: i taraf dünkü sayımızda — kız, anasını boğdu Bir aralık, annemin yanıma geldiğini * gün, evet hemen ertesi gün | hayal meyal gördüm. Bir eliyle omuzu” Sğlıyan Güllidan kalfanm biz yatı mektebine atıleyor” ktepte tam beş sete ckudum. uzun yıl içinde ne hakaretie- ykm; yazıldığımın o kaftasına » herkes benden yüz çevirdi. mektep arkadaşlarımı ne iç iştim! be vi Ee — i m karşı olan çekingen iğrenmek istedim. Hay- Cevza kovalamaç . Aralarma karıştım. Hepsi İz solmaz! durdular, Soluyorlerdı. Melül boynumu büktüm: öğ »e yaptım? İN ğlerinden en afacanı Cavi- İse İk MEM e iz menden sor! m da mânalı mânalı gülü” O gücüme gitti ki... On — ne e beni de aranda Ne e ba iz doğanlara piç derler. im babam öldü. * katılarak gülüyordu. Artık , Gözlerimden yaş- | Sam Yemekhaneye uğramadım bi a azmak duvar dibinde ar Saatlerce ağladım. neden sonra bir gün bana #wvwelden annemin arkadaşiy- senelerce evvel, annem bir sevişmiş, Ve, aldatılmış. Bu münasebetin de mahsulü b Oy, LR Yay #ünde bir evime çıkardım, U- birannemi görür, Gülfidan Daşbaşa dertleşir, erteşi gün yi- Gönerdim. elim €ve geldiğim zamân, ka” <oşkun bir kalabalıkla kar- TE ; ki , gibi kapıyı Gülfidan geçerken, annemin am- ğı Şevket Beye rastladım. aile dikkatli dikkat” li Mei 7 yn z g ik hanım! ttu, çekti, Ağzı İeş gi- . Bu körkütük sarho- Ki imak istedim, Fakst bileğimi öyle bir srkryördu £. mazi vi sürüklerken yılışıyordu içlik Pffet... Sen kostoce kız !. Şuna bak hele... Göğüs bu e güzellik? Birdiğimiz zaman, acaip inhi- ey dabrlrak beni tanıttı: oan Hanımın kize İfteti Pakat dikkatli bakin; bn bir modeli değil mi? sarkan avizeden göz ka ziya taşıyordu. Ortada lak bir masa, etrafında hiç vik erkekler, çok boyalı ka 7 kapıda beni görünce; kucsk KS yaşlı erkeğin dizlerin başlarını şevirmişler, bize Kara gözlü, esmer, şık bir İş Hafifçe sallanıyordu. bala bavaya kaldırdı, lde, deği İffet Hanimin şes e MM vE Sal EŞ RR alete. gu kadehleri" Ya gülüşer x kadehler tg in, aldilar ve içtiler. m İtriyor, geldiğime gelsce- İR ra hale gelmiştim. Biriken i İme batıyor, türlü türlü Sluyordum. Hiddetimden amana, Tine karışan kokusu gön du. 2 eridi mu okşarken diğerile yanağımı #skeli- — Git, diyordu, bu kiyafetle burada daha fazla niçin duruyorsun? Git Gül fidan sana benim elbiselerimden birini giydirsin.. giyin, kuşan biraz da tuvalet yap: öyle gel... Haydi çabuk... Tuhaf şey... Annem bugün beni ilk defa yanına çağırıyordu. Merdivenleri nâsıl çıktığımı bilmiyo" tum. En üst kattaki odalardan birinde bir kanapeye yığıldım. Hıçkma psi ağladım. Annemden nefret ediyor, bütün bu boyalı insanlardan tiksiniyordum, He- men o gece bu berbat evden, bu iğrenç insanlardan kaçmak istedim... Olrsadâr, Reis Bey, insan, mukadderatına hakim olamıyor vesselâm... Annem © gece beni kendi eliyle giy” dirdi, süsledi. Sonra, İçki masasını çe viren insanların arasına karıştığımı hâ* triiyorum. Sabahleyin uyandığım zaman, ya tağımda dağınık saçlı bir erkek horlu” yordu. VK Geceler tevali etti. Artık her sabah yatağımda bir başka erkekle uyahıyor- Gum, Annem memnundu. Ve, gün geçtik” Şe bana da bu hayat tabii görünmeğe başladı. lr. Bir ay evvel miydi ne... Korkunç bir kış gecesiydi. Başımda biraz ağrı var- dı. Yatak odamdan inmemiştim. Alnr mı buz gibi cama dayamış, kuduran fır“ tınanın dehşetine bakıyordum. Ansızın kapını açıldı. Elektrik düğ“ mesi çevrildi. Döndüm, baktım: Geç- kince yaşlı, körkütük sarhoş bir erkek” tiz — Bonsuvar İffet Hanım! Diye İçeri girdi. Anladım ki bu gece yi koynunda geçireceğim erkek budur. Geceyarısından biraz sonraydı galiba, Kapı gıcırdayarak aralandı. Masanm ü- zerindeki lâmbanm kırmızı atlas aba” jörlerinden töşan kizil işik odayı kan rengine boyuyordu. Bu kızıl dekor için- de, annemin hiddetten moraran zayıf yüzünü gördüm. Sarı benekli yeşil gör- lerinde vahşi bir parıltı, dudaklarında acer, hırçın bir gülüş vardı. Bir tek sör töylemeden odanın orta- sına yürüdü, Üzerimize dik dik bakr yordu. Nihayet, olduğu yerde gözlerini oğuşturarak şaşkın şaşkın sallanan yaş- kr erkeğe döndü. — Pikret, dedi, Genç yaşımda bana indirdiğin müthiş eillenin intikamını ak mâği yemin etmiştim. Bu mukaddes ar- ruyu yerine gstirdiğim İçin şimdi öyle bahtiyarım kit. Dudaklarındaki tebessüm (yayıldı kahkaha oldu. Kasıklarını tutarak ka tilrcasma gülerken, gözlerinden yaşlar böşanıyordu... — Anne, diye haykırdım, ne diyor” sun? Çıldırdmn mr? Dudaklarında hAlâohırçın gülüş. Yeşil gözlerinde hâlâ o vahşi parite... — Ne mi diyorum, ne mi diyorum? Koynunda yatan şu sefili görüyor mu- sun? — Eeee... — O wenin baban kizım.. Baban o senin... Ne hâle girdiğimi bilmiyorum. Her tarafım buz kesildi. Yatsktan fırladım. Vâhşi çığlıklarla gülen #nnemin saçla” rindan yakaladım: yordum, ne diyorsun? Bu benim ba" bam m:? Ha? Söylesene?! Babam | mi bu?.. Babam me bu? Boğularak öksü-iyördu. Gayriiktiya- ri ellerim boğazına gitti, Bu ince boy” nu bütün kuvvetimle srktım. Dudak'ırında hâlâ o hirçin gülüş, dehşstten büyüyen gözlerinde hâlâ o vakşi parıltı vardı, — Babam mı bu?, Bu babam ha?. Babam hâ?.. Ellerim 9 çe biribirine kenetlen- di. Sıktı, sıktım, sıktım. Bir kirli bohça gibi, cansız, bir köşe” 8 EYLOL — 1933 PERŞEMBE Hicri: 1357 — Redepi 12 manan ün GEN Akm varmı ime 5,84 1212 15,48 18,31 20,07 3,50 MUNAKASALAR: İnhisarlar fdaresi için şarisamesi muci bince satın alınacak 8000 kile gazyağı açık eksiltmeye konmuştur. Muhammen bedeli beher kilosu 13.85 kuruş hesabile 1106 lira ve muvakkat teminatı 83.10 liradır. Eksi me, 10—-9—938 tarihine rastlıyan cumarte si günü sait 12 de Kabataşta levazım ve müabyaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır. GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? Almanya — Japonya ittifakına İtalya do girmeğe karar verdi , Çocuk haftası Hediye kazananların isimlerini neşrediyoruz 27 — 8 — 1938 tarihli bilmecenin hal şekli, Eaki iki mahkum yerlerinde duracak ev yehi gelenler 10, 22, 28, 39, 56, 59, numarak büctelere yerleştirilecekti. Bir ve makinesi kazanan, Halli Kapkaç Sirkeci babıali caddesin de No. 107. Bir pelgel tamı kazanan, Süzan. Aksaray gedik âlipaşa kapazı mektep sokak No, 10. Bir büyük resim albumu kazanan Şadi argun Aşıkpaşa karadeniz cad. No. 41 Birer Elektrik Feneri kazananlar, 1 — Lütfi Ozin emirgan. 2 Sübeylâ sidikli, 3 Faruk Selimpaşa yokuşu No. 77. 4 Hicri istanbul erkek lisesi, 5 Mu alla. B. 44 üncü okul. 6 S. Baru Tozko paran. 7 Mualla Aşgel 25 inci okul No. 168. 8 Ömer Etsun devrişler , Birer diş fırçası kazananlar. 9 — Servet Tarhan Bandırma Hac: Yusuf Mahallesinde O.O, caddesinde No, 6, 10 Rukiye akbay Şehremini Tat lı pınar cad. 39 11 Saime Şişli 12 Saba hat Cağaloğlu 13 Ali Osman çocuğu Mahmut Şişli, 14 Ali Sağlam Cağaloğlu 0.0. No, 183, 15 Cahit pertevnibal lisesi Birer defter kazananlar 16 — Zeki Olcay vefa lisesi 393. 17 Fikret 15 inci ilk okul sınıf 5 No, 471 18 Gülçin Orkunt Haefırın arkası 22 No. 19 Riza uzunyusul 20 Aliye altun cu Fındıklı Istanbul Radyosu 8 EYLÜL — 1938 PERŞEMBE 18,30 dans musikisi (o (plâk). 19 Konfe rana Eşref Şefik, Spor musahabesi, 19,30 dâns müsikisi (plâk), 19,55 borsa haberle Ti, 20 sant ayarı, Granviç sesmbanselnden naklen Belma ve srkadaşları tarafından "Türk musikisi ve halk şarkıları, 20,40 hava raporu, 29,43 Ömer Rıza Doğrul tarafından arapça söylev, 2İ sual ayarı, orkesira, 21, 30 Rıfat ve arkadaşları o tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 22,10 Olga dü Şomogyi Macar ertistlerinden, o muhtelif şarkılar, 22.50 ajans haberleri o ertesi gü nün programı, 23 saat ayarı, son. — Ne diyorsun kadın? diye İnçkıre | ye yuvarlanıncaya kadar sıktım, Boğula boğula ağkyordu. Koca sü- İ londa onun huçkarıklarından başka ses yoktu. Salonu dolduran yüzlerce insan, reis, azalar, müddelumumi, zabıt kâtipleri, mübaşirler, hep oldukları yerde uyu” muşlardı. Koridorda uzanıp giden âyâk tikirti- ları... Yağmur bardaktan boşarırcasına ya” ğiyor, uzun tarakalarla gök di du. » — BİTTİ — bulunduğu Bursayı tehdit edeceğiz. tazan: ruzlar icadında Rahmı YAĞIZ E.13 süvarisi akla gelmez taâar- çok ustalaşmış bir adam tavrile konuşuyordu zen me Palmer, denizi kolluyor, tahtelbahirlere rastlamak ümidi ile dürbününü sularda gezdiriyordu. Yanı başında suyun Üzeri- ne çıkıveren E 13 ö görünce sevindi. Tah telbahir süratle yelkenliye (o aborda etti. Brodeyle Palmer konuştular. Suvari Mu- danyaya yapacağı taarruzu Palmere söy. lemedi, arkadaşından gizledi. Palmer, giz li üsse ilk hamuleyi götürdüğünü Brode ye anlatmış, süvari de ayrılırken: — Ben, bır iki gün sonra oraya gelir. üssü görürüm. demiş, Palmerden icap € den izahatı almıştı. Gizli üste, sonraki buluşmalarda tekrar konuşma vaadi ile iki İngiliz biribirlerin- den ayrıldılar. Tahtelbahir suya dalaca- ğı sırada sular karıştı, E 13 ün bir go. mine sancağından bir preskop göründü, Brodey, gözlerini suyun üzerine çıkma" ğa başlayan tahtelbahire dikti.. Çok geç- meden B7,El3ün bordssına geldi, durdu, Kasara kapağından çıkan Hel bruck ile Brodey biribirlerini selâmladı- lar, Komodor söze başladı: — Hoş geldin kapiten!.. Ne güzel tes, düf.. Ben de seni bulmak istiyordum. — Sözleştiğimiz gibi hareket ettik ko- modor.. İstanbulda ne yaptınız? — Limam dolaştık, bir iki torpido sal- ladık.. Osmanlı donanmasının bulundu- Fu yere kadar sokuldum. oDönüstede bir Türk şilebini o torpidoladım. Bir de Osmanlı destroyeri batırdım! Komodor Brodeyin ehemmiyet verme- den anlattığı, ufacık bir işin, alelâde bir hareketin izahatını verir gibi davrandığı bu muazzam hâdiseyi hayretle dinliyen Helbruck komodoru alkışladı: — Olur şey değil komodor... Osmanlı donanmasını veride en emin melotinde bastırmak. Torpidolamak.. o muvaffaki- yetinize hayranım kapiten!,. Batan Os- manlr destroyeri hangisi acaba? — İsmini bilmiyorum. Limandan çıkar ken rastladım. Sâhile yakın, demir üstün de duruyordu. Gafil avlandı. Siz ne yap- tınız? Helbruck kömodorunun o hereketi ya. nında küçülen, cüceleşen kendimacerası” nı siktlarak anlattı — Darıca koyuna girdim * gizlendim. Ertesi günü Haydarpaşadan hâreket ede- cek trenin yolunu bekledim. Tren tam koy boyuna girip de ilerleyişini sürdürür” ken suyun üstüne çıktun. oAteş açtım. Mezmilerim katarı durdurdu. Geriye ka- çirtir. Katarda asker de varmış, onlar da makineli tüfekle ateş açtılar.. Daldım. Sularda daha fazla durmanm tehlikeli olacağını hesapladığım için sizi bulmak üzere açıldım. Biraz evvel hava değiş. tirmek için denizin üstüne (o çıkacaklım. Etrafı bir daha gözden geçireyim dedim. Gözüme siz iliştiniz. Hemen geldim.. İşte buluştuk! — İyi ettiniz!,. Trenin geleceği saati size kim haber vermişti? — Kapiten Davistin telsizi . — Ben hiçbir işaret almadım. — Biz suyun üstündeydik.. miz Davistin şifresini aldı. — Âlâ. Şimdi birlikte yola çıkacağız. Hedefimiz Mudanya olacak. İstanbulun bilhassa iaşe bakımından sıkıca bağlı Telsizi- — Anlamadım. — Mudanyaya bir taarruz yapacağız... İlş gemi birden Mudanyaya sokulürüz. Evvelâ torpido İle iskeleyi tahrip ederiz. Sonra toplarımızla iskele civarın yangın yerine çeviririz, — Mudanya sahilinde muhafaza teşki* Matı yok mudur? — Zannstmiyorum, Osmanlı kuvvetleri caphelere bile kâfi gelmezken Bursa için müfroz knalar ayırmak hatırlarma gels renistir. Mâamafih, biz olduğunu far zile hareket edeceğiz. — Yani? — Yani, hareketimiz baskın tarzında olacak, Torpidolar atılır slılmaz, hemen yukarı çıkacağız ve toplarımızı Mudan ya iskele ve çarşısına çevireceğiz. Bir. kaç gülle atacağız.. Daha muhafız kıtala- rı kendilerini töparlamağa vakit bulma- dan dalıp gözden kaybolacağız.. Baskın basanındır derler kapiten.. E B ün cüretkâr süvarisi akla gelmez tanrruzlar icadında çok ustalaşmış bir a- dam tavrile konuşuyordu.. Mudanya, bir gece sonra için kendi hakkındaki bu $uj- kasttan habersiz uykuya dalarken bu ta. arruzun telerrüatını kararlaştıran $ki sü vari biribirlerinin elini sıktılar. Tahtelba- hirlerine Mudanya istikametinde yol ver. diler, Yeni ve enteresan bir taarruzun ba şarılmasma giriştiler. İki tahtelbahir ağır ağır suya gömül. dü. Başta Brodeyin E 13 ü, arkasında ka piten Helbruckun B 7 si Mudanyaya yaklaştılar, Şafak sökerken düşman tekneleri Mu- danya önüne varmış, Brodey, Preskopun başında bütün dikkatini gözlerinde top- lamış, sabah uykusunun mahmurluğu iF çinde hafif sise gömülü şehrin ber te rafını iyice gözden geçirmeğe başlamıştı. B 7, E 13 ân hemen iskele bordasına 70 metre mesafeye kadar sokulmuş, Hel, bruck da, tarassudâ koyulmuştu.. İki tah tehbahirde de mürettebat vardiya başına geçmişler, zenberekleğen siniririn hâkim olmağa çalışarak süvar'irinin emir ve kur mandalarını bekliyorlardı. Brodey işaret memurunu çağırdı. E- mir verdi. — Bana bak! — Buyurun kapiten! — B7 ye işaret ver.. Şimdi iki terpid atılacak. Hedef olarak da ##kelenin en ge niş noktası intihap edilecek. Haydi marş. — Başüstüne kapiten! j Gedikli, süvarinin emrini tekrarladı, o. dadan çıktı, Mudanya üskelesinin “kena* rında bir küçük transpor duruyor, içinde de hiçkimse görünmüyordu. Bu, Bursa ve Orkangaziden İstanbula gönderilecek tüccar eşyasını almağa ge len (Biga), vapuruy'du. Vapur, iki gün evvel Mudanyaya gel- miş, İstanbuldan sahil muhafaza tabu- ru için getirdiği eşyayı çıkarmış, Bursa. dan gelecek hamulesini bekliyordu. İstanbuldan bir gün evvel gelen haber* İer bir zamandır, Marmarada düşman tah telbahirlerinin türediğine dair olan şayi- aları korkunç bir hakikat haline getirmiş, limanım altüst edlişini, Darıca koyunda trenin topa tutuluşunu, donanmanın bü- tünfanliyetine rağmen tahtelbahirleri ele geçiremediğini bildirdiği yeni | tafsilâtı Mudanya halkını da korkuya düşürmüş. tü, Enver paşarım amiral şosona teşkilini vaadettiği sahil muhafaza kıtaları 0 ge ceden itibaren dikkatlerini - arttırmışlar; Mudanya sahilindeki munzam * postalar, devriye zincirleri, sabit vedetler en uya nık vaziyette en kati tetbirleri almışlardı. Bursada bulunan v... İttihad ve Terak- ki hükümetinin teşkilâtı mahsusa mümes sili Ziyu Şakir bay (1) bir gün evvel Mu- danyaya inmiş, mustahfazlardan mürek. kep sahil muhafaza taburunu teftiş et- miş, kumandanlarile (görüşmüş, alınan tertibatı gözden geçirmişti. Brodeyle Hel- brucüklün Mudanyaya geldiği zaman dn otelde bulunuyordu... Alınan sahil muhafaza (tertibatı yo- lundaydı. Fakat, en genci (50) yaşmda bulunan tabur efradı askerlik gibi çok yorucu, yıpratıcı bir mesleğir: bütün şart- larını ve icaplarını başaracak kabiliyeti çoktan kaybetmişler, yaşlarının ihtiyaç haline soktuğu sükün ve istirahate teşhe insanlardı. Binaenaleyh tabiye bakımından iyi ve yerinde olan tertibat tabur (o efradının ya itabı noksanlaşan kabiliyetleri yüzün- den mükemmel sayılacak halde değildi. Brodey, sabahı mahmurluğu içinde u- yuklayan şehri, hafif sise bürülü Mudan yayı bir defa daha gözden geçirdi. (Devamı Var) Tariht tejrikolar muharriri arkadaşım Ziya Şakir, R.Y. : j | i