdi - ler. Padişah odada bir aşağı hir yuka- rt dolaşıyor ve büyük keder ve &- sab içinde görünüyordu. İçeri girdiler, Ahdürrahman ko - şarak hünkârm eteklerine sarıldı, öptü, sonra ellerini öptü, Nilüfer de stekledi ev birer kenara oturdular. Orhan: — Bu ne hal Abdürrahman? de. dir bu hâdise, bana anlat! Nilüfer Abdürrahmandan önce sö 20 başladı, odasından çıkıp, vazoyu kırıncaya kadar olan vakayi anlat tı, bundan sonra da Abdürrahman diğer tarafını izah etti ve: — Mercanı şevketlüma sağ ola - rak teslim etmeği muvafık buldum, Belki huzurunda birtakım ifgantta bulunur diye, Hünkâr; — Hayır Abdirrahman, dedi. Bir di, öldürtmeyip tedavi edilmek İzere hekimbaşıya gönderdim. Nilüfer ve Abdürrahman biribiri. Çapraz eğlence : 1234567859 Bugünkü bulmacamız Yukarıdan aşağı? 1 — Bizi idâre eden uzvumuz * bir nota adı - Fransanm meşhur bir şehri, 4 — Beyaz - yal- dızlı ip (ki bu eski devrin resmi el- biselerini süslemekte çok kullanılır” dı), 5 — Para işi yapan müessese, Atfetme,7 — Aralamaktan em ribazır - âmbadan çıkan pis duman, 8 — Kanar taraf * mülkiyet edatı - eziyet etmek. 9 — Asil - mümkün, olabilir, 10 — Umumt'izin - 12 ay, Soldan saka: 1 — Uludağda sporcuların kullan dıkları bir şey, - Allahın sözleri, 2— Gönlü tutkun » eski dervişlerin $0* Yazan: 39y söylemedi. Fakat ben kendisini | ikimim — 15 — — Ç gün Masera meydanmda, m Kazinonun karşısında duruyor - dum, Saat on biri çeyrek geçiyor. du. Aranan adamı o zaman gördüm, Uzun boylu, genç biriydi. Başmda gri renkte bir fötr şapka, sırtmda ne bakıştılar. Hünkâr: antrançlı aşık renk kumaştan bir — Bu, deği. Bana dalma lüzum- | elbise, koltuğunda siyah bir çanta lu bir adamdır. Onun başardığı iş- | vardı. leri hiç kimse yapamaz. Bir r|İ — Koltuğunda siyah bir çanta mi, niş olabilir. Elbette bir gün Hiyik | bundan emin misiniz? Iduğu cezayı vereceğim, fakat, şu| — Eminim. Gayet iyi gördüm. sirada bana lâzımdır. — No. istikamete gidiyordu. Öldürmediğin isabet olmuş. Kan tagüzenin yanına memur ettiğim | Mercan bana ahvalini bildir - mekte çok yardım etmiştir. Bu işin içinde de bir başka hâdise varmiş, bunu sizin öğrenmeniz icab etmez. Arcak ben eniz gördüm. Yalnız seni katle kalkışması af- olunmaz bir kabahattir, Saraya, hu | ruruma hürmet etmemenin Cezası çok büyük olmak lâzmmdm. — Bunu kat'i olarak söyliyemem. Çünkü gazinoya gelen otomobillere İ koşuyor ve bahşiş almak Üzere ka- rını açıyordum. — Bu adami görseniz tanır mısı, nis? — Belki tanırım. — Bu fotoğraflar arasmda mı? Bakm bir kere... İstintak hâkimi, biraz evvel çek- Ona ben bir akıbet hazırlıyaca. İmesinden çıkardığı fotoğrafları ser ğım, sen müsterih ol, İserinin önüne uzattı, Adam masanm Nilüfere döndü: j önüne geldi, fotoğrafları birer bi - — Sen de odana çekil! rer alarak tetkik etti ve nihayet bi- Abdürrahman bir müddet risinde karar kıldı, Bu, Leonidas sordu: Spanopulosun, gazete satıcisi toru- — Hünkürm âlem, Fakat bu ta | fından tarif edilen şekilde, zabıta vaşi mel'unu yarın iyileşince ben. | fotoğrafgtsı tarafından çekilmiş bir den de, Nilüferden de intikam al - | resmiydi, Serseri: mağa kalkabilir. Bu takdirde de bi- | zim vaziyetimiz nio olur? Kondi - mi hesaba koymam ama, apalığım İadma merak ve endişe duyarım. — Pen Biünklirm Abdürrahman! | Abdiirrahman bu sözdeki ihtarı ve manayı anlamış ve susup boynu- nu bükmü: (Devamı va) | akm Gitmeğe davrandı. Kapı önünde mkomiser sert bir tavırla: — Yanılmadığından emin misin? Şahid geri döndü. Eli kapı tok mağında cevab verdi: — Gördüğüm o değilse ille odur diye iddin etmekte benim de menfa- atim var? — sonra — İşte, dedi, gördüğüm adam bu ıdı, Odada hir süküt oldu. Müstantik ile komiser bakıştılar, Salönel fotoğ- rafr aldı ve serseriye izin verdi; — Gidebilirainiz. , * Serseri selâm verdi: pasr, 3. İstikbali bildiren tatbiki li imtmnu bir iş * başına bir K koyun: ca kuşların uçumunu Oteminedeni vasıtaları meydana gelir, 4 — Ba- lık tutmak için kullanılan örgüden bir alet - başka * bir nota adi, Suyun ateş üzerinde (hafifçe & ması, 6 — Hamalların yük taşımak için arkalarına koyduklarınır bir a dr, 7 — Akıl (öz türkçe) * dıvi nın bir aleti * iskambilde birli adı, 8 — Kasaplarda sıfırdan da üstün fiyatla satilan bir nevi koyun dan büyük, fakat adıma nazaran kü- çük hayvan - doğurtan, 9 — Temiz- birinin kendi . müstahdemine ver diği müsaade, 10 -— Başına ma ko unca valimizin bundan evvelki vi- eti akla gelir - akıtma, — Pek âlâ, Gidebilirsin. Serseri omuz sikerek oğadan iktı: “polis hep böyledir; bizim her sözümlüzden şüphe 'eder!,, Kapı kapanınca Üç adam bir #öz söylemeksizin, bakıştılar, Salönel 1. Vengasson maammanm halli ile meğgildüler. Zabıtkâtibinin iç akis doğum “yılı olduğunu düşünüyordu: Bu münasebetle bir aile toplantısı yapmak lâzım, Çocuğa da bir bediye olmalı, Fakat nasil bir hediye? Ço- lE İKİ Kİ EE TARA seçmeli... Sükütu bozan Vengusson oldu: — Biraz evvel siğe söylediğim n6- İ üceye geliyoruz. Cinsyeti Leontda- sin bir benzeri işlemiş olacak, ser- serinin şehadeti de bizi ayni ihti - İmali kabule sovkediyor. İstintak hâkimi başını salladı: vefki RİTZ SİA 55 SAA Dünkü bulmacamızın Koll Xx KE GERE EMER VE X GERE 37 PEI EEE TE zin, melânkolik bir manzara aldı. Bir tür- lü otelden dışarıya çıkamadım. Can sıkın tısınm zincirisi sürükliyerek odamdan sa" | lona, salondan odaya dolaştım durdum. Yazın sıcak, baharın sisli, kişin © karlı de neşe tasan bu topraklar, yağ m tadını aci bir hatıra fikri başka yerdeydi. İyi bir bab! olan kâtib, o gün çocuğunun altinci | cuğun hoşuna gidecek bir oyuncak | rında dolaşan Melike de oralarda kimseye Tastgelmemiş. Bu meçhul ressam bu hara- belere ben orada değilken geliyor. Ben ye. mek yemeğe iniyorum, Melike de halasının evine dönüyor, erarlt ressamın ziyaret saatleri daima bu fasıladadır. Çok garip adam bu, doğrusu. Ufacık bir iş yapmak için ne kadar da çok tedbir alıyor. Her halde kendisine esrarlı bir hü viyet vermekten, başkalarını düşündür - mekten, belki de korkutmaktan zevk alan birisi olacak. Tablomun başına gelenlerden Güllü neye hiçbir şey söylemedim. Eğer kadıncağıza ufacık bir şey çıtlatmış olsaydım bir saat içerisinde bu havadis bü- tün köy halkının ağızlarında dolaşırdı. Bu harabelerin tekin olmadığını, cinlerin, peri* letin her vakit uğrak yeri olduğunu daima tekrar eden köylülerin kanmati bir kat daha kuyvetleşir, Güllü Ni. na alır; mız. Yoksa kork carım ki başını” a gelir, M ike Gal lü Nine kadar & tabloma mini vermeği © eğ Harabelerin ruhu, radan dünyaya hit olmıyan bir işmizaz kımılda nıyor, dudaklarında dönülmesi oimkânsız diyarlarda yaşıyan mahlükların o korkurç ve münis tebessümü canlânıyordu. Hisleri, inanışları, biribirinden ayrı iki kadın; hurafelere, masallara, olmıyacak şey lere inanan yaşlı otelci ile, köylü halasının yanında İstanbulun muhteşem sefahet ha yalı içerisinde ölen annesinin ruhunu yaş yan genç kız yalnız bu noktada birli r lar, İkisi de sağlam düşüncelerimi kırmak, beni de vehimlere ve hayallere esir etmek istiyorlar ... Yağmur yazıyor. Yirmi dört reattente- ti durup dinlenmiyen ince, halit bir yağ: mur. Köy baştan başa o mağmumlaştı, ha da saklıyan ihtiyar bakireler kadar mağ: mumlaşıyor.. Bu sabah yağmura rağmen evvelâ Köy muallimile konuştum... Sonra Muhtarın e vine gittim. Ne muallim, ne de inuhtar ba” na öğrenmek istediğim şeyler (o hakkında malümat vermediler. Muallime vakayı olduğu gibi . anlattım. Köyde tabiat fevkinde olan hâ: ere inan mıyan yalnız buadam Var gibi bir şey... bana: Sıkılmakta haklısınız, dedi, k istiyen birisi var. Bu besbelli şey... Fakat yok... Yakında bir gün bu adam kimse ken diliğinden çıkıverecek, (Devamı va). bana kalırsa aramiağa ihtiyaç! ı LaSBS O) (Na İ akici — Evet. Bu yalan söylemi — Size göre ya main menfaati olabil” Selönel iel Vengasson 1s hâkimi noktsi me meğe çalıştı: — Tahkikatn bo dikkatinizi a ii niz. Olganın evini! ar. Loonidasm e girdiğini gören i&İ al 4 seye görünmedeR di - kabul edelim. pane i İbilinin bulunduğu yer ön az on dakika İN at 11,10 da cinayei yi yordu. Gazete 82: sini hatırlaymız: ) ins kadar iii yanımdf ziyette Leonidası ya ham edemeyiz. İ — Fakat ayni 11 i çeyrek see Ma nmdan geçtiğini do” / cinayetten beş m İİ ve cinayet mshal af yüşle beş dakikalık iyi halde? Rica ederim, Pİ karın. f — Gayet basit: 28 das değildir. Ona i e 4 — Gene mi ayni Mİ onldasın, Amoriksn © bi seri üzerine hasıfi” modelleri var, Hem öf yalnız çehreleri biri Zemekle kalmıyor, $' biseleri ayni... — Aralarında bir f8fİ 2 na kalırsa saühim bir — Ne gibi? — İki numaralı 109 da siyah bir çantâ hakiki Leonidasta 49” biliyoruz. — Bu fark Leon ii duğunu mu ispat « İ ta demek otomot müteakip katil onu tı. Gayet basit del ten evvel Leonidasfi yoktu ama sonra va” İyr otomobilden sl⣠— Fakat örne fendisinin köşkten " yanında çanta bulu” olarak ifade ediyor” — Çanta daha © le konulmuşsa? V çantayı yolda birisi? gi” — Yolda mı? fp — Evet yolda tiği cerheğecek henüz bit vw ce cinayetin sebebi Ve Çantada kiymetii eği si aleyhinde deli ti evrak bulunabilir. EE , dürdükten sonra 69” — Kabul, Faxst İZüdir. — Niçin oğlu o nun için işledi a ye a yl mm babasını 7 tenç bir hareket e çin değil mi? Hapsi a kündür, Spanopu” ei müş olabilir. ys ve Henüz Leonida$ İ rum, Kat bir deli! dan şüpheleniyor” e Spanopulosun ai Konstantin ile er »l katırlaymız: m patihim bir para Kö? ri günü babayından “a9 biler hurgrund# Ve : smda şiddetli ti” di yet de bu kavpi sonra İşlendi. — Biliyorum. Leonidasın aleyhi i