i * & ri — | N Yazan: Ş. Rober Düma MY. az | ATMAZEL ASEMLANEĞ 6 HABER — AXsim nasfas m. Çeviren: FP. KK. Hayatımda bir erkek daha fazla olmuş ne çıkar? Casus kadm delikanlının derun! cedelesini inik kirpikleri arasından kayla takip ediyordu. Genç asker sü » hatli yan gözle glam vürudu, ihtirasla yarlı- güneşten yanmış yüzü ile vvel bir kır yolunun kes harındaki çukurda on iki on üç yaşının bukâ i z serseri delikanlıy kim olduğunu, ismini çoklan tunutmustu. Ancak o ilk #evilişindeki kabalığı zevki. unutamamıştı. Maamafih delikan. hı şiddete müracant etmemişti, vaktin - den evvel inkişaf etmiş hislerinin u , yandırdı. ye razi oi ona senele teslim hatırlatıyordu. Onun at ssüsle kendisinin her ye- ığunu şimdiki” tecrübelesiyle o zamanki hislerini tahlil edince kabul ediyordu. Aşk hayatı böyle başlamış, ondan son ra hayatımdan bir sürü erkek geçmişti, Kadınlığının yük kuvvetini erkekleri karşısında aletlmış göre göre anlamış ve bundan azami istifade etmesini bil. malşti, Erkekler onun nazarında Ya Yo- lunacak birer kaz veya muvakkat zevk- lerini tatmin etmeye yarıyan birer â . Jetti; aşkı ancak sinirleriyle anlıyordu. O akşam, Kollöre onu öpmek arzusuy- la çildırdığı sırada Erna zevkle duduk- lerini vermek isterdi. Delikanlı hosuna gitmişti; Ona vücudunu da Leslim eder, müayyen nokislarda mahallileşmiş mad- dİ ve bedeni ihtiyaçlarımı tatmin ederdi. Fakat Erna “iş” ini unutmamıştı. Mi zime derhal ve orada dudaklarımı ver - Ji mek onun kendisi hakkında İyi bir fikir İ — .Mdinmesine yarıyacak hareket olmazdi. Ruhan namuslu kalmış bir genç kız ro- lünde kalahalı Böyle bir kız is6 bir panayır mda kendisini yanındaki erke. ğe öptürmezdi. Eğer tenha hir yolda 'ro | mantik bir gezin mümkün olabilirdi, Başmı bafifça geri çekerek mırıldan, dı: — Payır! rica ederim! Birden kendini toplamış gibi yaptı. Ge. ri çekildi ve mülâzimin gözlerinin içine bakarak sordu: — Beni se ;e çıkmış olsalardı bu or#unuz demek? Samimi aşk ve bedeni arzu ile çileden çıkmış olan delikanlı, kayran hayran o- na bakıyordu. — Nekadar güzelsiniz! diye söylendi. Sizi sevmek mi? sevmek de söz mü? si- zin için çıldırıyorum. Böyle birdenbire tanıştığımızın ilk günü birkaç saat için- de çılgınca âşık oldum. Gece saat birde ayrıldılar. Erna otele döndüğü zaman Brosilofun 1 A DEYE 3D UK > GN X XXXVI Vikontes dö VEsforad'dan Baronne dö Makumer'e General fon Rogriç ile fon Sirammer, Erna Fidere Paristeki vazifesi hakkında tali mat vermişlerdi. (Me bir pusla bırakmış olduğunu öğrendi. Bmokiig sâat ön ikiyö kadar beklemiş, Bora ilk tatrıştıkları bara gitmişti. Öra- da sabaha kadar kâlataktı. Ernanm o- raya gel ca ediyordu. Tuvalet değiştirdi. Beyaz organdiğden bir sunre te silof sabırsız! onu beklemekteydi. Ne rede olduğunu Sordu ve kıskandığını bel. irlenmlieti, Söylendi: karışma! ben senin neler m? Eğer seni pe- ut beni tâkip et- » döner dönmez e de söyled bi Berlin nazarında pek bı görünmüy Berlinden h miyet veriyorsan kayım deme! Brosilof, casus kadnm emirlerine harfiyyen riayet edeo i ed! ve sö- zü gene aşkına getirdi. Artık arzusutu kapalı cümlelere Jüzum görmeksizin doğ rüdan doğruya ve açıkça izhar ediyordu. paraya ehem- rime burnunu 80- i giyerek bara gitti. Bro- | İ zaman teşkilâtla alikan © bu romandan alınarak yapılen filmin tesimi | © ŞE nden.) Erna mademki “meslek” tendi, teklif ve tökcllüte ne lüzum vardı? ondan bir. ağk' Çecesini yalvarıyor, dileniyordu. — Hoşuna gitmiyor muyum? niçin be- mi istemiyorsun? yalvarırım sana! seni öyle seviyorum ki. — Hoşuma diyemem Brosllof, Fakat üstüme varma, aklıma esarse İstediğin olabilir, Hayatımda bir erkek daha fazla olmuş ne çıkar? fakat sen benden aşk bekliyorsun; aşk ise si- parişle olmaz; bekle... Birden Rusu dudaklarından öpüp geri çekilerek ilâve etti: — Sabret budala! Brosilofu ümid çılgını birakıp çekildi. Beş gün böyle geçti, Erna her gün öğ. İs ve akşam yemeklerinde, Ilk tanıştık” ları küçük lokantada, Kollöre ile bulu- or, akşamları yemekten #onra teon- ha sökaklarda mektepli âşıklar gib do- laşıyorlardı. Delikanlı gitlükçe açılıyor, retle sev» aci bana! gitmiyorsun hudutsuz bir itimad ve Sam diği genç kadına gizli bir şey bırakmı - yordu. Artık Erna pek az konuşuyordu, buna mukabil delikanlı onu mütemadi yen hayatımı anlatıyordu. Ernanın gözü. İşlerin gidişine göre bir mil / biriktirmek mühim birşey değil Z6 TEMMUZ — 1938. 4 —20 — Tevkifhaneye giderken yol üstünde bir doktora baş vurdum, yaralarımı dik ti, timar etti. biraz rahatladım. Sabahleyin giderken, genç bir adam yanıma yaklaştı. Yüz do- lâr uzattı. Ve bu paranın kurdu öldür- düğümden dolayı hakkettiğim ücret ol duğunu söyledi. Hâkim beni baştan süzdükten sonra; — Anladım, anladım, müsademede makineli tüfek bu herifi delik deşik et- miş?, Dedi, Sonra kâtibin okuduğu evraki dinlemeğe başladı. Evrakın okunması bitince, sual falan sormadan, kurd öl- dürmenin, şimdiye kadır işittiği ha reketlerin en fecii olduğ ve cılara güzel bir ders vermek benden başlayacağını söyledi. Eyvah! Kabak benim başıma patlı - yordu. Sözünü tamamlayınca sordu: — Bu zalimane rol için kaç para al dın?. — Yüz dolar!.. — öyle ise, iki yüz dolar ceza ve- receksin!.. Tatlı canımı tehlikeye atarak kazan- gm yüz dolara yüz dolarda keseden ekledim, hemen oracıkta saydım. ie. İşlerin bugünkü gidişine göre bir milyon biriktirmek meselesi mühim bir şey değildir. Fakat benim hikâye etti- ğim zamanlarda, milyona doğru giden yol .pek dik.we sarp bir yokuşa benzi- yordu. Buna rağmen ve bir sinema filmi he- sabına kurdları öldürmek suretiyle mil yonu kazanmakta gösterdiğim müvaf- fakıyetsizlik karşısında bile, ümidimi kesmemiştim,. Irmağı geçmek için yan- kş bir geçidi seçmiş, az yukarıdan gi- deceğime, derin sulara rapmıştım . Yaralarımı ve kurtları öldürme işin. de kaybettiğim paranın verdiği ser * semliği geçiştirdikten sonra, genç de- likanlıların sinemalarda milyonlar ka. mahkemeye aşağıya kadar ma» için işe ne girmek için âmirlerinin kendisine ne de itimat obeslediklerini #afiyetle ylüyor: “benden hiçbir şey gizlemiyor lar. Rütbem daha pek küçük olduğu halde ehemmiyetli işlerle de meşgul o- luyorum.,, Sevgilisini inandırmak için bazı teferrüat saymak ihtiyatsızlığında bile bulundu ve nihayet İâf arasında ma- hut zehirli gaz meselesine de temas et- i: “Almanlardan çalman dosyayı bile gördüm,, dedi. (Devamı var) de ona tasasızca oyun! YAZAN:O! NORE DO sondo ona karşr, hakiki bir maşukanın Allah diye beslediği korku dolu şefkati, derin hürmeti görmedi” Ny leğim, ben de aşkı inceledim, ben de kali damı atlım. Seri İyice tetkik ettiğim için emin olar zanıldığına dair söyledik sihnimi gıcıllamıya başladı" Sorel zor duğu yu de, gene durmadan beni il£ ei mine sokmuş olan adamı af i yuldum ve çok zaman aram dum. yi Beni görünce sırıttı.. Galibi lemek © mecburiyetini his$€'! kurdların bana lüzumundan il yet vermediklerini ümit etiği / seler bana böyle tehlikeli BİZİ ginden kadini kabahatli sa: ei kat buna mukabil yeniden & 5 bulmağa uğraşacağını temi , — Şimdilik elimde bir i$ i akınlarda olacak. Sen ara el “Ara sıra uğra, . Bu ri rm doğduğu günden bu da dar, stüdyolarda yüzlerce ii saniye tekrar edilen b Bana kalırsa, sinema ii tecrübem pek te tatl; sayili cak benim gayem, milyonumü d rak “Teksasa,, dönmek ye milyonu anacığıma teslim et f tün bu esnada aklım hep nesi” şıyordu. # Bir kaç gün sonra, ziyare'* 1 sinemacı bana, bir başaktörÜ” J tutmaktan ibaret olan bir f“ dince, hiç sıkılmadan sordur#* si — Bir milyon doların vaf Herif şaşırdı: | — Ne dedin., Ne dedin; | mu? Sen deli misin, nesine | num olsa buralarda dolaş” i İşten çekilmeden evvel onu © azmettim. Benim de aklım © © yonda... dedi, ş Hoppala!.. Ben de er yi mıyan bir zöğürtten bir le Yip o? zanmağı ümit ediyordum. gibi, sadece günln birinde vuşmağı kurmuştu, Bu cevaP değiştirmeme sebep oldu. Ge üye ba İstif için atacağım ikinci * sabını yapıncıya kadar, gen€ lığa karar verdim. homanm yolunu tuttum. lk işim, arkadaşım Ny£ dığı bir sürüyü berabere? © mek oldu, Sütünün arkasi” yi mızla giderken, bir £rerik m nın gölgesinde mola verdik: sordum: — Bana baksa na; birer” ları nerede bulabiliriz?. (Dev €deceksin. Hayır, sen 97 a in uçW Sabahleyin sizin gittiğinizi duyduğumuz, hele sizi Marsilya'ya götüren arabacı hana o çılginca mektubunu verdiği zaman hepimi, zin de nekadar şaşırdığımızı tarlf edemem. Zalim kız! kayanın di- binde, Tviz'ip kanapesi,nde konuşmalarımız hep senin #aadetin Üze- rineydi; onlardan almman kadar haksız bir şöy olümaz. İngrata (1), seni İlk çağıfışmda buraya koşup gelme hküm ediyorum. Bir otel kâğtdma karalayıverdiğin o kötü, çirkin mektupta, nerede ko- mâkiıyacağıni bildirmiyorsun; onun İçin cevabımı Santplör”'e gönde riyörüm. Dinle, benim kendi elim, kendi gönlümle seçtiğim kardeşçiğim, bil ki benim dünyada en çok dilediğim şey senin saadetindir. So- is kocan da, Luiz'ciğim, öyle bir ruh ve düşünce derinliği var ki, tabil vakarı ve asi) otvarı kadar insana hürmet telkin ediyor; o #e- kü taşan çirkinliğinde, kadife bakışlarında gerçeklen ihtisamiı bir kudret görünüyor; bunun için kendisi ile derhal samimi ol, bil değildi, halbuki 6 samimiyete ermeden bir kim edebilmek de pek gilçtür. Hem o adam başvkilik etmi: Allaha taptığı gibi tapıyor; deinek Sirlarını saklamasmı bili lomat kalbinin kayaları gitinda neler bulunduğunu aalıvabil için kem mehâret, bem de kuraazlık İâzımdı; fakat nihayet, be. nim elel kardeşimin hatırmdan, hayalinden bile * geçmiyen peyler keşfâktimi, İkimizden sen Hayal olduğun giti ben'de hiraz Akilim; sonla gilgm Aşk, benim ağırbaşlı Vazife oldüğum gibi, Ancak şahıs. -arımtada olduğunu sandığımız bu tezadı; felek almlarımızın yazi- Çeviren: Nurullan ATAÇ Zğg yoluna götürmek için dilinmesi lâzmmgelen zavallı bir köy vikon- tesiyim; halbuki senin koc liyor ve son, kimse hattâ kralların kolayca ramedemedikleri sın bir Sorla dükü olduğunu herkes bi- Paris'te saltanat sürüyorsun. Senin büyük bir servetin var; Maku- mer, Sardunya'daki cesim topraklarını işletmek tasavvurunda mu- vaffak olursa servetin iki miline çıkacak; o topraklarm nekadar kiymetli olduğunu Marsliya'da herkesler söyler. İkimizden birinin ğa hakkı varsa, itiraf et ki o hak benimdir. Fakat a çok sükür, ikimizin de gönlümüz küçüklüklerin fevkindedir. ötekini kıskanma, AN ba gi üksektir ve dostluğumuz Ben #ehi bilirim: beni birakıp gittiğine şimdi utanıyorsundur. Fakat sen istediğin kadar kaçmış ol, bugün sana kavanm dibinde göylemeğe karar vermiş olduğum sözlerin birinden bile vazgeçmi- yeceğim, hepsini yazacağım, Çok rica ederim, mektubumu dikkat- ri; çünkü Makumerin sözü çok göçeeck amn bon astl ondan değil, senden bahsedeceğim, Bir kere, benim cici kardeçiğim, sen onu sevmiyorsun. İki sene geçmez, sen bu perestişten bikarsm. "Men hiçbir zaman Felipe'yo bir koca diye bakmıyacıksın; onu dai, a 3 ai ÜL A. rim: Sen sevmiyorsun, Evet, Paris kraliçesi sevgili“ # &raliçeler gibi ser de işveli bir işçi kız sayılmak, onâ üye görmek sevdasındasın; sen kuvvetli bir erkeğin Pİ gf tapacağına bir kıskançlık Anında kolunu tutup inek gin hükmüne girmek istiyorsun. Makümer seni © 7 | d€ “ sana çıksimasi da, mukavemet göstermesi de kabil bir tek bi , o gönül avlayıcı sözlerinden bir kuvvetli iradesini eritivermeğe kâfi. Seni fazla *” yifiş ergeç, onu hor göreceksin. Yaztir ki o sana çok YÜ ti tivle manastırda ben de sira öyle yüz vermez İY“ dünyanın en çeklei kadınlarından ve tasavvur oil şen j sib zekâya sahih insanlarından birisin. Hele doğrul! cek yoktur; fakat ekseriya kibarlar âlemi, bizim K* için bizden birtakım yalanlar, senin hiçbir zamsn tep n yalanlar ister, Meselâ âlem, bir kadının nüfuzunu belli etmemesini ister. Cemiyet hayat” karısını bir âşık gibi sevse dahi onun fişıkı Ol mpe$u? oldüğu gibi bir kadm da maşuka rolÜnü © Halbuki siz ikiniz de bu Kanunu hiçe sayıyorsunU” söylediklerine bakılırsa kibarlar âleminin asi affet” adettir, demek ki onn saklamak lizarıdır; fakat Bö him değil