N ya, > DİTAZ tonra kahvenin önün. ön biç arkadaşına seslendi: aral. anar. My, yi, rinde de, İstanbuldan 'Mu- Ve Yel beş santlik bir deniz yo- bağ an Atlara binilip zeytin- doğ, vid bahçeler arasından kıble- saat gidildi mi Fledar Nilüfer ırmağına ulaşılırdı. şe kakuzaca nişan ve- tun köprüsü ile ırmaktan Kia e sonra da Bursaya ayak m “rgunluk kahvesi, Ulucamiin MAR ulu çınarlar altındaki si “6 İkilirdi. İsimleri Kadife- Ynalı kahve olan bu kahve- isa, PEİNÇ kapaklı kulpmuz tirya, a ki filârlı, basma mintan. y &n on beş yaşında, on dört Rİ) “vik Ciferler ve Tsmil'ler geti- a klar İstanbula yakın oturduk. hap, adalı doprağının türkçesi. *ilardı. Bursanın zengin tari- Burtallara bir gurur ver RE İSRLL, cinar yeşili, kestane ye- Tesili, kayar yeşili, dut yeşili, Yeşil rengin en koyusun- ma kadar yaprak dalgaları Müş olan Bursa, kaplıcaları, meyvaları, ipekböceği ile de Nihayet, bereketli toprak ve rn gürül sular, insan ya- İğüy | “Pİ caki Yunan heykeltraş. ub, i. “Bursanın malıbub ve #syet çoktur ki mümtaz ve #INI Şuara methedip göh - *w diyen Evliya Çelebi Beğ ABtinona'un “Yurdu. olduğunu iy kendi tabiriyle o “elhak ba tir vesselâm, #kmeği beyaz katmer © Ülucami' yanımda sıra kab- P vap, ZUMA sekorciler ve kebab. “Küyy Prtanın kobabcr dükkünla. Zam mahsus bir yapıst vardı" Kn, Beniğ ve tamamen açıktı. iki ae aktan iki tezgâh ile arnla- “ » parmaklıklı tahta kapı - > Geceleri, yanyana dizilen W- ye epenkleria örtülürdü. bu MR birinde ekmekler, gı, lar dururdu. Burlar, ta Mi, $ski Roma terazileri ile tar R Bal NN Gbüründe, içi sokağa 7 T6 kalaylı pıri piril dizilir, bu tepsiler Üzeri âsılarak gelip geçenle. a, rd. Dükkânı için ney, e kklnmm zenginliğini gös- 0 Makir takumları, tabak ta- dük, © Buran bu eski tipik Biri kalmadı, ama Bur. ) meşhurdur. Fakat l Mir ay İşitip de kervanlara ba *k Yoldan miskli tahin in, a gelen bir boğaz MN miz tal, İle ma, Ta Dm #icilli ile kırk türlü Yedi türlü dudu alkre. saftal, hele N öaska a Bertde bulunur. Fıstık- Yi Sobran yaylâsından en erin bir. tanesi kırk Ma çi Min N an zilelorine sahib, kırk N sener em kilidire kurşun a - iç iad6 kadifeciler ve MESELE) HABER — Akşam nostan 5 rakya umumi müfettişliği İyi yapılmış ve zamanında gösterilmiş bir fılmin çok büyük bir propaganda vasıfası olduğunu fettişliği bize bir film gösterdi. Masle- 4€(, Beyoğlu ve Eminönü halkevlerinin küçük salonlarını dolduran 9-4 yüz kişi- den başka İstanbulda herkesin meçhu, lü kalan bu film, dirilen Trakyayı, pek diri ve canlı bir tarida bars hatırlattı, Trakya umum müfettişimiz general Di- riki, propagandanın manasını tam ve kâ- yüklendiği başarmaya çalışm. mil bir şekilde anlamış ve çok mühim vazifeyi ken propugandanın yardımından ssla kendisini müstağni görmemiş modern bir vatandaş olarak tanıyorduk. Cumhuriyetin faydalı olmak İstediği vatandaşlara yapılan ve yapılacak o'an işleri propaganda ve bu fay memur edilmiş olanlara yapacakları i$- temine leri en İyi, ve en kisa zamanda yaptı- racak yolları ve çareleri propaganda, ci- isbat elmekleair. düğüm kısımlar, hem Trakyanın dirilişi etrafında kanaatlerimi kuvvetlendirdi, bem de çok Iptidal vasıtalarla yapılıp gök cılız bir: apareyle gösterilmesine rağmen filmi teknik bakımdan beğen- meme imkân verdi. Şu parçaları gördüm: 1 — Trakya âbideleri, 2 — Trakyadaki #osyal canlanma. 3 — (ze manevraları, Filmin bu üç kısmı imzalıyan Fethi Ko ywte'e eri An “un göz eh kt şartlar içinde de <-'''n meziyet- İerini sezebilir. Film işinden biraz anladığımı söyler- gem, bü İşle uğraşanlar arasinda İtiraza kualkışacak yoktur sanırım. Binaensleyh, Fethi Kayanm şahsında; 1 — Güzel bir oporatör. 2 — Sessiz filmle bir fikri iade et. | Tilmi Birkaç gün evvel, Trakya umum mü- de edile nilk neticeleri ve Trakyaya mu kadder yüce canlılığı seyrini bütün memlekete duyurmak için propaganda kadar lüzumlu ne vardır? General Dirik, İzr.:. sergisine iştirak eder, Trakya pariyonu mütemadiyen bro gür dağıtır. 935 sergisine iştirak etmiş olan şehirlerimizin ve sü *orimi - zin topu birden Trakya pavyonu kadar | propaganda eseri dağıtmamıştır dersem, sanirim ki ancak bir ha..ikuti ilnde ©t- miş olurum. FU, bu asırda propagandanm, “p-23- teden sonra gelen ikinci bir belkeri » fidir.. dense enisdir. İyi imiş ve za- m -'a gösterilmiş bir film iso hiç şüp- 1 Trakya Umumi Müfettişliği film atölye. *i Şefi Vehbi Kaya Trakya umum müfettleiz...in Mis gös- terdiği film bu son kategoriye itbal edi, , Hela kiralanmış bir makine İle inakasaı İle taahhüde verilmiş bir Iş halinde yapılmayıp do/'rudan doğruya müfettişlik tara" ox, müfettişliğin kendi atölyelerinde yaptırılmış olması hâdiseyi gözümüzde bir kat daha büyüt. müştür, Film pek uzundu. Dokümanter film- lerde uzunluğun ssla zararlı tarafı yok- tur. Ben vaktim olmadığı için ancak bir kaç kısmıyla iktifaya mecbur kalışıma çok müteessifim, Bununla beraber gör- mesini bilen bir rejisör. 3 — Karazöz oynatmağa bile müsait olmadığı anlaşılan bir atölyede fevkali- da denesek işler başarabilmiş bir mon- tajcı; Sezdiğimi söyliyebilirim. Trakya umum müfettişliği bu artistin mor propazanda servisinin büyük “© *venet kazanmış bulun'uğuna cmin olabi Genera! Dirik'ten Trakyayr valnız gön termekle iktifa etmeyip bir parçada Nesai irmak tarafma mey “tmesini te- menni ederken Ganlanma savaşına gir - olan diğr mar'skalarımızın da film. elliği bundan böyle ihmal etmemek me. ziyetini göstereceklerini umarız. hesiz bir kat dahu faydalı olur İşte Nr e > > Uçan insanlar TALYADA Fivmede harb malülü Lükati isimli emekli bir İtalyan yüzbaşısı insanlara uça imkânmi vere - cek bir âlet icad etmiştir. Bu âlet, yelnir pilotun adale kuv- vetiyle işliyen motörsüz bir tayyaredir. Tıpkı bir bisiklette olduğu gibi ayaklariyle pedala busar, Pedalın bu kareketi bir takım zincirler vasıtasiyle pervaneyi dakikada 1400 defa dön, dürür, Şeklen basit bir yuvarlaktan ibaret olan bu Alet hiçbir yar- dımcıya muhtaç olmadan yükselir, heryere kolay kolây iner, hava içersinde İstenilen tarafa uçması çok kolaydır. Bu icaddzn bahseden Popolo di Roma günları yazıyor: “Tecrübe devirlerini ikms! eden bu basit fakat dahiyâne âlet askerlik tatbikatı bakımından çok ehemmiyetli olan fer- di uçuşu hakikat sahasma çıkaracaktır. Motörsüz, uçma ve İn- me meydanma ihtiyaç görmeden hava tarikiyle ver değişti. rebilecek asker, bütün tabiye telâkklerini alt üst edecek bir âmaldir.,, * Nazik hırsız AYIN hüklnler, bu delikanlıyı mahküm etmeyiniz. O çok terbiyeli ve çok merhametli bir sdamdı Madam Ceymıs Remu bir İngiliz mahkemesi huzurunda hâkimiere yukardaki sözleri söylemiştir. Mahkeme Rişal Rok isminde bir suçlunun davasını görüyor, 23 yaşında olan bu uğ lu bahçe çitlerini kırmak suretiyle evlere girerek birkaç bir- sızlık yapınıştır. Madam Remunur evi de bu hirsiz tarafından ziyaret edil. miştir. Fakat mudamm mahzemedâ anlattıklarına göre kandi- si hırsızı görünce korkudan bayılıp düşmüştür; bu vaziyet karşısında hırsız büyük bir nezaketle mutfağa gitmiş, bir bar- ia Saraylarına satarlargı, (dak su almış, kadının şakaklarını oğmus, bir ili damla su içir- bu adirelerden çatma Abani, mendil, » Ve bunlara benzer ipek, Adı, VİN Ve peştemaler . a SN Üstün markaydı > : » BERİ ve mavi Bursa bez- tar p ina keseleri, itiş Bursa ib. Ying Hradan ayrılan Yolcunun e di. Yerlenitraığı hediye. Ve “İbu sefer de, galiba fazla merhameti sebebile, mahkeme hu- miş, bu suretle ayılmasını yardım eliniştir. Şahit kadm bu ifadesini şöyle bitiriyor: “çantamda Üç gilin vardı, Bu deli- kanlı onları bile atmadı.,, Fakat öteki şahitler madam Remu kadar merhametli de- gildirler. Mösyö Redmon İfadesinde hırsızm kendisini bağla- dığmı ve yazı masasının çekmecesinde sakladığı bütün para, ları aldığını söylemişti. Mahköme öteki şahitleri de dinledikten sonra delikaniıyı beş ay hapse mahküm etmistir. Bu karart işiten madam Remu | i | Enaari Bülend Cennete götüren | pasaportlar ON günlerin cenuhi Afrikadaki İngiliz memurları bazi zenci kabile yeislerinin hiikümetin emirlerine itsst et, memeğe başladıklarını görmüşlerdir. Bilhasun o birkaç kabile içersinde bu hareket endişe verecek bir şeki) alınışlır. Bu harketin sebebleri hakkında yapılan tahkikat inanılmı. yacak bir netioe vermiştir: tevkif edilen zenciler, kendilerini iticvab eden memurlara şu cevabı vermekle iktifa etmişler- dir: “Bize hiçbir şey yapamazsınız. Hepimizin, bizi doğru cen- nete götürecek pasaportlarımız var.,, İngiliz memurları bu elümlenin delâlet ettiği manayı ancak üzün tahkikattan sonra anlıyabilmişlerdir. Kurnaz dolandırıcı, | Jar misyoner kıyafetine girerek zencilere “doğru cennet,, İçin *wize edilmiş pasaportlar şatmıslardır. Umumiyetle bu dolan- dımclar bir pasaportu bir İngiliz lirastnn okulmuşlardır. Fa- kat bazı kabile reisleri cennetle kendilerine daha iyi yerler İ temin etmek kaygusiyle daha çok para vermişlerdir. İngiliz memurlarınm şimdiye kadar 2000 cennet pasaportu topladı. Bina bakılırsa dolandırıcıların hayli iş yaptıkları anlaşılıyor. > Tarihin istihzası SKİ bir darbimeselimiz “gelir ecel, vermez mecal,, der. Franaadaki garib bir hâdise bu darbımeselin yerinde olduğunu göstermiştir. Kieber isminde bir delikanlı, bisikletle Liziyö #okakların- da gezinmektedir. Karşı taraftan ön lâmbaları tşil işl yanan bir otomobil gelir... Bol aydınlık, delikanlının gözlerini kamaş> tırır, otomobil altımda kalmaktan kendini zor kurtarır. Kieber kızar, şoförün arkasından küfürler savurur; fakat öfkesini yenemez, Bisikletten iner, sokakta dolaşan iki jan- dürmaya şikâyet etmeyo başlar. Fakat sözlerini bitirmek müyesser olmaz. Bu defa fener leri nizamı dairesinde siperi bir otomobil, hararetle jandar- malara dert yanân Klebere çarpar, delikanlı hastaneye götü- rülür, bir iki anat sonra ölür! » 500 Sene sonra çiçek açan tohumlar M ANÇURİDE asırlarca evvel kürumuş bir gölün yerinde araştırmalar yapan bir heyet üç tane Lotüs tohumu bulmuştur. Bu tohumlar fosilleşmiş, bir toprak parçası içer, alnde kalmış olduğundan filizlenme kabiliyetlerini muhafaza etmişlerdir. Etrafları temizlendikten sonra toprağa ekilen tohumlar sekiz gün Sonra çimenlenmiş, 31 gün sonra da 30 Santimetre uzunluğunda bir nebat halini almışlardır. İki sene sonra ki Timi bahisler “Ahlâk başka, Cinsiyet başkadır, Yazan; Dr. R. ADASAL Yine bu sütunlarda arasıra Ginsiyet mevzularına temss ederek mümxü” Ol. duğu kadar herkesin anlıyabileceği bir lisanla yazdığımı tahlillerin bilhassa mü, sbevver okuyucularımı alâkadar ettiğini görüyorum. Bize nazaran #enelerdenberi insan çıplaklığı, sokakla öpüşme, kortizanlık gibi şeylerin serbest telâkki edildiği Av. rupa şehirlerinde b4» henüz bakir sayı- lan bu movsular hakkıda ne yazılsa azdır. “Son çeyrek asırda en modern ve 'di- nainik ruhiyatm mücssisi olan Freud im 8an ruhünün marazi ve tabil birçok te- cellilerini Libido İsmini verdiği cinsi küdrete atfetmekte tar. Givle haklıdır. Bu büyük Viyana hekim'ain en büyük hizmetlerinden biri, cinsi fonksiyonları yani örkek ve kadında manevi aşk ve bunun yaddi bir tezahürü olan çiftleş- me gibi fiziyolojik vetiroleri metafizik ruklyattan ve skolâstik ahlâk telâkkile, rinden kurtarmasıdır. Esasen psikana. liz mektebi cinsiyeti çocuğun doğmasile beraber başgösteren ve meme emme sinde, parmağını yalamasnda, tenasül ületlerini yoklamasmda hir zevk duydu. Bunu kabul etmekle haksız olarak ah- lâka mugayir bir nazariye gibi telâkki 6- dilmişti, Fakat psikanalistler gibi değil de ha- yatta bütün ruhi hâdiseleri olduğu gibi ve bütün çiplaklıklariyle tahlil etmek meharetini göstörebilen rec'ist palkolog- lar gibi düşünsek bile yine cinsiyef ile ahlâkın başka başka şeylerden ibaret olduklarını görürüz. Ablâk daha ziyade İnsanm manevi cephesine barç teşkil 6- den unsurlarin kıymetlerin Leyeti umu, miyesi ve kanunlara karşı korku ve c8- za hislerinin davet ettiği zoraki mecbu- riyotten ziyade, umumun vicdanmda ma kes bulan vazife duygulardır. Vatana hizmet ve sevgi, büyüklere saygı, zayıf- Isra merhamet ve yardım, “iyi ve maili! “an'anolere bağlılık gibi iyükfek heye canlarla hislerin Madesi; fiziyolojik bir fonksiyondan ibaret olan uzuv merkez- leri, yani âletleri yoktur; yani ahlâkın en yüksek bir derecesi olan diğerbeyni ile nefsi feragati için vücudumuzun hiç bir yerinde ve meselâ dimağda bir mer- kez bulmak İmkânsizdir. Zerçi bir adu- ma dejenere vani mütereddi dediğimiz zaman modirn tababet buluşlarını göre dahili ifrax guddelerini bir bozukluk ile itham etmek kabildir; "a.ot İlim karal- ter "> ahlâkın gözle görünen ve ölçülen kimyasmı bulmuş olmaktan çok uzaktır. Binaenaleyh aklik sahibi veya ahlâk. siz bir insan hakkında hüküm verirken gözönünde maddi bir tezahür veya öl- çü yoktur; yani çalıştığı müessesenin hesab defterini sinsi maksetlarma göre tahrif eder bir İnsanm deveran cihazın- da veya vücudunun brska bir yerinde e anda bir araz görülmez. Cinsiyet fonk. siyonu ise bun“n aksine olrrak tamami le fiziyoloji kanunlarma bağlı olan ve büsüsi damarlar, sinirler ve guddelerle idare edilen bedeni bir tezahürdür. Kadmda ve erkekte temas halin'e biribirlerine tetabuk eden, sevgi ismini verdi,imiz yüksek bir arzuyu Guyuran ve sonunda da bol bir harici ifraza mec- ra teşkil eden aşikâr şehvet ve çiftleş- me Aletleri görüyoruz. Binaenaleyh bü uzuvların f aliyetleri balinde insan vü- cudunda başgösteren ve skisleri de ru- bumuzda görülen bütün vetireler einsi, yet etiketi altında toplanır. Mide boş- te veya dolgunluğu nasıl ki açlık ve- ya tokluk halleriyle belli oluyorsa, te - nasül âletlerinin de bir ihtiyaca teka - bül eden faaliyetleri veya durgunlukla- rt da kendilerine göre birikim bislerin beli olur. Genç İnsan daima bu İhtiyaç hali & çinde ve hemen dalma mwecavizdir. Er- kek ve kadınm aşk ve sempati ile ifa- de edilen ve çok kere fiziyolojik bir me, kanizma ile yatıştırılan bu tecavüzleri, tabliatm en normal ve valid kanunların. dan biridir. Fakat en yüksek manevi kıymetleri bile en şiddetli ve zecri ka- funlarla koruyamıyan cemiyet, insan büdrelerinin o hariminde sönmiyen bir hararetle coroyan cön en büyük ta- biat kanununu nasıl menedebilir? izdi - Be” Devam 9 mede | j j si