Kaynana Evine geldi ve huysuzluğuyla canma tav dedirtmiş olan kaynanasmı mutfakta a ssilmiş buldu. Feryadı besti, komşular yetiştiler. İçlerinden biri bir bıçak alarak ipi kesmeğe davrandı. Felâ- kotzode damad müdahale itti; — Durun. Acele etmeyin. — Nedın? — Öldüğüne emin olalım da ipi öyle de tabutun peşinden müteessir bir ta- yordu. Bir aralık içini çekerek a kavga etmeden sessiz. Boksir sör güceyarısı karakola mü- ni şikâyet etti: i öldürmeye teşebbüs et, Sabık £ röcanatla kar — Karım be — Ne s — Uyurken ka nâ tencereyle vur- ara bere İzi yok. tencereye bakı — Acele etmo ve üzülme, birisinden birisini muhakkak varursan! — Bana “seyahat ottin mi?,, diye «e rular mu? Dünyamızm etrafmı 1000 dc- fadan fazla devrettim. — Eyvah ölmüş! demek? Sisema | rejisörü — Rerbad aktördü vesselâm; sahiden öldüğü (halde bile ölü rolünü tabli yapamadı! revolveri doluydu | | | | kesin! ilk defa Karmı sizlere ömür vefat etmişti, A- | damcağız rahmetlinin cenaze merasimin. dodi. Hayatta ilk defadir| İ İ | i Şeka 1 Otelin önünde taksiden inen şık adam içeri girdi. — Odalarınız! görmek ay kadar kalacağım. Otel direktörü sevinçle bu devamlı müşterinin önüne düştü. Odaları gerdir- di. Müşteri beğ liralık çıkarar: istiyorum, Bir di ve cebinden bir on ri — Sağda üçüncü sokak burası mı? — İngiliz karikatürü — | Yanlış anlamış Dişçi, yeni müşterisinin ağzmı muaye- n6 ederken sordu: — Hanşi tarafta yiyorsunuz” — Ekseriyetle Sirkeclde, maamalih Beyoğlunda yediğim de oluyor. Musiki bahsi — Siz musikiginastınız demek? — Evet. — Mesleğinize dair çok geyler bilirsi- İ niz tabil, — Eh, şöyle böyle... — Siza bir şey sorayim öyleyse: iyi bir piyano kaç kilo gelir? — No yapıyorsun orada yaramaz? Ğ Cz > gir on liralığın hikâyesi — Şunu alolhesab alınız. Dedi. Egyam İ yok çünki j — Ne zahmet efendim. Estağfuruliah! Teşekkür ederiz. Müşteri akşam üstü gelmek üzere o- telden çıktı. Direktör de aşağı indi ve otel köt e karşılaştı. Kâtip ezile bü- süle rica ediyordu: — Geçen ayın hesabından on lira ala- cağım kalmıştı. Lütfederseniz çok iyi o. lacak. Bir yere verecektim. | — Al da hesabımız kalmasın. Kâtip on Hrahığı cebine koydu. Fâkat para dabn cüzdanmda ınmadan karısı geldi: — Bana on lira verecektir. İ oOAdamcağız parayı kansma uzsatlı ve | kadin hemen terzisine koştu: — Bugün ödemezsem bana bir daha krediyle rob yapmıyacağmnızı söylüyordu- nuz. İşte sim. Beni batakçı mt sandınız siz? — Estağfurullah! Namuslü bir adam olan terzi, ümidini |) artık kestiği bu alacağımı tahsil edince şöyle düşündü: — Bu para bana hemen hemen açık- tan geldi. Serseri kardeşimin geçen haf- ta aldığı bortu otel direktörüne iade e- deyim bari. Otel sahibi on Ilralığı sevinçle henüz cebine koymuştu ki, biraz evvelki miş- teri geldi: EK Otelinizde kalamıyacağım. Bir ah, | bab benl evinde misafir edecek. Alelbe- sap verdiğim parayı lütfen iade ediniz. Otel direktörü biraz kemküm ettikten #onra parayı geri verdi. Müşteri dışarı çıktı ve bindiği tramva- ym tenha olan arka sahanlığında on li- ralığı parça parça yırtarak kendi kendi- no söylendi: — Kapıyı açık bıraktılar. — Kapat; cereyan yapmasın! İ İ İL —Beni cezalardırmağa hakkımız yok- a l “e Ucuz kurtuldum! Bizim arkadaş nasılsa ona yulturulan on Jiralığı bana t muziplik üzere vermekle az kaldı başımı belâya sokacaktı. Sahte olduğunu otelei anlasaydı. isin yoksa karakolisrda sü - rün?,, .. Ve böylece on liralığın sahtesi bile birkaç kişiyi müşkül vaziyetten kurtar. Mâli adadati kazazede (dalgalarm at- tığı şişede bulduğu kâğıdı okuyarak) — ! “Bu mektubu bulan adama: mektubumu yedi defs kopya ediniz ve yedi ahbabi- nıza gönderiniz. Böyle yapmazsanız ba- şmıra bir felâket geliri, Oteomeobilcik Foto Ali mlayatür otomobiliyle evinin. önlnâs durmuştu. Yukarıya çıkacağı #i- rada arabanm toz İçinde olduğunu göre- rek bir bez çikarip otomobili silmeğe başladı. Bunu pencereden gören pansiyon sahibesi seslendi: Ki Ali, bey. Misafiriniz var. - Çabuk gelsenize... — Simdi geliyorum. Araba tozlanınış dn sileyim dedim. — Siz zahmet etmeyin Âli bey. Yu. karıya getirin, ben bulaşıkla beraber o- nu da İcmizi ; nekadarcık İş! — Başka yerde daha fazla kazanabi. lirdim, fakat sanat aşla Otlyatrodan u, — Şey amen, Ağaçtan bir'elma dliş- | Yazifemi yanlıs yapan ben değilim, ba- | zaklaşımama mâni oluyor. müştü de yerine takmağa çalışıyorum! Yazısız hikâye: — İngiliz karikatürü — Kirpiklere âşık! — İyi ki sana rasgeldim. Cüzdanım evde unutmuşum. Biliyorsun evim ce- bennemin bucağında, tâ Edirnekapıda... Halbuki buğün birkaç yere para vermek mecburiyetindeyim, Bana on lira borç ver, Yarın inde edeyim, —'Al sana beş bucuk kuruş tramvav parasi; eve git ve unulluğun cÜzdanmi al, Inat etme! İ Çok fena hastaydı. Muayene | doktor karısına feci haberi verdi: | o— Metin olunuz bayan. Kocazızın bir İ kaç saatlik ömrü kaldı. Kadın ağlamağı başladı. Doktorun sözlerini nasılsa işitmiş olan hasta, hiç ummadığı halde, ölümüne karısınm bu kadar müteessir olduğunu görünce, ken- dl halini unutup onu teselliyo çalıştı: — Üzülme karıcığım. Kendimi o ka, dar fena hissetmiyorum. Bu sefer de teh- likeyi atlatacağım. Kadın hiddetlendi: — Sen de bep böylesin, dalma müna“ Haşa... Doktordan çok mu biliyorsun sanki! Öleceksin işte, inad eline! eden — Nambu iyi bir usaktır, yalniz kü, çük bir kusuru var. — Nedir? İ — Yamyamdır! — Amerikan #arikatürü — ! — Arabayı sağa al kocacığun, Bir sü- rat meraklısı bizi geçmek istiyor gene... — Telefon hattı için çölde baska mak zeme bulamadık! — Fransız karikatürü —