31 AGusTOs — 539 Hayata dai Düşünceler İMSRYE timad etmiyen, her in- tap, Sallan şüphelenen ve en güzel, kotlorin altında bile bir men- Ay; İOSİ, bir hodgümlik bulunduğu- Bvliyen kimselerden pek heşlan- Onlar, doğrusu, kendi fenelikları, Vurmuş olmuşlar, “Herkesi Dağ min? - kendim gibi,, demişler. Ye derik bir söz. Gözlerini kendi Tinea İRİ zaman güzellikler, kah- rg, lar bulan adam, bunları başka- da görür. » Kaz, ÜYE bildiğimiz bir adamım öyle ol. a lamak, bir dostun hıyanetine Ben kadar acı bir şey var mıdır? e ap “ kimseye itimadı olmıyan in. ek, aba rahattır; zaten herkesten ki, , MÜĞÜ, her hıyareti bekledikleri ukutu , hayal” de- bı duymazlar, Fakat o kaçacağız diye bayalin tadm- izi mahrum (etmeğe değer # ty ye kargayı, gözünü oysun" derler. İN Mdilerini düşünen insanların sö mek ki ettikleri iyilik, onun karşı- | İl, irmak içinmiş! “Sen edeceğin İle ds kul bilmezse Allah bilir, . İyi bunda da bir menfaat en- İr gün Allak'dan mükâfat gör. Yeunu olduğu söylenebilir ama den no kadar üntün bir söz! by, SÜZ şüphesiz Iyi bir gey değil. ta, E tabistınm bozuk olduğunu, e düşündüğünü ispat eder, vitir eden adamın minnettarlık İ do nankörlük kadar çirkindir, likle bir adamı kendime kul kö ği İstemiş? t * Pana Syliyen adam, esir olduğunu Başka bir adamın esiri, menfa- By yahut şöhretinin esiri... .. BİR “Bir hayrı dokunacak yalan, doğrudan iyidir, sözü nr ediliyor; hem de yerli yer- "nın kusa'sı da pek batırla a İç Büyük hakimin bahsettiği ya Adamm kellesini kurtarmak için | Ml yalandı; halbuki bugün bir e “a, in kellesini uçuran yalanla, Yap, 1 maslahat-amiz,, denilive- m atsizin kabahatsiz olduğunu de “rastor.fltno-engiz,, sayıl Kan Üzere olan bir adam, bü- NN Söz dolusu küfürler savurur; “a Ki ediği bir dilde olduğu için: x neler söylüyor?,, diye soran Va Veziri: “Sağlığınıza, milleti- iğ dunlar ediyor, der, affolunur. a bir iyilik etmiştir ama yi. | A aczini göstermiştir. Madem- A Ünü kurtarmak istiyordu, ma, Bil NM masumiyetine veya oczanm, â8İp olmadığma kanidi, kuv. Sesin olsaydı o adamı, doğruyu Kürtarmağa çalışırdı. Bittabi & başvurdu diye kötülükle m gp ayorum; günkü o ya- bir neticesi olmuştur; hem irin değil, başka bir kimse | ye RAE emi Yalan öz menfantlerini düşline. eya » Söyliye, O, ten vi Yam kn ti & Yeni Amerika den 1g harp gemisi ! Yapacak | yy StOR, 30 (A.A.) — Bahriye balon ihzar edilmekte © “ ÂÜ deniz programının en ! Atamın inşasını natık ola | dirmektedir: 2 zirhir, 2 i torpido muhribi; 6 tah- belki de bir tayyare ge- bi 7 efradı miktarının art- derpiş olunmaktadır. pe Malömat ile harbiye na- 1065'in ordu ve donanma ga Nü İla muhafız kıtaatı Sü A 85 binden 210 bine çıka 320 tayyareden mürek- vaa hava kuvveti vücuda Sk İm 1 Sahillerin müdafaa va- a, ölü Modernize edilmesini tav A Yazmış olduğu makele Nasebet görülmektedir. HABER — Akşam Dostas Bir prens aşkı Dayı şoförlük yapacak! Timarhanenin deliler koğuşundaki oğul, Mb âleminde ba! g0 me görür görmez akıllanıyor: Bu, bir hâdisedir . Meçhuller defterine yazılan bir hâdise Bir einayete kurban gittiğ! sanılan deilkanlının âkibeti bir yıl sonra anlaşıldı Biribirini kaybeden ve sora buluşan hiçbir baba oğlun kucaklaşması bu kadar hazin olmamıştır. Resimlerin de pek güzel ( tesbit ettiği bu sahnenin hikâyesi hakikaten merak- dır; Geçen sene 'bir yaz günü Amerikada Mişiganda, Flinte giden yolda boş bir'o- tomobil buluyorlar. İçinde kimse y Polise haber veriliyor. Acaba içindeki &- dam o dvarda bir yere gitti de gelecek mi? diye düşünüyorlar ve bir müddet bekliyorlar. Fakat ne gelen var, den. Otomobilin vaziyeti de & davet ed süpheyi pısının anah az at sahibi, kapıyı ki l en gilmiştir. buki bir yere gitmiş olsa kapıyı kilitlemesi ve anahtar” | rr alıp gitmesi lâzımdır. Diğer taraftan, otomobilin takım ticari müna: puyor,. Kâğıtlar karmakarrsık bir şekilde otomobilin içine atılmıştır. kâğıtlardan, otomobil o sahibinin kim olduğu © anlaşılıyor. Bu Frederik Loyd Robinson isminde ve 30 yaşlarında bir gençtir ve bir şirketin mümessilliğini dir, n haydutlar (o tarafından bir taarruza tğradığı muhakkak görülüş” Çünkü, yapılan tah sabah şirketin bir şubesinden külliyetli miktarda bir para almaya gitmiş ve bir daha dönmemiştir. Hâdise de otamobilin meri nmek üzere olduğu bir vukua gelmiştir. O halde Frederik para yı alıp şirketin merkezine getirmekte İ ken haydutların taarruzuna uğramış ve ya öldürülmüş, ya kaçırılmıştır. Amerika, yet hâdiselerine o kadar içinde bir alışmış bir memlekettir ki, en ufak bir | haydut | vakanın arkasında polis daima ve canl aramaktadır. Fakat, Frederik Robinson hâdisesi hakikaten poliste bu şüpheyi uyandıracak bir Om Pp zetmekteydi ve ke: bir cinayı ete bi ban gittiği kanaatinde herkes haklı bu- lunuyordu... Fakat, hâdisenin bugün, tam bir sene sonra meydana çıkan hakiki mahiyeti bu zanda ne kadar uldanıldığını gösteriyor. Polisin tahkikalından, cinayet mi, k; çırılma mı hiç bir netice çıkmıyor ve hâdise meçhüller defterine yazılıp kapa- niyor... Frederik Robinsonun babası oğlunun ! bulunacağından bir gün olsun oümidini kesmiş değildir. Aylarca - mütemadiyen gece gündüz Amerikayı adım adım dol, yor ve her tarafta oğluna benziyen bir kimse arıyor. Oğlunun öldüğünü veya öl ne gi- | dürüldüğünü bir türlü kabul etmek iste- miyen baba onun, şeytana uyup, parala- rt alarak kaçtığı kanaatindedir. kında böyle bir şüphe besli- yen baba, Amerikanın muhtelif şehirlerin e eği yerlerini, otelleri, ogazinoları dolaşıyor, her köşede oğluna» benziyen birisini Bulmaya çalışıyor. Fakat o da, nda hiçbir neticeye yaramıyor, ve kederi bir sene devam e diyor. Frederikin babası nihayet geçen gün Mişizan civarındaki timarhaneye gidiyor. Maksadı oradaki doktorlardan birini görüp bir arkadaşının mektubu" nu vermektir. Ne bu adam onu tanı maktadır, ne de Frederikin babası bu doktoru, Fakat, ilk defa olarak (tanışan iki derhal ahbab oluyorlar ve doktor »e timarhanenin zararsız deli- ler koğuşunu göstermek İşte, zavallı kaba bir senedir keybet- unu burada buluyor.. Adam, ken e gözlerini açarak kor kunç bir şekilde bakan deliler ârasında birdenbire durup irkiliyor: Bu, oğludur! oAdam, karşısındaki gözleri dür üzü sararmış, avurdu avurduna müş delinin, kendi oğlu olduğunu derhal tanıyor.. de babasını o tanımakta ge- yor ve derhal bir çığlık (atarak una atılıyor. Doktor ve sin adama saldırdığını ve onu boğacağını zannediyorlar ve he- rlar, Fakat, Frederikin ba bası oğluna o kadar büyük bir şefkatle bu manzara (karşısında hepsi şaşırp ıyorlar ve biran, acaba bu adam deli im; oldu diye düşünüyor- onra mesele anlaşılıyor, fakat dok- arın hayreti oOgene geç memiştir: ü Frederik biranm için de delilikten kurtulmuş ve tömâmile ak mı iktisap etmiştir. Doktor, sevinç içindeki baba ve oğlu koğuştan çıkarırken böyle bir hâdise- nin teb âleminde şimdiye kadar vukua gelmediğini söylemiş, sonra bir dakika ed elişi arasındaki (gence, Afiyet ek timarkaneyi terkine Hakiakten, doktorlar bir dele böyle birdenbire akıllanmasını görmemizi dir. Timarhane doktorlarının gd gönderilmesi RL basını karşısında görüp tanıması, hafı- | Mahmut, saltanat hakkından vazgeçti Kardeşinin bir ingiliz kizile evleneceğini duyan Malaya sultanı fena Aşkları için tahtlarını feda eden prensler arasına biri daha katıldı. Ma, laya sultanlarından birinin kardeşi olan Prens Mahmut sevdiği bir İngiliz kız ile evlenmek için saltanat hakkından vazgeçmiştir, Mahmut, Malaya yarımadasının şar- kında, İngiliz himayesi altındaki Tren- gganu hükümetinin Krah Sultan Si leyman Bedrülâlem Şahın kardeşidir. Henüz yirmi yaşındadir,. Prens mut, bu yaz İngiltereye gelmiş ve © da çok eğ! li günler geşirmiştir. Coys ismindeki İngiliz kızını bir balo. da tanımış ve onunla eevişmiştir. Mahınut, evvelâ, bu kızla evlenmesi- ne ağabeysinin hiç itiraz etmiyeceğini zannediyor ve Sultanın Londradaki a- damları vasıtasiyle Malayaya haber gönderiyor. Fakat, gelen cevap fena bir haberdir. Sultanın adamları Prense: — Haşmetmeap izdiva ade değil, bilâkis müman, yorlar, eğer bir İngiliz kızı ile evlenir- i i saltanat hakkından iskat e. Sultanın emri derhal memle- kete dönmeniz merkezindedir. Prens Mahmut bu cevaba hayret edi- yor; — Ağabeyimin buna itirazda hakkı yok, diyor. Evvelâ, o öldükten sonra tahta ben geçecek değilim. Dört oğlu var, Saltanat hakkı doğrudan doğruya mesine yaramış ve bir noktası harekete gelen hafızası derhal tamamile işlemeye başlamıştır. Timarbanenin verdiği malümata göre, Robinson bir gün o civarda ser- seriyane dolaşırken bulunmuş — ve polis tarafından tevkif edilerek (o müesseseye gönderilmiştir. Gencin üzerinde kim ol duğunu erecek hiçbir evrak bulun- mamış, kendisine ( sorulduğu zaman da isminin bile ne olduğunu © öğrenmek ka- bil olmamıştır. Bugün ise, Frederik artık tamamile #- yi olmuş bulunuyor, Babası, bu saadeti bir tesadüle borçlu bulunmaktadır. Rasgele halde kızmış Prens Makmual Prens Mahmut, bu hususta ağabey. si ile görüşmek üzere memlekete gitmi- ye karar veriyor. Fakat, İngiltereden vapura binip Ak- u açılınca bir tiriyor: Marsilyaya çıkıyor, Oradan Parise gidiyör. Paristen de tekrar Londraya geşiyor. Nişanlısını buluyor ve derhal evlenmeye karar veriyor, Nişanlısı, Mahmudun bu tekrar dö- müp gelişinden son derece memnun o- luyor. Prens Mahmut kendisini Lond. raya dönmeye sevkeden sebebi şöyle anlatıyor: — Denize açıldıktan sonra seni gö” receğlm geldi, Düşündüm; Memleke- time gidip gelmem en aşağı bir ay sü- recekti, Halbuki, seni bir ay görmemi- ye tahammül edemezdim. Yol yakınken derhal dönmiye karar verdim... Prens şimdi ağabeyisinden müsaade denize do, lenbire kara. | almak için uğraşmaktan vazgeçmiştir. Bütün saltanat hakkını ve prenslik un- vanını bırakarak, sevdiği kızla evlen. mek üzere bulunuyor. Prens, hayatını şoförlük yaparak ve- ya herhangi başka bir iş bularak kazan- mâk niyetindedir. Sakal ve bıyık BRAHIM Alâeddin sakala ve bıyığa dair bir fıkra yazmış. Bu yazısında “Eskiden bir adamı haysiyelten düşürmek için traş ederlerdi. Bugün traşsız gezerseniz itibar ve haysiyetinizi kaybediyorsunuz. Demek ki #raşın itibarı arttıkça sakalın ekemmi; eksilmiştir., demiş, Fakat, sebebini kay- detmemiş. Hasan Kumçayı, bugünkü Kurun gazetesinde, İbrahim Alâcddi- nin kaydetmediği bu sebebi £ aha çalışıyor. Muharı ire ağ sakâalm ve biyığın itibarını kaybetmesi şu erinin, para ile alınan sebebtendir: kölelerin sakallarını de xene traş ederlerdi. o de irlerde sakal, insanlarda erkeklik nişanesi oldu- Zin ve şahsi istiklâlin emi kendi kendine kali ve tiği ıkta ötindik zihni sakalı traş etmek temizlik icabınd mi İmaya başlanmıştır. İşte bu suretle iptida sakal, daha sonra ş insanlar arasında eski itibarı kaybetmiş, onun yerine ü sakalın ve bıyığın kaybettiği itibarı almıştır!,, Bence Hasan Kumşçayının izahı gene eksiktir. Traş usulü, niçin, sakalm ve bıyığın kaybettiği itibarı almıştır. Sıri temizl günün sakal ve bıyıksızları, eski devrin sakal ve br si sakal ve bıyıksızlıktır, Se! m, aşağıya tükürsem sal söz karşısında erkekler mü zyle hareket etmediklerini anlatmak için vi insanlarda erkeklik Yukarıya t lâzımdır. Bu | ten başka çare görememiişlerdir. Şi: kür dolayı mı? hayır. Bu- ıları wevklindedir. Yas bini de: alım! sözünde aramak 1 olduklarını, hiç kimsenin «ö- İlarını ve bıy dikleri yere dile imektedirler, İstanbul sokaklarınm hali buna misaldir. PN EŞ A YY