m AŞ A A CAN ” 29 EYLUL — 1938 a e Ar ge a YAR DI M Yazan; B. Agarov Kısla delikanlı evlenmeğe karar ver- diler. Delikanit dedi ki: — Bin lokömetifleri çok seviyorum. Bunun için de yol mühendisi olmak is- tiyorum, Kız cevaben: — Ben de seni seviyorum, dedi, O- nun için de yol mühendisi olmak istiyo. rum, Bu karardan sonra, İkisi de, ardarda kitapları yutmağa başladılar, Onlarda kitap çoktu; koskoca bir bavul dolusu idi. Onlar, üniversitede okuyacakları beş senelik kitabı birden tedarik etmiş" lerdi.., Delikanlı okuyor, kız dinliyordu; kız okuyor, delikanlı dinliyordu. Profesörlerin takrirlerini ise, ikisi birden dinliyorlardı. İkisi de, sınıfla” rının iyi talebesi sayılıyorlardı. Birinci sene iyi geçti... İxinci de fena geçmedi. Üçüncü yıla gelince... — Fena mı, geçti? diyeceksiniz. Hayır; ben hiç te böyle bir şey söy- lemek istemedim. Fakat üçüncü yıla gelince, “memleketi imar sosyetesi, görülen lüzum ve ihtiyaç üzerine deli karıyı tahsilden çekip inşaat işlerine sevketti, Memleketin bir bucağından diğer bucağına koskocaman, upuzun bir şi” mendifer yolu yapılacaktı. Delikankı oraya, bir idareci, bir teşkilâtçı olarak gönderiliyordu. Disiplin her şeyin üstünde idi. Ya- pılacak bir şey yoktu., Gitmek lâzım. dr, Delikanlı eşyalarını topladı. Sevgili” sines — Allaha ısmarladık Olya, dedi. — Güle güle Viktor. Sana veriler Mi Yap, Takat kitapların; da ihmal et; me — Kitap oluyabileceğim şüpheli. O. kumaâ işim şimdilik İster istemez geri kâlacak. Şimendifer yolu yapılsın. Lo. kemotifin ilk düdükleri çalmağa başla- sın ben ancak o zaman geri dönebili rim. Olya içini çekerek: — Bu ancak üç yı) sonra olabilir, de- di. Halbuki üç yıl sonra ben artık mü. hendis çıkmış bulunacağım.. LL Viktor. düşünceli düşünceli odanm içinde dolaşmağu başladı. Kitaplarını karıştırdı. İçini çekti.. Olyasını kucak- İadı ve yol hazırlığına koyuldu. Mahzun Olya, her nedense uzun müd det bavullarla uğraştı. Oralara bir şey- ler yerleştirdi. İstansyonda, elele vermiş konuşu. yorlardı. O işte ve mektepten, kız da mektepten ve işden bahsediyordu. Fa- kat ikisi de bir ağızdan karşılıklı sevgi" den bahsediyorlardı. Şimendifer (O hâreket etti. Viktor pencereden sarka! — Bana yaz Olya! dedi. Kız: — Cevapların mutlaka beklerim Viktor, diye seslendi,, Viktor, oldukça uzun süren bir yol. culuktan sonra inşaat yerine geldi. O- dasına yerleşti. Müstakbel şimendifer yolunun haritalarını duvara astı. Olya” nın resmini masasının Üstüne koydu... Ve bavullarını açmağa koyuldu. Bunlardan birincisini açar açmaz: — Rezalet, diye haykırdı. Kızın bü- tün kitaplarımı alıp getirmişim. Olya kitapsız kakir.. Bunların içinde bulun. ması çok güç olanlar da var. Viktor, derka) kıza bir telgraf çek» tü: “Feci bir yanlışlık yüründen bütün kitaplarını bzrmberimde getirmişim ... İlk vasıta ile gsri göndereceğim. Viktor... Kitapları paketleyip sevketmeğe va” kit bulmadan Olyadan cevap geldi ; “Sevgilim, Üzülme.. Kitaplar sende kalsım.. Ben yen'lerini tedarik ettim. Kucak'larım.. Olya,. Viktor yeni işine başladı. Akşama kadar çalıştı. Geceleyin rüyasında Ol yayı gördü.. Bir kaç gün sonra Olyadan şu mek. Çeviren: Ferah Ferruh tubu aldı: “Sevgilim! Kütüphanede okuyor ve hep seni düşünüyorum. Fazla dalgın ğımdan olsa gerek, derslerin bir çoğunu anlamıyorum. Bu anlamadığım kısım ları sen bana anlatır mısın? Ben bunları mektuburma ekliyorum.,, Olyanın anlamadığı yerler pek çok- muş!, Viktor: —Bir de biz anlamağa çalışalım! diye söylendi ve karyolarının altındaki kitap bavulunu çıkardı . Olya ikinci mektubunda şunları ya- g:yordu: “Viktor! Ben sana o kadar alışmışım ki, verdiğin izahat profesörün takrirle" rinden daha çok işime yaradı. Yazdığım filân ve falan meseleleri de halleder mi- sin?.,, Üçüncü mektup, bundan evvelkiler - den daha kalındı.. Bunun içinde, üçün” cü sınıfın muhtelif derslerine ait bir sü- rü sualler vardı. Bunlara Olyann şu kısa tezkeresi eklenmişti ; “Yardımlarına çok teşekkür ederim.. Bilmem bana ne oldu? Derslerin o hiç birini anlamaz oldum. Acaba tahsilimi bıraksam mı?.,, Viktor telgrafla şu cevabı verdi: “Tahsilini bırakma! Yardıma devam edeceğim. İzahatımı bekle! Anlamadı- ğın yerleri sormaktan tıkılma!,,, Bu telgraftan sonra Olyanın sual do" lu mektupları gittikçe sıklaştı. Olyann mektep tatili başladığı zaman Viktor rahat bir nefes aldı. Sonbaharda mekteplerin ağılmasiyle beraber Olyadan gene sual yağmurla. rı gelmeğe başladı. Rakamların, plânlarn arasında bu * nalan Viktor; — Olyayı teşhiste çok yanılmışım, bu kızın müstakilen, kendi kendine çalışma kabiliyeti hiç yokmuş!. Bil - mem ki nasl mühendis olacak?!, diye söylendi ve acı acı güldü. Kışın Olyanın suallerine son izahatt verikren şöyle bir de tezkere yazdı: “Olyal Bundan sonra sana cevap vermesğ vaktim yok! İnyat en hüm. malı bir svfhada,. Kendi kendine çalış. Beni düşünme..,, Olya, acele bir mektupla şu cevabı verdi: “Son mektubundan ( sezinlediğime göre, artık beni sevmiyorsun! Fakat ne olursa olsun, yaptığın oyar'ımlara çok teşekkür ederim. Bütün derslerin nazar imtihanlarını da pek iyi olarak verdim, “Şimdi diploma için bir vazile ak dım: Köprü porissi.. Bsn projeye baş* lsdım bile... Fakat en güç kısmını sana göndermek o mecburiyetindeyim. Şa. yet bunu da yaparsan, aramızdaki mü” sobetlerin değişmediğine kani olaca * ğım. Cevap bekliyorum. Viktor cevap vermedi. Çünkü bir köprü inşaatiyle meşgul. dü. Süra'tle köprünün projelerini yap” mâk ve hemert inşaata başlamak mec- buriyetinde idi. Çok geçmeden projeler bitti. Köp - tü, kocaman nehrin iki kıyısını birleş” tirdi.. Viktoru tebrik ettiler, Elini sık- tılar, Yeni yolda hareket eden ilke'tren Viktoru denize götürüyordu. Yeni yol, mesafeyi yarı yarıya kı. saltmıştı, Viktor merkeze gelr gel mez; — Olvaya uğrayayım da: “Hiç te ümit ettiğim gibi #eğilmişrin! Elveda, diyeyim! diye düşündü. Olyanın evine gittiği evde bulamadı, Masanın üstünde, Viktor portresile bir demet gül arasmda; Viktor Granatov ağını tasıyan antetli, resmi bir zarf duruyordu, Viktor zarfı açtı, Ve şun. ları okudu; TASDIKN'/1 “Yol inşratı enstitüsüne ait Witün nazari irtihanları (pekâlâ) olarak ve ten Viktor Grinatova işbu tesdikna” me ita kılındı. Granatov, diploma projesini de ver. zaman Hızı Ço PEK e 5,55 1204 1846 1736 19,28 &16 Lüzumlu 1 eletonlar Yangın: <tunoul İçin: 24 abe Kadıköy İçi çin: Yalkiğ, , Beyoğlu için: 20. akhar i Bakırköy, itebek, Tarsbiya, Büyükdere, Fenerbahçe, Kandilli, Eren Büyükada, Heybeli, Burgaz, Telefon köy, Ka Kınalı, runü yangın di muhabere meri Mami itfayesiz Deniz vi Taivesi 30, .2 nlesiz 21996. Galata yangın ) imdat: 44998, Müddelumumilik; Eniniyet müdürlüğü: 26382. ia Vekâleti İstanbul Elektrik İşleri Umum Müdürlüğü Reyoğlu: 44801 . İstan, bul: 24374, taşı AĞASAR, Cihat 21708. (sküd Haruyari: b0704. Hevağlu: 21727. Nurosmaniye: T aksı Otomobili İstemek İçın Sular İdaresi: Hevoğlu: 44781. Reşik- Hevuğlu ciheti: 49084. Bebek ciheti: 38 « 101, Kadıköy ciheti 60447, Denizyolları 24740. Raraküy; İstanbul acenteli, 42007 si Töphaneden 16.30 Mudanya, tr Sulı Tophaneden 9,30 İzmit, 1630 Mur danyva. 19 Karabizn, 20 Bandırma, Gela- tadan 132 Karadeniz, Sirkeciden 10 Mer sin. Carsamba Tophaneden 18.30 Mudanya, 20 Randırma, Sirkeciden 15 Ayvalık, 18 Bartın. Persembe Tönhanerder 9.30 İzmit, 18.20 Mudanvu, 20 Randırına. Galatadan 12 Karadeniz. Cumartesi Tophateden 14 Hudanya, 20 | Bandırma, Sirkeciden 195 Ayvalık, 18 Bartın, Patartesi Topbaneden 9lmrer, HAN İz- mit, Galatadan 8,30 Mudanya, 10.39 İzmir Sür. 13 Karaleniz, 22,30 Mudanya, Müzeler Avasolya, Roma - Mizans, Yunan eser” leri ve Çinili Köşk, Askeri Müze ve sarnıç lar, Ticaret ve Sanayi Müzesi, Sıhhl müze. 4Bu müzeler hergün saat 10 o 16 ve kadar açıktır.) "Türk ve İslâm eterleri #müzesi: “Pak tesiden başka hergün sasl 10 dan 16 ys kadar ve Cuma günleri 16 dan 17 ye ka- dor açiktir. Topkapı Müxesi: Hergün saat 13 len 16 ya kadar açıktır. Pemleket Dışı Deniz Seferler: Roj « vapurları; Cümerlesi günleri 13 dde Köslenceye; Salı günleri 18 de Pi. re, Beyrut, İskenderiye, İlalvan vapurları; Cuma günleri sast 10 da Pire, Brendizi, Venedik, Triyesle, Sirkeci İstasyon Müdürlüğü Telefon 2079. Anadolu hattı Hergün hareket eden şimendilerler: Saat $ de Konya, 9 da Ankara, lâl arbakır ve Samsun, 13.30 da Esi hir, 10.10 da Ankara ekspresi, 20 de A- dapazarı, Nu irenlerden sent 9 da hareket eden Ankara ınuhieliti pazartesi, çerşarıba ve cuma günleri Haleb ve Musula kadar sefer etmektedir. MUNAKASALAR: Haydarpasa Nümune hastanesine lâ zım olan 500 kile net idrofil pamuk açık eksiltmeye konulmuştur. Eksiltme 28-9 488 çarşamba günü Saat 14,30 da Cağal- oğlunda Sıhhat ve İçtimai muavenet mü- dürlüğü binasında kurulu komisyonda ya pılacaktır. Muhammen fiyatı: Beher ki- losu 150 kuruştur. GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? * Atstürk, garbi Anadolu manevraların- da bulunmak üzere İsmet © İnönünü davet ©“ Bu günkü RADYO 29 EYLON — 1938 PERŞEMBE 18,30 dans musikisi tplâk), 19 Spor vousa habeleri (Eşref Şefik), 19,30 karışık müsi» ki (plâk, 19.55 borsa haberleri, 20 saat yarı, Nihal Asım ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 20,40 ajans buberleri, 20,67 Ömer Rıza Doğrul tarafın» dun arapca söyle 11,30 Rıfat ve arkada; Mwxikisi ve halk şarkıları, 22,10 hava ra- poru, 23,19 Muhiddin o Sadak, viyolonsel konseri, no refskatile, 22,50 Son ha- berler ve ertesi günün programı, 23 saat ayarı, seti marşı, son. 19,30 şarkılar, 20,20 askeri bando, 22.20 snzbant, 23 küçük orkestra, 24,10 caz plfk- lar BERLİN? 19,39 orkesira, 20 rariyo orkestrası, 21,10 radyo orkestrası, 22,10 ki orkeslra, 23, 10 hafif müzik ve halk havaları, VARŞOVA: 18, cazbant, 19,10 şarkılı müzik, 20 piya no konseri, 20,30 radyo ee orkestrası, 21 plâkla orkestrası, 72,10 senlonik dikten sonra kendisine yol mühendisi ünvan; verilecektir. Bunun altında mühürler ve imzalar vardı. Jandarma kumandanı, kaza kaymalar" mı, liman reisi, Şarköyün ileri o gelenleri toplandılar, Tahtelbahire karşı nasıl bir tedbir alınacağını müzakereye koyuldu lar. Dakikalar geçti, tahtelbahirde hiçbir ta arruz alâmeti görülmedi, torpido atılması nı, iskelenin topa (o tutulmasını telâş ve heyecan içinde beklivenler intizarlarının tahakkuk etmediğini gördüler ve.. sevin diler, Heyecan yavaş yavaş yatıştı. Düş man tahtelbahiri uzakta âtıl duruyor, hiç| bir şey yapmıyordu. Kazada, kaymaka- İ mın odasında toplananlar buna ne mara vereceklerini kestiremiyorlardı. Jandâr- ma kumandanı vaziyeti kavrar gibi oldü, ortaya şu sözü attı: — Bu tahtelbahir kendisinde başgöste- ren bir arıza yüzünden suyun üstüne çık mak mecburiyetinde kalmışa (benziyor. Eğer maksadı bir taarruz o olsaydı, onu şimdiye kadar yapardı. Aşağı yukarı ya” rım saattir bulunduğu yerde duruyor, De hareket ediyor, ne de dalıyor.. Bu izahı orada bulunanlara iyi ve yerin de görüldü, kaymakam sordu: — Öyleyse ne yapalım? Liman reisi söze karıştı! — Yapacağımız şu: Hemen donanma ya telgrafla haber verelim. — Donanma nerede? İstanbula mı tel graf çekeceğiz? Bu fikir tasvip edildi. Telgraf çekmek işi de liman reisine birakıldı. Liman reisi telgrafhaneye koştu. Biri Nârâdaki doran ma ikinci komodorluğuna, birisi de Er dek liman reisliği vasıtasile mülrez fil tillâya iki tel çekti. Sonra tekrar arka” daşlarının yanına döndü, Şarköyde bütün. faaliyet durmuş; halk tahlelbehiri taras- sutla vakit geçirmeğe koyulmuştu. Sa- atler ileri, öğle geçti, ikindi yerini ak» şamla değişti, güneş batarken bile tah telbahir hareketsiz duruyor, o bulundur Zu noktayı muhalaza ediyordu. Sular kararmağa yüz tutarken iskelede tahtelbahiri gözetliyenler heyecanla hay- karıştılar; — Donanma geliyor! Ufukta bir duman belirmişti,. çok geç- meden de Yarhisar destroy Altındiş) Rıza kaptanın sevk ve idaresile ufuktan sökün etmiş, her saniye bir o parça daha büyüyen bir hızla, doğru, orada duran tahtelbahirin üzerine gelmeğe başlamıştı. “Tahtelbahirdekiler, daha (uzakta du- man belirir belirmez süvari, Klaviyeye vaziyeti ihbar ettiler. — Kumandan.. Uzakta bir siyah dur man gözüktü. Harp gemisi obacasından çıkan dumana çok benziyor. Klaviye kasara kapağına fırladı, dür bününü söylenilen tarafa çevirdi, dumanı o da gördü, ve... duman karşiki geminin ruyet meşalesine girmesini bekledi. Klaviye bir taraftan dürbününü gözle rinde tutuyor, bir taraftan da bunun bir osmanlı harp gemisi olduğu takdirde re yapacağını. nasıl bir hayeket tarzı tuta- cağımı hesaplıyordu. , Yapılacak hiçbir şey yoktu. Bir destro* yer hücumu karşısında en doğru hare ket beyaz bir bayrak çekmek, teslim ok maktan ibaretti, Süvari bu düşüncesini yanmda duran £ kinci süyariye açtı;: — Bu gelen bir düşman destroyeri ise ne yapmak lâzım? Ikinci mütereddit, fikrini söyledi: Muharebeye ruz, yahut da!,, — ir yahut da? — Hiç silâh atmadan teslim oluruz!.. — Ben de onu düşünüyorum. Fakat, bu şekilde hareket etmek sonradan bizim mesuliyetimizi mucip olur. Vatan o hiya neti İle İle itham, ve divanıharpte belki de kurşuna dizilmeze malıküm ediliriz. İki Fransız kaptanı sustular, Biribirle” rine bakıştılar. sonra, her biri dürbününü ulukta gittikçe üyen nokta iken gemi haline gelen ve.. mahiyeti dürbün .adesesinde destrover olarak Kendisini gös teren harp gemisine takıldı. Yarhisar dehşetli bir savletle ilerliyor. provasından iki yana saçılan beyaz kö Yazan: iYarhisar, bir ölüm müjdecisi gibi düşman tahteibahirine yvakaşıyordu me Sİ Rahmı YAGIZ pükler, etrala yayılan dalgaları sorguç- landırıyor; destroyer bir ölüm müjdecisi halinde düşman tahtelbahirine yaklaşı- yordu. Süvari Klaviye içeriye çekilmişti. Gü“ vertede duran tayfalar korku içinde hay- karıştılar: — Kapiten., Türk harp gemisi üstümü- 26 geliyor! Klaviye güverteye fırladı, kasara kapa Erin ağzında göründü, Yarhisar 6 go mire mesafeye sokulmuş, ön güvertedeki topu tahtelbahire tevcih edilmişti. Klaviye ümilsizlikle haykırdı: — Hey.. çocuklar bu ejderha tekmil hızıyla üzerimize ( bindirecek bir mah- muzda suyun dibindeyiz!.. Çarkçıbaşı İzidorun sesi işitildi: — Ne duruyoruz. Kendimizi böyle bir lokma halinde düşmanının ağzına âttnak ta ne mana var! Biz de muharebeve ha * sırlanalım... Klaviye korku dolu gözlerini etrafımda gezdirdi. Çarkçıbaşt İzidoru araştırdı gö” remedi, İçerden mangadan mürettebatın homurdandığı duyuluyordu. Tayfalar da çarkçıbaşinın fikrine iştirak (ediyorlar, onlar da avcı eline düşmüş bir şikâr gibi di kolu bağlı Türk destroyerinin mahmüu» tuna uğramaktansa muharebe ederek par“ çalanmağı, batmağı, böylece esir düşme- ği tercih ediyorlardı. Klaviye büyük bir - şaşkmlık içinde gayriihtiyari kumandayı verdi: — Top başmat.. Güvertedeki neferler topun yanma koş” tular, üstündeki branda kılıfı çıkardılar, Topu çabucak üzerlerine gelen düşman harp gemisine doğrulttular, Klaviye,.i“ kinci kumandasın; verdi: — Kovan başına.. torpidoları hazırla” yın! Tiyublerdeki mermiler mürettebat tara“ fından müayene edildi. Manivelâlara el atıldı. Her şey alestâ, muharebeye hasir bir vaziyet alınmıştı. Bir saniye içerisin» de yapılan bu hazırlıklar, otahtelbahire çok yaklaşan osmanlı destroyerinin ate“ şine mukabele için kâfi zannedildi.. Yar hisar işaret kaldırdı: — Teslim olunuz! Süvari, beynelmile! işaretlerle bu emre Şu şekilde itaat etti, tmira kapağından içeriye çekilirken bağırdı: — Ateşi, Madeni bir inlilâk sesi, ulak topun pat” layışımı ilân ederken çıkan mermi Yarhi* sarın üzerine çarptı, prova sereninin alt kısmını parçaladı. Yarhisar süvarisi beklemediği bu cüret karşısında itidalini kaybeder gibi oldu. Top başında duran mürettebat gözlerini topçu kaptanına çevirmişler: — Haydi, ne duruyorsun beybabâa, € mir versene, Şu maskara tahtelbahirin top atmasına, 2lay etmesine nasıl taham mâl edilir?! der gibi bakıyorlardı / Topçu kaptanı gözlerile süvariyi araş” tırdı. Riza kaptan kumanda köprüsünde duruyor, hiddetinden Kıpkırmızı kesilen yüzüyle müthiş bir heyecan içinde bulu” nuyordu. Tahtelbahirin birinci mermisini 2 ikincisi takip etti. Fakat bu, Yarhisarın üzerinden aştı, ıslık çalarak geride denize düşlü. Riza kaptan bağırdı: — Ateş! Yarhisâr baş topu ile iki borda topu kulakları inciten bir gürleyişle ateşlendi" ler. Üç mermi, suyun üzerinde hareketsiz n Tritonun etrafında denize düştü, düşman gemisi, denizden yükselen su sütunları arasında kaldı. Bu arada tah- telbahirin topu tekrar (o ateşlendi. Çıkan mermi Yarhisarın güvertesine düştü. Top çu erlerinden birisini bacağından diğerini sol böğründen ağır yaraladı. Bu hâdise den çıkacak hale gelmişti, avazı çıktığı süvariye rapor edilirken Rıza kaptan çile kadar haykırdı; — Staper... Yarhisar durdu. Süvari aşağı güverte” ye mezafonla seslendi: (Devamı var)