Mi İRİNCİKANI IN — 1989. Lise AABER — Ayarı : potası # Hataları anlatan ve vesikalar veren: Biz dedim.Asabın bozuk. “€na muhakeme ediyorsun d s. ME kalacaksınız ki bu kadar hden vurulmuşa döndür EN | Sendar *, işlerde toysun, Ni ha ri buradan gittik- 3 ven *wzıofnda tahkikat yap- w kili, oSamla Kayay a “ına dahil olduğunu ve me alet ettiğini mey isini de mektep- yeti mutasar- Ik onun seyahatler yapabil- rn bulunabilmesi, nu- k *rebilmesi ve yani kudret- kullanması imkânı kalmamış tİZ, bir, bir de hükümetin bu dikkat nazarı | celbedilmiş «Sor. Yarın herhangi bir hal eda oradan kaçmasına da im Çesyami ve protestanlar kendisi- Yardım etmezler, ların arasındaki tesanü- VE hele böyle bir murahhas ta- iy tardedilmenin onlar üze in Pabileceği tesiri takdir ede İç O halde, dedim. Senin de Hir- Vâsına pek emniyetin yok! Mibette dedi, ) a imren bulunsun, ne yet SAYıf zamanı olursa olsun ni“ e, düşmanımız koskoca Osman» İetidir. Üç beş ermeni ili ürtipil ve biçimisiz silâhlı ile ÂİİE alelâde dinamitle, beş on ira ile giriştiğimiz bu dava bu iŞ karşı bir blöf mahiyetinde- i (< resti alırız veyahut varr a ben To mayan seve | V€ severek evlendim. İki çocu- henüz küçüktür. Ben memleke- m artık, fakat onu da şim- bütün sarılacığı bu işin ba şal almak mümkün değildir. Sümetin onun üzerine nazarı Celbedilmiş oluyor. İçimde T maceranın âcı sonunu his- Svukula bir düşünüş var. Bu- a N iş Mi LE kopardı. , diye hay! bi Stiyorsun o beni. Evet N kocam için daima düşünü- Gi Âkibettir, belde. e O halde bana düşen ondan ay” a Jar arasında işte böyle Bi kapanıp aklamaktır. İçimde derin bir merhamet İri Kaldı ki artık hayatımız Tine tedahül etmiş bulunuyor- a İeTitibarla Tomayant temsil Sa idim, dedim ki: Ni bir sır tevdi edeceğim. bunu kocandan, saklıyacaksın. ni onun lehinedir. Faket öğrenirse bu neticeden ür başına gelecek felâketi veya" gelecek felâket ve & ına yemin et! © Yemin ederim. m Röğen Cevahirciyandan aldır $u mektubu oku! vE Yüzü gözü büsbütün allak “İmuş, bana şaşımsı bir ba- Hip kalmıştı. ipe *mek, dedi, Sen de alçak bi erimi ürpertti. ip 5 Delirdin mi Eliz, dedim, ne w Neden, olacak, buradan Nu *TZİİOna gitmesine sen yarelım li ee kocamın başına bu felâke <p zirladın. .. liz. dedim, Sakin ot. Asabıri * Fena muhakeme ediyorsun adan, aldığın mektubu bana | udun, Orada Ropen Cevahir" cyandan aldığım talimat ve emirle ri harliyw tbikim — bildiriliyor” du. Nuj buradan sevki hak- kındaki talimatı bu itibarla tatbik ettim, Ben böyle bir neticeyi nere- den bilebilirim! Görüyorsun ki, Ro- iyan kocanı İş başın: için çalışıyor. Onun ye nden Reştuniyi geçirecel Bu herif bir gazetecidir. Büy serseridir. İsk | muştur. Hük ti Yüğüm | den en küçüğüne kadar tanman bu eni teşi a aziz Me bunu na bi râ n idareyi Benim kanaatim bu isabetli bir içedir. Ropen Cev ciyan hem kuvvetli, hem çok muktedir ve çok zeki, şeytan bir adamdır. Emel- lerimiz tahakkukunda kocandan fazia müfit olur. Kocanı teşkilâttan ayırması onun selâmeti icabıdır. Onu da bir vesile ile buraya aldırtırız ve neticeyi hep bi bekleriz. Olursa ne mutlu vazifelerimiz haşma döneriz. Bu tâkdirde Andon Reştuni gibi bir serseriyi başımızda bulundurma mak elimizdedir. Ropen Cevahirci” yarın da sakalı benim elimdedir. Gene kocan ikbal mevkiine geçer. Fğer netice aleyhimize olursa bu takdirde de korktuğun âkibetten v- zak oluruz. Ne dersin? Eliz düşünüyordu: Bu fikrimi çok m bulmuş olacak ki kalktı ve boynuma sarıldı. Doğru “düşünüyorsun, dedi: O halde Ropen Cevahirciyanı bu ne ticeyi hazırlamasını tesri gerektir. Hem de demek meklepten çıkarık İmaları bu münasebetle bir isabettir. -— Bittabi böyledir Eliz. Hasta iyileşti. Gözlere tekrar fer di. Yanaklara hafif bir penbelik dı, gülümseme güzel dudaklar da belirdi Ve bunur mükâfatını kiç yorulmadan gördüm. Benim için de Ropen Cevahirci- 14 yanla Tomayanın mücadelesi ekle takip edilecek bir hâdise olz- caktır. Eliz bir mektup yazdı. “Çocuklar sıhkattedir. | teslanları eski ermeni kii Sevm rİ guni diyor, Pire meselesi 100 bzadan gayri o göndi buraya gelip istişare etmek, Merk ile mutabık kalmak — icap et- wekledir. Give gündüz meşguliyelten kosta” yım, Buradaki cemaat o zengin ve kuevetlidir. Böyle kadın görmedik, oldukça biz de varız dediler... Bu biribirini tutmaz, acaip bir kâlem mahsulü gibi o görünen yazı şu mühim meseleyi ihtiva o ediyor- du: “Vaziyet her tarafta lekimizdedir. Teşkilât doğrudan doğruya şahst- İmez üstünde durmaktadır. Nüpri" nin bu hareketi gayemize muhalefe İtinden gelmektedir. Hâdiseden çok miğteesşir oldum ve ağladım, Fekat payenin lakakkuku paraya bağlıdır. Pava meselesi de tömamile benim elimde olduğu için böyle ufak tefek hâdiseler setin oradaki ve bundan sonraki vağiyalini sorsmiyacakdır. Komite ile müzakere ederek bir müddet işleri muvafık göreceğin bi- risi üzerine devret ve bundan son ki kotti hareketimizi burada bül nan komite azasile müdevele etmek üzere süratle buraya gel, İki taroj- h çalıştığımı biliyorum. Muhalif parti de vardır. Müteyakkız olmak liğımdır. Burada bizim tekimizde birkwovet taplanmışişr,. > Teşkilâh dağınp veyahut | tevsi etmek ve tekemmül ettirmek elin dedir. Nasıl tensip edersen öyle ha- reket edelim.,, Karı koca arasında kabul edilen muayyen tabirat ile bu kadar mü- him noktaları ihtiva eden bir mek* tubu acemi bir kalemden çıkmış bir hale getirmek çok güzel bir şifre ma hiyetindevdi. Bunu pek beğendim. (Devam var) KAHRAMAN HAYDUD Yazan: Tehilingnirou Penkovitsa küçük idâre Jâmbasını eline aldı. Ve korkak, korkak ka- pıyı açtı. Dışarısı simsiyahtı. Ür- kek bir sesle: “Kim var orada?., diye bağ, Kimsenin cevap vermediğini g rünce kapıyı kapayacaktı. Faki önün bu sesine cevap olarak kü- pek sevinçle sıçramağa, gidip gel- meğe başladı. . Acele adımlarının sesi, koridora yayılmış, mir yap- taklarını hışırdatıycrdu , Bundan sonra da kapidan dışa. rı çıktı, Karanlıkta ilerleyip koş mağa, tekrar kuyruğunu sallaya sallaya geri dönmeğe başladı. Zevkten sarhoş olmuş gibi idi. Ni- İ hayet gerie bir dönüşünde oda ka- pısına başıyla vurarak ardma ka. dar açtı, Penkovitsa anne, gene eline kü çük lâmbayı aldı. Başı hizasma kaldırdı, karanlığı emeğe baş- ladı ve işte ozaman kapotunu ©- muzları üstüne atmış bir erkeğin ilerlemekte olduğunu, avluyu ay. dınlatan ışık içinde gördü, — Kim 06? Boğuk bir sesle, karanlık çeh- | celi adam; —B I dedi. Lâmbanın fitilini açarak ileriye doğru koştu.. — Petko!, Henüz uyumamış olân çocuklar başlarını kaldırdı, En büyükleri, yanında yatan küçük kardeşini dürterek: — Mitehe, baban döndü. dedi. Oda birdenbire canladı.. Bütün aile yatağınday sevinçle kalkmış- tı. ,Karısmın uzattığı üç ayakk ta- Durenin üstüne oturan, cepheden gelmiş olan babanın etrafında ço. cuklar toplanmır! O kuvvetsizdi, k bozulmuş bir çehreyle oturuyordu. Yüzün de gölgeler vardı. Onlara mah- or ve #usuyor- Gözlerinde iri ve yuvarlak yaş. Jar vatdı, Bu yaşlar yanık toprak ve kerpiç rengindeki yüzünün gün mükellef bir saray kiraladığı" nızı söylüyorlardı, — Mükellef mi medam? Fakat sizin sarayınızı gördikten o#cnra fakirhaneme saray adırı vermek. t. tereddüt ederim. “Gerçi Vee dikte uzun müddet kalacağ m... Kararımda düracağımı da sanı rim. Venedik bana hoş ve şaira- ns gelir. Hele kanallar. Onlar binim için birer rüyadır. Empsrya birdenbire atıldı! — Bahusus dikkate değer bir emniyet altında yajamak, scnra Ga her istediğinizi korkusuz yap- sesle cevap Araten alçak bir w hayret bir Kâdm. sınız madam, .İnsanın düşüncele- rinj ökuyorsunuz, İsterseniz bir. likte olal m.. Bu suretle bir kuvvet 1 etmiş olüruz. Emperya mütebessim bir tavırla kabul etti: — Alâ birliği kabul ediyorum .. Buraya gelirken sizinle birlikte gelenin kim olduğunu söyler mi- siniz? , — Ha! Kâtibim Pavlodan me balisetmek isti; oravnu”?, Emperya düşünceli bir aldı; — Ah, .O sizin kâtibiniz mi?. Bu sirada yaşlıca bir kadın Em. peryanm önünde durdu: çehre — Beni istetmişsiniz madam? — Evet Marya.. Biyanka ne ya- pıyor?? Ona bilhassa ziyafet ge. celerinde çok itina göstermek lâ“ zrm, Dans gürültüleri onu rahatsız etmiyor ya? —Hayır mada, Matmazel Bi. yanka, daha müsamere başlamâz- dan önce biraz rahatsız olduğu için hemen yâtmıştı.. Şimdi bi: lek gibi sakin uyuyor. , Emperya sararak: — Hasta mı? Fakat burdar ba, ma haber vermemiştin.. — Müsamere varâr.. siz etmek İstemedim. , — Ne olursa olsun.. Hayatın bence her şeyden üstün olduğunu bilmiyor musun? Bu akşam Biyan. kanın pek asabi olduğu muhakkak bence. .Söyle bakalım böyle değil mi2, me Sizi rahat- İhtiyar kadın kekeledi: — Evet madam, Sinyora ka bu gece tahmin ettiğiniz gibi birâz asabiydi.. Fakat endişe ede. cek bir şey yok. Emperya titriyen bir sesle Ara tene; — Beni mazur görünüz, bir das kikaya kadar dönerim, dedi. Araten: — Madam, diye cevâp verdi... Sanırsam bü genç kıza sıhhati siz- ce pek kıymetlidir. — Evet. Belki de hayatımdan a Köpek havlamağa başladı. Anne, rengine uyan bir pırıltı ile gözle rinden yanaklar na doğru yuvar hıyorlardı. Heyecanını göstermemek için arada bir başını yana, doğru eğiyor ve kulağına doğru yordu. Penkonvitsa tatlı ve telâş bir sesle; — Sesi ne kadar çök bekledik, diyordu, kaç defa seni rüyamda gördüm. Ah ne rüyalar gördüm! Bir gece kocaman bir firm gör- düm, yanıyordu. O fırına diri diri yakmak için bir at götürüyorlardı. At, uslu uslu ilerliyordu. Fakat fırına yaklaştığı zaman tekme attı ve şaha kalktı.. Bütün kuvvetiml: “Aman kuzum yapmayınız bunu, diri bir hayvanı yakmak günahtr,, diye bağrıyordum, Fakat içlerin- den biri bana: “Bu senin vs değil, diye bağırdı. Çekil mün önünden!,, Sanki at be De nu kurtarmak istediğimi anlar mıştı,. Bana öyle mahzun ve 80 kulgan bir bakışla baktı k:.. Göz- lerime yaşlar geldi.. Ağlıyorüzm... Ondan sonra yeniden teks cer sa. vurmağa başladı. Fakat “au zor- la fırına doğru sürükledi m na girmemek için ön 5 dayadı.. Bir şey kızarır Jadı. Yanan et kokusu et İdr.. Sonra ati yerde üm., Ön ayakları ka, tu, Etrafıma bakındım. Kimseler yoktu. Büyük bir korku ile uyan dim., Mukaddes kandili yaktım Meryemin önünde eğilerek haç İ çıkardım. o Petko bilse; kor. kungtul, . Erkek bir kere daha için cekti.. Karısına ve çocuklarına bü ktı. Ba- şını ağır ağır salladı. Ve sonra kuyudan çıkar biri boğuk bir ses- le: — Böyle şeylerolur, şeylerdir... — Rüyada neler olmaz k*. Diye karısı, onun sözünü 'asdik İ etti, Sonra yarı sönmüş oca; 1doğ. İ ru ilerlerken: — Ben de gevezelik edi uuru- KAHRAMAN HAYDUD zınğaki altın kordon gözleri çs- kiyordu, Sarayın, merdivenle- rinde ağır ağır çıkıyordu. Ar- gelen kâtipleri ile, vizmetçileri, muhafız alayına ben. siyorlardı. Geniş koridoru geçti.. Emper- yanın, şuhmeştep kadınının Ve. aedikte, ihtişamını gösteren sara- şında, bu İhüşama lâşik parlak «ostümleriyle, kaynaşan kadın, sekek bir hayli zadeğgânın sunduğu bir salona girdi bu. Manzara hakikaten göz kamaş- tırıcıydr, Köşede sun'i #idan de- metleri arasında kitar ve lâmte ça” lanlara, bir aşk kasidesi terennüm eden tatlı kadın sesleri karışıyor. da, Renk, renk elbiseli, © pemibe, tombul kollu, açık ve beyaz göğüs Yü kadınlar misafirlere nefis şe- ksrlemeler, şaraplar, portakal ve limonla yapılmış türlü içkiler da- gıtıyorlardı. Araten s&lona girdiği zaman (:- sıldılar dolaştı, Araten, Emperya- ya doğru yürüdü. Rolan, İskala Brinoya kendisini takip etmesini söyledi. Sarayın tenha salonlarından bi- rins dalarak kayboldu. Piyer Aratenle Emperya ilk de- fa karşılaşıyorlardı, Etrafların. da meraklılardan mürekkep bir daire çevrilmişti. omuzuna | j gkan yaşları asker kapotuyla sili- | Babanın dönüşü Çeviren: Suat Dervş yorum.. Halbuki sen kimbilir dar yorgunsundur.. Acık dir,. Niçin kapotunu şikarmıyor. sun?, Petka başını yana çevirdi: — Üşüyorum, dedi. ünde meşgul olmak uzaklaşmasında, istilade eden çocuklar b etrafını sarmışlardı. Neş'eli, neş'e- Li konuşup duruyorlardı. Hepsi babasına, eve dön üğü için ne ka" ne çok sevindiğini anlatıyordu, Ve her bi. İ ri kahramanı olduğu mühim bir şeyi ona, kardeşlerinden evvel an- latmağa çabalıyorlardı. Altı yaşındaki küçük Ehristo bir gün hayvanları otlatmağa gö- tördüğünü, onlar kaçıp .dağılınca ağlamağa başladığını ve onları ağ- Jaya ağlaya kovaladığım anlatıyor- I du, Arının Annesi bâşmı çevirerek; — Ah, evet.. Bir gün onu hay- vanlarla yolladım. Diyordu.. Babası: — Ziyan: yok, dedi, çok iyi et. in artık, onun işe alışması lâ- zim, .Şimden sonra o benimi yetimi tutacak... — Babamın ne güzel bir datifi var!.. Üç yaşındaki kız, küçük Mitche | babasının göğsüne doğru elini w- pan: — Bu bir pandatif değil, bir nişan,.. Diye izah etmek istedi,. Fakat küçük Mitsche kabul etmiyor ve? — Bu bir pandatiftir.. Diye israr ediyordu. Ehristo babasma yaklaştı, nişa- ne tuttu — Ne güzel deği, bahalı mıdır, baba? Baba cevap vermedi, gözlerini gene kapotunun kollarında kuru ladr, Iztıraplariyle boğulmuş bir sesle; — İşi bilir, dedi, kimi bunu bir (Lütfen sayfayı çeviriniz) Iaı Araten garip bir helecanla; — Aftmızı temenni ederek Şşu- nu söyliyeyim ki madam, siz, ben* ce, herkesin zannettiği yal, nız güzel bir kadın değilsiniz... Bilâkiş Venüs kadar, of.. Veniis sarışındır, sizin kadar narin de- ğildir, nihayet bir heykeltraşın ha“ yalinde vücud bulmuş bir mermer parças'dır: Sizi onunla mukayese etmek kadın güzelliğine bir isyan olur.. Sizi, ben ancak Olimp kra. liçesi ve bence güzellik ilâhesi de- mek olan Jovcnla mukayese etmek isterim. Buna müsaade edersiniz, değil mi, dedi, Emperya narin ellerini rak: — Ben gerçi güzelim, fakat siz, Venüşü ibda eden güzellik ilâ- heleri ortaya koyanlardan çok daha yükseksiniz. .Çünkü siz insa- n: kendinden geçiren şiirler, yal- dızlı kafiyeler, tantanalı sözler ya ân lâtif bir vücutsünuz.. siniz.. Masmafik ben Jon yade Anesron olmak isterim. Çün- kü hiç olmazsa o, yalnız güzel ol. maktan başka dilerip olmasının da yolunu bilirmiş. İkisi biribirine bakarak tatlı tat- h gülüştüler.. Biribirlerini anla - makta gecikmediler, Araten Emperyanın yanma 6. turdu. Derin derin konuştular, Sa- onun ötesinde berisinde gruplar uzata