Yazan: Andre Şarpantiye e) ünü iğ ri, Sedler Düyük neticeler doğu ( o — Bir şaheser doğrusu, dedi, artık ra. ş m hat rahat ölebilirim. İİ vine Büül yas bir akşam sarhoş ola. | © Ve titremiyen adımlarla giyotine doğ. ru yollandı. Giyotinin (etrafında halk birikmiş. ti. Builyas her tarafa bağırdı: — Buzlar ortasında yanan ateş. haki- ki bir şaheserdir! Cellât Builyası, giyoline çıkararak ba. | sını giyolinin deliğine geçirdiği vakit bile | o hâlâ tekrar ediyordu: — Nefis eser, vesselâm. Bir dokunuş. bıçak düştü. Adalet yeri, ni bulmuştu. Cellât mütebaki işi muavinlerine bıra. kar#k hemen giyotir“len inmiş ve en va. kın kütüphaneye koşmuştu. Cellâdın ar- Re, öldükten sonra istediği Dir Ka yen karısını boğduğu in idama mahkümol N N a cinayet malıktme. g ie 92 Hazla siddetli a j © Sorum Şiddetli davrandığını İ- Ni * demişti &wvel mahkümun avuks. iy, i hücresine gelmiş ve müş muşta - Mtahküma ordu: kasında hâkimler, papaz, gazeteciler, gar 2 iniz YAS, Yirmi bin frank kazanmak | diyanlar ve mahkümun soh sözlerini işi. Ea ? ten halk koşuyordu. Sabahın bu erken sa, NE Yirmi bin drangı ne yapayım | âtinde kitapçıyı hemen zorla uykusun. ir dan uyandırdılar. Birkaç dakika sonra kü tüphanede “Buzlar ortasında yanan ateş, den bir tane bile kalmamıştı. Ertesi günü bütün dünya gereteleri bu hâdiseden bahsettiler. Silven Röfulad' m eserinin isehi bütün dudaklarda dolaş. IM arkamızda kalanları düşü- ba küçük yeğeninizi çok sevi. “viyorum,.. zengin değildir. Yirmi) © Selaletten kurtarır, ictimai | | Parisin bütün kütüphanelerinde bu ki. in eder. Ve her vakit hatı. | yağma edildi. Ve az zâman içerisinde “Buzlar ortasında yanan ateş, sekiz Ji. anar... Yavaş yavaş yumuşuyordu. A, | 2 çevrildi. Ma Bütün dünya, bir idam mahkömunun son dakikasında bile tatlı tatlı okuduğu bu yüksek eseri okumak istiyordu. Bu suretle edebi kudreti başka bir mu. harrirden ne fazla ne de noksan olan Sil, ven Röfulad kurnazlığı ve avukatın yar. | dımı sayesinde meshur bir romancı oldu ve az zananda büyük bir servet kazandı. Fransızcadan çeviren Muller ESEN Çocuk Haftası Hediye kazananların İtar kalan yeğeniniz me- eder, Bu iyi hareketinizle tenalığın bir kısmını ödemiş o. isimlerini neşrediyoruz | j e, eyi | | v i | e ee ra ; En e un diye mahkümason| “© Bir Kol Semti Kazanan yi 1 — Ankara caddesinde 19 numarada Rom, bir sigara. Gülümser., Yİ İçli ve sigarayı yaktı. | Bir Büyük Resim Albümü Kazanan bi Süren feci sükül arasında: 2 — Nedime Çağlar: Fatih atpazarı * Şey daha isterim, dedi. | 17, "ii Bir Şişe Kolonya Kazanan YOrSunuz? $ — Gülçin Orkunt Beşiktaş Hasfı mi bir sesle öevap verdi: | rın, sim merakla okuduğum Birer tuvalet Sabunu Kazananlar R Buzlar ortasında ya-| 2 — Feti Aksaray küçük langa 56 xlan birkaç sayfa oku. Ömer Ersun sirkeci, 3 Behice Kemal i Fatih, 4 Ali Sağlan Cağaloğlu, 5 Mah gözlerini uğuşturuyor.| mut Şişli, 6 S. Baru Tozkıparan, 7 B. xi a Sağurmış kalmışlardı, başgar. | Çağlı Samatya, & Süzan o Uzunyusuf e dü #lindeki © anahtar | 9 Leman doğanay 10 Halik Sultan at) e İlkim e z Ahmet, bi edine gelerek mırl- Birer diş Fırçası Kazananlar a m Gi 11 — Hicri İstanbul lisesi, 12 Sabri iy ki. Bu nerede bulmalı, | aki Kabataş lisesi, 13 Saba Sitmer 14 yi) « inemezai Arzünuzu tabi evvel. | Şadi Agun aşıkpaşa, 15 Yüksel Açık / EN Zaten inanılır şey de| alın lüleli, 16 gülümser altan Saraç ba nebaşı 17 Güzin akay erenköy, 18 yur Müş dazül Çevik Hetapaşa 19 Bekçet Bay i zevkine vâkıf ol. | kut vefa lisesi: Arsunun ne olacağını | 20 — Lütfi Azin Emirgan, in “Buzlar ortasnı. Birer diş macunu kazananlar 21 — Hamyet Orat Kasımpaşa, 22 Lemitaner kadıköy 23 Mubadeder çetin ağva, 24 Salim Karaman P'T.T. memu | ru oğlu 25 Süzan Ezoldemir Fener, 26 Nevzat Şen Karaman tersi, 27 PR. tançel | Karaman Halkevi Bardo öyretmeni, 28 Refet Ertin akşehir müskiratcr Ali Istanbul Radyosu 18 AĞUSTOS — 1038 PERŞEMBE Hicr): 1857 -— Cemaziyelâhır: 22 mersin tatma 5,12 Yassı ane O iie 3,38 12,1816,13 roma . , 19,8 2047 3,19 ——— ————— Lüzumla Telefonlar Yongın: 24222, Beyoğlu i için: iy için: 60020, Üsküdar & 5. Yeşilköy, Bakırköy, Bebek, Büyükdere, Fenerbahçe, Kandilli, Eren köy, Karal, Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kınalı, için: Telefon muhabere memu- runa yangın demek kâfidir. 22711 Tarabya, , 20 Beyazıt kulesi; 21998, Galata yanma kulesi: 49000 Sıhhi iradat: 44998, Müddetumunzilik: 22000, Emmivet müdürlüğü: 24382. Elekt, irketi: Beyoğlu: 44801 » İstan bal: 24378. Sular İdaresi: Beyoğlu: 44781. Peşik- 88, Cibali: 20222. Nurosmaniye: idar - Kadıköy: 80773. ri İslanbal: 24378. Kadıköy: 60790. Beyoğlu: 44612. Taksi Otomobili İstemek Için Beyoğlu efheti: 49084. Bebek ciheli: 36 - 101, Kadıköy ciheti 00447. Derizyolları İstanbul acenteliği: 2240. Karakby; 42362. a yi Töphaneden 16,30 Mudanya, a. Tophaneğen 0,30 İzmit, 16,80 'Mu- 19 Karabiga, 20 Bandırma, Gala- 12 Karadeniz, Sirkeciden 10 Mer- sin, : Çarşamba Tophaneden 16,30 Mudanyn, " Bandırma, Sirkeciden 15 Ayvalık, 18 arlen, Persembe Tophaneden 9,30 İzmit, 16,30 Mudanya, 20 Bandırma, Geolatadan 12 Karadeniz, Cumartesi Tophaneden 14 Mudauya, 20 > Sirkeciden 15 Ayvalık, 713 artn. Puzartesi Tophaneden 9İmroz, 9,30 İz. mii, Galatadan 8,30 Mudanya, 10,30 İzmir Sür, 12 Karadeniz, 22,30 Mudanya, Müzeler Ayasofya, Roma » Bizans, Yunan eser- Teri ve Çinili Köşk, Askeri Müre ve sarmıç Yar, Ticuret ve Sunayi Müzesi, Sıhhi müze, (Bu müzeler hergün sent 10 dan 16 ya r açıktır.) i'k ve İslim eserleri müzesi: Pazâr- kadar ve Gün dar açıktır, Topkapı Müzesi: Hergün hat 13 ten 16 ya kadar açıktır, Memleket Dışı Deniz XX» Seferleri : Romanya vapurları: Cumartesi günleri 19 de Köslenceye; Salı günleri 18 de Pi- re, Beyrut, İskenderiye. İlalyan vapurları; Cuma günleri sant 10 dn Pire, Brondizi, Venedik. Triyese, Sirkeci İstasyon Müdürlüğü Telefon 24079. /vrapa Hattı ve ekspresi bergön Sirkeviden Sant de kalkar ve Avrupadan geleni sanl 7,25 te Sirkeciye muvasalat eder, am. 20,80 du kalkar, 10,20 ir. Eilirne postası: Wergün saat 8,50 de hareket eder, 19,33 de gelir. Anadola hattı Hergün hareket eden şimendiferler: Sanat $ de Konya, 9 da Atıkara, 15,15 de Diyarhakır ve sun, 15,30 da Eskişe- ir, 19,10 en Ankara ekspresi, 20 de A» dapazarı, Bü trenlerden saat 9 da hareket eden Ankara muhteliii pazartesi, çarşamba ve cuma'günleri Haleb ve kadar sefer etmektedir. Bandırma, 18 AĞUSTOS -- 1038 PERŞEMDE 18,30 Gigan havaları, (plök), 19,15 spor berleri, 20 saal ayarı, Grenviç rasathane. sinden naklen, Belma ve arkadaşları tara, fından Türk musikisi ve (o balk şarkıları, 20,10 hava raporu,20,43 Ömer Rıza Doğrul tarafından srapça söylev, 21 sant ayarı Or. kestra, Şahın Soyak ve bayan Soyak halk türküleri, 22,10 Novotniden o naklen örkesira konseri, Kemal Akel idaresinde, 3250 son haberler ve ertesi günün PFog. rantı, 23 saat ayarı, son. BÜKREŞ: 14 dans plâkları, 20,25 keman konseri, 21,15 radyo orkesirası, 22,45 kafe konser, BUDAPEŞTE: , 19,20 siğan örkesiran, 21 opera orkestra. #1, 2225 plük, 23,05 cazhant, 24 plâk, BERLİN: 18, şarkılı konser 20, plâk, 21,10 askeri bando, 23,30 hafif müzik, ve halk havaları, 1 bando. VARŞOVA: 20 piyano konseri, 20,30 o konser, 22.10 müzik, 28 plikla salon müziği, oğlu, 29 dürdan ün büsü 30 Türkân Btcis, 31 H. Tahsin P.T.T. Ankara Bakanlıklar 32 Faruh Aksaray Atatürk çd. 77, 33 Mualla 44 ünçü okul Şişli, 34 Rühiye Okbay Şehremini tatk pınar c.d. No. 39., Vazan: Rahmi YACIZ Her üç gemide de bariz bir heyecan etrafı sarmıştı —56— Sadi kaptan yanındaki (adamlarla) tayfaların giltiği istikamete siğirtti. Sa- | hilden az uzakta, kayaların Oöarâsında,, yarı belinden yukarısı çıplak yorgun | yüzlü bir adam yatıyor, ayağındaki sır- sıklam gemici pantalonundan sızan yattığı kaya kovuğunu ıslak tutuyor Cesedi ilk gören Bezmiğlem baygın adamın yarıbaşına (o çökmüşler, birisi başinı dizine almış, adamı doğrult- maya uğraşıyor, öteki de kulağını süne yapıştırmış, kalbinin işleyip İş mediğini muayene ediyordu. Saği kaptan yanlarına gelir gölmez hay) kardı: Cesedin göğsünü dinliyen tayfa mukabe le etti: — Kalbi işliyor beybaba.. Ama baygın. Kendine getirebilecek miyiz bilmem!. Sadi kaptan bu o kazazedeyle burada uğraşmanın faydalı olmıyacağım kestir- miş. kendilerinden haber (o bekliyen ve kuruntu içinde bulunan Bezmiâlemdeki Sarı Etem kaptanla diğer arkadaşlarımı düşünmüştü. Bu düşünce ile tayfalara €-| mir verdi.: — 'Omuzlayın adamı.. Kayığa atalım, gemiye götürelim orada doktor uğraşsın. Vakit geçirmiyelim çocuklar! Sadi kaptanm emri (Ifhzada yerine getirildi. Baygın kâzazedeyi kavrayan 4 çift kuvvetli kol fikaya götürdüler. Sa. di kaptan Eşek ağası sahilelrini bir defa daha gözden geğirdikteri sonra Mikaya atladı, geldiği hızla gemiye döndü. Bezmiâlem durmuş, onu Bahrıahmerle Mitatpaşa takip etmişti. Her üç transporda da bariz bir heyecan seki FİŞE, “köp menşeini alan bir telâş anbarlardaki pi. yağe nelerlerine kadar sirayet ediyordu. Bezmiilemin kaptan (köprüsünde fli. kanm dönmesini ( sabırsızlıkla bekliyen Sarı Etem kaptanla piyade alayı komu- tanı yarbay Saim tabur komutanları ve alay erkânı bir kalabalık meydana getir- mişlerdi. » Her kafadan bir ses çıkıyor, ber ağız- dan yeni bir ihtimal ortaya atılıyordu. Alay komutanı, gemi stoper eder et. mez şüvarinin yanına fırlamış sormuştu: — Ne var? Ne oldu Etem o bey? Niçin durduk? Süvari parmağile Eşek adası sahilinde dumanı tüten gemi parçalarını göstermiş: — Şu kayalıklarda bir gemi enkazı var. Yanmış bir geminin bakiyesini an. dırıyor. Onu anlamak için durduk, de - mişti, Fakat bu sözlerden bir şey anla- mayan alay komutanı konuşmağa devam etmişti: — Enkazdanı bize ne kuzum? — Belki bir tehlikeyi ihbar ediyordur. — Ne tehlikesini? — Ne tehlikesini olacak, düşman tehli. kesini,, Bu gemiyi şu hale sokan, yakan, Kundaklıyan ya bir Rus tahtelbabiridir yahud da bir düşman desiroyeri.. — Anlamıyorum kaptan bey. Bu ge miyi şu hale koyan (o tahtelbabir olsun, zırhlı olsun, kruvazör olsun, bundan bize ne. Olan olmuş, çemi Obetmış, yanmış bü, bizi yolumuzdan alıkoymak için bir sebeb olamaz. Haydi yol verde ilerliye. lim, Etem kaptan yarbayın bu sözlerine lâ. havle çeker gibi başını iki yana selladık tan sonra telâşlı bir ifade ile izahata gi. riştiz > Bize ne olur mu beyefendi. Onu bu hale getiren düşman, buralarda gizli bulunuyorsa bizi de kolayca ona benze. tir.. Bakalım bir araştıralım belki bir emare ele geçirir, fişin ne olduğunu anle- Tiz. Bu sırada flika Eşek adasından ayrıl. mış, gemiye gelmiş, yanışmıştı. Tayfalar, flikadaki arkadaşlarımın da yardımile baygm gemiçivi güverteye al- dılar, Bu vaziyeti yukardan (seyreden yar. bay Saim, Etem kaptanla konuşmasına devam etti: Z — Bir yaralı bulmuşlar galiba?., — Evet, Kazaya veya felâkete uğrı. yan geminin o müretebatından olacak. Ben aşağı iniyorum. Bakalım ne haber getirdiler. Etem kaptanla yarbay Saim arkalarından yürüyen subay kütlesinin önü sirâ aşağı güverteye indiler. İkinci süvari Sadi kaptan süvariye (yaklaştı. Ayak üstü izahat verdi: — Bu adamı enkazın yanında bulduk. Ba bir halde kayaların arasmda ya- tıyordu. Aldık buraya getirdik. Geminin başında “Bandırma,, yazısı var, Zongul. dağa kömür postası yapan böyle bir nak- Üye gemisi hatırlar gibi oluyorum. Her tarafı yanmış. Hiçbir o emare ele geçire. medim. Sade bu adamı getirdim , Subaylarla gemiciler o güverterin üze. rinde; uzanan baygın adamın etrafında bir halka çevirmişlerdi. Alay komutanı İle süvari bunları yardılar, kazazedenin yanma gittiler, Gemi doktoru hastaya tedavi tatbik ediyordu. f — Döktor hey nesi Yar bu adamın? — Yorgunluk veya korkudan Olma baygmlık.. Yaşıyor, birez sonra Kendinle gelecek... Doktor, baygın adama yeniden bir ef- jeksiyon yaptı. Iki güçlü kuvvetli gemici hastayı oluyorlar, sapsarı vücudunda kanın cereyan ve cevelânmı temine uğ- taşıyorlar, otrafma birikrdiş (kalabalık da süküt içinde baygın adamın gözlerini açmasını bekliyordu. Teda raz daha sürdü. Sonunda fay- dası görlüdü. Hasta ağır ağır kendine geldi, gözlerini açtı, etrafıma Baktı, son. ra tekrar yumdu. Birkaç dakika bekledi, İkinci defa gözlerini çen hasta başu. cunda birikenlere dikatli dikkatli baktı. Mırıldandı: «» — Neredeyim ben.. Siz kimsiniz?. Alay komutanı atıldı: — Nerede olacaksın, Osmanlı gemisin- de, Osmanlı zabitleri (o arasındasın! Aç bakalım gözlerini, şöyle Kendine gel.. Geç miş olsun! Tayfa çok hafif bir sesle söylendi: — Eksik olmayın beyefendi.. Çok hal. s#izim... Bana biraz su! Bitkin adama koşturulan bir matara zavallının kor kesilen dudaklarında kay- boldu., Güverteye dolan, kazazedenin et- rafını saran kalabalık sım&ıkı bir çember halini almıştı. Yarbay o Saim güç halle kendine gelen baygın adamın rahat s0. luk alması için bunları dağıttı: Etraf ten halaşınca hemen oracıkta alllarına birer sandalye çeken süvari ile komutan istic- vaba başladılar. Sarı Etem kaptan baba. ca bir tavır ve teselli verecek ahenkte bir söylenişle söze girişti: <a -— Adm ne senin evlât? — Cafer. Beybaba!, «— Hangi gemidensin? «— Bandırma vapuru tayfalarındanım. — Vâpur kimin malı? — İstanbulda armatör Erdekli Ratim beyin! Ama harp başlıyalı beri hükümet emrinde çalışıworuz. Önce boğaza, Çö- nakkaleye nakliyat yapıyorduk. Eşimiz (Erdek) Marmarada torpillendi. Bulinü. dı. O tarihtenberi Zonguldağa kömür postasında çalışıyorduk. Etem kaptan fazla teferrünta bakmı - yor, sabırsızlıkla işin aslını öğrenmek üs- tiyor, acele ediyordu. Bu sırada duran diğer. 'ki geminin kaptanları O Mustafa ve Çerkez Ismail kaptanlar da Bezmid. leme geldiler, Etem kaptanın yanma 80- kuldülar, halsiz tayfanm yanı başında mevki aldılar, Etem kaptan tayfaya sor- du: — Geminize ne oldu? — Durun anlatayım.. Evvelki gün ge. ne Zonguldaktan kömür yükümüzü ak mış, her zamanki gibi sahil boyunu takip ede ede Istanbul yolunu tutmuştuk, Bir gün bir gece yol yaptıktan sonra bu sabah Kefken açıklarına vardık.. Şu, beni bulduğunuz kayalık, Eşek adasının hizalarımı bordalarken Sancak tarafımız. da yakırlarımzda bir tahtelbahir görün- dü. m kesri, (Devamı var), v1