17 Aralık 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

17 Aralık 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ITALYA Korsika, Nis ve Tunusu istemekte mıdır ? haklı Deyli Herald'dan: Romada “kendiliğinden coşan nümayiş- giler,,2 “Korsika? Nis! Tunus!,, diye bağırdı. lar, Korsikayı, Nisi, Tunusu niçin İstiyor- ar? İtalyanın bursları ile veya burala» rin İtalya ile alâkası ne Buna verileğek ceva! wi geşmiyecektir. Vakcd, sinyor Musoli- binin de bu “kendiliğinden gelen nüma- er,, de gözettiği gayeler var. Fakat atanperverleri oMusoliniden ve en çok daha evvel Korsikayı, Nis usu istiyorlardı. Caşizmin hiç is- ayı isteriz', diye bağırmalar tâ İk a birliği için mücadele edilen günlerde da duyulmuşlu oMazzini için, bütün İtalyanların bir İtalyan devleti £- çinde Loplanmaları mukaddes bir gaye #âl Garibaldi dine inanmadığını söylerdi, fa- kat o da bu gayeyi ayni derecede imu- kaddes görmüştür. Onlar, bugün Almanlarm tuttukları a- kide gibi “bir millet, bir devlet, * alemini > yorlardı. Yalnız onlar “bir lardı, çünkü demokrattılar oleon gibi kimseleri sevmez. ve Lul Ns Jerdi, Fakat onlar için Venedik, Trentino ve Triyeste nasıl Avusturya boyunduruğu altındaysa, Korsika da Fransanın boyun- duruğu attmdaydı. Halbuki Korsika 17 in. ci asra kadar Cenova cümhuriyetinin bir Parçasını teşkil etmişti, Korsika halka İalyandı: çünkü italyan. ca konuşuyorlardı. Bunlar da İtalyaya #1. hak olunmadıkça İtalyan birliği teessiis Cila sayılamazdı, Siyaset icabı bu mesele hakkında sü- küt edilmesine rağmen İtalyan milliyet. çiliği bu gayeden asla ayrılmamıştır. Bu gayenin esası lisan ve tarih birliği» idir ve yalnız bundan ibarettir, Onun İ- çin, Korsika halkı hiçbir zaman İlslyan olmaya cn ufak bir arzu bile göstermemiz- itir, İtalyanlarm Fransız istilâs dedikleri İşey Korsikaklar için Cenova tazyIkmdan İ kurtuluş sayılmıştır. Ba gün orlar, iki as- jra yakin bir zamandanberi Fransız olmuş “bulunuyorlar. Konuştukları dil yine itat- ç Yanca, fakat bütün hisleriyle Fransaya * bağlıdırlar, Meselâ bir gün Bonapart ismindeki bir #Korsikalı ateşli genç Fransaya gitmiş ve “Kendisine orada bir tarih yapmıştır. Bsasen Korsikalılarm kendi menfaatle. “ri Fransaya bağlılıklarmı icab ettirmek- tedir. Farzt muhal olarak Fransa Korsi- kayı İtalyaya verecek bile olsa, Korsika şhlar İtalyanlara karşı çarpışırlar, bilbas- öyle bir faşist istilâsma b»: milca- dele ederler. Onlar hürriyetlerine çok düş kündürter. Bu suretle, esas ne olursa olsun, “Kor- sizayvı İsteriz!,, göklindeki bir arzu sade- co deliliztir. > Nis hakkındaki taleb de ayni şekilde - dir. , ONis ve Savoya, 1599 da Fransız ordu- sunun Piemanteye, Avusturyaya karşı o “lan muharebesinde yardım etmesine mu. kabil üçüncü Napolyon tarafından elde & çedilmişti, . Kavur burasını almak için çok çalıştı, fukat yalnız Lombazuiyayı alabildi. Bu suretle Fransa İtalyan birliğini kabul ef- Biş oldu. Yulriz, daha ax hesabi olan milliyetçi. ler buna, kızdılar. Nisii olan oGüribaldi, Kavur'u bir vatan bhalni olarak ilân etti © ve Yapılmadına karar veriler reyiâma mâ- i Bİ olmak Üzere Nis üzerine yürümeye ba #rlandı. Fakat en son dakikada, başkala- rinin ısrarı Üzerine, Nisten vazgeçerek, Biçilyaya Herledi, Lui Napoleon Nis reylâmmda bu gün * Hitlerin yaptığı gibi bir oyun çevirmiş - / tir. Nis şehrinde valnız 11 kişi Fransaya ; Hhak aleyhinde rey vermişti! p Pransann bu istilâ siyaseti bütün Av rüpayı endişeye düşürmüştü. Bilhsasa İn- gillerede büyük bir hiddet ve korku gü- rülüyordu. Palmerston ve Con Russel ye. MALTA“ i Şeyi 0m Bir Tunus sipahisi ni İtalyanm ve diğer küçk devletlerin “yardımsız kalarak ve korkuya düşerek Fransanın eline geçeceğinden,, bahsedi - yorlardı. Kraliçe de şöyle yazıyordu: “Böyle bir gey olacak olursa kanlı mu- harebeler olacak ve insanlık umumi bir felâkets sürüklenecektir.,, O günlerde herkes harbden bahsedi yordu. Fakat sonra sükün tecasüs etti. Tekrar buhranlar, tekrar gerginlikler or- taya çıktı. Aradan 80 sene kadar bir zaman çeç- miş ve bugün Nis tamamiyle Fransiz öl. muştur, Oradaki büyük İtalyan nüfusunun ekseriyeti (aşis aleyhtarıdır. Fakat milliyetçiler maziyi hiç unutmaz. lar. Arada sırada “Nisi isteriz!,, diye ba- Şırırlar. Hele bugünkü gibi, İtalyan siya- setinde bir gaye teşkil ederse, Bununla beraber, ne Korsikanın, ne de Nisin İalyaya ilhakı talebi ciddi bir me- sele değildir. Yalniz üçüncü taleb: “Tw nusu İsteriz!,, diye bağırmaları bunlar - dan ayrılıyor. İtalyanın Tunusu !stemesi milliyetçilik- ten ileri gelmiyor. Bu arzu altmış sene kadar evvel başlamıştır. İtalyanın Tunusla yakınlığı on doku - zuncu asır ortalarında başlamıştı ve bu hareketin başında Legorndaki İtaiyan ya- hudileri bulunuyordu. Bunlar bugün ora- daki tücear ve maliyeci aristokrat smıfı teşkil ederler. Sonra, İtalyanm conub kısımlarında ar- tan nüfus, hudutlar dışma taşmak «mi gösterdi ve Tunus gehrine ve eski Kartacanta yeşil memleketlerine muha - ceret başladı. Fakat, bunların çoğu - na kadar garibâir ki . İtalyadaki “liberal, idrreden kaçanlardı. Bundan sotra İtalya Tunusa, şimali Af- rikanın parçalanışmda kendisine düşecek pay olarak bakmağa başlamıştır. Belki böyle de olacaktı. Fakat Berlindeki (şe- refli sulh) konferansmda, Kıbrısı istiyen İngiltereye Fransanın müzaheretini ka - zanmak Için, Salisbori Tunusun Fransaya DEF” Devamı 14 üncü de HABER — Akşam postası Uyku ve ölüm; uyku hastaları AYAN MECLİSİNDE AHRETTE GELEN SESİ Hasta rahip, başucundaki doktorların, hakkındaki ölüm hükmünü duymuş, çırılçıplak soyu ahret yolculuğuna hazırlandığını, kefene sarıldı” ğını, tabutunun çivilendiğini hisselmişti Geçenlerde Pariste bir kadının “trende uyur bulunduğunu yazmıştık. Uyku has- talığına mübtelâ olan bu zavallı, &ekiz gün devamlı bir şekilde uyuduktan sonra tedavi edilmekte olduğu hastanede ölmüş” tür, Fennin bütün icapları yapıldığı halde, uyku hastalığına tutulan zavallılar ekse- riya ölümün &mansız pençesinden kurtu” lamazlaz, Birçok kurbarilar veren bu menbus has- talık bazan da canlı mahlükları mezara sokmaktadır, Size bu yazıda roman kahramanların- dan, hayali vakalardan bahsedecek deği" liz. Misallerle göstereceğiz ki, uyku has talığına mübtelâ zavallı daima diri diri gömülmek: tehlikesine maruzdurlar, Dâha geçen asırda bile bu feci hâdisele“ tin önüne geçebilmek için çareler aran mış hattâ Fransız âyan meclisinde bu hu- susta uzun münakaşalar olmuştu. Bu mü- nasebetle fikirlerini müdafaa etmek için kürsüye çıkan kardinal Donne şu vakayı anlatmıştı: “.- Bir rahip bilirdim, pazar günü mu” tat dini merasimi yaparken . birdenbire bütün vücudu gevşemişti. Derhal çağır lan doktorlar hastayı inceden inceye mu- gyene etmişler, göz kapaklarını çevirmiş” ler, nabza bakmışlar, nihayet öldü diye karar vermişlerdi.. Fakat genç rahip ölmemişti; yaşıyor“ du. Hattâ dokturların yarmış oldukinrr feci kanaati de duyuyor ve kendisinin s0 * - yulup ahret yolculuğu için icap eden ba“ sırlıkların yapıldığını hissediyordu. Ta- butun hazırlandığını, kefenine sarıldığını” nihayet ahret arabasına ( bindirildiğini, hattâ tabutun çivilenmesinden çıkan gü“ rültüyü duydu.. Kiliseye nasıl kaldırı dığını, kimlerin müteessir olarak ağladık» larını, kilisede yapılan merasimi, okunan duaları, etrafa yayılan gü kokusu, sonra kiliteden nasıl çıktıklarını, cenaze taşıyanların ağır ağır yürüyüşlerini, me rasimin. bütün safhalarını, hepsini ta mamen işitti ve yaşadı... Ve bu ahret yol culuğunun feci sonunu, lak okara top- rakları, dar mezarı görür gibi oldu, Kardinal Donne susmuştu. Herkes bi- yük bir heyecanla vakatım sonunu bek- liyor, meraktan hatibe doğru uzanıyordu. Kardinal Dönne, derin bir nefes aldıktan sonra sörüne devam etmişti: — İşte efendiler, o genç rahip bugün karşınızdadır. O gün gömülmek üzere o muzlarda mezara taşınan tabutun içinde ben vardım.. Kendimde tabutun tahtalar rını yumruklıyacak, beni ebedi yatağıma kadar götürmek nezaketinde bulunan im sanlara sesimi duyuracak kuvveti kendim- de bulabildiğim zaman, tabutum omuzlar dan kaydı, yere düştüm.. Beni istirâhat- gâhıma kadar teşyi eden dostlarım orta” dan silinmisti. İşte bu şekildedünyaya ye-| ay sonra zengin ihtiyar, yaşlı niden geldim.,, Aşk için öleni, aşk yeniden dünyaya gelirir Kardinal Dönnenin macerasından çok evvel, bir kadın da daha feci şerait dahi- lirle ayni şekilde öbür dünyaya gitmiş ve yeniden hayata kavuşmuştu. Fransanın cenubunda, küçük bir kasa” bada genç ve fakir bir delikanlı ile, kibar bir aileye mensup güzel bir kız sevişmek” #eydiler. Bazan kasabanın tenha yolla, da buluşurlordan. O zaman delikanlı içi el sevgilim, ne zaman benim ola” caksın? diye inlerdi. Genç kız, sevdiği er- keğe teessürle cevap verirdi: — Sevgilim, yazık Ki bu mümkün ola” n fakirsin, ailem beni zengin bir banker ile evlendirmek istiyor... Ümitsiz âşık ailesinin bu teklifini kabul etmemesini, bankerle evlenmeyip kendi- sinin olmasını çok istediği halde, sevgilisi kısa bir zaman sonra zengin bankerin kol- larına verildi, Altı sene uyuduktan sonra ölen Şikayolu güzel Düğün günü genç kız sapsarı bir yüz! le tebrikleri kabul etti ve evlendiklerinin hemen haftasında da yatağa düştü, Evve | Jâ kasabanın, sonra şehrin, nihavet bütün | Fra doktorları hastayı muayene et” tiler, t bir türlü kati bir teşhis koyar | ; rak tedavi imkfinmı bulamadılar, Genç kiz günden güne eriyordu. ; xlerini açtı ve başucunda Ü- iz bekliyen kocasile şöyle konustur — Daha uzun zâman yaşamıyacağımı biliyorum. Senden bir ricam (var, öldü- Eüm zaman beni kasabanın mezârına göm m rürsün bir aya kadar bir seyciğin kalmıyacak! — Öyle de olsa bana vaadet... — Peki söz veriyorum... Genç kadın arzusuna kavuşmuştu. Bir gözlerile karısmın tabutunü takip ediyordu. Bu ölüm fakir sevgiliyi de çok mütees- sir etmiş delilere döndürmüştü. Cesedin toprağa girdiği gece, o da mezarın dıva" | rından atlamış ve sevgilisinin mezarı üze rine geldiği zaman, ölüp giden bu mah“ luktan bir hatıra koparmak, alnmnı üze saçlarından bit bukle mıştr. Bunun üze rine ellerile, tırnaklarile toprağı kazmağa başladı; ölüyü çıkarmağa teşebbüs etti, kat toprakları atıp cesedin üzerinde ki taşı da kaldırınca büyük bir (o mucize ile karşılaştı. Gecenin mavi ışıkları ara” sında, sevgili ölünün kirpiklerinin oynadı” ğını, gözleinin a *'dığını gördü, karşıla” şan bakışlarında eski sevginin ateşini © kudu.. Ellerini, dudaklarını, mukaddes ölüye uzattı, hıçkınıklar o boğazında dü- Zümleniyordu.. Tereddüde mahal yoktu. Sevgilisi konuşuyordu; yaşıyordu... Sonra ölü, beyaz kefeni içinde muhte- şem bir heybetle ayağa kalktı. Sev nin koluna dayandı vücutlarının. sicak teması biribirine karıştı. Afrikalı ii hasta Satıldılar ve hayatın sonuna, mizi rinde açılan yeni ufukta saadeti öbür ucuna kadar böylece gi azmettiler.. Amerikaya kadar ve saadete kavuştular, fakat döne dolaşa gene eski kasa ler, Zengin barker gene oradaydi sını başka bir'erkekle beraber gör madı, Hatti mehkemeve müradt karısının kendisine dönmesini Kat resmi kayıtlar sayesinde ği karışı ayrılmadılar. Bankerin MÜŞÜ.. Ve böylece, sevgisinin öle ahrete giden kadın, gene aşkın se” vap vermiş, dünyaya yeniden On yedi sene uyuyan duktan sonra 16 teşrinisani zın macerasını bizzat yakından debilmiştir. Doktor bu yakayı mekkiiri 17 BİRİNCİKANUN ai k gidip ai vatan id i e ik kadı Si Ne kardinal Dornenin gacerâ$”* üşkın sesine cevap veren genç torlarm nazarı dikkatini çelbel Fakat doktor Foret on yele V de birdenbire uynana Gesin X 5 “— O gece hastanm bulunduğu g yakın bir yerde yangın çi yangın var diye feryat eğiyof” ordu. nin çan sesleri duy hasta birdenbire uyasür, kendine Doktor, hastalığın başlar e izah etmektedir; “— Gesin, 1860 gi Gerek kendisi, gerekse annes gayet sıhhatli idiler, 1877 arabadan inerken düşmüştü. ticesinde başında bir yara aç raları bir çök defa bu acı tesi nü kaybetmişti. Hattâ bir ay süren uzun bir uykuya şekilde gayrimuayyen wi seneler geçti, Nihayet 22 senesinde dört gün e uyanık ğimiz ya: gecesi birdenbire uyandır Doktor Farez hastalığın 8€: de tasvir etmektedir.: — Gesin yatakta her zaman değildi. Bazan vücudunu 93 tere tâ acıktığını ve susadığını B i yeni uykudan uyanıyor ir gayri tabiilik gösterdi e an yedi ze uykusuna YA kmşt “aifi 2 çi 75 tü. ii yerini # ye ee ketler yapıyordu.. Yemek v6 i Kn diği zaman irsiyaki lokmaları yutabiliğordu.. Yal larak verilenleri değil, KÜ: ranmış et parçalarını bile m yebiliyordu. Hassalatının bazılarını yaybet, Yarı da zayıflamıştı. Hiç bir ) Te Ea ki bir şekild ai Ki ei ii Lia e gö >

Bu sayıdan diğer sayfalar: