Muh Karl De âfrir : alkılicin yaz. | muagere e ik bölüm 8$, £ Müağerat” | Seiriyatı tötkik VE sinte m, “ematik pi ze dır. Muaşeretin ifratr ve tefi mek lâ- yü xaybet - Muagerette ter. ye kitabı. yan Süheylâ Dalkılı Önce | Pesimsizliği sebe ukadae, | yerotin büyü Okuyalrın den pe “Mektepli kız Haogi yaşta olursa (olsun sabah veya günün diğer sant- » lerinde Tüksten, ziynettön uzak kal- Bitdre ve iyetin tekü, YVARİ hir reşvil. » süremez. Ayıptır, saç k, daima temizliğine dik . giyinmek, tırnak- dişlerini temiz er giymemek kâ- diyen muharrir halkm mek. za karşı muaşeret bakımm. fidir.,, tebli dan vazife ve vecibelerini de çok e- i Baslı hedefler halinde tasrih etmek- MİNE muhar tedir. sapma - Muzaffer Kitabın klâsik bir ruh taşımaması en mühim tarafıdır denilei "Dans ve oyunlar muaşereti bölü- münde şu sözlere tesadüf ediyoruz: 5 “ak “Dans dünyayı İstilâ eden bir sa) gın halindedir. Balolar, suvareler, ar dans için hazırlanmış gibi nür, Dans bilmiyen ayıplanır. ün gençliği dans her şeyin nde tutmaktadır. Kadımt, kızı, yarı, genei danstan zevke Dansm bu kadar revaç bulması bir kadınla bir erkeğin kucaklaş - mast gibi bir esasa istinat etmesin- dendir. «İ Buişe girişmeden önce noktaina- İ zarrmı söylemek isterim: Ben şah- ©ot.İsan dansa aleyblarım. Hele birta. âtfa | kım aykırı dansların menini dahi Mi Bugün Fransa, İngiltere gi. ii teb, ilinin > Katil, esindendir., dıyor | görmek i aile | ünya dans alehtarlı- ,sina mı gidiyor? “Dansın bu kadari revaç bulması bir - ınla bir erkeğin kucaklaşması gibi bir Ka asa ıstinat - etm Mak, Senin bi aşağı yukarı bu işin kemaline varmış milletlerde en son muaşeret münekkidleri dansı shlâken Az irler. | Hattâ meşhur Fransız devlet &- damı Klemansonun dans edenleri seyrotilkten sonra istirrab edip| gok manidar bir cümle ile ahlâki gülün ebariiz ettir. miş bulunduğunu bilmiyen yoktur. İ bunun ünü Ma: ne benim kanaalim ve na bü münekkidlerin noktalnaz s1 kaldıramaz. Tıpkı hırsızlık, € , rüşvet, Sulis- | imei kalkmadığı gibi Bu âğır hükümle söze muharrir dans muaşeretini girişen | bütün dünya tekâmül takip ederek İşok esaslı bir şekilde formüle et - miştir. Ye eret bakımından böynelmilel neş. riyaftında dahi yenilik ve fikirler ve realitelere bağlanmak, Adabı mungeret, 939 un mu- yeni fi cemiyetle muvazi muaşeret vsulle- ri vazotmek noktalarından mühim bir yer alacak kıymet ve değerde. | dir, İnkılâb kitabevi tarafından bir - kaç gün önce piyasaya çıkarılan ki- itab çok nefis bir tabıla ve ucuz fi- atla satılmaktadır. Subay, asker, memur, mektepli ve umu eserin bu İiyakatini biz de muteri, tiz. iyetle herkes için yazilan — Maybay efendim. Pazartesi | Zünü size borcumu öderim, Siz kim- İ siniz? ! YAZAN:L. Buseh 35 Yılını vahışiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı ; Pohua par par! yanan gözlerile kâh sağıma, kâh soluna, yerlere * karak kâh şu, kâh bu doğru or. Bara d y şaret ediyordu. On beş dakika ka | dar bu şekilde yürüdükteri sonra bir denbire Kendimizi dar ve (keskin! ünde bulduk. Burası | yade 3-4 insan bo ru | şuz gibi ansızın önümüze çıkan bu garip geçidin önünde (birdenbire şaşalamış bir halde durdu. P nın bu halini görünce ben de eli tabancama atarak olduğum < yerde durdum. Boğazın öbür tarafı zifiri karanlık | 5 bir haldeydi. Pohuaya alçak bir ses le: — Ne var? Yanlış bir geldik yoksa? yere mi Diye sordum. Pohua (o hayretten! özlerle ve son derece he” ılı bir halde bu geçidin yuka rısına, aşağısma bakarak boğuk bo“ uk bir şeyler mu nıyordü, Onun bu hali tuhafı mişti, Merakla tekrar; — Ne var, Pohua? diye sordum. Nihayet bana döndü: — Mau! çocuğu burada bırakaca Zızl dedi. — Burada mu bırakacağız? Ka NİONMAYIMIE > SİZİNLE DOLİ pİmümaraşaya İvakıma vo ETEL ARax İSuçunuz SALANIN MAÇ, MASINA YARDIM ETME AZ DiR...9 HAVA ŞETEŞ MENSUP a N 02. a LARIN BiSiNİZ, tu” va 7 Xx Devam vet BENİ MAR, MÜNÜVE FimiZi AN BAŞINA" PS... sig Be3iam TARMAN M4 NER l Yeni Ginede Rurefo adası gençleri dans süslerile — Bu boğazı — Bu aralığa — Ey?2... şın tevekkülle salladı: — Öyle emrediliyor, o Maul! diye mırıldandı. Birdenbire kalbimde o büyük bir iştim. Gece vakti bu yabani seytan vadisinin dar ve karanlık bir geçidi içine biçare bir çocuğu canlı canlı bırakmak beni le müztarip etmişti. ecek Pol — Fakat... — Emir böyle ma. Orada ha bir çok çocuklar vardır! — Ya? - Şüphe etmem! Pohua bunu söyliyerek kuru hin izi yapraklarına . sarılmış dar ve Hayatımda belki ilk defa merhamete galebe ça ni gördü li yapmadı" Ji de beni kısmen tatmin edebiliyordu. Bununla beraber gayet canım $r- kılmış bir halde Pohuanın yü aktan kendimi alamadın — Peki ama, Pohua! dedim. Yol olarak burada bir bu geçit var!,. Biz nereden geçeceğiz? Pohua kendisini takip etmemi « iyle işaret ederek gene ürkek sesi le: —O bize emreğdilir!, dı. Bohu-Bohular demek ki hayli teş- kilâtçı adamlardi, Adanın 1ssız ve gayrimeskün olan bu kısmını her halde karış iş hâkimiyetleri altı diye fısılda" Fükakika Pobun geçidin sol ta- rafına doğru yürmeye başladı. Bir müddet gitiikten sonra vadiden da- ha derin bir yük bir hendeğe yahut kurumuş bir nehir yatağına beni Tam bu nehir girdiğin birdenb re indik. Burası bü- ordu. ğın ya içine niz zaman kulağımın dibinde ıslıklı bir gingırak rdim, Bir adım #ıçramıştım. Pohua ise yant mda birdenbire: . Bon Ağımı, adetâ ku rak; — Korkma!.. Geldik!., Diye fısıldadı, O vakit kendimi toplamıştım. Po- hüanm yüksek sesle bağırdığı: — Hâamara!, Sözü şitphesiz Bohu parolalarından başka bi di. Kulaklarımızın dibi: İ garib çıngırak sesinin de ne oldu » ğunu şimdi anlamıştım, Bu, yeriile- rin işaret vermek için kullandıkları havada uçarak bir nevi çıngi rak sesi çıkaran oklarmdar biri ol duğu şüpbesizdi. Kulaklarımızn dibinden akabin « de bir çıngırak sesi daha uçunca, Pohunr tekrar yere eğil Benim kulağıma da: — Geçebiliriz, müsaade © fısılda: 'akat bu derin mehir yatağı o kadar karanlıktı ki, ve etrafımız o kadar derin bir süküt içindeydi ki, , bize emir veren htimal vermek im. Bu nehir yatağının öbür tücuna varlanmış olan #liyük kayalarm arasından geçtik. Burada arazi ga- İyet garib bir şekilde teşekktil et « mişti. Zira, tekrar, birdenbire sik ve karanlık bir ormünin işine çikis Bu sefer ben durakladım. Pohun bnyretle arkasına döne - rek: —Ne var? Diye sordu. — Pohua, ormanda gece vakti ra parçalanmıyalım! Diya fıs; — Nasr ko yatlı olmamız Ben çocük m yabani orman, herhalde sizin köyün bekâr klübüne benzemese gerek!.. Pohua, daha ziyade hiddetlenmiş bir kalde yine kulağıma fısıldaya- rak: — Çocuk olma! dedi. Ormandaki bütün hayvanlar şimdi bağlanmış- lardır. ma, Pobua"... İht « m değil mi? m? Geceyarısı bu — Acnib!,, | Evetl Pohuanm bu kadar emniyetle vers diği şu cevaba: — Ormandaki bül hayvanlar gh mı? Garih şey!.. Sen ormanı İcanbazhane mi zannediyorsun?.. Demekten kendimi alamadım. Fo- gilizce söylediğim en bir gey anla- yip anlamadığını bilemem, Fakat yüzüme garib gürib bakıp da bans: — Ormandan korkma!.. Bütün hayvanlari şimdi Bohu Ba, hu cinleri bağlamışlardır. Dediğini hiçbir zarnan unutmıya- cağım. huanm ben canbazhane tal İ YDevomı sar)