$ BİRİNCİTEŞRİN — 1938 Hayatlarını borçlu tesadüflere olanlar Bindiği trenleri baştan başa dolaşmak itiyadı bir delikanlıyı ölümden nasıl kurtardı ? Hayatımı, mucize diyebileceğimiz bir tesadüfe borçlu olan adamın macerası. Bı yazmıştık. Bugün de size, tesadüf - lerin yardımiyle, ölüraden kurtulan üç Bunlardan biri, pilotlarından Lanatadır. Tayyareci, cenubi Atlas de. Bizi hattına tayin edilmişti. İlk seferi" ni $ İkinciteşcin 1937 de pilot Mermo. zun tayyaresinde ikinci pilot olarak Natal - — Dakar ârasında yapacaktı. Mermoz ile beraber Atlas denizinin Üzerinden geçmek genç pilotu o kadar #evindiriyordu ki... Daba şalakla beraber uyandı. Karı. siyle vedalaştı. Doğru Tayyare meyda ama gitti. Sevinçli bir merak © içeri- sinde sabahı bekledi. Mermoz da gel di ve: — Benimle &im uçuyor? diye sordu. — Laânata., — Tanımıyorum., — Bu hatta yeni tayin edildi. Mermoza Adeta öfkelenmişti: — İmkân: yok olamaz. Bu seferki 8€* yahatte ben Amerikada kalacağım. Dö. müşte ikinci pilot tek başına tayyareyi idare edecek. Buraya yolu tanır, tecrü- beli bir adam lâzımdır. Lanata, evvelâ itiraz etti; sonra yal” vardı, fakat nafile. Mermoz fikrinde amuşırdı. — Olamaz, dostum. İnşallah başka bir sefer beraber gideriz, Bu hattın eski pilotlarından birisi 6lan Pişöduyu gidip alelâcele yatağın dan kaldırarak getirdiler, Tayyare çö züldü ve deniz ufkunda kayboldu. La tâta surat asarak evine döndü. Karısma urun uzadıya dert yandı. Talihsizli. ğinden şikâyet etti, Mermora gıpta etti: — Sırf talihi sayesinde yükselen bir *adam.. Benim kadar meziyeti vallaha yakl. Cümlesile onu kıskandığını anlattı. Fakat... Bir kaç saat sonra, şimdiye kadar talihe meydan okumuş olan Mermozun bu defa bir kaza yüzünden denize düş tüğünü ve ikinci pilotla beraber boğul” duklarını bütün dünya acıyarak öğten- di, sv. M. Saj, Lüi L5 Gran sokağında 19 numarada bir ilân şirketinde çalışır. Bir iş için gönderildiği Marsilyadan di r. Ayni trene Liyondan nişan- İs binecek, beraber Pai dönecek- ler. Ertesi gün de belediye dairesinde vikâhları yapılacak.. Mamilya treni Montelimar'ı geçmiş” ti. M. Saj vagonda yol arkadaşlariyle Bevezelik etmekle meşguldür, Birden. bire arkadaşlarından müsaade İstedi: » Beni mazur görünüz. Tuhaf bir büyum var.. Ne yakit trene binsem vagonları baştan başa dolaşmak &de- timdir, Şimdi gene şöyle bir dolaşayım. Belki bir bildiğe rast gelirim. Yerinden kalktı, koridora çıktı ve körüklü yoldan başka bir vagona geçti. Arkadaşları onun bu merakiyle alay ediyorlardı. Birdenbire korkunç bir gürültü ol du. Yürek parçalayan feryatlar, inil . tiler.... Biraz evvel geçen mârşandiz treni- hin son vâğonundan kocaman bir de MİF potrel rayların üzerine düşm “kspresin Tokotomifi hırla gel Potrele çarpmış. Lokomotif ve ilk va. onlar yoldan çıkmıştı. M. Sajım biraz evvel Konuştuğu arkadaşları da ilk vagonda idiler, Bir dakika evvel Saj ile konuşan üç kişiyi sonradan ölü buldular. Eğer genç memurun her bindiği treni dolaş- mak manisi olmamış olsaydı, o da öl müş bulunacaktı. ,.. İlk kovboy filmlerinin tanınmış kah. ramanlarından olan Vallas Red kendi- ni mes'ud bhissetmiyordu. Nevtasteni- ye tutulmuştu. Ne para, nede mu. valfakıyet kendisini tatmin etmiyor, hiç bir şey bozuları sinirlerini düzelte- miyordu. Bir müddet kendini afyona, morfine, kökâine verdi. Bunlardan da umduğu şilayı bulamaymeca ölmeğe karar verdi, Vallas Red ve Saj Vallaş bu tarihte Holivut de mobil yalı bir apartımanda oturuyordu. Bir akşam apartımana kapandı, Pencerele. ri ve kapıları kapadı. Bir uyku ilâcı içti, Havagazi musluklarını açtı ve yatağına uzandı. Ertesi sabah eskisinden daba zinde, ve daha diri olarak uyandı. Şaşkın, şaş- kın giyindi, aşağıya indi. O vakit apar” tımmın kaptcn kendisini karşıladı ve özür dilemeğe koyuldu. — Affedersiniz. Dün akşam bir. denbire havagazi yollarında bir bözük- luk olmüuş.. Kumpanya gazi kesmiş... Bize telefonla haber verdiler. Ama iş arasında size haber vermeği unutmuş” tum.. Eğer gece havagazi size lâzım Paris istatistiklere göre HABER — Aksam mostası (MESELE| Istanbullular ne vakit temiz yemek imkânını bulacak ? Lokantaları daimi ve ciddi bir kontrol altına almak lâzı Bu şehirde temiz bir lokanta bulmak, en zor işlerden biridir. İstanbulun yiye - ek satan esnafı, nedense şarkm geri kalmış kötü usullerinden kendileri- amamaktadırlar. Tokantalarımızdan bir kısmı yemekle. rini sinek istilâsından dahi kurtaramamış bulunuyor. Hele karışık yağla kötü etler kullanmak bizim lokantaların başlıca İş- leri arasındadır. Yağın kilosunda 20.30 kuruş, hattâ daha da az bir para kazan. mak için, müşterilerinin midelerini harab iyen lokantacılarm ade- di o kadar kabarık bir yekün tutar ki, bü- nu hesab etmek İntant çok korkunç bir neticeye ulaştırır.. Lokanlalarımızın en fena taraflarından biri de, bulaşık yıkama usulüdür. Şehrimizde yemek satan müesseselerin hemen yarısından çoğu, bulaşıklarını bir kab içindeki sodalı ve sabunlu pis bir su- yun içine daldırıp daldırip çıkarırlar ve bütün bulaşıklar böylece yıkanmış olur. Hele kurulama muamelesi büsbütün iğ- rençtir. Kurulama için kullanılan bezle, rin hali en geniş yüreklilerin bile midesini bir anda alt üst edecek derecede pls ve mundardır. Filhakika belediyemizin bütün bu va- siyetlerle mücsdele edecek nizamları yok değildir ama, maalesef bu nizam- larm tam manasiyle tatbiki kabil olama- maktadır, Bir zamanlar, Eminönü kazası dahilin. de, belediyeciler lokantaları sıkı bir kon- İroldan geçirdiler ve şehrin kısmen en temiz sayılabilecek bu muhitinde, lokan. taların yarısından, fazlasını, 3 er, dörder günlük sed karariyle tecziyo edecek derecede pis, ve bölediye nizamlarına ri- ayet etmez şekilde yakaladılar, O zaman- Eminönü belediyesinin bu faaliyeti, ün kazalarimiza birer Gümüne olacak va sikı kontrol usulü biribirini takip e- decek sanarak sevinmiştik. Halbuki, bü- tün sevincimiz boşuna çıktı. Bütün Iokantacılar, hattâ evvelce Emi, nönü beleğiyesi tarafımdan kapatmış 0- lavlar bile, bugün bildiklerini okumakta devam ediyorlar. Geçen gün Beyoğlunda sokak içinde yeni asılmış tertemiz, bir lokantaya ras- geldim, Gayrilhtiyari meruk edip buraya sokuldum. Ufacık dükkânda ber şey, İs- lar, oltauş ise, yanmadığını görerek kızmış olacaksınız.. Bu defalık affediniz.. Baş. ka bir defa daha dikkatli davranırım. Mavi gözlü kovboy bu vak'adan sonra mesleğinde devam etti. Bir çok macera filmleri çevirdi.'Hastalığı ya- vaş yavaş geçmişti. Bir memur lokantaya kapanma tebliğini Geçen sene kapanan lokantalardan birinin panma hakkındaki asıyor tanbullularn alışık olmadığı bir temiz. Ukteydi, Bembeyaz, temiz bir önlük ve başlık giymiş bir ahçı, - ki ayni zamanda dük, kânm da sahibiymiş - beni karşıladı. İş- tiham olmadığı ve evden yemeğe beklen- diğim halde oturdum, ve bu temiz dük- kânda yemek yedim, Bu arada adamla da konuşuyordum... mdır önüne toplanan halk kaymakamlığın kasi tebliğini okuyor... — İsim Tayfur usta diyordu. B Ankaralıyım efendim. Senelerdenberi 6 rada meşhur olmuş bir tavuk lokantasi işletiyordum. İstanbula henüz geldim. Bu kelimeleri duyar duymaz işin rm anlamakta gecikmedim. Bu tem bu intizam, Ankaradan geliyordu. An yalı esnaf, ora belediyesinin bitmez © kenmez kontrolları İle, ister İstemez mizliği kendilerine şlar eğirmişlerdi. ten esasında temiz olanlarsa, kontroli Mikaytlığı ve diğer rakiplerin kötü vazi yetlerini örnek yaparak, İstanbulda ol duğu gibi zoria huylarını değiştirmedi mecburiyetinde kalmamışlardı. (Tuyfgj ustanm küçük ve çok temiz dükkâniy$si bunun en canlı misalini teşkil ediyordu Yolda eve dönerken, derin derin içimi çekmekten kendimi alamadım... Ne ölüp! diye düşündüm, Şu bizim belediyeciler dg, lokantalar işiyle, büyük bir mücadele hâ linde uğraşmağa haşlasalar ve bu sütun larda evvelee de iddin ettiğimiz gibi, * kil edilecek daimi komisyonlarla srdt # kasi kesilmiyen ciddi bir kontrol usuliğ yapsalar da, biz zavallı İstanbullulara, ai tık midelerimizi harab otmiyen yemel yemek imkânı verilse, HABERCİ Uç hemşire filmde ADYOLI ile sabah, öğle ve akşam Her yemekten sonra mutazaman İNEMA tarihinde ilk defa olarak üç hemşire Isviçrede harp dişlerinizi fırçalayınız. hazırlığı ARİS gehrine dair belediye tarafından neşredi- İen istatistiklerden hsyli meraklı şeyler öğren- mek mümkündür. Bu istatistiklere göre Paris şehrinde eylül ayrım son on günü içersinde 837 kişi ölmüştür. Eylül ayında Pariste salgın baztalık olmamıştır. Paris- Yileri en çok öldüren kanserdir. On günde 112 insan kan serden ölmüştür. Verem İkinej gelir, on gün içersinde bö kurbanmı gömmüştür. Sinir hastalıklarından 81, kalb hastalıklarından 68, ciğer rahatsızlıklarımdan da 52 kişi gömülmüştür. 26 kisi ihtiyarlıktan ölmüş, 21 kizi kaza neticesinde ahrete gitmiş, katledilen olmamıştır. Bu müddet içersinde 442 evlenme olmuş, 1074 çocuk doğmuştur. Bunlardan 107 si gayrimeşru münasebetle- rin neticesidir. Bu 107 yavrudan 58 inin annesi belli- dir. Diğerleri sokağa bırakilmız çocuklardır. On gün i- çörsinde doğan çocukların 58 sı köylere süd annelere gönderilmiştir. Pariste eylülün #on on günü İçersinde evlerde 4 milyon metremikâbr, fabrika ve müesseselerde 8 milyon miro mikâbı su sarfedilmiştir. ayni filmde rol alıyor: Lane hemşireler “Dört kız,, filminde Üç hemğgire rolünü oynuyor, Ru film sene- lerdenberi Holivudda çevrilen filmlerin en hislisidir. Lane pilesi on senedenberi sinemada çalışır, Ortan- ca ve küçük hemşire yakın vakte kadar bir orkestrada gantözdüler. Sinemaya geçişleri yenidir. birden sinemada toplandıkları için çok memnundur. Jar. Fakat sinema sanatı fedakârlık ister, Bu İlç bem- şire, Nevyorka ©—o gitmek istedikleri vakit, ilân ida» relerince bu seyahatin beraber yapılması imünasib gö- rülmedi. Büyük kardeş Sanfransisko ye a, ortanca kardeş Midi - Vest yoluyla gidecek, küçük kardeş do cenub yolunu takip edecekti. Buna neden lüzum görül- dü? Çünkü üç hemşire ayrı ayrı Üç yol takip edecek o- Yursa, muhtelif Amerika şthirlerinde ayri ayrı reklâm yapılmış olacaktı, Her kardeşin başka başka gehirlerde fotoğrafları almacak, mahslli gazeteler kendi mülâkatlar yapacaklardı. Onun için, bernber seyahat etmeğe bayılan bu üç kiz kardeş gözyaşları İçersinde ayri ayrı yola çıktı. yle ÜTÜN küçük milletler, en bitarsf tanınanları dj dahil olmak şartile, bir Avrupa harbi çıktı) vakit kendilerinin de işe karışmağa mecbur olacakigı rindan korkuyorlar ve bu hususta tedbir almağa çalış yorlar, Etrafı erine kadar silâhlanm:ı milletlerle çevsi zili olan İsvişre, harb ihtimallerinc karşı hususi tedibirel ler almak lüşumunu hissetmiştir. Son günlerde bu maksatla toplanan milli rüdafagi komitesi gayet garib bir teklifle karşılaşmış ve bunül kabul etmiştir, Teklif şudur: İsviçre göllerinde içeri buğday ve benzin dolü tanklar batirilacak, bunlar harği ve İsvicre buğday ve benzinden mahruti kdirde çıkarılarak kullanılacak. vzun sürdüğ kaldığı Şimdiye kadar bu gibi ihtiyat maddeleri yer altın daki depol muhafaza edilirdi. Bugün herhangi bip! tayyar lee iyi su dolu cesim yeraltı depoları vardır,