AKŞAM POSTASI İ Sahibi sesi Neşriget . Müdürü | w HasanıRasim<Us İ İDARE EVİ, istanbul Ankara csdöesi Pasin hutunme Münaheni 104. Telgeei sreii isis HABER Yazı işleri telefonu: 23872 : 24370 : 20399 Hâdiseler, hikirler Yerli endüstri ve uçak Yazan: Yerlimallar sergisinde gözü en çok çeken eser, hiç şüphesiz yerli sanatın, kendi zekâmızın, içimizden yetişmiş olanların eseri uçaktır. Dün, Galatasaray lisemizin iç avlu sunda ona üzün' uzun baktım.. Gurur. la baktım, Bilmem 6, yirminci asrın bu garip, tuhaf ve korkunç mahlüku, nev'inin en mütekâmil nümünelerinden biri sayıla- bilir miydi? Belki evet, belki hayır. Fakat bana öyle geldi ki bizimkiler “w- nunla, bunun - benzerleriyle ve yahut bunu takip edecek yeni ve daha mü: kemmel nümünelerden biri veya bir kâçı ile uçarlarsa, yani kendi zekümr. zın, kendi emeğimizin yarattığı ve ya- ratacağı kanatları takarak havalanır - larsa, herhangi bir düşman için mut laka daha kahhar olacaklardır. daha kahhar olacaklardır . “Bu asırda end in, herhangi bir memlekette vatandaşa vereceği en bü. yük gurur nedir? ,, diyene ben tered- dütsüz şu cevabı veririm: — Kendi uçağını kendi yapmak. Bizdeki uçakçıkk endüstrisinin he- Düz ne balde bulunduğuru bilmiyorum. Hattâ uçakçılığın bizde bir yerli en düstri mevzuu olup olmadığı hakkında da henüz bir fikir elde etmiş değilim. 'Tamâmiyle askeri mahiyette olan te- şekküllerimizin dışında konuşuyorum, şüphesiz. Uçak endüstrisi kolay iş de- ğildir. Zira; — En ince bir presizisyon işidir, 2 — Durmadan tekemmül eden ra- kipleriyle her zaman - hiç olmazsa » at. başı beraber bulunmayı zaruri kılan bir iştir. Uçak endüstrisinde “vâkfe,, yoktur.. Bugün en muvafık addedilen tip yirmi lört saat sonra hiçbir şeye yaramaz, de- mode olur gider.. Ani bir hamle ile kendimizi dünya endüstrisinin yardımlarından müstağni bir halt oyükseltebilecek miyiz?. Bunu gelişi güzel iddiaya kalkışmak, sanırım ki bir parça hafiflik olur. Fran. sa ve İngiltere gibi büyük endüstri devletlerinin bile, havacılıklarını ya- bancı yardımından henüz kurtarama - miş bulunduklarını biliyoruz. Daha iki ay önce, Fransa ve bir hafta evvel de İngiltere, Amerikaya yüzlerce uçak sipa- riş etmişlerdir. Bu, bir memleketin ba. vacılığında tam bir istiklâle ulaşma - #nm ne mühim şey olduğunu kâfi de- recede izah eder. Havacılıkta tam istik- lâl, ancak, motörcülükte arsrulusal re. kabetlerin ulaşamıyacağı bir yüksek- liğe çıkmakla mümkündür. Bunun için de, her şeyden evvel, ilme ve endüstri, * kendini bağlayıp nesredecek bir: milli zekânın, yılmadan, yorulmadan, hayal kırıklığı nedir bilmeden çalışmaya im- kân bulmasiyle kabildir. Derakap kar. şılığı beklenilmeden hemen büyük kâ- ra tahavvül umulmadan, sokağa atılı gibi konacak sermayelere, tahsisata, dolgun ikramiyelere kendimizi alıştır. malıyız. Karabük fabrikasının bacaları ya - kında tütecek. Kendi tersanelerimizde, kendi gemilerimizi yapacağımız günler yaklaştıkça yaklaşıyor. Yerlima'lar ser- gisinin her dairesi, zekâmızm, her en- düstri işine ne çabuk alıştığını, en kısa zamanda ne seçme verimler elde edebi- bildiğimizi göze vuruyor, Bugün her paviyonda gözümüzü çeken mükem- mel eserlerin yerinde, on yıl önce öyle iptidal eserler vardı ki... On vel önce ilk Yerlimallar sergisini İ Nizamettin Nazif tezgâhında HARFR — Alsam onatam sia Bir dolapta di sene saklı! Bir Ingiliz askerinin Umuminharpte geçir- diği korkunç macera Bir gün evi arayan Alman Askerleri, saklı bulunduğum dolabın yanına her eşya gibi dolabı d öl | kadar ge'diler; şüpheli Londradaki “harp müzesinde, top . lar, tülekler ve di- ğer harp âletleri a. rasında bir de elbi- se dolabı görülür. — Bu nedir? diye Harp bunun bir İngiliz dört sene s diye cevap verirler Patrik Favler ismin deki bu İndiliz n<ke rinin macerası ha - kiten o meraklıdır ve dünyada hiç kim senin başına gelme miştir. Bu macerayı ken - disi şöyle anlatı - yor: “1914 a, ağustosu idi. Bizim orduyu, Fransaya yollamışlardır. Alman hudu. dunda bir müddet (o çarpıştıktan sonra alayımız bozuldu ve hemen bütün arka. daşlar esir düştüler. Ben kaçmağa muvaffak ooldum. Ci. varda bir Fransız kasabası vardı. Oruya yaklaşırken yolda bir adam gördüm: Or manda odun kesiyormuş, dinlenmek için mıştır. oturmuş. Kendisine selâm verdim ve konuşma. ya başladık. Ne ben onun dilini pek iyi anlıyordum, pe o beni mdilimi. (Fakat onun bana, benim ona iyi bir arkadaş o- lacağımızı ikimiz de anlamıştık. Kendi. sine yardım ettim, epey odun kestim. Akşam evine beraber gittik. Macera- mı anlattım. O da, karısı da bana çok a. cıdılar. Lui Bosken ismindeki bu odun- cuyu, bazı sıhhi sebeblerden dolayı aske. re almamışlardı. O da kasabanın odunu- nu kesmekle meşgul oluyormuş. Epey bir müddet Luinin evinde gizli yaşadım. Fakat. bir gün fena (haberler dolaşmaya başladı: Almanlar şehre yak- laşıyorlarmış.. Civar köylerin hepsi Al mân askerlerinin işgali altma düşmüş. | İki üç gün sonra, vaziyet daha tehli. keleşti,. Almarlar akşama, sabaha şehre gireceklerdi. O zaman Lui: — Burası senin için tehlikeli, dedi Şehrin daha sık mahallesinde kaynana- mın evi var. Seri oraya götüreyi da saklan, Madam Belman Goöder, Luinin kayna- nası, çok iyi kalpli bir kadındı. Beni memnuniyetle karşıladı ve bir ana gibi bakmaya başladı. Oraya gittiğimin ertesi günü Almanlar şehre giriyorlardı. Benim ( vazivetim de gittikçe nazikleşiyordu. Bir gün: #İyaret edenlerin, acaba kaçta kaçı, bir gün bu derece güzel neticelerle kar Şilaşacabileceklerini umup tahmin © debilmişlerdi? Her halde pek azı.. Bugün, bir sergimiz de, ilk defa ola- râk yerli bir plânör ve bir uçak teşhir ediliyor. Motörü yabancı malı olsa bile bu eserin Üzerinde bir çok Türk emeği vardır. Bugün karşımızda mütevazi bir duruşu olan bu eserin yerinde, beş yıl sonra, cihan: hayrete düşüren bir ha- rıka görmek talihimden mahrum olaca» ğimizı kim iddia edebilir?, Uçak endüstrimizin ilk emekleyişleri etrafında , yazdığımız şu bir kaç satırı bitirirken, bu sahanın ilk şehidi mü hendis uçakçı Salâhaddini bir daha rah. metle anarım. Londra harp müzesindeki dolap “Almanlar evleri arıyacakmış,, dediler Bu haber madam Goberi âdeta benden derken gözt — Dol Bu, kadının elbise dolabı idi. Bir bu Kot#tnç macerasını anlatan Patrik Fovler a süngülediler ve.., çuk metre boyunda, bir metre ninde olan bu dolabın içi, yi » Bu raflarda kadının çamaşırları Rafsız bölmede de mantoları asılı idi. Marlam Gober elhiseleri ben dizlerim lerek dolai Fakat burac rasının ba: ğl o anda Dört sene, | ralından kırpmazdım. Yalnız, madam Gober, gün- düz bir iki saat yanımda kalırdı. O z4- man dolaptan ç alık bir şey yer, biraz uzanırdım. Bu müddet zar. fında madam Gober başucumda bekler. di. Kaç kere kadının birdenbire uyandır. ması ile b dan kalkmış ve o c8- Bir gün şehirde ilân — Bazı evlerde asker kaçağı yormuş. Bulunduğu lar da, saklananlar da kı tir.. Bu ri getiren bizzat madam Gober idi. Fakat beni sonuna kadar sak. la a sebat edeceğini bildirdi... andı ben kaçkere ölüm korkuları içinde kaldım! Kaç kere dotsbm içinde korkudan düşüp bayıla. ak, Havasızlıktan patirracak o hale gel- dim! Beni Alman askerlerinden yarım santim bir tahta ile ayıran bu dolapta nefesimi tutuyor,öksürüğüm tutacak di- ye ölüm kopuyordu. Bir keresinde bana bu dolabın içinde, Alman süngülerinin saplanması tehlike- sini de atlattım. Askerler süngüleri ile dolabı deşiyorlardı. Şüphesiz ki aradık. tarı ben değildim, şarap arıyorlardı, Fa. kat az kalsın şarap yerine dolaptan he. nim kanlarım akacaktı. Bereket versin süngüler dolabın öbür tarafma <-"'andı. ben ise diğer tarafında bulunuy ım... Bu işkence hayatı böyle tam dört sene “devam etti, Nihayet bir gün. 1918 teşrinievvelinde, abadan Almanlar çıktı.. Ben de dört seneyi, geçirmiş olduğum dolaptan çık- HABER allesi bügün ae bir yıldönümünde bulunmakla elemli ve yastadır; çok kıymetli yanı arkadaşımız Ahmet Ekrem Harmankaya bir sene evvel madan ebediyyen ayrılmıştı. bugün ara. Henüz kırk üç yaşımdayken bir kalb sektesiyle hayata veda eden Ahmet Ek- rem İngilizce, almanca, fransmea ve arabenyı ga, çok temiz bir insan, eşi bulunmaz bir ai dastı, Ölümüyle bilhassa bu arkadaşlığı bakımından Haber ailesinde yeri doldurulamaz bir boşlak bırakmıştır. Ölümünün yıldönümünde temiz hatırasını hürmetle anarız. « CUMHURIYEL | Japonyanın sesi “| lobi Daver Çin - Japon parti ve son Sosget , Japon ihlili bahsederek şöyle yazıyor: di i “Çinin Japonyayı nekadar YO mu, son Sovyet - Japon ültldin açıl termektedir. Şimdiye kadar, id çikan bu çeşit ihtilüflarda | heme” gi Sovyet Rusya, ihtilâlçı Japonya ye davranırlardı; nihayet, iş barbe 403 gi tehlikesini gösterince Sovyet Rİ ayak dirediğini görüyoruz. , Sovyet Rusya, Adeta, Japonya ve cesaretini imtihan ediyor.“ ERİR yet, tahmin eltiğimir gibi, Japon | at ve mutavaatiyle | neticelenir Şi sonra, Uzakşark politikasında, Jb yaf değişiklik olacak, Japonya prestiji kaybedecektir. O zaman, devletler df — Japonya yoruldu, Japon yer; Diyerekler ve kafa tutmak Pi pe” gelecektir. Ve tabiatlle basta Sav yl ya olmak Üzere Amerika; İns mere yil hatta Felemenk Cine etlerinden Kel ağ) tar. yerdimden kaçınmıyacakiırd fi) nin aölerdizi fedakâr ve KA mukavemetin ilk neticesi ee Ki harbin ir senesi yeni teli yg hir sene daha dayanırsa bakalım Tseak?,, ' Lozan anlaşma! Ss ABİHA Zekeriya Sertel ya? “Lozan anlaşması yalnız siyasi ir p” rin kazanılmasını tesbitten ibarel “iye Türkiyeyi emperyalist devletleri! 7 #ö nı doyuran, onu muhtelif develi A temlekesi yapan Sevr vmwahedesini gd masından ibarel te değildir. BU kuvvetli temeller üstüne kurduna. hürriyet ve istiklâlini karanmas* Kapitülüsyonların kalkması, Sİ” lin bir sembolü olan Türk ye sallandığı devirlerde dahi ecnebi E len imtiyazlarla yarım köle, yarı” leke olan bir devletin istiklâline vi sı demektir. Bütün yakın bir tarifi kivayi dahili mücadelelere, harpi£” lemiye sebeb elan ekalliyetler Mi bir defaya mahisirs olmak Bere * halledilmesi de Loranın titre kas büyük nimetlerden biridir. BÖLÜ” ya. bir araya getirirek, bugün kar” tisadi, siyasi istiklâlini kazanmıf inkılâplarını yapmak çin fesat yen! baştan yaratılmış ve kurt r iakll bir Türk vatanı, müstakil Pİ 2 ; Bunun içindir ki Leş ye görürüz. Bunun içindir ki, N düsün Mü masına kıymetlerini man hıt noktafar kafamızda bir?” ” bi parlar, ha gör kamastırıcı vti de Atatürkün yaratet iradesini ee milletinin yenilmez nemini mörüi YENİ ŞAR Karşılıklı vazif& ER sabah sülunünün meh or: “Dün aksam Tktiset wekilimisit tinde “Sux,, vapurunu gezip doll nin, konlorun en son . terakki, ikat sahası batmuş olduki wivi nurla bilâlimize kavesti” alşvalları İrliresi yolcularına I yerine getirmiş oluy Anenk Denizyolları idaresine e i Asrenin yalenlarmmin'da bir ve y Wi bu da güzel ve efet gemileri Ye mamak, onlara kendi ör mali” ki #aten öyledir . hakmaktır. Metres! (20) Viraya nlınmıs > vaklarını datayıp uzanmak kib” sörmüdük değil kabalık ve #lâmetidir. Biz “Trak,Ja seyahat eden ye sina nasİsa karışmış birkaç al y önüz yoleunun böyle İAÜ geli miz zaman doğrusu k9 > eza duyduk ve aramızda böv d rın mevcut olabileceğine İMİP bile istemedik. Taşnllah vanılmamışızdırı İ Gökten d üşen J © kocd'