T EYLUL — 1938 Şehi i lir? <hirden röportajlar : aÇ para borcumuz ? Pra borcumuz arkadaş? e garsonların giydikleri be- te) &y bet olmadığı için garsonden 2iya- “ imi Müşterilerden herhangi biri- aa Adam mırıldana mırldana eshpladı : vi beğ alimış beg. yetmiş. yet e Parası bunlar? & m başladı: Sek Oralarda memur sramaksa bir ML Çünkü garsona: ti, Sen hele dur da ben gidip bir me. P Meseleyi ona danışsyım! de- Yorlüm ki bu sefer da adam o İsi eğiz kalabalığına döke - iki de; ta ağ İsteği, parayi Ka ed par W daha vardı. Çünkü o, tarife- Mike 8 bir mass 50 kuruş yazı. iz ince bereket etmekliği #“lâiğini? söylediği halde biz- Mai *fiyordu, “Bu beş kuruş ne- Sordum. Beş kuruş dedi, size an. asada karpuz filin ve. Mz S1 temisledim, dak filân ge- Sp ye sordum: KN erip beş olsun. O5 da kahve Yy Ne miş de su yetmiş. Yetmiş Oliver. yine ulak N İİ " ds garson! Mata gibi dört tanesini sans Vörsem alir msm? Ne Sürede masa ulıp satmıyoruz. Yer #atryorüz, daha doğru. <CİYe vör Kiraiyoruz. Ke le olsun! Lâkin adam başı- Ç paradan ve kaç metre mu- #8 Kirairyorsunuz? işde ince hesaplara atım âr - atin! siz şimdi hana elli beş ku- te vereceksiniz! tarifeniz? Du femiz de var, onu da getiri - “ K A a, öden getireceksiniz, tarifenin Mm görü önünde asılı olma- değil mi? halbuki burada asr va yalmız kahve, çay, gazoz, Yazılı, bunda masadan, sad- ia te Yarı kahve, yari ahçı, yarı ee benziyen yeri gösterezek: Mena orada nsii! > Onay asılı olacaktı? ta * aklım ermez. (Kendi gibi 1 4, Farsona #eslenerek) İsmail be, me tarifeyi al, gol! İn kA Sonra belediyece tasdikli ta- N “26 geldi ve ik garson, parma. İt BEYİ işaret etti: My, * DüYrün, masa elli beg! ta e Yere baktım, şu yazılıydı: vin vo, bir masa; 50. A da, i İş hin | MA dadim, biz iki kişi iki san- ie ri Burada beş sandalye Üryan elli yazıyor ki bu parayı Aa) kişiden almanız liz! Şiz Barsan atıldı: İkişi yok... Masa başına otur- YAN mutlaka elliyi bayılacak 7 1, aş * Hurada bir tek masanın elli va 'U Böstersend bana! Yörledir. azizim, etli kuruştur am tarifeye fazla göz gez - Ny Ne *Ydan birakmından öteki gar- lay Yollandı ve birinci gar- Mai, Müzda bir atmaca gibi direl- m memuruna, polise a Fler yoktu. A Yetmiş kuruşun garsoniye- * Yedi öder, Bayı Küruş ver kâfi? aşi Yetmiş beşi sulayıp ora &, Sni biz iki kişi yetmiş beş e İ VE birimiz de bir tek fin a İştik. Bu anlaşılan şöyle MR olunca orada oturmak i HA ancak onar kuruş alınt- ti, Hal İR ancak yirmi dekika ka- K “ig Day Mi eve bir masa tarifeye buki orayı” tutan açık gözlerin birtakım gizli, karışık, ince he - sapları yüzünden biz adam başina yirmi beger, hattâ otuz kuruşu bayılmış olduk. Bu gibi yerlerde berkesin görebileceği yerlere asılması lâzımgelen tasdikli tari- feler yerine hâlâ bazı mal ve yer sahip- leri göze çarpan yerlorö koca koca lev- halarla içilecek şeylerin fiatlarını koyu- yorlar ve masa, sandalye, su pârasi de- nilen hava paralarını, yakut havadan ka zanacakları paraların listelerini ise gü- yet ufak bir çerçeve İçinde ve en kü- çük punto harflerle dülkünlarm içine saklıyor, başları sıkilırca da bunu he - men getirin müşterinin gözüne dayiyor- lar. Sonra bu İlstelerdeki (beş sandalye, bir amsa 50 kuruş) diye yazılı olan pa- rayı iki, hattâ bir sandalye İşgal eden- lere de adesâ, zorla, yahut utandırarak tatbika kalkeşıyorlar. Hem, bu gibi za. yet bol ve bedavadan sulek yerlerde müş teriden alinan su paralar: da pek fuzuli bir şeydir. Ortan Allahın oymuş oldu- ğu derin bir oyuk, bu oyuktarı bacak ka- Imlığında bir su tâ Nuh Nebidenberi dur madan şarıl şarıl akıyor. Kahverinin, ga- zihocunun bu hiç durmadan garil şarıl a- kan su işin hiç kimseye on paracık bile vergi verdiği Hayır sahibinin biri- si vaktiyle o oluğun ağzıma bir de taştan oluk yaptırmış ki gelen geçen rahat ra- hat ve kana kana #ü içsin diye, Fakat 0 suyun etrafındaki ağaçlığı tutan adem bu #x için kimseye on pavacık vergi ver- mediği gibi oraya oturandan adasına göre, beşer, onar kuruş su parasi sızdı. | rıyor, Halbuki orada bir sandalyeye otur- mayıp da açıktan destllerini dolduran. lar kaliyeciye metelik onluğu bile ver - | yok. miyorlar. Vermezler, çilokü alt tarafı Taşdelen doğil bu, Karaklak hiç... Ru- meli yakasmın kuyu suyuna benziyen $ kireçli suyu... Vakıi bü söylediğim #5 | parası olsun, pek fazla alınan masa pa rast olsun, bunlar atla deve değil, ufak tefek şeylerdir. Makat sinek de ufaktır sma mids bulandırır dedikleri gibi, böy- le ufaktefek ler, bazan adamı o kn- der sinirlendiriyor ki, pazarı da, gezmesi de, tozması da hani ipsanm burnundan geliyor, O gün baktım, o dediğim pek meşbur seyir yerine giden halktan deni na gitmeyip db kır tarafımı tercih eded lerin dörtte üçü hep yerlere, tarlalara, çalılar çırmlar arasma, kaldırımlar, toz- lar, topraklar üzerine, hattâ kizgin gü- ierini, 1ge- tarafi noş altma serilmişler, y eeklerini hep oralarda yiyip içiyor, ve günlerini hep oralardn geşirmeğe çalışı. yorlardı. Ne yapsın zavallılar, belki de önceleri, bu dediğim gölgelikte birkaç de- fa bedavadan hava parası vere vers ar- tik usanmış olacaklardı, Akşama doğru buradan dönerken ya- rım saat kadar ilerdeki bir deniz kenarı gazinosunda oturduk ve şaştık, kaldık. Çünkü bu gazino, çok temizdi, masaları, sandalyeleri kep muntazamdı, müşteri- ler hep keliifelli ve garsonlar, servis yo- lundaydı. Üstelik çalgı da vardı. Sonra burası İstanbulün en mâru? sayfiyelerin- den birinin deniz kenarında idi. Burrda *- ki kişi bir kahve, bir çay ve bir şişe su içtik, bir buçuk saat kadar da oturduk. Giderken, burada bizden no alsalar be- ğenirsiniz? tamam: on yedi buçuk kuruş. O cavalacoz yerdeki o lâhana turşusu neydi, bu canım, kibar yerdeki bu perhiz nedir? Anlıyabilene aşkolsun! Osman Cemal KAYGILI HABER — Akşam postası Alnanyanın Rende yaptığı tahkimat! Fransızların Majino hattına mukabil! yapı an bu tahkimata Almanlar SIgfrid hattı adını vermektedir Vaziyet, bir harp vukuunda Almanyanın Fransa hududundan: taarruz etmek niyetinde olmadığını gösteriyor Son Almon manevralarında Almanyanın harbe hazır bir halde bulunduğunu iddia edenlere İnanılabi- lir mi? Alman ordusu bir harbe girer- se şarkta ve garpta çok kuvvetli olar hasımlarla ka:şılaşması mukaider Ol duğu işin bu harbın neticesi Alman ların hesanlarına ne derece uygun ola- bilir? Hâlâ askerlik âlemini düşündü- ren bu iki suale verilecek ilk cevap şudur: “Yin ufak tereddüde düşmeden der- hal kabul etmelidir ki bir harp Alman yayı aslâ zayıf bulruyacaktır.,, Zira, Almanya, harp san'atının bü - tün inceliklerine uygun bir tarzda ha zırlanmıştır. 1 — Hudutlarını mükemmel suret tahkmi etmiştir. 2 «- Avusturyanın öhakı ve Ren gayri askeri mntakasının işgali ile Stratejik vaziyette lehine mühim deği- şixlikler yapmıştır. 3 — Memleketteki nakil vasıtaların- dan azami sür'atle istifade imkânlarını temin etmiş, kuvvetlerini Şarktan Gar- ba, Garptan Şarka ve istediği noktaya en kısa zamanda taşımak için demir - yolları ve mükemmel otostradlar yap- mıştır. 4 — Hava kuvvetleri, gerek vasıta - ların sür'atı ile manevra kabiliyeti ba- kımından, gerek harp kadrosundaki personelin kıymeti bakımından kör Yazan; sıfınaklara giren ve bomba (yerleştiren kunç bir kudret ifade etmektetir, $ — Deniz kuvvetlerinin 1914 - 1918 harbından daha amansız bir surette bir denizaltı korsanlığına girişecekleri muhakkaktır, 6 — Nazi idaresi crdunun kadrolârına yüksek bir gurur, nefse iti- mat vermiştir, Velhasıl Almanya, harp şartları ne derece aleyhinde olursa olsun, dehhaş bir çelik leblebidir. Umumi harpten aldığı dersi de, yâni İtalyanın aslâ iti” mat eğilir bir müttefik olmadığmı da unutmadığı için hazırlıklarını $u veyâ bu müttelikten yardım görebileceğini hesaba katmadan yapmıştır. »*e Yeni yapılan demiryolları, otostrad- lar, ve bu yollar İçin yapılan sür'atlı lokomaotifler, kamyonlar ve otobüsler, Alinan ordusunun manevra kabiliyetini çok arttırmıştır. Almanya 1933 ds otostrad yapmağa başlarken erkânı harbiye 5000 kilömetrelik yolu kâfi görmüştü, Bir müddet sonra otestrad plânı 7000 kilometreye çıkarıldı. Şim- di bu nevi yolların 12000 kilometre ol ması kararlaştırılmış bulunuyor ki, bunun 2100 kilometresi nakliyata açıl- mıştır. Almanyayı şarktan garba, şimalden cenuba kateden.bu geniş yollar hu- dutlara yakın noktalarda bir çök tali bütün Sadık DUMAN maskeli askerler yollardan mürekkep stratejik yol şe- bekelerine bağlanmıştır. Hudutlara ya- kın Alman topraklarını örümcek ağı gibi ören bu yollar düşman toprakları- na ani akırları son derece kolaylaştır maktadır. Bugün Avrupada en kısa 2a- manda muayyen bir noktaya en çok kuvvet sevketmek kudretine malik o- lan devlet Almanyadıt. Erkânıharbiye şu anda betahsis Çekoslovakya ve Fransa hudutlarında bu nevi tali yol şebekelerini kuvvetlendirmekle meş - guldür. Tahkimat cihetine gelince, Alman - ya, Avusturyada eski Alman toprakla. rındaki tahkimat sistemine uygun bir faaliyet göstermeğe başlamıştır. Fran- 8iz - İspanyol hududunun Franko tara fından işgal edilmiş olan kısmında, Fasta ve Cebelüttarığmn etrafında da ayni prensiblerle tahkimat yapılmakta- dır. Fakat asıl mühim tabkimât Ren de devam ediyor. Fransızların Majino hattına mukabil yapılan bu tabkimata Almanlar Sigfrid hattı adını vermek- tedirler. Civar vilâyetler halkı Rene hükmedecek olan bu yeni askeri min- takanım kurulmasında büyük bir fera gat ve fedakârlıkla çalıştırılmaktadır. Hemen herkes için angarya mecburi- dir, Tahkim edilen hat şarkta Ren nehri- (Lâtfen sayfayi çeviriniz) Amerikan gençleri! ve tayyarecilik MERİKADA tatil müddetiri karıplarda geçiren 6-12 yaşımda hinlerce çocuk arasında nüz vekit ne-olmak istersiniz, diye bir anket yapılmıştır. Alınan cevablarım tasnifi şu neticeyi vermiştir: larm yüzde 67 si tayyareci, yiizde on sekizi mühendis, yüzde yedisi babriyeli, yüzde dördü kovboy olmak isti- yer, Bunların dışında kalan meslekleri İstiyenlerin mik» tarı yüzde üçtür. Bu neticeyi tabli görmek âzımgelir. Çünkü anket, Amerikalı tayyareci Hüge»'in devriâlem seyahatini yap: tığı ve her gün gazstelerde resmi çıktığı bir sırada ya- pılmıştır. “büyüdüğü. ocuk - Geçen sene ayni istatistik yapıldığı farklıydı. O vakit tayyareci olmak 41 di. 1928 Lindberg uçuşundan evvel tayyaröci olmak hevesine kapılanlar yalnız yüzde üçtü. Kızlar arasında yapılan ayni ankelin verdiği netice» lere gelince: önlar arasında tayyareci olmak istiyenler yüzde yedidir. Kızların yüzde on dokuzu öğretmen, YÜZ- #1 adamların sayısı 10.000 i geçer. Hükümet bu vaziyet de sekizi hastabakıcı, yüzde on biri doktor, yüzde on dördü sinema yıldızı olmak istiyor. Erkek çocuklar içinde sinema aktörü olmak isti. yen hemen hemen yok gibidir. Anketi yapanlar bunu da bu sırada sinema âleminde tanınmış ve beğenilmiş bir erkek çocuk olmamasına atfediyorlar, Halbuki Ceki Ko- gan sinemada çocuk rollerini oynadığı senelerde yaşıyan vaklt netice istiyenler 100 de çocuklar sineme aktörü olmağı çok isterlermiş. karşısında icab eden te res belediyesinden istemiştir. Belediye, köpeklerit han- gi vasıtalarla ortadan kaldırılması bülunmak üzere bir komisyon seçmiştir. Bu komisyon- da belediye azaları, doktorlar, kimyagerler, kurmay Bu- baylar vardır, 200.000 köpeğe kars Şı harp açılacak UGÜN Bücnos Ayresdo 200.000 köpek var, Bir sene içersinde vasati olarak bu köpeklerin ısırdı- erin alınmasını Buenos Ay. hakkmda tetkikatta