AKŞAM FOSTASI İSahibi ve Ne st Müdürün li Hasan Rasim Us İDARE EVİ: istanbul Ankara caddesi Paz veba; Minnbai 294, Telgraf göreni! kinse HABER Yazı işleri telefonu: 23872 İdaş 7 ui MASINI Min “120338 ABONE ŞARTLARI pa v Tarniye ' . Hayata dair Büyük insan ÜRK milleti matem içinde ve bü- tim dünya mutem içinde... Ata türk, milletinin yaşamak hakkımı, bü- yüklüğünü ispat etmiş bir kahramandı. Atatürk, milletine yeni bir ideal getir miş, ona yeni yollar göstermiş, yeni bir Bayat kurmuş'bir inkrlâpçıydı. Atatürk relsi bulunduğu devleti herkese saydır. miş bir devlet adamıydı, “Bir devlet re- sinin vazifesi yalnız kendi milletinin de- ğü, bütün dünyanın sasdötini düşün mektir,, diyen Atatürk, bütün memle- ketler arasında sulha çalişmiş bir adam- dı. Buğün ons Türk milleti minnettardır, fakat bizimle boraber bütün insanlar da minnettardır. Bir insan oğlu için milli kahraman ol- mak hiç şüphesiz en büyük payelerden biridir. Ona erişen adam - adını Wele- bet yaşıyacağından emin olarak - şanlı bir istirahate varabilir. Atatlirk o paye- ye vardı ve İstirahati kabul etmedi; onu Aşmak istedi. Kurtardığı millete yeni bir devlet kurdu. O millet! gençleştirdi, ona mazisi İle iftihar ettiği kadar istikbalin. den de emin olmağı öğretti. Fakat bun- dan sonra da İstirahati reddetti, İstira- bati hiçbir zaman şanına yedirememii ve elhangirler gibi değil, hakimler gibi “ün- yaya, dünyadaki gönüllere hâkim olmak Mtedi; buna da muvaffak oldu. Türk milleti onu yetiştirdiği, onun ar. kasından yürüdüğü, onda kendi kuvveti» ni gördüğü için dalma göğsünü kabırta- caktır, Fakat onun adı söylendiği za- yan bizimle beraber herkesin, uzak, ya- kın her taraftaki Insanların iftihara hak- ki vardır, çünkü Atatürk insanlığın kud- yetini, insan oğlu İçin hiçbir şeyin im- künsiz olmadığını, insan oğlunun daima gereften şerefe koşması kabil olduğunu Şapat etti Kuvvetliydi; kendi kuvvetini bütün bir mllete aşıladı ve en kara günlerde bile yelsin yeri olmadığını öğretti, İasan oğlu için en büyük günah, ümidini kes- mektir. Atatürk bunu bilen adamlardan. dı; hiçbir zaman Ümidini kesmedi ve milletinin de ümidini kesmesine razı ol- madı. Fakat bu kuvvetli adamm Ümidi kuvvette değil, zekâda ve bakitsydı. Onda Üdhe Athena'nm gözleri vardı ve bütün işlerinde kendine o zekâ İlâhesi. Bİ rehber olarak seşmişti. Bir İrahra- man öldü, bir devlet adamı öldü, insan- hm en güzel ve en bilvük bir örneği 5. â0, Ona milleti ağindıfı karlar bütün dünya ağlıyacaktır; o, milletinin hatira. Ssmda yaşadığı kadar bütün İnsanlığın hatırasında yaşiyacnktır. Nurullah ATAÇ MSA yy yy Resimli Hafta'nı- S9 inci sayısı Dolgun münlerecatla ve tam bir ev mecmua halinde çıktı 36çayfa 5 Kuru; Müvazinizdan isteyiniz A ayy Dil âlimi Türk dilinin yabancı dillerin tesiri altında asırlarca #ebun kaldığını sezen Atatürk, milli büviyetimizin hiç bir te rafında harici bir tesire tahammül ede" miyen yüksek ve sonsuz karakterleri dolayısiyle bu hüdiseye de son vermeğe si koydu. 12 Temmuz 932 de Türk Dil Kuru- munu tesis ederek dil inkılâbının nüve- sini hazırladı. Dil inkilâbını iki esas Üzerinden tet. kik ve tahlil yerektir. İnkılâbin bir vechesi, doğrudan doğruya Türk dilini temizlemeğe matul bir harekettir, Diğer vechesi dil felsefesine temas eder, Atatürk gibi bir dehanm önüne seri len dil materyelleri onun dinamik görü şu karşısında birer “texte,, olmaktan çı- kârak yeni bir dil felsefesine yol açtı Bu itibarla dilinkılâplarının ikinci dünya şümul mahiyeti birincisi Üzerin- deki mütevazi ve milli faaliyetinin ilca atidir, Dil Kurumunun hedefi ; “Türk dilinin öz güzelliğini ve zen ginliğini meydana çıkarmak, onu yer yüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek, idi, Bu inkılâp birinci vasfiyle ve yani ilk hedefiyle yalnız milli bir kültür inkılâbı olarak seciyelendirilebilir. z Pakat bilhassa dil felsefesine temas hüviyetiyle tamamiyle beynelmilel "len güistik,, in bir devrimi kıymet ve değe rindedir, Bu, dil ilminde tamamiyle klâsik na zariyelerden ayrı bir “Atatürk Mekte. bi,, açmak olmuştu. Bunun tahlilin. girişmeden önce Cil dedeki faaliyetin şematik bir bülâsasını yapalım: © Türk Dil Kurumu, başında rehberi Büyük Atayla bütün memleketi sefer ber kılarak bir derleme işine başladı. “Tarama dergisi, bu hareketin en feyiz- Mi eseridir. Türk kültürü ilk defa böyle muazzam bir dergiye, bir derlenmiş dil hazinesine sahip oldu. Belki bu henüz tam ve mütekâmil Şe- kilde değildi, fakat birdenbire her Tür. kün hayranlığını coğuran bir hâdise yaptı. Dilimizin içimizde yaşayan kaynaşan zengin ifade ve elemanlarını dizerek bunun küdreti karşısında hay- rete düşütle. Bu dergi ayni zamanda Türk dilleri Üzerinde ilim dilnyasının hiç etüd ve & serlerinde de mlilstağni kalmıyacak ha- zırlanmış, balk dilinden derlenenlerle dil kütüphanemize en büyük döküman ve materyeli bağ şlamıştır, Tarama dergisi, Türk dillerinin mu kayese zeminini hazırladı. Terim (Istılâh) çalışmaları bunu ta- kip eden ve Atanın ölümünden pek az #aman önceye kadar büyük bir hızla de vâm edip son şeklini alan en müfit ve memleket kültürüne en müsmir neti- eeler veren bir hareket oldu. Arap, acem ve yabancı diğer dillerin karışık bir şekli halinde görülen Türk dili birdenbire yeni ve temiz bir Türkçe halinde meydana çiktr, Sadeleşen ve fakat bu nisbette de kül İ tür dili halinde inkişaf eden Türk dili Alasma ağlıyan Atatürk nesit., Atatü Türk dilinin yabancı dillerin tesiri altındaki zebunluğunu ilk sezen Atad LDH EDE DEE | Atatürk gibi | : , , , v yeni kelimeler ve yen! terimlerle daha geniş ve daha şamil bir hüviyet aldı, Bu sırada Atatürk, Türk Dil Kuru- munun ve Halkevleri dil şubelerinin ve nihayet halkın hızk çalışış: ile biriken, toplanan Türk dil materyelleri üzerine nafiz dehasını tevcih etti. O tarihe kadar,, yani 26 eylül 1932. deki ilk Türk Dil Kurultayına kadar â lemde bir kıymet almıyan ve hattâ bir alelâde mâteryel gibi telâkki edi Türk dili Atamıza bambaşka bir hürle göründü, Birinci Türk Dili Kurultayı Tarih Kurumunun mesais; ile lk defa din,» İlim tarihine Sümer dilinin Türk dili ol duğu hakikatini isbat suretiyle çıktı. Atatürk, dil bünyeleri içinde bir vah. det görerek bunu araştırmağa başlad: Bu inkılâbında Atatürk birdil lin hüviyetiyle yapayalnızdır ve 18 Ağus tos 1934 deki ikinci Türk Dili Kurur tayına kâdar klâsik dil ilmini birdenbi- fe çileden çıkararak “Güneş - dil,, teo- risini meydana koydu. “Güneş * dl), teorisi yalnız di) ilmi- ne değil ayni zamanda sosyolojiye birdenbire ışık serpti. Beşeriyetin lk şuurlanma anına vâran Atatürk, ilk şu urlu insan sesini bularak bu iptidat İnsan ruhiyatındaki tezah” Je karşı. Taştırdı, Ve ilk insanım “Güneş,, | teren- nüm eden “Ağ, sr ile şorlu dile ayak teza de önüne serilen dil materyel'eri onun dinamik görüşü kar$şı- sında yeni bir dil Telsefesi halkettl ..DDDE DOLOR ELDER bir dehanın i tesbite muvaffak eldir. n sonra teorinin diller üzerin deki mukayese preasipleri hazırlanmış- tır, ? Dilin bugünkü büriyesinde en iptidai insan hönçere tiliazının belki tabit ref- lexleri halinde yakalanan “monosillop,. larm (tek heceliler) bulunduğunu meydana çıkâran teori klâsik dil ilmi- nin âczini yırttı, 24 Ağustos 1936 pazartesi günü saat 14 de açılıp 31 Ağustos pazartesi akşa mına kadar devarı eden üçüncü Dil Ku- rultayı, Türk dehasının lengüstik dün- yası önüne koyduğu yepyeni bir dil mektebi olan “Güneş - Di,, teorisi üze" rinde durdu. Kurultay hemen yatı beynelmilel mahiyet almış, teori dünya ilminin ten- kidi önüne tutulmuştur, On bir ecnebi memleketten on beş dil âlimi Kurultayda hazır bulundu. Kongrenin mesaisi, bilhassa bu teori üzerinde tekânüf eder, Yabancı âlim lerin tezleri arasında büyük dilcilerimiz ve tarihçilerimizden olan Yusuf Ziya Özer'in “Din ve medeniyet bakımından Güneş * Dil teorisi, İbrahim Necmi Dilmenin “Güneş - Dil teorisinin ana hatları,, Hasan Reşid Tankutun “Gü- neş * Dil teorisine göre panksomik w usulle Paleo - şösyolejik di) tetkikleri, Naim Onatm “Güneş - Dil teorisine gö” rk f re Türkçe - Arabça kars Ahmet Cevad Emrenin ivy, Mü ve Güneş * Dil teori, Ki larına alt itirazlar bakımın ei Abdülkadir İnanın “V X ç* neş - Dil teorisinin 1 bikatı,,; Döktor Mehmet ada e tinin bazı husuşiyetlerin Gİ 5 serler varâr. # : di tep Üzerinde dil tetkiklerini ör yanına hayranlık veren “ÖK taya döktüler, iştirakiyle kurulan eee komisyonu,, Sir Denison Dalk.lıçın “Güneş » Dİ p nunu) ; İsmail Müştuk Ma9* Agi “Güneş * Dil teorisi karşı" Bunlar, Atatiirkün ag8f' sl yizli yollara götürerek Kurultay sırasında ecnebi pil gi a, Bartalini, Abdülkadir ina e vad Emre, profesör Gi Cemil Çambel, profesör 5 los, doktor Bombaçi, 11299 gut, Esma Nayman Ğ Dalkılıç, İsmail Hakkı Sa Gize, profesör Hiler de Bi seyin Namık Orkun, ozun Md Dilmen, Ercümend gri Dilâçar, profesör Jan Ai ai Kivergiç, doktor Mehmet greek Naim Onat, Mihri Bekts$ 1 met, Salm Ali Dilemre, 1 iloviç, Yusuf Ziya Özer yançkovlaki, doktor Mİİ? Mişzaninof, profesör KE“ - il Hâmi Danişmendden GÜ”, 8 altı toplantı yaptı ve ik daimi mesaj halinde dil teorisi üzerinde bey?” malara başlamak karari bitirdi, Üçüncü kurultay V ilmi komisyonu bu sureti? s mektebi,, ni ebedi bir 5 inde dil ilmine soketi. “ d Atatürk, bir dilci idi Zee ye idi. Ve yalnız dil ilmini $ l len değil onun içinde yari yapan, yepyeni bir mekt*? Alimdi. a : / laziye tel9 at Zi larına ceyöP. Ankara, 11 (A.A) — graflarına ve intihap gi & menrileri ihtiva eden “gi $ı Reislecumhur laösü y ve teşekkürlerini bildi Ajansını tavsit buyuf Bavan Makbule Ankara, 11 (A.A.) " şiresi Makbule Boys#” bil ve hariçten büy yesi lütfunda buluna” kalplerinin teşekkürle Anadolu Ajansının İ etmişlerdir. 3 Mareşal Fevzi Çaki! Ankara, 11 (A.A) © Başkanı Fevzi Çakmak ie türkün vefatı yanii raftan almakta olduğ? in ve vazılarma teşekkü” Anadolu Asansmı tav$i