bacak, kimisi Satın alır... Kümisi de. , Birdenbire beklenilmiyen bir hıçkırık boğazımı tıkadı. . — Petka ağlıyorsun". , — Yuoo.. Evet çok sıkıntı çek tim, çok keder çektim.. Bu salibin fiyatı çok yüksek.. Bu nişan çek pahalıdır. Biraz 5 sofra hazırlanınış, yemek amanlardanber bekliyen aile teisinin önüme rilmişti, Alçak masa altında ayaklarını Öst üste atan çocuklar, yemek ye mişlerdi ama gene sahanda pişmiş yumurtalara bakmaktan kendileri ni alamıyorlardı. Fakat baba yerinden kım.ld: ni uzatmıyordu... v dai : & j — Siz yeyinir, siz yeyiniz, ben aç değilim.. Bakışları canlanmış ve donmuş gibi idi. Göğsü derin bir iç çekme- siyle inip kalktı. Bu hareketiyle nişanı, kapotundaki bir düğmeye şarparak, madeni bir ses çıkardı. — Haydi, al önüne bir şey. ye... İnsan önce iştabam yok zan- neder, halbuki biriki lokma yeyin. ©e iştaha gelir. Çocuklar, sesli sesli yiyorlardı . Tabağın içine parmaklariyle ekmek batırıyorlardı. Fena bir hissikablelvuku ile birdenbire kat bi tutuşan annelerinin yüzü de- ğişmişti.. Hasta mıydı?. Hayır!., Korku onun kocasma bir sual sormasına mâni oluyor- du. Bu süküt içinde, ona dehşet veren şeyin ortadan kalkacağını ve eski saadetin kendiliğinden ge- İeceğini zannediyordu.. Ahengi bulunmıyan müthiş hıç- Yarıkların esi odayı dolduruyor- du, Erkek âdeta yer: düşerekti. Pukat üstüne atılan karısı ona farılarak onu tuttu., Ve birdenbire Şaşkın bir halde geri çekildi: . Oh, aman yarabbi!, Kapotu kocasının omuzlarından aldı. Bir kenara attı, — Kolların, ellerin.. Aman Al lahım, diye mırıldandı. Çocuklar anneleri gibi ağlama. ğa başladılar... Ve o, ıstıraplardan çkederden Karışmış yüzündenki sırılsıklam ol- duş kirpiklerini biribirine sıkrsrkı doladı, gözlerini yumdu ve başımı ©ne eğdi., O kadar öne eğdi ki, başı iki omuzları arasmda kaybol- du, Köpek oda kapısını iterek açtı... İçeri girdiği zaman felâketi anla '&r. .Ve acı acı ulumağa başladı. 142 teşekirül etmişti, Emperya, davet lilerinin israrı üzerine Piyer Ara. tenis şiilerinden birini okumıya karar verdi, Ayağa kalktı ve bir manzume okumuya başladı. Bu rada, Aratenin manzume- sini dinleyenler grubuna bir adam yaklaştı. İ Bu, Grimaninin oğluydu. Orimani onlar meclisinin en €s- kiye merhametsiz, istibdat kaide. Yerine herkesten ziyade bağk bir Asasrydı, Oğlu Jiolyo sotuz yaşla” rında geç ve Altiyerinin bizme- tinde bulunan bir gabitti, Jioiyo yaklaştı. Yüksek sesle; — Vay! Gene bu maskara, gene bu dalkavuk.., Faziletten bahsetti. &i halde faziletin ne olduğunu bil- miyen sahtekârl. dediği zaman Emptıya, şiddetli alkışlar ara. sında manzumesini bitirmiş bu- Juauyordu. Araten sarardı. Bununla bera. ber şayanı hayret bir soğuk kanlı- lık gösterdi.. Sinyör Grimaniye, Emperya ce- vap verdi; » Şairin, benim en yüksek mi- salirlerimden olduğunu unutmayı. mz. Gözlerinden ve hareketlerinden Baddinden fazla içtiği anlaşılan Grimaninin etrafma toplananlar arasmda hareketini takbih eder f:- sıltılar işidildi. geti iki göz mukabilinde | | Cenupta Ticaretimiz | nin kifayets zili Mersin limanının ihracatı bu yıl 2,9 milyon lira arttı Yalnız tatım:l ve tabliye vesaiti- ği imanın umumi faaliyetini bozuyor ve müşkü ât k başgösleriyor. mamıştı, Yemek almak için efleri- ( is Geniş bir güne şaf etmektedir. Ka Timâh tahmil ve tahliye (halen, bu inkişalla tamamen müte- nasib bir vaziyettedir Çünkü betadiye nın tahmil ve tahil | kifayet ti let v n daha ziyade ken mal denilemez. alt olup Tim ye hacmine asla Beş iskele ile der- ra tahsis edilmiş bu- İpette vesaitle mücehhez sayrlamaz- lar. Gerek bu ve gerek İlman işi ri inhisarı şirket vezeitinin mevcut İhtiyacı ber pette olmayızı sebebleriyi igeyri müsait havalarda İthalât ve ibracat işleri birçok zorlukları ve İ gecikmelere maruz bulunmaktadır. Bü zorluklara bir de belediye is- keleleri tarifesi ve devlet demiryol ları İskelesinin tatbik ettiği tensi- Mâtir t min doğurduğu (rekabet ve tehaciimi katarsak, irkişafa çok müsait, olan lmanımızın hakiki va- ziyeti açıkça anlaşıhr. Deniz Bankın satin alacağı şirket Manmafih, Denizbank tarafından satınalınması takarrtir eden Timan inhisar şirketinin, devir ve satış tar. m hakkında şu günlerde devam e - den müzakereler iyi bir neticeye bağlanır ve liman işleri denizban geçerse, ithalât ve ihracat faaliyet lerini tazyik eden bugünkü şikâ - yet meovzularının en kısa bir za manda bertaraf edileceği şüphesiz telâleki edilmekt : Limanın inkişafı Limanımizın 938 senesinin on aymda yaptığı Ibracatla 987 yık nm ayni aylarında yapilan ihracatı madde, ton ve kıymet itiberile a- şağıda göstermekle, Mersin ima - nmın nasi bir hızla inkişaf ettiği ni daha gtşmuz bir şekilde tebarüz — Bulgar edebiyatından — ad mm KAHRAMAN HAYDUD Grimani Emperyanın ibtarını dudaklarında müstehzi bir tebes- sümic karşılarken cevap verdi: —— Bunu tasdik etmekte tered. düt etmem, .Çünkü şulmeşrep bir kadının misafiri elbette ki şuhmeş- rep bir kadının oğlu olacaktır. Araten nezaketten ayrılmıya rak; — Dikkat ediniz. Hastahane köşesinde bundan bilmem kaç se ne önce dünyaya gözlerini kapa- muş bir kadını tahkir ediyorsunuz. Buna cevap vermek tenezzülünde bulunacak değilim, .Yalnız, bare ketinizin doğru olup olmadığını burada bulunanlardan sorabilirim, Şüphe yok ki hakkınızda verecek- lerinot sıfır olacaktır. Düğmesini ilikliyerek devam esti; — Bana gelince mösyö,. Filhaki- ka şuhmeşrep bir kadının oğlu- yum. Bundan ne çıkar. Fakat ben krallarda bile nadir bulunan hür bir ruh taşıyorum, Halbuki siz ancak bir engizitör oğlu olmakla iftihar edebilirsiniz.. Buna bakar- sanız, sizin ruhunuz arit bir hafiye ruhundan başka bir şey olamaz... Hareketinizden dolayı sizi, bizzat tecziyç edecek değilim... Bu gibi işlere uşaklarım memurdurlar - Araâten sözlerine bu cümleyle nihayet verdiği sırada uzaktan bis risini görerek titredi, ettirmiş olacağım. Fakat rakamlara 5 önce, İvanımızdan yapt- cut maddeleri hakkında ki- ik bir iahta o bulunmak icab ir, & Mersin hinterlandı geniş olduğu r. Onların burada nlerini savmak hile karileri pora- bilir. Bu itibarla topladığım rakam- | lar daha ziyade hububat, pa- mülk, maden, canlı hayvanlardan i- İlacan büyük iskelesi, matlup nls-| tahmil ve tah. | « ikla karşılıyacak nis- | bilhassa | 14.250.107 türk Lirası kıymetine de 197.823 tondur. Halbuki 937 yı- lin ayni suretle 14 ayındaki ihra- cet ihracat yekönu 8709949 türk lira kıymet Buna nazaran iç yılın geçen 11 aymdaki ihrneat, 937 yılmın ayni aylarındaki ihracattan kiymet itibariyle 5.540.168 Tira ve miktar İtibariyle de 64.104 ton faz. fa olmuştur. Bu fazlalığı başlıca maddelere göre şu şekilde bir tablo ile daha İ- yi tebarüz ettirebiliriz: 1937 “11 aylık (o 1038.11 aylik Hububat T.L. Ton T.L Ton 3.850.517 G8.B€k diyiaer se Pamuk ” 1.922.300 4605 4820482 13.526 Krom ve diğer maddeler 908.139 30.798 o 1.748.020, 66.126 Canlı hayvanlar (baş) 206854 “T2A6T 75404 Diğer maddeler 2033020 22.272 3.410064 33.665 109039 143519 O 14250107 197623 Yukardaki tabloda 1937 ile 1938 yık arasmdaki ihrucat rakamlarin- da yalnız canlı hayvanlar bakımın. dan bir eksilme göze carpmakia - idir ki, buna da canlı hayvanlarımı- 19.765 Tepebaşı Şehir Tiyatrosu mazi TEPEBAŞINDA ” DRAM KISMINDA İ 4-1-930 Çarşamba A günü akşamı 20,30 da (Asmode) İSTİKLAL CABDESİNDE KOMEDİ KISMINDA 4-1 - 989 Çarşamba gündüz'S. 14 de ÇOÇUK TİYATROSU ie 930 “Çarşambu günü okşamı | / da MUM SÖNDÜ © dehlo ERTUĞRUL SADİ TEK TİYATROSU | Taksimde (Du gece) İTAAT İLAMI Yazı / İ Yakında; O İNSAX MABUT | | HALK OPERETİ Bu akşam (Rahme Efendi). Pek yakında büyük operet (Öç yal du) Macar balesi; Her Perşembe: HALK GECESİ | sn başlıca pazarı olar Filistinde hü- küm «üren siyasi vaziyet sebeb gös. / serilebilir. Bulâsu: Mersinin örzetmekte ol, duğu bu mesut İnkişafın, önümüz” İdeki yıllarda daha parlak ve daha çok yüz güldürücü vir safhaya gi! receğine kat'i bir tsançla inanmak lâzımdır. Mersin garı ıslah edilecek Şimendifler garı, geürimizin tics- İri hareket ve fasliyetile biç de mü. tenasib görülecek vaziyette deği - dir. Bu sebeble bilhassa yağmurlu | havalarda tüccar egyası ıslanır ve | bazan da kısmen âvarya olur, Bu| mahzur gözönüne alınarak alâka xi darlarca mafia vekâletine mürace. | aita bulunulmuştu. Vekâletten ge - len cevabta, müracaatin yerinde oj- İ duğu tasdik edilmekle bersber, Mer sinin imar plâni, tatbikat bakımın. | dan kat'iyet kesbedinceye okadar, bu mafizur bertaraf etmek makas. diyle şimdilik, vaktiyle gümrüğün işgalindeki idare ambarmın bu de- ta tahliye ettirilerek wwvakkâten tüccar eşyasına tahsisi için oemir| verildiği bildirilmekte ve şehir plâ- ni kat'leştikten sonra esaslı tesi- satın yapılacağı da ilâve olunmak. tadır. Vekületin bu muvakkat kara, ! 7! bile alâkadarları memnun etmiş | tir. (9) Her balya 200 kilo hesabi- le, 938 de 69.130 balya ve 997 de ise 23.090 balya pamuk demektir. | canlığında bir kaç para alacağım da biz Her şeyden önce yol ve 1Ş lâzımdır : a Çünkü konservatuvara da, ti- yatroya da, sinemaya da, fabrika- ya da, mağazaya da, mektebe de, stadyorma da, çargıya da, pazara da, hattâ Allah göstermesin bas tahaneye de yolla gi Yolsuzluğun ve ışıkan: demek olduğunu bilir mi Yolsuzluk ve ışıksızlık munda yuvana kapan ve upuzun| ş gecelerinde sabahlara kadar © tada çile doldur! demektir. İstanbulun böyle hiç yolsuz ve hiç ıştksız semtlerinde oturmak talihsizliğinde olan zavalldar işi. dirler, yahut etelerde, duvar ilânlarında gözürler ki falan ak yam, falan yerde enies bir konser, harikulâğe bir temsil, gayet fayda- ik bir konferans varmış. Fakat, o zavllılar buralara, nasıl, nereden ve neyle gidecekler?. Bu zavalıların oturdukları semt| ler öyle yolsuz, öyle ışıksız semt” | lerdir ki, buralardan değil gece vakti, gündüz bile geçmek, değme bubayiğitin işi değildir. Hattâ bu-| ralara, verilecek fazlaca para mu. kabilinde acabalar, otomobiller bi: le gitmek istemezler, Çünkü ara. bacı veya şoför gecenin zifiri ka" diye buralara gidip arabasını hur. dahaş etmek istemez. Bu asırda, bu zamanda konservatuvarı, tiyat: | royu, kim istemez? Hele upuzun ve kasvetli kiş gecelerinde böyle | yetlere gidip biraz ruhunu gıda. Jandırmayı kim sevmez? . Gelgelelim, yol olmayınca, ışık olmayınca bu görzgörü görmiyen çamuristana dabp ta buralara gi- dilebilir mi?, Şayet ne olursa ol. su deyip zoraki gidilebilse dahi ıklarından yarı beline kadar sr vama çatnura bulanmış olan insan: © konservatuvarın, o tiyatronun, o “*onferans salonunun kapısından içeriye kim sökâr? . Sıras; geldikçe, İstanbulun, Bey oğlunun göbeğinde türlü şenlik. ter, seyranlar, eğlenceler olur ki bu dediğim semtlerin zavallı halkı gece yapılan bü şenliklerin, seyir lerin, eğlencelerin pek çoğundan mahrum kalır. Haydi bunlardan geştik, upuzun kış gecelerinin bir fakat dok. jeve döndüklerini İ maklarınız ağımızda “kalır. İş bitmez ki! Haydi KAHRAMAN HAYDUD Grimani üzerine hiddetle atıl mak üzereyken bağırdı; — Seni de sefil annen gibi has- tahane köşelerinde gebertmek is“ terim, Bir kavga çıkacağı, anlayan davetliler, hâdiseyi önlemek için araya girerek bağırdılar: — Haksızsınız Grimani!, İki tarafda teskinc çalışıyor- lardı, Bir aralık, Grimaninin © muzlarına, yakaladığını koparan iki kuvvetli el yapıştı. İri yatı, kıtanta saçlı, Aratenin hizmetçisi olduğu kıyafetinden belli olan birisi eğilerek sordu: — Bu senyörü nereye götürme- mi emrediyorsunuz?. —Gondoluna.. Başkalarına 74 rârı dokunmamasına çalışmız. Grimani, herkesin kahkahaları arasında iri yarı uşağın kolları 2 rasında kapıya doğrulmuştu. Araten: — İşte böyle madam, dedi. U şaklarım. bana yapılacak her türlü tecavüzleri karşılarlar. Böyle, nin cezasını ben vermiye kalksam kıymetli dakikalarımı kaybetmiş olurum.. Bahusus, meselâ şimdi, bu küstahlığın cezasını benim ver mem icap etseydi, güzelliğinizi tetkik için sarfetmemi lâzım gelen tatlı dakikalarımı boşu boşuna, bambaşka, Jüzümsüz şeylere bar. camış bulunacaktım, Fakat beni 143 affediniz madam, .Bu cür'et ben- ce, affedilmiyecek bir cürümdür. Araten sözlerini bitirdiği zaman sevincinden titriyordu. “Bu garip hâdise, ona lâzım gelen kuvvet ve itidali vetmişti.. Şu kavga vesi- lesiyle bozulur gibi olan eğlence yeniden hararetlenmiye başlamış. tı... Arâtenle Emperya konuşmala” rma : — Sizi Venediğe getiren sebep nedir?, — Evvelâ sizi görmek hevesi madam., Sonra dostum Bambonun, bir mektubu., Emperya titriyerek sordu: — Yeni kardinalı tanıyor mu. sunüz?. — Bu memuriyete tayini habe- rini bizrat ben getirmiştim, ma. dam, Kendisini siz de tanryor mi: sımuz?. Emperya kindar bir tavırla? — Dostlarımdan biridir, diye çe. yap verdi, Sonra başka şeyler düşünüyor» muş gibi sustu, Bir işaretle ©& linde içki kadehleri bulunan hiz. metçiyi çağırdı: — Bana, dedi, Maryayı çağı- rnz, Sonra Aratene döndü; — Demek artık her zaman için Venedikte oturacaksınız., - Geçer Yi, mak, bir itfaiyeye haber bir ebe ge gibi pek ve çok acele ihtiyaçları kar &halisinin yel neler çekti Bu gibi yerlerde otürarl e “İbahları evlerinden gül gibi İt ay kış tavuklar gibi akşam €72- akşamları masl berbad bir görsenil Ben ki musikiyi, t sevenlerden ve biraz da çakanlardan biriyim. Size ederim ki bu son on yıl iç re ve İki Üç te meşhur piy zor gidebildim. Bir çok konserlerden, temsillerden, toplantılardan râ bana davetiyeler geldiği âramra da beni gelip böyle te şifahen ve israrla davet © Fakat imkânr yök gid dersem de gece geriye — O halde sen de geriye de otelde yat 1. Diyeceksiniz. Ötedenberi den başka yerde yatmak psfi tim olrsadığı gibi bir de otel salına ne diye katlınayıml, Öyle ise; — Semtini değiştir?.. Diyeceksiniz. İyi ama bir ben w değiştireyim, ya geriye ka Onlar da benim “gibi hep semt değiştirmeğe kalktılar Âr, İstabul ve Beyoğlunu Binde bir mesken buhranığı” Konservatuvarı, o #iyaii stadyomu, bahçeyi, parkı 1 severim, Fakat yol ve ışık dıktan sonra... Doktor, bulduğu bayi usulünü tecrüle edei Doktor Julian Aslen yahudi olan ge tor, yeni bir bayıltma usulünü di üzerinde tecrübe ederken Ör” Doktor Jülian Ka , üç yaşındaydı. Ve bundan 4 in cerrah çalışan Kastelian bilhassa * yat âletleri üzerinde uğraşmal verdi. Son zamanlarda kendi olarak yeni bir bayıltma v yapmıştı. Genç doktor odasında bu maske, boğulmuş olarak | muştur,