29 Ağustos - 4 Eylül 1938 mer” Baştarafı 6 incda Kir hortum Tokyoyu, Yokohamayı ve ğer birçok Japon şehirlerini tahrib et- Bistir. Yokohamada içlerinde İngiliz ban- | ak 15,000 tonluk Kıtral vapuru da bu- WUğu halde birçok vapurler demir ta- #lar, ve cereyanlaria sürüklenerek | ühtelif yerlerde batmışlardır. ca saylat 34 ölü 20 yaralı, 13 ka- “Ç Yokohamadaki maddi zarar beş yen yen tahmin olunuyor. ,Tokyoda, Yüz on beş köprü yıkılmış, yollar su Stmda kalmış, rıhtımlar harab olmuştur. kağ denizi adalarında başlıyan hor rim yüz kilemetrelik süratle iler. tir, Kürinin hatırası için Radyumun koştinin kırkıncı yıldönü » Mİ münasebetiyle Frarerz posta telgraf eti müsyö ve madam Kürinin hat- IN yaşatmak maksadiyle yeni bir pul harmştır. 1,15 frank kıymetinde olan Ma planın Üzerine ayrica yarım frank- İkinci bir kıymet flâve edilmiştir. Bu ima frank beynelmilel kanserle müca- e birliğine tahsis edilmiştir. Evla! 1938 ©nedik beynelmilel sinema sergisi Altıncı venedik sergisi 18 milletin yle kurulmuştur. Kont VDolpinin reisliği altındaki İri heyeti mükâfat kazanacak filmleri | ayin etmiştir. Başlıca :wükıfat kaza| filmler şunlardır. Amerikansı “Kar beyaz ve yedi cü i» filmi sanat mükâfatını almıştır. İtalyanca “Lu'tiano pilot olacak,, Hİ yle almanca “Stadyom mabudları” ilmi Musolini kupasını kaaznmışlardrı. lalyanca Verdi filmi milli faşist isi kupasını almıştır. “Parmaklıksız o hapishane, İsimli Mansız filmiyle “Keşif kolu,, isminde Ki Tapon filmi maarif vekâleti kupasına Yk görülmüşlerdir. İÜ 4 heyeti relsi kont Volpi tarafın dân konan iki kupadan birisini “Mari #ntsnnet,, filmi için Norma Şeren, yerini Piçmalyon filmi siçin Lesli Ovar almışlardır. 1 ebyevi filmler arasında İtalyanla Me “Sihirli dağlar, ve Almanların “ar,, filmi mükâfat kazanmıştır. Vesika mahiyetini haiz filmler içer © OoOFransıjarın Kara Kurimo, 4e'rikakların Nehir filmleri takdire Yık görülmüştür. ia Aktüalite filmleri arasmda İngiliz İl ve kraliçesinin Parisi ziyaretini teren film birinci gelmiştir. Canlı resimler arasında yapılan mü Mbekada Ali baba ve Kırk haramiler Amerikan, filmi ıükâfat almıştır. li güzelliği müsabakasını Sent Ven (Macar filmi) kazanmıştır. Sergide verilen madalyalar arasında SBisler rıhtımı, filmi mücllifi Marsel 8 de muvaffak olmuş, müellif ma İvesini almıştır. Südet meselesi lmanya le Cekoslovakya arasmda *ürlü halledilemiyen Südet meseelsi Yüzünden Avrupa sulhü gergin bir va Şivete doğru giidyor. Bir taraftan lord Büncimanı Pragda görüşmelerine de Yim ederken diğer taraftan da Avrupa Merkezlerinde diplomatlar arasında sk Ki konuşmalar oluyor. dre Hanlayn aarsmda Bercesgaden de Tem; bir görüşme olmuş ve Berlin 1 — Çeklerle Almanlar arasında tâm bir hukuk müsavatı. 2 — Südet Almemların hükmi şihsiyet olarak tanınması, 3 — Südetlerin oturdukları toprak arm budutlarının tesbiti ve bu arazi” nin resmen tanıması, 4 — Bu topraklarda oturan Alman. lara umumi bayatın hör sahasında tam bir muhtariyet verilmesi, 5 — Bu toprakların *dışında kalan Südet Almanlara ajt adli işlerde Çek mahkemelerinin hususi kanunlara tâbi olması, 6 — 1918 denberi Almanlara reva görülen haksızlıklara nihayet veril - mesi ve şimdiye Kadarki zararlarının | tazmini, l 7 — Alman topraklarında her İşte Alman hâkimdir prersipinin kabul ve tatbiki, 8 — Südet Almanlarına, Alman dün. yasının kültür ve felsefesine mensup oldukları alenen ilân hakkının veril "5 Eylül 1938 Petrol istihsalini artırmak için Amerikali doktor Nevil Vilder tü. kenmeğe yüz tutmuş petrol kuyuların- Gan petrol istirsalini arttırmak için ye. ni bir usul keşfetmiştir, Kuyular üze- rine 200.300 hava tazyikine muadil bir bir İ tazyik yapılmak suretiyle petrol isti salini 3 misline çikarmak imkânı elde edilmiştir. İngiltere » Romanya ticari münasebetleri Londrada İngiltere, Romanya ara- sında yeniden kararlaştırılan ticaret mu ahedesi imza edilmiştir. Bu muahede 12 eylülde meriyete girecektir. Çekoslovakya - Bulgaristan münasebeti Çekoslovakya hükümeti, Nöyyi mua- hedesinin Bulg anı tâbi tuttuğu as. keri şartların ilgasmı Balkan antantı devletleri gibi kabul etmiştir. “ irak - Arabistan münasebeti İrakla İbnissuuda sâbi Arabistan a- rasındaki dostluk o münasebetini teyid etmek Jizere her iki hükümet Bağdad ve Riyazdâ mütekabilen birer elçi bu. lundurmağa karar vermişlerdir. 4 Eylalı 1938 Macaristan başvekilinin nutku Macar başvekili, söylediği bir nutuk- ta hükümetin yeni ve mühim kararla. rından bahsetmiştir. Macaristan bu sonbaharda askeri mükellefiyeti tesis (o edecektir. Milli spor teşekkülleri askerliğe hazırlık ka- rargâhları haline ifrağ edilecek ve as. keri hizmetleri bitiren erler atış karar- gühlarında toplanacaktır. 500 hektarı geçen arazi, arazisi ol. mıyan köylüler arasında taksim edile - cektir. Harici siyaset bahsinde, bâşvekil, Macaristanın Almanya ve İtalya ile o. lan dostluk münasebetlerini yeniden kuvvetlendirdiğini ve küçük itilâla o lan münasebetlerini normal hâli tirmeğe çalışdcağını ilâve etmiştir. On Ikinci olimpiyat Beynelmilel olimpiyat kongresi Brük selde kont Baye - Laturun reisliği al . tında toplanmış ve 1940 olimpiyatları. nm kat'i olarak Finlandiyada Helsin- ki şehrinde yapılmasına karar vermiş. tir. Kış #porları olimpiyadı da İsviçre- de Sen'. Moritz'de yapılacaktır. Birleşik Amerikanın yeni sis lâhlanma tahsisatı Ruzvelt harb tahsisatına sarfedil - mek üzere Z milyon dolarlık kre mas: hakkında Xongrenin son ında verilen kararı tasvib etmiştir, İspanyada vaziyet 29 Ağustos — Cümbhuriyetçiler Es- tramadura cephesinde (ilerlediklerini söylüyorlar. 30 Ağustos — Cumhuriyetçiler Es. tramadura cephesinde yeniden bir çok köyler zâptetmiştir. 31 Ağustos — İngilterenin Roma maslahatgüzarı, Kont Cianoyu ziyaret ederek İtalyanın İspanya işlerine sü - dabalesi hakkında yeni bir müracaatta bulunmuştur. 1 Eylül — Milliyetçiler hududdan gis tip çıkacaklar hakkında yeni kararlar vermştir. Bundan sonra milliyetçi İs . paiyaya yalnız resi vâzaâi olan adamlarla İspanyada otu. ran yabancılr girip çıkabileceklerdir. 2 Eylül — Cümhuriyytçiler deniz cephesinde düşman mevzilerini zaptet 3 Eylül — Ebre tephesinde milliyet. çilerin taarruzu devam ediyor, Milli - yetçiler birçok noktalarda ilerlemiş lerdir, Korlera şehri milliyetçilerin eli- ne düşmüştür. ,*.bir tebliğ neşredilmiştir. İbikcer, Obemisber Südet AL Münlârn reisi Korad Hanlaynı kabul Runcimanın mstiyle. Südet izakerenin çe - mları arasındaki ivan izahat Yem tarzı hakkında Führere iştir, ağ re, Hanlaynın izahatını derin a. â Yla dinlemiş ve görüşmenin sonun- kğ ikisi bugünkü vaziyet hakkında miyle mutabık kalmışlardır. ,, yg koeloyakya bükümeti, Südetlerle ak için beş esaslı noklaya deya- 1 Veni bir proje hazırlamıştır. tak, >— Memleket yirmi kadar kantona sim edilecektir. Her kantonun ma - hi, | bir idaresi olacak ve bu idareler buy, Eereceye kadar muhtariyeti haiz 7 Yacaklardır. — eğ a imtiyazlar verilecektir. rine Südet Almarları devlet hizmet daha geniş mikyasta iştirak ede. hiz devlet memurlarının yüzde ©- Südetlerden olacaktır, Be 2 Çek polisi Südet arazisinden a ilezektir. *bwki 24 nisanda Hanlayn nut - dn, *eabit ettiği programa göre Sü- (,, YİN istekleri sekir nokta üzerinde 4 atyordu. Südet sanayiine yardım edile. Sinema hayatında görülmedik bir Bir sey yıldızın gizli defteri neşrolunuyor ! Ciyun Duprez'in hatıraları, bir artistin meşhur oluncıya kadar neler çektiğini öğretiyor Bir artist nasıl meşhur olru? Bunu bir çok yıldızlarm hayatında ayrı ayr? oku- yoruz, Fakat bize #ylenmiyen bezi gizli tihetler vardır. Çünkü onların hayatla- rint anlatanlar ekseriya çalıştıkları sine ma şirketleridir ve bunun için yalnız i. şin reklâm tarafma ehömmiyet verilmiş- tir. Halbuki, şimdiye kadar hiçbir yıl- dızm hatıra defterini okumak kabil ol- mamıştır. Bu, nihayet bugün temin edilmiş bu- bunuyor, Son günlerde meşhur olan İn, giliz artistlerinden Ciyun Duprezin hatı- raları bir gazetede, kendisinin müsaade- si olmadan neşredilmektedir. Gizli bir gekilde elde edilen bu hatıra defterinin yaprakları şimdiye kadar bir artistn meşhur oluncaya kadar geçirdiği mace - raları, studyoda nasıl muvaffak olduğus nu en samim! bir şekilde anlatmaktadır. Sizo bu halıralardan bazılarını nhakledi. yoruz. Pazartesi, — Stüdyoya çağırdılar, Ya rm öğleden sanra gideceğim ve çevire- cek olduğum film hakkında görüşeceğiz. Sant üçte stüdyoda olacağım, Saçlarıma gayet iyi bir tuvalet yapmalıyım. Bugün ikinci defadır ki telefon etti- ler. Gelirkn bazt imtihan ovrakımı da ge“ İlrmemi İstiyorlar, Başka bir stüdyoda vaktiyle beni İmtihan etmişlerdi. O im. tihan evrakını götürsem mi? fakat on- ları oradan almak için para vermek lâ. zım. En aşağı 15 ingiliz lirası isterler, 15 Jiram olsa gider bir gümüşü tilki kürkü alırdım... ç Salı. — Hiç unutamıyacağım bir gün! Stüdyoya gittim. Daha stüdyonun önü mahşer gibi kalabalıktı. Bunların bepsi — Balık balığı yer / Denizlerin içinde - çok defa, özünde de - büyük balık ik balığı yer, derler. Hal ibirini yemek için mut- ik ve küçük olmak lâ- zım değildir. Meselâ minimisi hamsi balığı, ağzı cüssesine gö- re pek büyük olduğundan, ken- dinden büyücek balıkları da yutar., Her halde balıkların bi- ribirlerini yemesi ve denizlerin içinde bir tabiat kaidesidir. Biz, insanlar tabiatın bu kaide- Demek ki Yazan: Dr.G. A. daha iyisini, hastalık daha gelmeden çocukları o hasta- lıktan korumak yolunu buldular, Mademki kemik hastalığın iyi eden D vitaminidir. kemik bastalığı bu vitaminin ileri gelir; Her çocuk da mutlaka kemik hastalığına tu- tulmaz, demek ki vücutlarında bu vitaminden eksik Ol miyen çocuklar da vardır, içmeyen çocukların neresinde bulunur?, Aranılınca bu da bulundu; İnsanın - tabii çocukla - ten da derisinde - Ergo isteral denilen bir madde eksikliğinden Ama vitaminler, balıkyağı Ciyun Duprez a güzel güzel kızlardı. Acaba hepsi Imtfha- na mı geldi? diye düşündüm, Hepsi de, 1 Şilmiş ama, yine yüzlerce kişi imtihana girecekti. Benim sıram sant altıda Geldi. Fakat altıda studyo tatil oluyormuş. — Senin imtihanın yarıma kaldı, dedi- ler. Demek yarm yine gelecektim ha! bu kadar yol parası, masraf... Fakat, ne vas payım, peki demekten başka çarem yok- tu... Çarşamba. — Bugün studyoğa bekle. medim. Çünkü dün sıra bende kalmıştı, Beni doğrudan doğruyu müdür Zoltan Korda yanıma alâr. Çok sevimli adam, Çok memnun oldum... Beni İmtihan etti, Sonra makinenin karşısma koydu, birkaç poz da resmimi aldırdı. Fena halde $i, kılmıştım. Gözlerim yaşarmış, ağlar gibi bir hal almıştım. Proje&örlerin keskin tşıkları altında başımdan aşağı bir sicak $u banyosu yapıyor gibiydim, Tecrübe bittikten sorra rabat bir nefes aldun. Fakat tam bu sırada müdür: — Bir töcrübe daha yapacağız, dedi, Bu sefer renkli film tecrübesi. Fakat, bu tecrübeyi benim gibi, diğer kızların üzerinde de yapacaklardı. Bina» enaleyh yine sıra beklemek İğzümdi.. Neyse, sıram ertesi güne kalmadı. Onu da atlatiım, Şimdi, yarın gideceğim, İmtihan ve tecrübelerin neticesini öğre- dır. Bu madde güneşten gelen ültra - viyole ışıklı tesiri altında bulununca D vitamini olur. Ve deriden ka — Lisan hususunda Sildetlere ge-| sine haksızlık deriz ve minimini balıkları büyük balıkla- na yuttuğunu gözümüzün önüne getirdikçe sinirleniriz. Bununla beraber, tabiatın bu kaldesinden bizim büyük bir istifademiz vardır, Bize balıkyağını veren koca- man Morina balığı kendinden daha küçük balıklarla, onlar da daha küçükleriyle geçinmeselerdi, çocuklarımıza içirdi- ğimiz balıkyağında D vitamini bulunamazdı. Bu vitamin eöksen denizlerin dibindeki yosunlarda ve yeşilliklerde bu- Iunur, küçük balıklar denizlerin dibine kadar inerek ora- dan vitamini alırlar, büyük bal: kadar inmeğe üşenerek küçük balıklar: yerler ve onlardan vitamin alırlar, böylece denizin dibindeki D vitamini bize karar gelir, Morina balığı yağının çocuklarda raşitism denilen ke- mik hastalığına karşı en iyi ilâç olduğunu bilirsiniz. Bunu » asırlardeanberi - herkes bilirdi, fakat balıkyağınmn kemik hastalığına karşı bu iyi tesirini D vitaminiyle yaptığı an- Jaşılınza bu ilâcı değeri fennen anlaşıldı. Onun için bir çocukta komik hastalığı bulununca &na balıkyağı daha ziyade kanantle, hem de emn!: lar da denizlerin dibine etle içirilir. Fakat, doğrusunu isterseniz, balıkyağında D vita- mini hulunduğu anlaşıldıktan sonra onun biraz da pabu- cu dama atıldı. Çünkü o vakittenberi hekimler, kemik ığıtı, ptidikten sonra balıkyağiyle tedavi etmekten na kürişarak insanım uzuvlarından bazılarında, en ziyade karaciğsrinde birikir, Sonra insan onu o uzuvlarından alarak vücudunda lizumuna göre kullanır. Bu suretle, kemik hastalığının çocukların güneşsiz kalmasından ileri gediği anlaşılarak hastalığın © önünü almak yolu bulundu ve balıkyağınn işirilmesine lüzum ice azaldı. Şimdi herkes biliyor ki çocuğa kemik ığı geldikten sonra balıkyağı nn daha iyisi, çocuğu güneşsiz bıramıyarak hastalığın ö almak- tır. Balrkyağınden gelen D vitamini de zaten balığın :dunda güneşlermiş kolestrol maddesidir. İnsenm kendi vücudundaki Ergurterel tesiri yapar, yani vücudumuzda kemiklerin düzgün olma" sını temin eder, da güneşlenince ayni Bu vitamini inek sütünde biraz, tereyağında o pek çok bulalzli Fakat yalnız yaz mevsiminde, hem de inek iyice güneşlenmiş ise. Ondan dolayı şimdi modern inek ahırlasmı âdeta killürdan yapıysrlar. Daha sonra balıkların bir çok çeşitlerinde, hayvan- ların yağlarmda, nebat yağlarında, ve ehemmiyetli nisbet- te yumurta sarısında da bulunur, Fakat en iyisi, şüphesiz kendi vücudümüzdakinden istifade etmekdir. Onun için çocukları ve emzikli bayanları bolbol eşlendirmeği hiz ihmal etmemelidir. | amimi çektiler. necağir. Benim, kazandığıma hiç ümi- dim yok. Benden öyle güzel, vücutları öy le endamlı kızlar var Ki! Perşembe, — Hiç ümid etmediğim şeylerle karşılaştım! Beni evvelâ Zoltan Korda kurşıladı, sonra sahne vazı olan | Aleks Kordayna tanıttı, Tecrübe çok iyi netice vermiş, böni filme ıklarını ve baş rolü bana oynatacaklarnı söyledi « ler. Şaşırdım kaldım ve kendi kendime: “Yanlışlık olacak, dedim. Beni her , halde hazırlanmakta olan (Dört kuş tü- yü) filminde değil, daba ük bir film- de öynatacaklar...,, Fakat, değilmiş. Ben bu büyük film için açılan müsabakada Girineliği kazan. mışım! Cuma, — Sabahleyin 8 de studyoday» dım. Akşama kadar mütemadiyen res, bunların hepsi tecrübe mahiyetinde, Fakat artık acaba resmim iyi çıkıyor mu diye değil; ne taraftan slınırsa daha iyi çıkar diye bakıyorlar. O tarafa çevirdiler, bu afa çevirdiler, Boyuna resmimi çektiler. Artık nasl | durduğumu Allah bilir. Öyle yoruldum ki! Bütün gün ağzıma bir barârk çaydan Dap Devamı 14 üncüde