#7 kole başlıyorum. Derhal | rn KN | VİA AĞUSTOS — 1938 , Yıldönümü İN cerosunş Yirmi biri... Aile bü- Yüklerimdan öğrendiğime göre Min. Yil evvel olduğunu söylemiye- İRİ ağustosun dokuzunda doğ- Göçen asırda rumi tarihle ef. Arasinda on iki gün fark var- ©r İki daha yirmi bir... Yani Yazdığım sastte kendim R ki hiçbir ehemmiyet verdi. Uyuadırmağa, hayatımın HU yapmağa kalkışlığım doğum tarihimi bildiğime Nip N sikılr. Yeşımızı bilmek lâ. Kali mühim hâdisenin hangi Ni Saatinde olduğunu da bil İNDİE Misum yoktur. Yas, cemi Mi, WI alâkadar eder: İnsan ya- Sig» kekero çağrılır, memuriyet a- Fakst yıldönümü ! &ncak kendimizi alâkadar Sİ 4 edilir... Söyliyeyim, yildönümlerin. a, ie kalkan Türklere fena Tün. Bu, eskiden bizim hu- Yoktu; ancak Peygamberin Sün, Mevlüd kandili, tes'id edi. Hamidin doğduğu günde de Yapltrdı ama zannederim daha Bu öde, padişahlar için bile yok- imanlarda bir ihtiyaç duyuldu yi $irf frenklere benzemek ö- âdet de başımıza çıktı, İ katolik veya ortodokamu- wn adına “isim günü, diyen bilmezler de var. Halbuki Ve ortodokslarda isim günü, Saç tabiriyi, İföte onomastigue bir Ni gün değil, admı taşı- Many Yam yortusu yapılan gün. L bir Yorgi, isterse ilkteşrin- İS olötn, isim günü Aya Yorgi Ma Hi x # ei Kim olduğunu unutan Kız My Resmini gördüğünüz bu kızın kim olduğunu söyliyemiyeceğiz; çünkü bu. nu kendisi de bilmiyor. & Londra sokaklarında başıboş ve ce- binde bir iki kuruş bir para ile dolaşan bu kızcağızın aklına sakatlık gelmiş ve La Mi, Yani - yanılmıyorsam - 23 limanlarda, musevilerde, pro- ik, böyle bir gey yoktur, ozun İ My İsim gilüünden bahsetmek & olur. EŞ tarihi bilmek istemezdim kim olduğunu “unutmuştur. Polis, ken- disini iade etmek için ailesini arıyor, bilenin haber vermeşi için de resmi bütün gazetelerle neşrolunuyor. | tk tar, Ma İL bilince, aldırış etmek iste- kendini bize hatırlaliyor ve ihtiyarladığımızı, bu Tenkler vo kokularir gülüm Otomobil kazası Bir kadına, evli olduğunu unutturdu Bir otomobil kazasından sonra bey- i Mayor Doğumunun ydönümü - 1 yy iseler için yılın, kederli €öe mahsus bir günü yok- me diye kalkıp da başları. Mz Sıkarmıylar?... a “Yanlarla alay ederler; Ço > İnsan, Stay ii kendini birkaç se- ke, Sstermek istemesi, buna ninden yaralan bir kadın, kocasmın e. vine gideceği yerde on iki sene evvel gelin olarak çıktığı annesinin evine git. miştir , Hâdise İngilterede cereyan ediyor; Kâdın bir gün, kendisinin kullandı. ğı otomobilde giderken başka bir oto- mobile çarpıyor ve hafif surette yara. ğ i | Ne çaklıyan - adamlarda böyle, ze kandırmağa kalkması & atana $6y olamaz. Fransız filo- "9 Yüz yaşında ölmüş; bir iyi fi v vi #htiyar bir kadın ona: Yayan, Ba lanıyor, Yarası başımdan olmakla bera. ber, hafiftir ve civardaki eczahtnede tedavi edildikten sonra tekrar otomobi- line biniyor ve gidiyor. Mİİ mü ne?,, deyince fL tırma getirmeyin?, de - Fakat, yolunu şaşırmıştır, Bununla beraber, farkında değildir. Çünkü kaza esnasmda sarsılan beyninde bir sakat- lik hasıl olmuş ve on iki senedenberi o. Jan hâdiseleri unutmuştur . a, *, Azraili hesabında şa- ev, Mg ii Vardır. O bizi unutmağa ne dip Daş 8” Yılm muayyen bir gü- KAD daha kocadığımız! ilân e- © Yağı, 5 Detürlatımağa bilmem ne tek Ve Kadın, en iki sene evvel kizken, an. nesinin evinde yaşardı ve bir fabrikada £# , “S0 İyisi yaşımız kendi- :, di bilme, r galışırdı. Kazadan sonra da, o günden Mm; İNEMİZ, unutma” İbugüne kadar olan hatıralarını unuttuğu in Yirmaj Dik. Ba gt için, kendisini gene genç kız ve fabrika» ii günün be. I ie isli Vi h e Yildönlmü olduğumu da çalışan bir işçi zannediyor, ay ke MASA ye, hatırladıktan Eve gittiği zaman annesi hayrette Pazar, ei etmeseydim!,., | Kalıyor. Kızı ise, gayet sakin bir halde: ü bana zehretti, — Fabrikaya geç kaldım, beni içeri almadılar, döndüm ,geldim, diyor, Annesi, şaşırıyor: — Sen fabrikada çalışmıyorsun ki! dafaa Vekili "Da gitti 3 | Küm, 57 MÜ Müdafaa vekil ge- P dün hususi trenle E- etki. Sa, lük ş, yaba “doğu ma- ârdır, Melüm olduğu ye başkanı Mareşal doğuda bulunmakta - tedavisine başlanmıştır, diyor. Kocan nerede, niçin o da gel- medi? Çocukların ne yapıyor? . Kad, kocasından ve çocuklarından bahsedince: — Şaka m: ediyorsun, anne! diyor. Ben evlenmedim ki daha! . Bu sefer kadının annesi şaşırıyor ve kızmın deli olduğupnu zannederek hay. kırmıya başlıyor, Gelen konu komşu vaziyeti anlıyor ve doktor çağrıyorlar. Şimdi ,evli olduğunu unutan kadın bir akıl hastahanesine kaldırılmış ve Amerika kadınlarını sürükleyen genç! Milyoner kaynatası “'|(süzel erkekler klübü müessisini Niçin dava etmiş? O gün Los Anceelste adliye binasinm kapısı önünde bir alay hususi otomobil durmuştu ve mütemadiyen &6 geliyor- du. Otomobillerden çıkanlar ekseriyetle kadındı ve bunların hepsi gehrin en ki- bar ve zengin ailelerine mensup kimse- lerdi. Şehre o gün gelmiş olan birisi, hâdi- senin ne olduğunu bilemez ve tahmin de edemezdi, Fakat bütün Los Anjeles a- Balisi için o gün görülmekte olan dava malömdü, Mahkeme salonunu” dolduran şık ka- dınlardan biri, yanındaki yabanciya me. söleyi anlatıyordu: — Dava, “Güzel erkekler klübünü,, ku- Tan genciz davası. Vilyam Surj isminde. ki bu genç, hakikaten bu klübün relsliği- 40 lâyık bir delikenr, Ama, görseniz! ne güzel bir delikanlı! güzelliği sade çehre- sinde ve vücudunda değil. Bütün hali, tavrı, konuşuşu ve hareketleriyle dün - Yanm en güzel erkeği... “Vilyam Amerikada bundan iki üç se- De evvel meşhur olmuş ve sade Los An- jelesin kadınları değil, bütün Amerikan kadınları peşinden koşmaya başlamıştır. Fakat, bütün kadınların Aşık olduğu bi genç, yalnız bir kıza tutulmuştur. Bu aşkında belki pek de akılsız hareket et. miyordu. Çünkü sevdiği, bir milyoner ki- #timr,.. Kir riyor. Nişanlani vi soke * günlerde yapılmak üzere tesbit ediliyor. Fakat, tam bu sirada ortaya işte bu dava çıkıyor, Vilyamı, müstakbel kayna tası mahkemeye veriyor. o İlham ettiği cürüm, dolandırıcılık, Lâkin, nasıl bir do- Jandıricilik bilmiyorüz. Mahkemede bunu öğreneceğiz... O günkü muhakemenin kahramanı hakkında bu malümatı aldıktan sonra, davanm neden dolayi açıldığını daha fazla merak etmemek kabil değildir. Bunu da, muhakeme başladığı zaman öğreniyoruz, Rels soruyor; — Nister Vilyam Suri, dolandırıcılık sürmü ile itham olunuyorsunuz; lütfen izah oder misiniz? : Mahkeme heyeti huzuruna geldiği za- man davayı dinliyenler tarafından gü - zelliği tekrar tasdik olunan yakışıklı ve kibar tavırlı delikanlı, gayet sakin bir halle cevab veriyor; — Anlatayım, bay reis... O zaman Bö. receksiniz ki hareketimde suç töşkil e- decek hiçbir gey yoktur. Evvelâ, kendimden bahsedeyim : mes- lekim makinistliktir. Fakat bundan iki sone evvel işsiz kaldım ve o zamandan. beri boştayım. Betim gibi genç ve güçlü kuvvetli daha birçok arkadaşlarım var ki, bileklerinde altm bilezikleri olduğu halde buğün boştadırlar ve her gün aç kalmak tehlikesi geçiriyorlar. Bir gün on dokuz kişi büyük bir masa etrafmda toplanmış, konuşuyor ve biraz da içiyorduk, Birdenbire aklıma bir fikir geldi, Arkadaşlara, şöyle bir şey tek « df ettim; “— Bakınız çocuklar, dedim, Biz bu- rada hepimiz genciz. Fakat çalışıp para kazanamıvoruz. Bunda kabahst bizim de- &il; çünkü iş yok. Bünun yegâne çaresi birimizden biri. nİR gayrimeşru olmamak şartiyle, bir ge. lir temin etmesi ve diğerlerine yardımda bulunmasığır, Fikrim şu: hepimiz paramızdan bir kısmını bir araya toplıyalım ve aramiz- dan birini seçelim. Bu arkadaş, topladı- Zımiz parayla güzelce giyinecek ve plüj- Tara, eğlence yerlerine, zengin muhitle. rine kadm avlamaya gidecek. Bulduğu zengin bir kadını veya kısı kendisiyle evlenmeye devet edecek. Zengin bir al A m Vm lenin damadı olan bu arkadaş, herhalde bizi unutmaz ve dnlma eğlencelerine İş- tirak ettirir, arada sırada bize de, va. desiz olmak üzere, borç para verir. Vilyam Surj'un bu fikri alkışlarla ka. bul ediliyor. Hikâyenin ondan #onraki kısmı da kendiliğinden anlaşılıyor: İşsiz delikanlılar bu plânı tatbik için bizzat Vilyamı intihab ediyorlar. Çünkü Vilyam onların da teslim ettiği gibi, iç- lerinde, kağmları en fazla teshir edebi. lecek bir delikanlıdır. Vüyam bu işe memur edilince, arka- Gaylarınm bir araya topladığı parayla güzelce giyiniyor ve şik bir delikanlı 6- larak Los Anjelesin kibar mubitlerini, plâjları ve otelleri dolaşmaya çıkıyor. Nihayet, buralardan birinde (ismi giz- Hi tutulan) bir milyonerin kiziyin tanişi- yor. Fakat, onu vazife icabı (!) değil, hakikaten seviyor. Kız da onu seviyor ve &rlenmeye karar veriyorlar. Vilyam, kızı severek evlenmeye davet ettiği için bunun bir dolandırıcılık sayı. Jamıyacağını, esasen kıza, kendisinin fa- kir olduğunu söylediğini ileri, sürüyor ve beraetini istiyor. peşinde Milyoner de evvelâ kizinin OVilyamia evlenmâsine razı oluyor. Fakat donra- dan, nasılsa, Vilyamın vaktiyle arkadaş larıyla konuştuklarını “haber gliyorve mahkeeye müracaat ediyor. Şimdi, Vilyam suçlu mudur, değil mi. pi dir? Los Anjeles mahkemesi uzun müd- det bunun Üzerinde düşünüyor ve niha- yet, delikanlınm, kızı gayet meşru yol. larla evlenmeye davet ettiğini, arkadaş. Yarıyla könuşulan şeyinse ancak bir şa- ka telâkki edileceğini, çünkü milyonerin kızından O raxi olmadıkça para kopara- bu genç kız vücudunu onlar gibi örtmüş- tür. Bu 1938 Havvası, eğreltiotu yaprak- larından ibaret olan elbisesiyle hiş de fena görünmüyor. yor, Bundan sonra, Amerikalı milyoner de, kızının “dünyanın en güzel delikanlısı ve cak bir hileye başvurmadığını güzünün- de bulundurarak, beraetine karar veri- güzel erkekler klübü reisi, çile evlenme- sine razı olmuştur.. Milyoner kadın Dargın kocasile Venedikte eğleniyormuş Barbara Hutton kocasiyle olan son | mirasa konacak yalnız kendisi olduğu davası bitince derhal Venediğe gitmiş- ti. Bu seyahate sebeb olarak kendisi, biraz istirahat etmek istediğini, çünkü son dava esnasmda $inirlerinin bozuldu. Bunu söylüyordu. Fakat, çaylalara göre, kontes oraya başka biriyle evlenmek üzere gitmişti. Hattâ bunun zengin bir ağam olduğu söyleniyor, yalnız ismi ilân edilmiyordu. Bugün kaber verildiğine göre, Barba- ra Hutton Venedikte kocası kont Re » ventlovin beraberdir, Onları beraber Ve nedik plüjında banyo yaparken, plâjm Tokantasmda yemek yerken görmüşler - dir, Sonra, kontia kontes bir saat kadar gok hararetli bir şekilde görüşmüşler, Malümdur ki Barbara Hutton büyük bir esliyonerin kızıdır ve babası ölünce | m Sasgele için “dünyanın ©n zengin kadmı, unva- nını taşır. Kont Reventlov ise Danimarkalı bir #silzadedir ve uzun müddettenberi karı- sından ayrı yaşamaktadır. Karisinm ya- nımda yaşıyan oğlunu kaçırmağa teşeb. büs ettiği hakkmdaki iddiadan Sonra #- Çılan son dava neticesinde yine karı « sından resmen boşanmanış, fukat ayni şekilde ayrı yaşamalarına karar veril - miştir. Bugün Venedikte karısıyla o buluşup konuşması birçok gayialara sebeb ol maktadır. Kimisi kontla karısının batı - Şip beraber yaşıyacaklarmı söylüyor, Ki- misi de kontun, altı yaşındaki oğlunu kendi yanına almak İçin çalıştığı kanan- tindedir, —— Tevazu EVAZU çok yerde iyi, birçok yerde de fenadır. Tevazuunu yerinde kullanmak sanatini elde etmiş olanların cemiyet içinde bulundukları mevki meydandadır, Nicel, tanırız ki hakkile ehli bulundukları meseleler konuşulurkeri bile dudaklarını kapamayı, kalemlerini oynatmamayı tevazu. larının icabı sayarlar. Bu gibilerin mevkii de malümdur. Tevazuun en yük. sek perdeden konuşmaya hiç de mar bir haslet olmadığını üstadımız Abidin Daverden öğreniyoruz. ” “Barbaros günü,, adını taşıyan makalesindeki son cümle, tevazularına kurban gidenlere bir misal, bir ders mahiyetindedir. Üstadın irşadı, kendile. rini *evazuun çarkına kaptırarak göz açamıyanların gözlerini açtıracak de- recede kuvvetlidir. Haddizatında çok mütevazi, çok nazik, çok değerli bir zat olan Abidin Daver, bize, icabı halinde tevazua nekadar bağli kalmak lâzem geldiğini gösteriyor; diyor ki: “ Barbaros ihtifali ve Preveze günü için, şimdilik eklima gelenler ibareliir. Daka başka fikirler sanik olursa onları da yazanım.,, bundan kain Sl ill