Zonguldak v Kara Şakir Kesebir Karabük tetkiklerinden sonra heyetin bir kısım azalarile birlikte trenle Ankaraya hareket etmiştir. İktisat vekili Şakir Kesebir tetkikleri etrafında şu beyanatta bulunmuştur: “.- Kömür istihsalâtımızın 1989da 2.200.000, 1940 da 2,450.000 ve 1941 de ise beş milyon tona İmesi için lâzım gelen bütün tedbirler almmaktadır. Kömür havzasınm her tarafını tetkik ettik. Tstihsalâtın rasyonalleştirilmesi ve maliyet fiyatının indirilmesi için işletme işlerinin tek elden idaresi lüzumuna kanaat getirmiş bulunuyoruz. İstihsalâtı Arttıracak en mühim ve makul olan bu iş için icabında derhal lâzımgelen tedbirleri alacağız., Çatalağzında kurulacak limanın şimdi iptidai peojeleri hazırlanmaktadır. Pro - jelerin tetkikinden sonra bu hususta kati karar verilecektir. Limanın methali 200 metre genişliğinde olacaktır. Iki dal. gakıran yapılacaktır. Plânları İngiliz Gip Mmüestesesi hazırlamaktadır. Limanda 8 kömür iskelesi, bir ticaret rıhtımı ve bü- yük bir kömür stoku (yeri bulunacaktır. Limanın derinliği 10 metre olacaktır. 20-25 vapur (girebilecektir. Limanın 11,700,000 Ilarya mal olacağı tahmin &- dilmektedir. Burada Karabük fabrikala- rı için de ayrı bir iskele inşa edilecektir. Karabükte şimdi 3500 amele çalış. maktadır. Tik demir ve çelik fabrikaları temmuzda işe başlayacak- kanin tesisat ve makineleri 20 milyon liarya mal olacaktır. Fabrika binalarının inşaatı 4 milyon lira tutacak Karabük şehri beş milyona mal olacak- tar. Şehrin plânını Prost yapacaktır. Gün- de 300 ton maden eritecek ulan fabrika. da dört büyük kazan bulunacaktır. 20 bin kilovatlık bir elektrik tesisatı, 1800 ton işliyeyecek kabiliyette kok fırmları, ve 20 bin ton istihsalât yapacak bir çe. lik boru fabrikası olacaktır. abük sanayi şehri 7000 nüfuslu 0- lacaktır. Şehirde mektep, hastane halk- evi, spor yerleri, umumi (hamamlar, kütüphaneler, dans ve eğlence (yerleri, bahçeler, parklar apartımanlar su, elek- İrik ve havagazi tesisatı yapılacaktır. Karabük ve etrafmdaki arazinin, kıy- geti 200 misli artmıştır. Fabrikalar ça hşmağa (Obaşladıktan sonra senede 950.000 ton demir cevheri, 480,000 tor kömür ve binlerce ton dâ kireç taşı is. tihlâk edecektir. Yılda çıkarılacak ma- mul eşyanın 180 bin ton olacağı söylen- mektedir, Zonguldakta dünkü tetkikler Zonguldak havzasında Okuzalara kar- gı mücadele etmek üzere 30 apereyle mücehhez olarak tesis olunan tahli . Biye istasyonunun (o İkteat oo Vekili Şakir Kegebir'in huzuriyle küşat res. mi yapılmıştır. Evvelâ Havza müdürü ve başmü . Bendis Cemal Zühtü Aysan tarafm . dan güzel bir nutuk söylenmiş ve mü. teskiben İstiklâl marşı dinlenmiştir. Bundan sonra İktisat Vekili Kurde . leyi keserek istasyonu açmıştır. İs. İasyon dahilinde maden galerilerini İemsilen tahtadan üç katlı bir ma. den ocağı dahili tertibatı gösteril . Anektedir. Vekilin huzurunda sun'i teneffüs cihazının tecrübeleri yapıl - mıştır. İstanbul gazeteleri Başmuharrirleri Türkiş maden şirketi müesseselerin - deki maden şmelesinin sosyal teşki. Jâtını tetkik etmişlerdir. Şirket tarafından tesis edilen ilk. mekteb faaliyettedir. Başmusllimini Maarif Vekâleti tayin etmiştir. Ame. lenin temizliğine, sıhhi durumlarına fevkalhde itina edilmekte ve amele Sarayları halinde inşa odilen iki katlı dört büyük bina dahilinde yüzlerce âmele yatmaktadır. Her ameleye bir karyola tahsis e. dilmiştir. Gazeteciler, öğleyin belediyenin de. miz kenarındaki parkta tertip ettiği ziyafette hazır bulunmuşlardır. Öğ - Jeden sonra Kozlu'ya giderek kömür. Işin inşa ettirmekte bulunduğu me . Mur ve amele evlerini gezmişlerdir. Bundan sorira milli bir şirketle ecne. bi bir şirketin faaliyetleri arasındaki farkları tesbit maksadile ecnebi bir ! bük tetkikleri tesisat gezilmiş, milli şirketimiz le . hine görülen farklar hakikaten göğ. sümüzü kıbartadcak mahiyette kabul olunmuştur. Arnavutköy cinayeti Evvelki gece saat 21,30 da Arnavutkö- yünde Mehmet isminde bir arkadaşı ta- rafından tabanca ve bıçakla beş yerinden yaralanan Liz Mustafa dün gece kaldı. rıldığı Beyoğlu hastanesinde ölmüştür. Tabibiadli Enver Karan ceset üzerin- de yaptığı tahkikatta kurşunların çıka. rılmasına lüzum görmüş ve cesedi morga naklettirmiştir. Bu cinayet hâdisesi, kadar ufak, bir sebeb (yüzünden işlen- miştir.Hattâ şu kadar (o söyliyelim; ki kan gütme davaları yüzünden yapılan cinayetler bile bunun yanında âdeta ma- zur görülebilecek bir vaziyettedir. Şimdi bu hâdisenin tafsilâtmı yazalım: Arnavutköyünde çilekçilik yapmakta olan 35 yaşlarımda Mehmet ile maktul Mustafa Rizelidirler. Bundan on sene ev- vel Rizede otururlarken Mehmedin er. kek kardeşi bir kızla nişanlanmış, fakat tam evlenecekleri sırada bazı sebebler yüzünden bu evlenme olmamıştır. Meh- met ve kardeşi her ne kadar kızın ailesi. ne ısrar ederek evlenmenin yapılmasını istemişlerse de bu emellerine nâil ola mamışlardır. Aradan bir müddet geç miş ve gene Rizeden Mustafa isminde birisi bu kızla evlenmiştir. Musfanın kız- la evleneceğini duyan Mehmet ve arka. daşı kendisine müracaat öderek daha düğün olmazdan evvel bu işten vazgeç- mesini çünkü ergeç kızı kendilerinin ala. Caklarını söylemişlerdir. Fakat Mustafa bu sözlere aldırmamış ve sevdiği kızla düğününü yapmıştır. İş- te bu hâdisenin üstünden yıllar geçmiş, Mehmedin kıza tutkun olan erkek karde şi ölmüş ve Mustafa İle karısı da İstan- bula gelmişlerdir. Fakat diğer taraftan da Mehmet, erkek kardeşinin ölümünü bile kıza karşı duyduğu aşka hamletmek te ve Mustafaya gizliden gizliye kin bes- Jemektedir, Ve bu kin aradan on sene o geçmesine rağmen hâlâ şiddetini kaybetmemiş, bilâkis gittikçe kuvvetlenmiştir. Mehmet nihayet artık intikam almak için kati kararını vermiş olacak ki; Rizeden kal. karak İstanbula gelmiş ve o Mustafanın çalıştığı Arnavutköyünde çilek satıcılığı yapmağa başlamıştır. Ayni zamanda intikam almak için fırsat kollamaktadır. Diğer taraftan vaziyetten oşüpbelenen Mustafa da ihtiyatlı davranmağa başla- mışsa da son zamanlarda Mehmedin ken disile gayet dostça ve ahbabça görüştü. Zünü görünce şüpheleri zail olmuştur. Nihayet bu sahte dostluk evvelki ak- şama kadar devam etmiş ve Mehmet ha. kikt maksadını kanlı bir şekilde tatbik etmeğe muvaffak olmuştur. Mustafa saat 21,30 raddelerinde deniz- kenarında yemek yemektedir, bu sırada Mehmed yarıma yaklaşmış ve: “Mustafa, demiş, bana da biraz yedi- ğinden vermez misin, Mustafa hemen ekmekten bir parça kopararak arkadaşı- na doğru uzatmış fakat (İşte bu sırada Mehmet birdenbire tabancasını çekerek, arka arkaya üç el ateş etmiştir. Göğsün- den ve başmdan yaralanan Mustafa kan Jar içinde yere yıkılmış fakat bu kadar Ya da kanmayan katil bu sefer tabanca. yı bırakarak bıçağını o çıkarmış kama ve göğsüne de iki defa saplamıştır. Silâh sesleri üzerine etraltan koşuşan- lar çoğaldığı için Mehemt O yakalanaca- ğını anlıyarak derhal tenha sokaklardan birine sapmak suretile tepelere tırman. mış ve orladan okaybolmuştur. Fakat geceyarısı sıkı takiplerden sonra yakala- narak polis müdürlüğüne (getirilmiştir. Yalnız kendisi cinayeti inkâr etmekte ve hattâ tabancasını (sakladığı yeri bile söylememektedir. inanılmıyacak Urloğ * Oper 10) İOS) ANNESİNİ O 13 YEP GTİP YER MİLA PET | Cumhuriyetçiler Onda mıntakasında | HABER Akon postam Ingiliz ticaret gemileri Ba Başlarajı 1 incide kasabayı İstirdat etmeğe muvaffak ci- muşlardır. şiddetli bir mukabil taarruza geç Frankistlerin iki tankını p. diği ikisini zaptetmişlerdir. Bir çok esir ve harp malzemesi almışlardır. Ingiliz Bahriye Nazırının nutku Londra, 15 (A.A.) — Nevton - Ab. beyde bir nutuk söyliyen bahriye na- zır Dut Kuper, ezcilmle demiştir ki; “— Hükümet, İngiliz, ticaret gemi- lerini ancak açık denizde muhafaza e. der. Hükümet, bu gemilerini İspanyol limanlarında ve yahut İspanyol kara su ları dahilinde bulundukları ratiddetçe muhafazasını temin edemiyecektir. ! Hükümet, İspanyaya giden ferdlerin emniyetini, muhafazası altına alâmaz.,. Çemberlayn muhw»liflerine cevs#p veriyor Londra 15 (A.A.) — Birmingham- da bir nutuk söyliyen Başvekil Çem- berlayn, demiştir ki? “— Politikamızın, bazıları tarafımdan anlaşılmamasını o ve samimiyetinden şüphe edilmesini normal telâkki ede- rim. Hükümetin niyeti, dürya sükünu politikasına devam etmektir, gayretle ri ve dünyaya verdiği misal sayesin- de nihayet hükümetin gayesine vata- cağına eminim. Eğer bir gün hüküme- tim, politika sahasmı terkederse, ha- İeflerine daha sakin ve daba huzur içinde bir dünya bırakacaktır.,, 10LANTSE DANE, ÜNİNV 16 TEMMUZ — 1938 Akhisarda dört hâdise Jandarma onbaşısın! az kaldı öldüreceklerdi Iki kabadayı içinde halkı birbirine Akhisar, (Anadolu muhabirimizden) — Burada birkaç gün içinde dört zabıta vakası oldu. Ketküda mahallesinde Mehmet ismin» de bir adam mahalle kahvesi işletmek. tedir. Şehrin kıyısına yakin olduğu işin buraya çiliçilerden çok müşteri gelir, Ayni kahveyi Ahmet oğlu Halil isminde diğer bir kahveci arttırarak almşk niya, tindedir. Halil bu maksatla Mâöhmedin yanına gelmiş ve fikrini söylemiştir. Bu- na cevab olarak Mehmet de kahveyi kendisi arttıracağını, icab ederse yıllı - ğına 200 lira vereceğini bildirmiştir. Bu rekabet Halilin canımı sıkmış ve küfürler savurmasma vesile olmuştur. Galiz sözler karşısında İzzetinefsi hir « palaran Mehmet, derhal tabancası çek miş ve iki el ateşliyerek Helili yere sermiştir. O sırada İstasyonda bulun - makta olan jandarma komutanı yüzbaşı Mahir Yılmaz, vaka mahalline yetişmiş, fakat iş işten geçmiş bulunuyordu. Ya- rak Manisa hastanesinde ölmüştür. Ca- rih de hapishaneye gönderilmiştir. Ad. liye tahkiknta elkoymuştur. İkinci vaka da Akhlsarın Marmara na, hiyesinde cereyan etmiştir. Ahmet oğlu topal Hasan namiyle ani- İsn bir adam, yanında Kadir oğlu Ziya olduğu halde kardeşi berber Asımın dük- kânma gitmişler, orada üçü birden ka- faları tüssülemişlerdir. Birara Asım, kardeşi Hasanı, rakı getirmek Üzere çarşıya göndermiştir. Söyvlenildiğine gö- re Hasanın maksadı sadece rakı almak deği, ayni zamanda bir hâdise çıkarmak ve böylece ötedenberi kendisine muğ - ber oldukları nahiye jandarma komutanı Esman onbaşıyla karşi karşıya gelmek- ti. Netekim öyle olmuştur: Topal Ha - san bir hayvana binerek çarşı İçinde dörtnala ilerlemeğe başlamış ve bu sıra. da bir kasab dükkânmda oturmakta o- lan karakol komutanının önüne gelmiş- tir. Esman onbaşı, bu serkeş adama: “— Adam ezeoeksin, çarşı İçinde hay- van sürülmez!,. demiş ve bir daha bu halin tekerrür etmemesi ihtarında bu - Junmuştur. Bu söz topel Hasunı kızdırmağa kâfi gelmiştir. Atmı onbaşının üstüne s#üre- rek elindeki bastonla kendisine vurma- ğa başlamış ve bu sırada küfürler yağ. dırmıştır. Noyo uğradığını şaşıran Esman onba, şt derhal kendisini toparlıyarak Hasanm bastonuna ve müteakiben koluna yepiş- mış, onu hemen attan aşağı slarek ka- rakola götürmeğe savaşmıştır. Bu sırada Hasanıf kardeşi Asım da | arkadan geliyordu. Ansızm onbaşının arkasından yakalıyarak tabancasını kap- miş ve ateş etmeğe başlamıştır. Vaziyetin vahametini anlıyan jandar- ma onbaşısı silâhtan çıkan kurşunlardan korunmak için Hasanı kıskıvrak yaka - İyarak kendisine siper edinmiş, böyle muhakkak bir ölümden kurtulmuşsa da çıkan altı kurşundan biriyle başından yaralanmıştır. Asım elindeki silâhla meydanı kasıp kavurmak hevesine düşmüştü. Fakat ta |) onnada nahiye bekçi başısı Osman yetiğ- miş ve elindeki sopayla Asımın başına kuvvetle vurarak onu yere düşürmüş ve elihden tabancasını almıştır. Asım kendisine gelince derhal fırla - mıştır. Herkes onu kaçacak zannnedi . yordu. Fakat kaçmadı, karşıdaki fırmm içine girerek bir biçak kapmış, bununla onbaşına tekrar hücu metmiştir. Bu sırada orada tekrar bir kargaşalık olmuştur. Suçlular bu kargaşalıktan is- tifade ederek ikisi birden bir hayvan ü- | gerine atlamışlar ve halkı yararak kaç- mışlardır. Bunlara biraz ilerde Ziya da| refakat etmiştir. Hüâdine Akhisara haber verilince müd- delumumi Mustafa Dinç, kaza ojandar- ma komutanı yüzbaşı Mahir Yılmaz ve hükümet fabibi derhel vaka mahalline gitmişlerdir. Sıkı bir araştırma yapmış- lar, civar kazalara telefonla (suçluların kardeş çarşı katlı Dini Akkisor müddelumumisi Mustafa eşkâli bildirilmiştir. Gece saat 4 de yüzbaşı Mahir Yl” zın, Turgutlu jandarma komutanns — kayı haber vermesi üzerine carihleri! Ahmetli İstasyonundan gece tr bindikleri anlaşılmış, ilk istasyonda g9” bal yakalattırılmıştır. Suçluların üçü Öf tevkif edilmiştir. o Adliye t meşguldür. Oğlunn yaralayan adam Diğer vakalardan biri gehirde, diği Kadıdağ köyündedir. Öğrendiğimi yasi” yorum: Şeyhler mahallesinde 45 yaşlarBö” Sapanct Halil isminde bir adam otif” maktadır. Bu adamın 17 yaşında 7 haddin adlı bir oğlu vardır. Baba oğlu * rasında ötedönbori bir geçimsizlik 8” dr. Halil rakıya müpteli sarhoş bir “, damdır. Bu gün yine belki de rakının 9“ siriyle oğluna eziyet yapmağa sonra da öfkesini yenemiyerek 78" çocuğu boynundan bıçakla ağır yaralamıştır. Çocuğun can acısıyla K?. pardığı foryatlara yotişon zabıta inss/” sız babayı yaktlıyarak tevkif otmiğ ir Salâhaddin de memleket hastanesi gönderilmiştir. Salâhaddinin hayati” endişe edilmektedir. Hidiseye müdd! umumili kelkoymuştur. Diğer cinayet do göyle olmuştur: Ötedenberi © kavgacılıklariyle olan Kadıdığ köyü halkmdan Salkım İsminde bir adam ayni kö, 19 yaşlarında Al oğlu Halil admdö delikanh ile bir kız möselesi yüzü kavga etmiştir. Kavgu evvelâ ağı? tışması ile başlamız, sonra mücad vaziyetini almıştır. İsmailin vücut HP” riyle kendisini baklıyacağını 3 Halil, belindeki tabancayı derhal #y mış ve ateşlemiştir. Çikan kurşunlar mailin koluna ve göbeğine isabet eti Binden yere serilmiş ve etraftan cı gelmesi için feryada başlamıştır. Hâdise Akhisara haber verilineö za jandarma komutanı yüzbaşı Yılmaz bizzat vaka mahalline gider” cerihi yakalamıştır. Halil mevkuftufı İİ mail dö Manisa hastanesine miştir. Hulâsi Günsi “ Eğlenceli bir sefer Be” Baştarafı 1 incide bit için biribirleriyle rekabet ediyo” lardı. Högs, etrafı motosikletli polisle çevrilmiş ve bayraklarla donatılm"$ sf otomobil içinde tam saat 19 da alk! arasıda tayyare meydanını terki tir, Högs, şu beyanatta bulunmuştu!” “— Bütün sefer esnasında misi, biç bir zaman tehlikede görme Dünya turunun meşakkatlerine si men, pek yorgun değilim. Bilâkis lenceli Bir efer teşkil eden bu seysiği ten çök memnuaum.,, Högs ve arkadaşları dünya tarar! i 4 günden 8 saat daha az bir müdi  yapmak suretiyle 1933 senesinde pe tarafından kurulan rekoru hemer rıya indirmişlerdir.