— ehli İla HABER — Aksam postam. Haber'den Tarihe Bursa yolunda it gün evvel bir arkadaşımı gör. ir e Bursaya gittim, bulamadım; İSE kalıp döndüm, tat, a 16 ile 20 yaş arasındaki en tn kap, <liğim geçmiştir. Mektepte eg, kan bir lise talebesi, tatil gün- bap, Emirsullandan Çekirge bahçe »- ağı, Alıcılardan Temenye mesiresine tar, inişli Yokuşlu, kıvrım kıvrım yol. Pay ri birkaç defa dönüp £ dolaşır. Ming, Jaklarmda tulumbacı yemenisi, iyi, e çurtma gibi mintan, hütlü gef- 8 hay suları dudaklarından göğsü- dökülen çocuklar, yeni kap. Mğüy dan ağzınm doldurduğu havuz ni kayar sarmp “kimi tavus ve ki- e, Kk, a atıp,, atlayan çocuk. Bi, 13 Zamarlarında, derslerine, 1- İlya uzayan ovaya hâkim yeşil iv, çalışan çocuklar, büyüdük. Bursadan, ayrı düştükleri zaman 4 Bani vakit unutamazlar. €5 gay Semen her yıl bir iki defa gi- AA nal öyle ki, evdekiler bile lar, benim son vapuru ka- e #elemediğimi zannederler. Bur. & Mig hele liseye çıkan yollar- kn iü bâzan o kadar dalarım ki iF &yak sesi işitir gibi olurum, Mir, düm arkamdan koşuyormuş sa im Vapur Saravhurnunu döner. ime, ama rereden gelip yerleşmiş ie. Sap ndan “geçtiğim Ye m açtığım. Olmip ben içtiğim. vim — Söylemeğe başlarım; ve çok yülk muharrir Evliya Çelebi- iş ia inci âsır ortasında (yelkenli derin. ile Bursa yolculuğuna gıpta e. e 1050 yılında, yirmi beş otuz yaş- KE Sir delikanlı olan Evliya Çelebi a yi, ıdanva kayıfıra binefler t, Bir ap Findik Bülüne gez Merin ia gemici yolcuları da ge. Ni der. “Seren çekip salpa de- ler, “Leventler bazır baş olup Mp, tp Allah kolaylık versin di- Dna “kurlar, Sarayburnu akmtısr is Kia e geçerler. Gemi içinde her gnd sohbet etmekte, bazı yârin Ya & İlâhi okumaktadır. Meğer Mt ha arkadaşlarından bir tanesi K İnt, #hiin karcıbaşısı Sefer ağa. Madi de ve kemençecisi imiş. drazam (oArnavut Kara tn Çi asan uşağı Kara Recep afa- dir ,, Sİ ve harendesi imiş. Cüm- Na Ga Sline. Evliya sabredemez: bir , 2 SU girdabı gamda defi gam r Der ygs faslı edelim! ln ederler, Gemicilerden dayı > Çordum, Çıvık Veli, adın. in da çökürleri ile gelip ahen. leyin Br, Aşıkane ve sadıkane | Zevki Ykana faslı başlar. “Er- Si #ğnndan salyalar akar. Bu ile Heybelisdasma da uğ- NCİ Slate Mudanyaya varır. 7 i ti Deşi R. Ekrem KOÇU Yanada kereste buhranı a ün mil zamanlarda 3 * anı başgöstermiş- Xx Bağa, rinde ihtikâr yapılmakta. raya Mi Yıl önce beher parçası çe ilan Keresteler şimdi 480 ku mi Bet Disli. Buna bir de tahta hz. İlmesi için masraf ilâve edilir. a 7 56 İirayı geç. ——. ii Davet e Yerli ikti “kerlik şubesinden: ve dağ Güverte Yüzbaşı Halit oğ, Büy, Giritli Köz i ere, Asteğme: . ve emekli Mügyeln Beyoğı en Halim oğlu 1923 Memeleri, ulu Mehmedim hemen r İİ Uyuşturucu maddeler kaçakçılığı ile mücadele Bütün dünya insanlığının en büyük vazifelerinden biri olmalıdır Uyuşturucu madde kaçakçılığının 25 inci asırda, bilkassa umumi harpten son. , ra, dünya insanları üzerinde yaptığı tahribat, en kanlı harplerin yapacağı tah ribattan çok daha müthiş, çok daha kor- kunçtur. Medeniyetin ilerlemesile beraber yürü- mek garabetini gösteren uyuşturucu mad deler iptilâsı, artık'bütün dünya devlet lerini düşündüren hâdiseler arasına gir. Her millet kendi hudutları dahilinde bu işlerle mücadele edecek geniş teşkilât lar kurduğu gibi, milletler cemiyeti vası- tasile, bu mücadeleyi (beynelmilel bir hale de sokmağa çalışmaktadır. Morfin, eroin, kokain denen keyif ve. rici maddeler, bence kolera, veba gibi en müthiş mikroptan dahâ çok korkulacak şeylerdir. Bir ailenin içinde herhangi bir ferdin keyif verici zehirlerden birisine alışmasını, yukarda saydığımız hastalık- tarım evden içeri girmesine tercih &den- ler çok olduğunu bilirim. cl bu kötü iptilâya tutulan insan. lâr yalnız sıhbatlerini kaybetmekle kal- mıyorlar. Ne haysiyet, me doğruluk, ne de aile saadeti düşünebiliyorlar. İptilâya tutulmadan evvel melek gibi iyi tabiatli olan bir İnsan, keyif verici #ehire alıştı mı bu menhus maddeyi elde Nihayet perişan olmak, sefalete düş- mek, sürüne sürüne ölmek bu zavallıların sonunü teşkil ediyor.. İşte bütün bunlar bilindiği için, Tür. kiyede de keyif verici maddeler kaçak- çılığı ile en şiddetli bir surette mücade- le edilmektedir. Bire yüz kâr bırakan bu işlen, vazgeçmedikleri, bidassa eroin İ- mal edip sattıkları inkâr edilmez bir ha. kiattir ama, hemen bütün memlekette yalnız İstanbula inhisar eden bu kaçak- çılarda, gerek gümrük muhafaza teşkilâtı gerekse zabıta kaçakçılık büroları tara- rin melânetlerine tam (o manasile biri hayet verilecektir, Böylece yalnız, taliin körü cilvesile mu | 'hakak bir ölüm uçurumuna düşmüş za. valllar değil, onlar aileleri de kurtarıl muş olacaktır. — Uyuşturucu maddeleri kendi üzerinde tecrübe etmiş meşhur bir doktor bakınız ne diyor; İnsan, zekâsme genişlemiş olduğunu sanıyor. Hulye.. Morfinin verdiği keyifle bana pek parlak görünmüş olan bazı fikir lere doir yatmak istediğim yazılanı gün. düz olup do okuyunca öfel li sız buldum., a Hükümetin Türkiyede,köylünün afyon istihsalini, kati hir kontrol altında bulun. durması, hem memleket.hem de insaniyet için fevkalâde büyük bir iyilik olmuştur. Milletler cemiyetinin son içtimamda mekte kulmustarib insanların acılarını mustarib oİnsanların âcılarını dindir mekte kullandığını söylemiştir. Fakat başka memleketlerde tahdiğ- 8: ve monopolsüz ekilip satılan afyon- lar acaba nereye gidiyor ve bunların mikdarı nedir? “ Bati ölüm salgını İle mücadele” edenlerin dediklerine göre dünya af yon maksulünün yüzde doksan beşi ka- çağa sariedilmekte, yani bir takım vic dansız insanların, diğer bir takım zaval- İt insanları yavaş yavaş sehirleyip mil yonlar kazanmasını temin etmektedir. Bu vicdansızlar para için mukaddes ne varsa hepsini hiçe sayan hakikâten kor- kunç adamlardır, Fakat öteki zavallda- rın kim olduklatmı, daha doğrusu bu zehire nasil alışmakta oldukları da me- rak edilecek bir noktadır. Bu hususta tetkikler yapmış bir Av- rupalr gazeteci bu biçareleri şöyle tas“ nif ediyor. Bazıları ıstırab çekmemek isterken mörfine alışırlar. Diş ağrısı, nevralji, her hangi devamlı bir sancı... Doktor, hastasmm acı çekmemesi için morfin tavsiye etmiş, fakat ona bu kötü yolu da göstermiştir, Bazıları unutmak isterler. Üzüntü yü, düştükleri ümidsizliği (ogidermek için, eroin kullanırlar... Bazıları ise sürdükleri sefil hayata katlanmak cesaretini bulmak maksadı” nı güderler,. Bunların çoğu o kadınlar- dır... Sonra, herkesin yaptığını yapmak, yani modaya uymak gafletini gösteren" ler de vardır, Çünkü bir zamanlar bu dö moda olmuştur, ve hâlâ bazı müte .İ reddi cemiyetletde morfin, trol; kb ain ve benzerleri henüz modadır. Fakat işin asel hazin tarafı nedir, bi- İir misiniz? Afyon hastalarımı tedavi et» mek istiyen Bentley isminde Amerika- r bir hekim, bu zehire bir panzehir ola- fından şık sık yakalanmakta ve mahke. melere sevkedilmektedirler, Duyduğumuza nazaran, devlet bu işle re yakmda daha büyük ir sıra verecek, ve binlerce vatandaşı zehiriiyen alçakla- Hapishanede zengi olan haydut ATUŞKA eski Avusturya - Macaristan tebaatından bir bayduddur. Soymak makaadiyle yirmi defa tren. leri yoldan çıkarmak suçuyla itham edilmiş ve Budapeşte mahkemesi, hakkıda idam kararı vermiştir. Fakat haydudun tâbiiyeli meselesinde çıkan beynelmilel bir ihtilâf yüzünden İbugiine kadar idam hükmü infaz edilememiştir. Haydud şimdi Budapeşte hapishanesinde para kazanmakla meşgul- dür, Nasıl mr? çok basit... Matuşka evvelâ hatiralarını yazmıştır, Amerikalı Hart bu katmaları 800 bin dolar mukabilinde satmalmıştır. Bundan başka şimehdifer kazalarının önüne geçmek için icad ettiği bir âletin fhtira beratını bir İsveç şirketine 100 bin dolara satmıştır. x Sevinç delisi NGİLTEREDE Vindsorda, ydinci Eğvar hastanesi baş“ kekimi, bir gün, uzun zamandanberi hastanede teda- vi edilmekte olan 69 yaşmda Tomas Karpasntere hastalığının geçtiğini müjdelemiştir. İhtiyar bu miljdeye çok sevinmiş, hastaneden çıkmadan &wwel bir banyo yapmak ve traş olmak için banyo dairesine girmek için müsaade istemiştir. Beşheomşire bu müsandeyi hastadan esirgememiştir. Aradan bir saat geçtiği halde ihtiyarm banyodan çıkma- dığımı gören baş hemşire, banyo dairesini sçmiş ve İbtiyarı, döşeme Üzerine yatmış, yüzünün bir taraf sabunlu, boğazı kesik olmak üzere bulmuştur. İhtiyar çok güçlükle ifade verebilmiş, İfadesinde İyi oldu- ğu İçin çok sevindiğini, bu heyecanla esasen yağını icabı trek olan ellerinin daba fazla titrediğini ve traş olurken boğazımı kestiğini söylemiştir. Afyon politikumızi izah eden Heyetimiz göğsünü gere gere, en skı tedvirlere istihsal edildiği ve devlet eliyle satıldı” Zı için, Türk afyonlarının, hekimlikte, râk kokaini, ondan birkaç sene sonra da bir Fransız hekimi eroini keşfetmiştir, ve, bu panzehirler de günün Lirinde bi- rer müdhiş zehir olmuştur.| HABERCİ afyonun bizde tâbi tutularak verdiği idam kararı OSNA köylerinde hâlâ inemleket kanunlarından uzak, an'aneİvre tâbi, aile reislerinin mutlak nüfuzu oltın- da yaşıyan insanlar vardır. Bu köylerde yaşıyan insanların iğlediği birçok suçlar hükümetten gizli kalır, aile meclisleri, yahut köy ağaları ceza verir, Bugünlerde bü memiekette korkunç bir facia cereyan et miştir: Bu köylerden birisinde oturan Ruçoviç Nija ailesi çok zengin bir alledir. Bu ailenin en büyük oğlu olan Hassim, Cula isminde çok güzel bir kızla evlidir. Hassin kardeşi Aden ağabeysinin karısma delice âşık olmuştur. Fakat kadm erke- ğin arzularma ramolmadığı için küçük kardeş bir aşk buhra- nı içersinde baltayı kaptığı gibi ağabeyinin karısmı parçala- mıştır. Baba bu vakadan sonra aile ofradını evin en büyük ods- amda toplamış, onlara kat'i hükmünü şu şekilde bildirmiştir; — Göze gör, dişe âlş, kan kanla tmizlenir. Karnın katili, ni cozalandırmak ve kirlenen ailo namusunu temizlemek se- nin boynunun borcudur? Bü karardan #onra böyük oğul kiç “tereddüd etmeden us. turasmı elino slıyor ve öz kardeşini, boğazımı keserek öl- dürüyor. Babanm nezareti altımda cesedi hir yorgana sarıyorlar ve evden Üç kilometre uzakta bir çalılığın dibine bırakıyorlar. Ceset bulunuyor; polis işe karışıyor. Şimdi katil ile si- Ie mahkemesi erkânı hapishanededirler, »* Evlenen çocuklar PİZONA'da yarı vahşi bir halde yaşıyan Amerika yer. Mi kabile reislerinden birisinin ou dört yaşındaki oğlu diğer hir kabile reisinin on iki yaşmdaki kızıyla evlenmiştir, Bü çocüklar biribirleriyle altı senedenberi nişanlıydılar. Er- kek çocuğun babssr, kızı slabilmek için kızm habasma iş inek, iki at ve bir tesbih vermiştir. Aramızda dola. şanlardan birkaçı 7 - Bedbin Yazan: Kara Davut O, hiç gazete okumazdı. o Vapura girerken, koltuğuna sıkıştırdığı bir to- mar gâzete gözüme ilişince omuzunu dürttüm: — Ne o? Kendini ilme mi verdin? Evvelâ ne demek istediğimi anlıya- madı. Sonra: 4 — Haax... - dedi - gazeteler... Evet, bugünlerde pek İcna dadandım. — Neye? Bu sevdaya nasıl tutuldun sen? Tefrika edilen romanları mi takip ediyorsun? Yoksa büyük taahhüt işle rine giriştin de münakasa ilânlarını mı okuyorsun? — Hayır... Ne roman okuyorum, ne de ticarete atılmak niyetindeyim. Ga- zeteleri, yaln? günün haberlerini oku- mak için alıyorum. Ve arka salonda yanyana oturduğu" müz zâmün, orta boylu, kara gözlüklü bir güzel bayan'ı selâmladıktan sonra devam etti: — Biz, evce telâştayız, Çinde harp, İspanyada harp, Filistinde bombalar ardarda patlıyor. Habeşistanda kanlı bir wücadelenin devam ettiği muhak- kak.Silâhlanan silâhlanana.Tayyarelerin sürati ve yük taşıma kabiliyeti yüksel dikçe yükseliyor. Bunun neye yaradığını içimizde bil miyen keldr mr? Sürat arttıkça tâyya" re Wicumları daha ani olüyor. Yük ta şıma kabiliyeti arttıkça yağan bomba- ların sayısı çoğalıyor, Velhasıl bu gi diş hayre alâmet değil, Biliyorsun ki, bizim büyük gocuk tam askerlik çağm- da, Ortanca da hâkeza. Umumi Harp- te, kaç yaşmda olanlara kadar silâh altr- Ba çağrıldığını bildiğimiz için bir barp patlarsa küçük çocuğun da hatti benim de askere çağrılacağımız muhakkak. — Vatan müdafaası seni ürkütüyor mu? — Neye ürkeyim? Bu iş, bir kere başa düşmeye görsün. Düştü mi, mö- sele yok. Harbe girmemiş adam deği: lim, Bir iki yaram olduğunu bilirsin. — Evet. - dedim - asil bunun için hayret ediyorum ya. Senin gibi bir es- ki kahraman, — Kendim için en ulak endişem yek. Çocuklarımı düştinüyorum. Hem harbin olmaması olmasından daha iyi değil mi? — Şüphesiz. Bunun zaten dünya da anladı, Her memleket harpten çekini- ir. — İstedikleri kadar çekinsinler, Gör receksin ki bu harp patlayarak. — Ben patlamıyacağına eminim. Hem patlasa bile bize ne? — Dünya harbe girdikten sonra sen tek başma kalabilir misin? — Neye kalmıyayım? Düşmanım ol madıktan sonra kiminle Harp edeci- ğim. — Filhakika görlinürde bir düşman yok ama, biz karıkoca endişeliyiz ves- selâm, belki yanlış düşünüyoruz; belki mânasız bir bedbinliğe saplanmışızdır fakat uyanır uyanmaz, İlk işimiz gaze- telere sarılmak oluyor. Umumi Harbin yaralarını dünya heniz tedavi eder gi- bi olurken... Farla dayanamadım. Sözünü kese rek: — Azizim... - dedim - bir parça fa- talişt ol. Kıvamnda (olmak şartiyle, gemleri büsbütün tesadilerin elinde farzetmemek şartiyle kadere inanmağa cevaz vardır. İştahanı kaybetme, yeme- gini ye. Telâşa düşüp uykumu kaçır- ma, Yatağına girince rahat rahat uyu- mana bak,Ferdlerin harple burun buru na geldiklerini (sandıkları zaman da dünya en zengin sulh günlerinde oldu- Zu kadar harpten uzaktadır, İnsanlar çok hodkâm © olmuşlardır. Bu hodkümlık Umumi Harpten evvel yalnız muzırdı. Şimdi muzır olduğu Xa dar faydalıdır da. Zira insanlar, çarpı" şan iki destiden biri kırıldığı zaman diğerinin de işe yaramıyacak derdeede gatladığını anlamışlardır. Bugün sulhü belki yalnız bu hakikat ayakta tutuyor, Fakat tutuyor ya, sen ona bak.Bununla beraber şunu da unutma ki, bazan harp” sizlik te Insanlığa sulhsüzlük kadar za“ rar verebilir. Bünyenin sıhhati için pis kanm dökülmesi lâzım, İspanyada bu- mer Devame 15 İncide