imkânsız bitaraflık Gres asırların İnsanlarını, bi- dala Zimle bir zamanda yaşıyanlardan p ha; İYİ tanıdığımız iddia edecek deği. Onların fikirlerine esas olan hisleri, & pek duyamayız, bunun için Ma leri bütün canlılığıyla karrıya- Yoğ Fakat çoktan ölmüş insanlar hak- Verdiğimiz hükümler, zamanımız İvme hakkındaki hükümlerimizden daha doğru gibi gözükür, herhalde aklı Sok tatmin eder, a iler, Tanrılar gibi basittir. Bize bir- değil, bir tek çehre gösterirler. Ta- Nez da ve düşünüşlerinde hâkim olan Mr, bütün diğer vasıfları örtmüş, Urmuştur. İyi diye tanınmışlarsa trak hiçbir kötülükleri göze çarpmaz; YE için kötü diyorsak hiçbir iyi ta. Marş düşünmek istemeyiz; hattâ ta, Ta küydettiği iyi bir hareketleri var- Sun da yine mel'unca bir hesaptan Kğ, söyleriz. Meselâ Neron, im- | Mey, uğunun ilk günlerinde: “Keşki am yazmam olmasaydı da bu idam am imza edemeseydim!,, demiş. Ke Sümimi bir merhametten gelen bu bize gimdi etrafı uyutmak için söy- Bibi geliyor. ii İnsana nihayet asıl çehresini ve- yle bir zamanda yaşıyanların ise gafları gibi kötülerini de, kuyvetle- yn zasflarmı da görürüz vo bunun Verdiğimiz hükümlerde birbirini ta. Ye Sievek kayıtlar gözetmeye çalışırız. Vek, herkesin gözünden düşürmek dm İz adamın bile birdenbire hoş tözünü; cömertlik, hattâ Alleenaplık ren bir hareketini hatırlarız ve böy- k “un körlüğüne birtakım mazeret- m isteriz. Biliyorum ki birçok ler, kötülemeğe çalıştıkları intan- iyi taraflarını hatırlayınca bunları #zler; hattâ bir söyliyen bulü- iy İnkâr ederler. Fakat gösterdikle- 4 İhtiras, yalnız karşılarındakini de. Kendilerini de kandırmak maksadile- O İyi tarafı, o meziyeti unutmak, ya #nları da birer kusur sayabilmek İ- #endilerine cebrederler, hiddetlenir- ta, özlerindeki fazla ihtiras çoğu za- bu yüzdendir. ©k için onlara yakından değil, Uzaktan bakmak belki daha iyi- iy Yalnız eserleri üzerine eğilip şahıs- ram, bilmemek... Bazı mü- Maya r, dostlarına karşı fazla bir mü, Siki, göstermekle Itham Odilir; ger- mi kitabları da taş münekkidler yok değildir. Fa- yg riya hakikat bundan daha kart * O münekkidier, tanıdıkları bir a- €s€rini okurken satırlarm arasin- 4, , “üharririn çehresini, hareketlerini T, tebessüm eder ve bu tebessüm. ellerinderei kitabi da hoş bulmaoğa dağa. Bu, bilerek yapılmış bir gey Se tanımadığı bir imzayı taşıyan ti, ğönmiyen, onda bütün kusurları Sela, vr münekkidin, muharrirle tanış- May yine o sayfalarda birtakım a, atlar hakkında doğru hükümler ve- lin Minik vr #ler bulması pek âlâ samimi ola- eriyee un için tanıdığımız kimselerin hâkkında hüküm vermekten çe- iş, “İYİZ, Biliyorum ki bu, kabil değil yat vereceğimiz hükümlerin, aa biraz veya bir hayli yanlış olacak. URUtmAamalıyız. Nurullah ATAC Ankaraya giden Vekiller me Mlddettenberi şehrimizde bülu- müdafaa vekili Kâzm Öraip, HE Yay Fuat Ağralı ve iktisat ve- . Kenebir, dün akşamki ekspres- hareket etmişlerdir. Vekil. t ve garında vilâyet, par, ği lay dnireler erkânı tarafından | arar, 28 5 Mısır Kralı Faruk Oİskenderiyede yüzme yarışlarını BE: seyrederken kendisine bir hukuk talebesi olduğu yarilmışi. Resimde hâdise esnasında sulkasiçi rümesine devam ederken görülüyor. ateş edildiği ve ateş clenin Gü KEŞ 74 yatında tevkif edilirken, kral di sükünetle yü- Südet Almanlarının “Führer ,i Henlayn kimdir? Kendisine Çek Almanlarının başından çekilmesi için Almanyâ tarafından büyük bir para teklif edilmişti ! Bugün Orta Avrupa (siyasetinde ismi Hitlerle beraber geçen, Südet Almanları şefi Henlayn kimdir? Mazisi ve macera ları nedir? Bu mevkie nasıl ( gelmiştir? Henlayn'ın hayatı hakkında bu suallere cevap veren bir yazıyı İngilizce “Deyli Herald,, gazetesinden naklediyoruz: 1919 da sulh muahedesi imza edilmiş, Versay ve Trianon muahedeleri ile Av rupanın haritası değiştirilmişti. Konrad Henlayn da artık bir Avusturyalı değil di, yeni Çekoslovakya hükümetinin va” tandaşlarından biriydi. Konrad Henlaya 1919 senesi eylâlünde bir gün, bir gazetede şöyle bir Tât görü yor: “Harpte askerliğini ifa etmiş bir gence | | banka işlerinde çalıştırılmak üzere ihti. yaç vardır. Yarın sabah Kreditansalt ban kasının Rayhenav şubesine müracaat., Bu, Henlaynın o zaman bulunduğu şehirdir. Kreditansalt bankası bugün de Orta Avrupanın en büyük bankalarından biridir. Harpten geldikten sonra işsiz ka- lan Henlayn derhal bankaya müracaat e diyor ve yüzlerce namzet arasından, ban- ka müdürü tarafından ilk bakışta derhal seçilerek açık olan yazileye tayin edil yor. O günden bugüne on dokuz yıl geçmiş. tir, Bugün, Henlayni açık olan vazileye tayin için bir bakışta seçmesinin sebebi sorulduğu zaman banka müdürü şu ce vabı vermektedir; “Karşımda bir alay insan vardı. Fakat bana itimat verecek bir tek kişi buldum. Bir bakışta anlamıştım ki, o zaman 20 yaşlarında olan bu genç yalan söylemivye- cek bir yaradılışta idi.,, . . . Bankanın küçük bir kasaba şubesinde az bir maaşla sabahtan akşama kadar ko- ca kâğıtlar üzerinde yukrdan aşağıya he. saplarla uğraşan Henlayn, akşam olup bankadan çıktıktan sonra en büyük zev- kini sporda bulurdu. o Çekoslovakyadaki Almanların bir spor klüpleri vardı, Hen- layn da bu klübün, bulunduğu şehirdeki şubesinin en hararetli (mensuplarından biriydi. “Doyçes o Turneveraynı,, ismini taşıyan bu klüp, Hitlerden ve nasyonal! sosyalizmden daha çok evvel ırkçılık na- zariyesini güderdi. Henlayn bir müddet sonra klübün se- nelik müsabakasında birinciliği kazanı, yor, ertesi sene tekrar büyük bir muvaf* fakiyet kazandıktan sonra klüp kendisine idarede bir vazife teklif ediyor. Henlayn, kendisine verilcek pürünın bankadan al dığı ücretten fazla olduğunu görüyor ve) bankayı bırakarak klüpteki vazifeyi alı- yor. 1929 da da Henlayn, bütün o Çekoslo- vakyadaki Alman spor klüplerinin başıma geçerek federasyon reiş oluyor. Bu klüp. lerin mensupları ayni Gili konuşan, ayni di altımda yaşıyan, ayni teşkilâta ha Wi hin kisi i Almancı i arzusu ile, Berlin mefküresi ile doludur, Yahudiyi almazlar.. 1929 da Henlayn evli, vaziyeti müem- men, rahatı mükemmel bir burjuvadır. Büyük bir teşkilâtın başında bulunmak tadır. Fakat elindeki kuvvetin mahiyeti. ni takdir edememektedir ve kendisinin, bir spor teşkilâtmdan başka bir toplulur ğun reisi olduğunun farkında değildir. aralarına hiçbir Hitler ve Henlayn O zamanlar Çekoslovakyada iki Alman partisi vardır: Biri nasyonal (o sosyalist partisi, diğeri nasyonal Alman partisi. 1929 daki meclis © seçimlerde iki parti müşterek olarak 398 bin rey aliyor ve Prag meclisinde 17 mebusluk kazanıyor. Bu da, bütün Alman mebus adedinin yüzde yirmisini teşkil etmektedir, .... Ondan bir iki hafta sonra nasyonal sos yalist partisinin ileri (gelenlerinden iki kişi, Kreles ile Yung, Henlaynla görüş meye geliyorlar, (Bunlar bugün Hitlerin Rayhstaz'mda Südet Almanlarının mebuslarıdır.) o Krelesile Yung Henlayna, spor (federasyonunun 100 bin azası nasyonal sosyalist parti- sine yazdırmasını teklif ediyorlar, Hem layn da kabul ediyor, Südet mıntakasındaki büyük kapitalist Jer de Henlayne mali yardımda bulunu. yorlar, bu suretle Henlayn büyük bir si“ yasi teşkilâtın başına geçmiş oluyor. Kendisi siyasi işlerle (o uğruşmasını sev- miyen ihtiyatlı ve sıkılgan (o bir adamdı. Fakat hâdiseler onu siyasete sürüklemiş, bu mütereddit hareketleri de kendisini ihtiyatla, büyük bir durandişlikle hare ket ettiği hakkında bir kanaat vermiştir. Aradan 4 sene geçiyor ve 1933 de Çe koslovakyada tekrar seçim yapılıyor. Bu sefer Henlaynin başında bulunduğu yeni parti 1 milyon 250 bin rey kazanıyor ve bütün Alman mebuslarınm yüzde altan. $ı bu partiden seçiliyor. Bu suretle, Çe- koslovakyadaki bütün Almanların mec listeki 72 sandalyesinden 44 ünü nasyo- nal sosyalist partisi alıyor. Ondan sonra da Henlayn bütün Çekos” lovakyadaki Almanların Führeri ismini 2. ver. i Bir gün bir adam Henlaynla görüşme- ye geliyor ve kâtibine, muhakkak kendi- sini görmek istediğini, ne hakkında gö- rüşeceğini de ancak kendisine açabilece* ğini söylüyor. Henlayn yabancıyı kabul ediyor, Gelen adam: ize bir teklifim var, her Henlayn, diyor. Südet Almanlarının bütün taş. kınlıklarını teskin edip siyasi hayattan çekilmek ister misiniz? Bunu kabul ede z Amerikan bankasına Barı k bir para, çok büyük bir para yatırılacaktır, Yabancı bu paranın miktarını da söy“ lüyor: Hakikaten, çok büyük bir rw kam! z Südet Almanlarının o Führerini tanı, yanlar tahmin ederler ki Henlayn bu teklile cevap vermeden evvel birkaç kere odayı bir aşağı, bir yukarı dolaşmıştır. Bir iki saniye geçiyor. Yabancı adam tabakasından bir cigara çıkarıyor, Hen layn kibritini çıkarıp kibar bir hareketle onun cigarasını yakıyor. Konrad Henlayn belki hayatını bu ha zik hareketine borçludur. Çünkü cigarayı yakarken üzerindeki yazıyı okuyor. Bu, Italya bir filmi protesto etti “«S3ilâhlara veda,, filmioin piyasadan çekilmesini istiyor Ispanya harbi hakkında çevrilen “Ab- loka,, ismindeki filmni general Franko tarafından ve Almanya ile İtalyanın A- merika sefirleri vasıtasiyle protesto © »- dildiği malümdur, Frankocuların aleyhin. de olduğu ileri sürülen bu film bugün yalnız İngilterede gösterilmektedir. Bu gibi filmlerin diktatörlük memle « ketlerinde gösterilemiyeceği korkusu &i, nemacıları Obirez (düşündürmektedir, Har aleyhinde bir film hazırlanırken studyo sahipleri bunu İtalyaya danışmış- lar, senaryonun evvelâ İtalya tarafm « dan muvafık görülmesini istemşilerdi, Son defa diktatörlüklerin filmlere müs dahalesini gösteren diğer bir hâdise das ba olmuştur: İtalya hükümeti “Silâhisra veda,, İs w mindeki filmden dolayı eseri çeviren Pa, ramoünt film şirketini protesto etmiştir, Sebeb olarak da filmin İtalyay: tahkir et. tiği ileri sürülmektedir, “Silâhlara veda,, meşhur Amerikalı romancı Errst Hemingveyin eseridir ve umumi harpte İtalyanların Kaporettoda- ki muharebelerinden bahsetmektedir. Film bundan beş sene evvel çevrilmiş ve şimdiye kadar hemen bütün dünyada gös terilmiştir. Filmde baş rolleri Geri Ku- perle Helen Hayes almışlardır. İtalya o zaman hiçbir protestoda bu— Tunmamış, fakat bugün şiddetle İtiraş etmiştir. Roma hükümeti filmin derhal bütün dünya memleketlerinden toplatıl, Anasını, aksi takdirde Paramount şirke. tinin bütün filmlerine boykot ilân edece- Eini bildirmiştir. riyor; Size derhal red cevabi verebilirim. Fa“ kat cevabımın sarih anlaşılmasını iste, rim; sizi buraya göndererlere söyleyin: Tazyik altında bulunan Südet Almanla- rının besledikleri ümitlerine ihanet ede mem, bu uğurda mücadeleden beni ne pa“ ra vazgeçirebilir, ne hapis, nede ölüm korkusu., « Yabancı adam gittikten sonra Hen laynın gazetesinin müdürü ona bunun kim olduğunu söylüyor: — Berlinde gelen buzat Hitlerin sağ eli demek olan bir adamdır, Ges, taponun en ileri gelenlerinden biridir. Bu teklif, Henlayn için bir imtihan (Lütfen sayfayı çeviriniz) Berlin ciğarasıdır. Herilayn o zaman hemen cevabını ve Rasgele Politika yazıları serlavhaları ARP mı? sulh mü? Bu günün mevzuudur. Günümüzün en karışık bir gün olduğunda gazetelerimizle birlikte — Cumhuriyet de dahil — dünya gazeteleri müttefiktir. Politika muharrirleri, bilgilerini, görüşlerini bir araya getirerek tahminler yürütüyorlar, çalakalem sütunlar çızıktırıyorlar, Bu mevzua dair doldurulan sütunlar üstünde çeşit çeşit başlıklarla karşı" ve 'Südetler işi,, gibidir. Bunları acaba neymiş? diye ve bel, ki malümatınızı arttıracak bir noktaya tesadüf edebilirsiniz ümidile okursu" nuz. Bazısı merakınızı kamçılıyacak bir serlevha taşır: Harp çikacak mı? ” Harp çıkmasının ne demek olduğunu bilenler bu yazıyı cidden büyük bir merakla okumazlar mı dersiniz? Okurlar. Ya çıkacak veya çıkmıyacak netice- sile karşılaşırlar. Yazı “çıkacak!,, diyorsa üzülürler, “çıkmıyacak!,, derse se wtnirler. Fakat bu neticeye varmak için bir, buçuk veya üç sütun dolduran kelimeleri sökmek mecburiyetindedirler, Bazıları da: Çekoslovakya meselesinden harp çıkmaz! başlığını korlar yazılarına. Bu kabil politika muharrirlerine ben kendi hesabımap müteşekkirim. Bu “har çikmaz!,, dediğinden değil, bana bu fikri daha ilk satırda bildirdiği ve beni bir buçuk kolon yazısını okumak mecburiyetinde bırakmadığı içindir. Muhiddin Birgenin bugünkü yazısı böyle bir başlık taşımaktadır. Göz nurunun ne olduğunu düşünen okuyucular, şüphe yok ki benim gibi Muhiddin Birgene müteşekkirdirler, Hesapta altıncılıkta vardı Balkan oyunlarında dördüncü olmuşuz. Bu da bugünkü gazete havadis" lerimiz arasındadır. Beş devletin iştirak ettiği müsabakada bu neticeyi almak büyük bir muvaffakiyettir. Aletrerimizi tebrik ederiz. Hesapta altıncı, yedin» ci veya sekizinci olmak vardı. Bu, bu seneki Balkan oyunlarından yüzümü: zün akiyle döneceğimize işarettir. , |