ima amma Nİ ve Şadırvan Mik a talebesiyken, yeşillik üstü ga t yerine uzanarak ders ni ya Künleri hatırlıyorum. Her ürü, * tutuşurken burası ne serin > Bazan Kitabımı şöyle yanıma Kü Çınarın sayısız yaprakları Bümlş tozları gibi parlıyan Miş, © dalardım galiba... Bir güzel “im Bilmem, Camiin kenarla te, ş vercinler, kanıtlanmış mer- İş, Salar gibi kopardı, boş bulu- SED yerimden fırlar, sonra, Kl6p,, © gülerdim. g kafam, tomar tomar Bu şövalye ro ve mermer şa- “İş, | YENİ cami ne kadar motifi İç, Tİ camiin içine âçık pem:e- ie gü ayak, uçarı bir küçük Yağ, Si girer.Hahlardan çiçek, şadır vi Su, Müzehheb bir kuramın açık AN tır çalardı. Sonra, usul ni iş e kaplı duvarlara yaklaşır. ane ) akının ucuyla o çinilerin nim Güzel'in çırılçıplak Li BL yontardı, Öyle kabart ing, *lihizi uzatır uzatmaz, duva- eti, A Sanki iki kıskanç kol uzanır, , N z Artmavı duvarın İçine çe 2g sleverirdi ii“ in Bir 2 y “#vburnumu dolaşarak Bur- m iy terken Evliya Çelebiyi ha Na ea Bügün de Yeşil camii, o- m Mile gezebilirim: Md, Bir mürteti mahalde bir car bu” Ku” leri beyaz mer hi *T. iki kubbelidir. İçinde asla tek ter. Mihrap ve minberin İS, “izim. Ancak bir kible kapısı Na nda ve solunda takı âli S4, kat nakışlar elmuştur Mas, kâğ ei Pİ ka Et Üzerine kıl kelem ile ş , a” değildir. Ama mermer us vi 2» tasiam © vil tişe vurup b ESİM Ayan etmiş, sahibi bina Kar, a tir, Bu samide ziyba i uç ig türlü tearrüfler etmiştir i kelğn, methinde A-izdirler. Ne- ı e Süreç Büslin cihetinden ve letâfe- İN biç, dünya üzerinde böyle in. “lunmamıştır. “Taşra ha ÜN çen tarla müzeyyendir Reşat Ekrem KOÇU Maapi > ari Vekili Miz Z0adan şenri- 1.9 h zn ç areket elti ge An, A) — Kültür Baka. NE İki ç, Mâiyetinde heyeti tef- Ni Hakı, 28, ik tedrisat müdürü KN Ad » kalemi mahsus müdürü Mi z Dt Arif Hikmet olduğu tiz, ,, orihinde Gümüşhaneden tn br Di büyük bir kalabalık t tür yı vetle karşılanmıştır . Sn Pam Üçüncü umumi müfet etin maz Beledi misafiri olmuştur. O da ki tarafından bakar şere- ios, iyalet, dün akşam da aş an de vilâyet tarafından Sani, Verilmiştir. Kültür ba. Kün İnşaatı yerini, liseyi, kız Rezmiştir. Kültür bakanı deki pm ğa ile birlikte bugün ve ve İsti k anbul yoluyla 1 Arekeş etmiştir, > Çe Sil; e 2 &edenlerin iü kerlikieri “ike Mü ik Şübesi başkanlığından: PN in & 1 daha yüksek okullardan : ia di tel ik heri yapmadan iy Mu hı, yacuklarından 937.038 iy &ibi okullardan mezun o- İkt siliyer verecek okurla. Maça 1 Beşiktaş askerlik ger My Pi faile vin ieclisinde NA min içip ve kadar yapılacaktır W in bakta bu ki L5 4 i meclise müracaat etmi Kebiş künleni müsmele yapıla. Meh Kürların nüfus eüzdanla, na tasdikname veya Va Yok, elerile birlikte sn, Ni minde ve maavene için Be. #reclise aönderilmek 1. Künvelerini almaları, le kanuni bir mazerete | Mesel HABER — Aksam pastan Çin - Japon harbi Büyük bir Avrupalı muharrir diyor ki: “İkı mille! de harbe öylesine girmiştir ki, ikisinden biri için muzaffer olmak ihtimali yoktur, İki ©Odenedir yüz — durmadan devam eden ve mily larca cana mal 0- lan Çin - Japon harbi için Avru- panın en büyük | siyasi omuhârrir- lerinden Piyer Sominik oentere- resan bir makale yazmıştır. Muhar rir bü yazısında şöyle (demekte - dir: Çin - Japon harbinin ilk wi dönümünün kı lanışından üç sonra, ki tarafın vaz. Jeri, harbin iki «an binin mağ- 1 inden başka bir suretle nihayete ermeği ihtimali ve bu ihtimali ve bu abin Avrupa için doğurabileceği ne- tceler hakkında bar: düşünceler yü rTürtmek istiyorum. İki tarafın (o karşılıklı o vâziyetleri dört devlet adamının (o durumlariyle tarif edilebilir, Asker olmıyan başvekil Prens Konoye. Japonyada, harbi sonu- na kadar devam ettirmek istiyen bir n- bugün, et adam rolünü almıştır, onun için, Ja n asla mağlübiyet görmemiş ve görmiyecek olduğunu haykırmasına şahle oluyoruz. Bu yakınlarda prens Konoye on senelik bir harpten bahse- diyordu. Fakat onun yanında (bir general Ugaki vardır. Bu general her şeyderi önce bir diplomat ve bir idare adamı | Gr: Kendisi dış bakanıdır. #ir kag-se- ne evvel başvekil olmasına ordu mâni olmuştu. O, söz söylemiyor ve bir mü- za yle girişildiği (takdirde prens Konoye'nin yerini almaya âmadeğdir. Çinde, ön daki adamlarda ayni şey müşahede edilir. Şang - Kay - Şek, ç olmazsa askeri bakımdan, bir nevi diktatördür. "Mukavemetimiz. Japon isti kuvvetlerinin çekilişinden önce kesilmiyecektir.. diyor; Fakat, 5 Temmuzda askeri halk meç Misi işe başlamıştır. Bu melis, Kuomin tangın reis muavini B, Vang » Şing * Vey'in riyaseti (o altmdadır. Ve B. Vang-Şing-Vey, Çinde Japonyanın ge nsral Ugaki'sinin tamamiyle ayni va- ziyettedir. ler. mürekkep Bir koleksiyon APONYADA kartvizit toplamağa meraklı insanlar gün- den güne artiyor, Bunlar kendi aralarında bir klüb, bir de borsa açmışlardır. Bu kartvizit « kolleksiyoncuları bil- basan Avrupa moşahirinin kartlarını toplamağı moraklıdır Kartvizit kolleksiyonculerının kralı Aşiga isminde bir Ja- pondur, Bü Japon bu maksat İçin dünyaam hemen her tara- fını dolaşmış, ve Üzerlerinde bütün dünya meşhur adamlari, &m adları yazılı 300,000 den farla kartvizit toplamıştır. Hakem düdüğü hiç bir işe yaramaz OFYADA bir Bulgar takımıyla bir Romen takımı ara- sında bir futbol maçı yapılmış ve Rulgar takımı, Ro. men takımını yenmiştir. Gayet tabil olan bu bildisenin bu sü- tunda ne işi var demeyiniz. Bu maçın çok orijinal bir noktasi vardır. Gerek Bulgar takımı, gerekse Romen miyle sağir ve dilsiz oyunculardan tejekkül etmiştir. Bu oyun. culara hakem düdüğü hiçbir işe yaramıyacağından düdük ye- rine başka başka renkte bayraklar kullanilmıştır. ei La i amm İki memiskette de, harp partisi İle sulh partisi hükümette temsil edil fakat harp partisi başta, sulh partisi ikinci derecede bir mevkie sahiptir, Ko inişt olsun veya (olmasın, bizim garplı telâşçılarımız iyice anlasınlar; Çin - Japon barbinin” devamı mümkün- dür. Fakat bir günün birinde müzüke relere şahit olabiliriz. İkinci düşünce: Gerçekten, iki mil let de hârbe öylesine girişmiştir ki iki- sindan biri için muzaffer olmak ihtima- li yoktur. Çinin Japonyayı mağlüp ede- rek ordularmı denize döktüğü tasav- vur edilemez. Fakat harp nc kadar u- zun sürerse Japonya da askerleri o nis bette arttırmak mecburiyetindedir, Şim diki kıtalar: ancak münakale ü noktalarını ve demiryollarmı elde tüta- bilmektedirler, Ekseriya birbirinden gok, mah meanicde. olan... demiryolları arasında, memlekette oturan Çin kıta- ları çete harblerine baş vurmaktadır. Jar, Öyleyse ki, Pekin bu başıbozuk çe teler tarafından âdeta istilâva uğramış gibidir. Diğer taraftan, Japonya, Sov- yetler Birliğile daima mümkün bir hâr bin kendisi için fena bitmesini müm- kün o kılacak derecede zayıflamak is temez. Aylarca ve aylarca müdder top rakları üzerinde katabelerin çoğalma sında dâ menfaati yoktur. Gerçi Çin, mülki tamamiyeti bakı mundan kendisi için şerefli olacak ve Kuorintang'ın hiç olmazsa zevahiri kurtarmasına imkân verecek bir sulh yapmaya kalkıştığı takdirde, komünist ler bunu kabul etmiyecekler ve red detmek için nasyonalist görünecekler- r takım: tama- dir, Üstelik bu yol dan Sovyetler Bir Miğinin O bilvasıta veya bilâvasrta bir evidahalesine şâ- hit olurduk. İşte Ugaki ile Vang Şing - Vey'in ha reketlerinin mu- “ valfak:yetle neti ” gelenmesi' istirna- ini azaltan da budur. Çünkü bu ” hareket Çinle Ja ponya (oarasında sulh yapmak ar zusuyla harbi ge- nişletmek ( tehli kesine maruz bu Junurdu. Üçüncü düşünce: Bu harp, devamı ve netizesi hakkında bir çok faraziyeler mümkün olsa bile, Avurpa her hangi bir şekilde, uzak şarkta harbin Av rupa mağlâbiyeti ile neticelenceeğine emin olmalı Çinin mağlübiyeti ve Japonya tara- fından kolonize edilmesi yalnız Fran- saya, İngiltereye, Belçikaya, Holan- daya ilâh. değil, ayni zamanda Ameri ka Birleşik devletlerine ve hattâ Ja ponyanın dostu olan totaliter devletle- re indirilmiş bir darbe olur. Tamamen imkânsız olan Japonyanın mağlübiyeti, Çini, hiç olmazsa ekonomik bakımdan uzak şark ve hattâ Asya pazarlarını elde edecek, Singapurdan ve hattı A- den'den öteye Avrupanm nüfuzunu s- frra indirecek muazzam biv imparator- luk haline getirirdi. Uzlaşmaya istinat edecek bir sulh, Uzak Şarkta, beyazla- Ta karşı biribirine dâyânacak iki büyük devlet bırakacaktır. Parasel adaları me selesi bize ders olmalıdır. Çin protesto ediyor, Fakat ayni zamanda Japonya da, Galip gelecek bir Japonyanın enter nasyonal imtiyazların ipkasma muva- fakat edeceği tasavvur olunabilir mi? Galip bir Çin için de vaziyet aynidir. Fakat Japonya ile topal bir anlaşma imzalıyacak, ve bu meselede, Japonya- yı ardında hissede:ek bir Çin için de vaziyet ayni olacaktır. Bunlar, henüz Avrupada ittifakla kabul edilmiyen mütalealardır. Çünkü Avrupa evvelce tek ve birleşik olduğu" nu hâlâ anlamamıştır. Fakat yavaş ya- vaş anlıyacaktır. Ve Uzak Şark'ta hi diselerin inkişafı ancak zihnini açabi- daha kırdı ada silâhlanma için muhtelif milletlerin sar- fettikleri para miktarma sit bir istatistik peşretmiş- | lerdir. Bu istatistiğe göre 1938 de silâhlanma için yeryüzün- de bir sene evveline nazaran yüzde 11 fazla sarfedilmiştir. Bu miktar 1913 € göre yüzde 350 fazladır. Silâh ticareti yapan milletler arasında en fazla silâh sat- mak rekoru Amerikalılardadır. İngiltere, bütçesinin yüzde T sini, Fransa da yüzde onunu silâh almağa sârfediyorlar, İstatistikte yalnız Almanya, İtalya ve Sovyet Rusyaya dair rakamlar yoktur. l * Gem'lerin süratli G EMİLERİN pervaneleri de asrileşiyor... İtalyan gaze- telerinin yazdıklarına bakılırsa Piyer Kalmar ve Jan Dani isminde iki genç Macar mühendisi, pervane yerine ge- milerin teknesi altına takılscak helezon geklinde yeni bir âlet icar etmişlerdir, Bu âlet gemilerin hızmı arttırmakta çok işe yarıyacaktır. Küçük bir model üzerinde yapılan tecrübeler gayet iyi netice vermiştir. Pervane suya hızmrı bir kısmını suda, geminin süratine mâni olan orpintilar yapar. Halbuki helezon şeklinde olan yeni pervane su kütlesini bir burgu gibi deler. Hızmı kaybetmez ve çirpini yapmaz, ö kaybederek çarpar, ve “Aramızda dolaşanlardan birkaçı: 2 - Nikbin Yazan: Kara Davul Şık piposu, odayı kokulu bir duman» )a doldurmuştu. Küçük odanın yarısını kaplıyan maroken kanapeye gövdesini gömmüş, mavi gözlerini karşısındaki masada yağı yazan bir arkadaşın tüy- süz kafası üstünden, duvardaki hari- taya daldırmıştı... — Kuzum... * dedim » fikrin me? Nastl görüyorsun “Ahvali âlem, i.. Gülümsedi: — Ne varmış ('Ahvali âlem,, de? Âlem yine ol âlem, deveran yine cl deveran işte “Yiyoruz, içiyoruz, uyu- yoruz, arasıra oynuyoruz. Günler de geçiyor. , — Dünya politikasını nasıl görüyor sün? Günün birinde bir harp patlar mi dersin? — Patlarsa patlar; patlamazsa pat- lamâz. Kriz, cemiyetlerin nezlesi gibi bir şeydir. Had veya müzmin bir krize tutulmuş bir cemiyet, kendine iyi bak maz, iyi teda ihtilât yapabilir. Nezleli adamın zatür- reeye tutulması kabilinden, kriz içinde cemiyet te bir harbe atılabilir. Bina enaleyh, harp (bence diş ağrısından farksız bir şeydir. — Farzet ki yeni bir cihan harbi patlayıverdi. Biz ne oluruz? — Hülya... Yeni bir cihan harbinin patlayamıyacağı, bugüne kadar patla yamamasından açıkça belli olmuyor mu? Diplomatlar yeni bir kelime keş- fettiler, Bir yerde bir harp veya ihtilâl beliriverdi mi, hemen “lokalize edi- verelim şuhu!,, diyorlar. Yani işi bir çalımma getirip “Mevzii, deştiriveri- yorlar, Yangını yakan dünyaya sirayet ettiremiyor, kendisi yanıyor. Ve birdenbire bahsin mevrasını de Giştirdi: — Biz, yeni devletimizi kuruncaya kadar, istilâ harplerinden ürkerdik. Geçen asırda ve bu asrın ilk yıllarında Avrupada altı. büyük devlet vardı, ves Osmanlı İmparatorluğunun başına" her biri, bir dert yüklemiğti: 1 İngilterenin bizi parçalamak ar rusu, 2 — Rusların boğazları almak arzu- su, 3 — Fransanın Şarki Akdeniz kıyı larına dikilen gözü, 4 — Almanyanın “Drank nah Os- ten,, adını verdiği Şarka doğru ilerle- yiş plânı. Yani Hamburg - Bağdat yo- Yu masalı, 5 — İtalyanın (1) yayılma temayül leri, 6 — Avusturyanın Balkanları ele geçirmek ihtirası, Umumi Harpten önceki İngiltere muradına erdi. Osmanlı İmparstorlu- ğu kalmadı, Ne Hindin iç politikasiyle meşgulüz, ne de Süveyş ve Kızıldeniz politikasiyle. O da rahat biz de rahat. Ruslar boğazlar o için bir tehlike mi? Görünürde böyle bir şey yok. Onlar da rahat biz de rahat. Fransa Şerki Akdenizdeki muradına erdi. Rivayete bakılırsa kendisine verilen manda'dan biran evvel silkinmek arzusunda. De- mek ki, üçüncü mesele de kalmadı. Al tıncı meseleyi Umumi Harp kökünden halletti. Avusturyanm ortadan kalkma- siyle ve bizim Balkanlardan çekilme" mizle bu eski belâ ya bitmiş, oldu, ya- hut Alman “Drrank nah Osten, i ile birleşti ve mevcuttur. Bu takdirde bir bu mesele bir de İtalyan yayılması me- selesi kalıyor. Acaba bu iki devlet bu temayüllerini bizim ve müttefiklerimi- zin zararımıza olarak başatmak ister- ler mi? Haydi istediklerini farzedelim. Bunun için tabii elele vermek istiye- cekler. Bir Alman - İtalyan ittifakının böyle bir davaya girişmesi kadar, tu- haf ve güldürücü ne olabilir? Alman ya koskoca bir ver katanası, İtalya ise cılız mı, cılız. İki atm bir arabaya ko- şulabilmesi için boylarının ve kuvvet lerinin birbirine uyması lâzımdır. Baj- kanları, küğük Asyayı, Elcezire ve raki çiğnemeğe karar verdikleri ogün bu iki devlet kendi silindirleri altında ancak kendi istiklâllerini ezmiş olur İar;paramparça olurlar, Esasen farzı mubal ya, bizi ve müttefiklerimizi mağ Der Deram 17 incide Kara DAVUD (1) Ekspansiyon, i edilmezse, bu kriz bir “ al EY