o ITALYA | Der Başlaral 6 incide ” olarak verilebileceğini ileri w | teklife Bismark da kuvvetli bir ta- İ 1k gösterdi. Fakat bütün bunlar, | ii, gayet gizli olarak yapılıyordu. | İtalya endişe etmeye başlamıştı ve ; Fransanın kendisine teminat vermesini is- tedi. Fransa da bu teminatı verdi, Fekat 1951 de Tunus - Ceznir hududunda bir hâdise çi Frunsiz askerleri psa3en ha- sr bulunuyorlardı ve bir iki hafta içinde | Tunus Fransiz toprağı old İngiltere, kendisinin giizine tekli et - miş olduğu bu isüilâya, yarım ağız İtiraz. da bulundu. İtalya dehşetli hiddetlendi ve hiddeti o zamandanberi hâlâ geçmemiş « | İir. 60 seneye yakın bir zamandanberi Tu- dus meselesi Fransız - Kalyan münase- Bati ihlal et “Tunus meselesi yalnız Fransız - İtalyan münasebatmı ihlâl etmekle de kalmamış- « tir. 1599 da 'Tunusun himaye idaresinden Çikarılıp Fransaya tamamiyle ilhak edi- Töceği gaylaları ortaya çıktı ve yine bir Avrupa harkinden bahsedilmeye başlandı. Fransa Bizertte büyük bir deniz üseli yanmağa kaşlayınca da İngi ; Akdenizleki İrgiliz bükimiy mek olacağını, Hindista yolunu Xeseceği- ni söylediler. O zaman Salisbori şu gekil-| de bir fikir ileri sürdü: “Denizlere bâkim oldukça | bizim için Bizert'in ehemmiyeti yoktur. Yalnız, €-|* ger denizler üzerindeki hâlrimiyetimizi kaybedecek olursak o zamanda esasen , Bizert'in ehemmiyeti kalmaz!,, Fakat asıl mesele Tunustaki İtalyan nüfusunun gayet süratli artışıydı. Kendi. k lerine, 1808 munhedesi ile Malyan milli- yetlerini ve Kendi milli müçaseselerini ri- hâfaza etmek dakkı tanmmıştı. « mMüğler, fakat tekrar yenisi yapdımıştı. laşmanın müddeti bitmiş ve tek enmişti, O zamandanberi de Tu- nusta daima karışıklıklar olmuşlur. Buğün İtalya, Tunustaki İtalyanların © Fransızlaştırılmaları için her türlü tazyik ri ve propagandaya başvurulduğundan ve mukavemet edenlerin türlü fena muame- İelete uğratıldığından şikâyet ediyor. 1. #alyanların çocuk saytlari arttığı halde, ye mi mekteb açmalarına mâni olunduğunu, » mudacerslin *ahdid edildiğini söylüyorlar p 78 tavır aldı: ii — iİskala Brino? İskala Bri © m inu? Kim olurlan ol. Bana Bu anlaşmayı 1596 da Fransızlar boz-|- ve dahs yüzlerce şeyden şikâyette bulu- nuyurlar, Pransizlâr da Tunusa dışardan midaha- le edilmesinden şikâyetçi, Diyorlar ki, Tunustaki İtalyanlar kendi hallerine bi- rakilacak olürsa Tunus vatandaşı olmayı tercih ederler, Onları “İtalyan” olarak muhafaza etmek için propaganda, tehdid gibi vasıtalara müracaat ediliyor... Görülüyor ki, nekadar hüsnüniyetle te- lâkki edilirse edilsin, meselenin halli ko- lay değil, Her iki tarafın da kendine gö- re birçok hakları var, Bilhassa Tunustaki İtalyanların farla. lığı meseleye daha mühim kir mahiyet vermektedir. Fransızların istatistiklerine güre Tunusta, 105 bin Fransıza mukabil 94 bin İtalyan vardır. (Bu Fransız nüfu- suna, tabliyet değiştirmiş İtalyanlar da dahildir), İtalyan hükümetine göre, Tunus konso- Joshanesine kayıtlı İtalyanlar 120 bindir, Ne de olsa, İtalyanların çokluğu mese- Jeyi büyük ve müşkül gösterecek makiyet- tedir. Bu suretle, hakikatte bir Nis veya Kor- sika meselesi yoksa bile, Fransaya İtal. ya arasında endişe verisi bir 'Tunus me- selesi vardır. Binyor Musolini iş Mösyö Laval bun- dun dört sene evvel bir anlaşmaya varır Şibi olmuşlardı. Fakat anlaşma imzalan- mamış ve Habeşistan harbi esnasında da tamamiyle suya düşmüştür. Bununla beraber, ortadâ bir Tunus me- selesinin bulunması başkadır, faşist nü- mayişlerinde Tunusun İtalyanm hakkı ol duğunu İleri eürmek yine başka, Çünkü 1- talyanım Tunusu istemekle biş hakkı yoktur. 5 Gittikçe kuvvetlenmekte olan Tunus mil Tiyetçileri de Fransanm da Tunus üzerin. do bir hakkı yoktur diyebilirler, Bu da bir başka meseledir, Tunus milliyetçileri ne İtalyayı sever: ler, ne de İtalyanın Arabları sevdiğine inanırlar. Böyle bir hayale kapılamazlar, çünkü Trablusa pek yakın bulunuyorlar. - W.N, Ewer. amam lina Ain a ikm iğ Mİlli ialikslliğsminnmsunmmunmnm amnezi KAHRAMAN HAYDUD — Oh monsenyör! Hâlâ o!, Beni affeden sesiniz kulakla- rımda,, Siz nedenbu kadar Şamu söyle. “10” lara hizmet (Omerhametlisiniz?. Beni niçin etmek için cumhurreisi Kan O rıhtımda hançerinizle öldürme- Kandiyano İle Silviyayı me diniz, yapt'n sefi!?, Leonor ne cİdu? İskala Brinonun bu sözleri Haydi çabuk söyle! , Rolan:n gözü ö nden, eski hâ- Uyku ve ölüm; uyku hastaları AYAN MECLİSİNDE AHRETTEN GELEN SES! e” Baştarajı 6 maa yordu.,.. Gözleri tamamen kapalıydı. Fa- kat hissetmiyordu denemez. Çünkü kuv- vetli bir ışık yaklaştırıldığı zaman müte- essir olarak başını çeviriyordu. Hastalığın seyri enteresan olduğu gibi, bilhassa hastanın uyanması da çok mü- him teşhisler yapılmasını mümkün kılmış tır. Gesin uyandığı zaman, on yedi sene devamlı bir şekilde uyuduğunun farkında değildi. Bir gece evvel yatıp her zaman- ki gibi uyandığını zannediyordu. Gesin hastalığa tutulduğu zaman küçük kız kardeşile birlikte oyatmaktaydı., U-! yanınca onu araş: — Kardeşim nerede? Diye sormuştu. Halbuki kardeşi büyümüş evden ayrılmıştı. Gesin büyük bir hayretle etrafma be kınmakta ve bilhassa V. yaz saçlı, yüzünün hatlar tiyar adamın kim olduğunu merak etmek teydi. Babasını bu kadar sene sonra tanı” yamamıştı.. Sonra ağabeyisini yukarıdan! aşağı sü: ve evlenere! Diye sormuştu.. Ağabeyisi evvelce za” bitti. Fakat zavallı hasta, onun seneler denberi tekaüt olduğunu Şilmiyordu. Maamafih hasta, ailesi efradmı men tanıyabildi. Annesini o göre merak etti. Halbuki annesi, aylarca, sene- İerce uyuyan yavrusunun başucunda gece gündüz beklemekten zayıf düşerek kızı nın dünyaya gözlerini < açtığını görmek nasip olmadan ölmüştü, 5 > üzerine gazetelerin hemen hepsi bu ente" özel şıka resan hâdise ile alâkadar olmuşlardı. Bu Gi golu münasebetle ruh mütehassısları da işe ka” I azar b etikik ettiği Gesin, uy> rışarak mevzuu tetkik ettiler ve bir gün kudan hayata, dönmüş, fakat Şikagoda uykuya dalan çok igüzetbir kız Beş “sene uyuduktan sonra nihayet o ölmüştü, Mis Patrisia Magirde 15 şubat 1962 de uyur duğu zaman henüz 26 yaşındaydı. Bir yeraltı renindeydi. Uykusuna dalan mis Patrisia Nagir bir yazıhanede daktiloluk yapıyordu. Yolun sonuna gelindiği zaman şeftren vayonda uyuya kalmış o olan bu kadını sarsarak bin müşkülâtla (o uyandı'mağa muvaffak olmuş, güzel kadın ayağa kal karak yürümeğe başlamış fakat hakikatte uyanmadığının kimse farkına varmamış» U. Partisia N gözleri kapalı ve uyur "KAHRAMAN HAYDUD man hakikati söylemek istemiş (gittikten sonra yanıma birisi fakat siz teddetmiştiniz. yaklaştı. Dana: “Sen İskala Röolan elini sıkarak cevap (o Birinosun., Mahkümsun, Ba- verdi: şını getirecek olana mükâfat — Evet, şimdi hatırlıyorum. O zâman seni dinleseydim ne- ler söyliyesektin?, — Sizin o akşam kurtardığı» i hayretle: — Neden bugün sivil giyindin? sonra 28 eylül 1987 tarihinde, bevninde- vaad edilmiş biri.. Bundan kur- tulmak affa kavuşmak, etekler dolusu para kazanmak ister mi- sin?.,, diye sordu, “Bunun için olduğu halde evine gelmeğe muvaffak &| muştu. Bunu fazla izam edilmiş bir Lİ le zannetme; Yolda, uyuyarak yürüyen direklere çârparak düşen, sonra yeniden kaldırılan ve böylece yoluna devam eden zayallılara dünyanm her tarafında birçok kereler rastlanmıştır. Nagir de bu şekilde evine kadar imeğe muvaffak olmuştu. Ertesi günü ma saati gelince Partisia ancak gözle” ecek bir kuvvet bulabilmiş ve biri tek sa büyük bir kuvvet sarfederek yanı: başında bulunan ânr “Beni öp arıne,, diyebilmişti.. Annesi kızını hasta zannederek alnım dan öpmüs, odadan çıkıp, rahat uyuma* kızımı yalnız bırakmışsa, ara 'sra gelerek muntazaman nefes nlp almadığı” ni kontrol etmişti. Fakat saat 14 olduğu halde kızmm uyanmadığını gören ga. telâşa düşerek 'doktora başvurmuş ve yar pılan muayene neticesinde hastalığın uy ku hastalığı olduğu meydana çıkmıştı. Partisia tiç ay müddetle bu hâlde, kaldı. Sonra bir gün gözlerini açarak etralınd. esp olan aile cfradına baktı, bin! ? reketlerile, konuş | i anlatmağa çalıştı. Bu enteresan hasta etrafımda toplam miş olan daktorlar bir kere de Şikagonut en meşhur akıl hastalıkları omütehassısı ile könsoltasyon yapmışlardı. o Amerika doktorları bü münasebetle gazetelere mü- lâkat vererek hastalığın seyri ve ne şekil de tedavi edildiğini bildirmişler, bunun meşhur bir ruhiyatçı, mis OPalrisianın hususi hayatına ait bir facia ne Do e hale gelmiş olması Tay tipimi DE rülen bu hususu meydana çıktığı takdirde bu yoldan yürünerek has tayı tedavi etmek mümkün olacağıileri sürdü, Bu nokta üzerinden işe başlanılarak hastanın hayatı tetkik edildi ve uykuya daldığı tarihten bir gün evvel, yakın 28” manda evleneceği bir iş adamile şiddetli bir münakaşa yapmış olduğu omeydana çıktı. Kızcağız, 67 ay devamlı bir uykudan 79 17 BİRİNCİKANUN — 188 5 Aynı evde oturan bir Rolan İskala Brinonun şid- detle yakaladığı elini uğuştur- mya başladı. Mahküm, Rolanm bu bare ketlerinden önce hayrete düş- tü. Sonra kendini topladı. Son cümlesi ona hakikati, karşr- smdakinin kim olduğunu anlat Diz çöktü. Hıçkırarak ağlamıya başladı: dedi, şimdi tarirdım. Siz monsenyör Relans'nız! Oh, Allahım ne Kerlar sevmediği bir adamım ki siz- anak öleceğim gün rastlıyorum. Relan, mahkümun bu sözle. riğle atınma duydu. O, karşı- smda diz çöken adamın bir kaç saat sonra ölmiye mahküm bi- risi olduğunu da unutmuştu, Bir kaç dakika önce duvdu- Ku hiddet sükünet buldu. Kal- » binde bu sefil adama bir mer- © hamet belirdi. Yavaşçacık mr , rildandız | — Kalk artık!, ; 'Mahkâm © inliyerek cevap verdi; diseyi geçirdi. — Haydi, kalk.. dedi, Her hakikati söyle.. Yalan söyleme- yi aklından bile geçirme, Rolan oturmaktan ziyade çö- msimiye benziyen bir şekilde, mahkümuün yanına (sokuldu. Şimdi hayatını örten esrarı Ce- lerek kendisini betbahtlığa sü- rükliyen sebepleri öğrenecekti. İskala Brino, ürkek bir tavır la Rolana bakıyordu. Derin bir yeis iğinde: — Monsenyör, sanırsam, bir kaç saat sonra hayata gözleri- ni kapayacak oalnlar yalan söy- )emezler. .Bundan başka, yap- tıklarıma nedamet getirmiş ol- duğuma yemin edebilirim, — Nedamet mi getirdin?. — Evet., Hem çoktan.. Size yemin ederim ki bunda gayet sam'miyim, Size nedâmetin ta- i dahi söyleyebilirim. Pu s'<in “haydi korkma, seni aHfet- tim... Dediğiniz tarihtir. O gündenberi uğrunuzda hayatı- mi: fedaya hazıfım.. Size G zâ- nız kadrıdan bahsedecektim. — Aşıkmeşrep kadından mı? — Evet onlan! Çünkü 0 ge- ce, bize tesadüf ettiğiniz 24 man, bu kadının kurduğu pu- suya yatmış bulunuyorduk, Fa kat size bir fenalık yapacak de- giLik. Haydudun terlediğini gören Rolan bağırdı: — Devam €t!, , —O da, size karşı verdiği e- sisleri yapıp yapmıyacağırmızı alamalş için pusu yerine gel mişti.. Maiyetimdeki adamlar, k-dmım parlayan müce leri- rs dıyanamadılar, Üzerine hü- €m ettiler, Kadın bağırmıya baslatığı zaman da siz ortaya çtmz,. Artık hilkivenin sonu ru biliyorsunuz. Belki yalnız n'şalanma merasiminiz yapıl dığı sırada geçen vak'alardır. Rolan, boğulur gibi cevap verdi; — Ne gibi?. — Siz o şuhmeşrep kadınla ne yapmalıyım?,, diye sordum. “Basis, dedi, yarın akşam, ba- şma *oplayabileceğin bir kala” balıkla Sen Mark meydanına gelerek avazınız çıktığı kadar yaşasın Rolan Kandiyano! diye bağıracaksın.,, O akşam sizin- İe tanışmış ve hürmet duymr3- tum. Adınızı “yaşasın,, la ba- ğırmak'bana çok tabii göründü. — Kimdi bu âdam?. — Bilmiyorum, menşenyör! Rolan: — Devam etl,, dedi. — Tandığım adam, bana va» &i ettiği parayı verdikten son» ra şunları ilâve etti: Yanma alacağın adamlar biraz zorlu olmalıdır. .Şayet tüfeklerinizin sesi, sizi bundan vazgeçirebile- cek silâhlı bir kuvveti ö ze çıkarırsa mukabele etmekte tereddüt etmemelisiniz.,, Ada- mın bu sözünü ben; “İşde harp de mi var?,, diye ile kerş'ladım. İskala Brino bir lâhza dur- du. Derin bit nefâs allı,. Başı- m salladı ye sözlerine devam nü ki bir urun alınması için yi ame yat neticesinde öldü... Gerek hastalığı sırasındaki işbir derin kusu, gerekse ölüm, genç kızda kızda hi in Bişiklik yapmamış, Partisia he bile fevkalâde güzelliğini o ve bilmişti. Cenazesine her taraf! yar ziyaretçi gelmiş, çiçekler, hediyeli mış hattâ güzel ölü (yüzlere tubu almıştı. Bu şekilde uyku baştalığına ölen ve kurtulan daha © birçok yasa vardır. Ancak bunların hepsinöf” mek için sütunlarımız yeğssit fainız son olarak şunu dâ NE za 1926 senesinde Amerikada ei lamış olan Lord Sprinfayld 1200 senelerinde birkar dakika mü kete uyanmış ve yenilen 3 tır, Bu hastanın bambaşka bir vardır, Uyku halinde hepimiz gibi yat yaşamakta, yatağından sake man içinde dolaşmakta, sofradit kere olsun göz! Uyku hastalığına en ziyade bakir ormanlarında yaşıyan tmekti niyetten pe uzak k Abla ME müddet t lar üzerine yal : i dıktan Mi kesilerek ii içinde can vermektedirler, Dev adımlarile ilerliyen ç hâkkak ki gün uyku has alip bu afete de bir çâre bulabil Garip bir day | iki senedir birbirleri? konuşmıyorlarmış Hagilterede bir ei 9 — Aynl evde oturduğumuz cam İki sencdenberi benii e kırdı etmedi, diye boşanmak kemeye müracaat etmiştir. Kadmla kocası arasind dar. bundan İki sene evvel gi haylaz bir çocuk olan büyü Ea den koğmak istemiş, kadın miş, O gündönberi adam konuşmuyormuş ve oba çin hiç para vermiyormüğe» Mahkeme erkeğin karisi sna karar vermiş, dayact © ; Sabahları 8,30 a ları 17,20 de hâleli Ti 2 nel daire No, 17. OF mızdan para almaz.