Ş. Rober Düma Odasmin penceresi önüne geldiği za. Dorote: man sicimi obularak çekti. in aşağıya | düştü. Buna tutunarak yukarı çıktı. İr parmaklıktaki ucunu çi bavuluna sakladı. Odaya kimse girmemişti. Hor şey 3 terk suçuy Hi yerinde bıraktığı gibi duruş e Yavaş yavaş soyunup yat: Dört gün geçti. Doroto a; artık alışmış, sakin genç kız ya: gizle; ihtiraslı sevgili tabiati mey'd; zam ti gikmıştı. Benuanm dalma yanmda bu- graf kayde do o başladığı Junabilmek kaygısiyle her türlü ihtiyat | zaman Dorote âşikınm kolları arasından sıyrılarak, çırçıplak vücudü Üzerinde ör- tedbirlerini unutt — Sevçilim, di u, seni öyle sevi- e oluyordu. Yorum ii aşkımı ispat edebilmek İçin | halde yandaki telgraf odasına koşuyor. fedakârlığa razıyım, Söyle bunun du. * me yapayım Doroto, arada sırada, âşıkma ona postahanede geçen “ehomml - iz hâdiselerle dolu hay Benua ona bir aralık çiçek sevdiğini Söylemişti. Dorote bunun üzerine odası. At çiçekçi dükkânma çevirdi. Benuanın hoşuna gidebilmek için küçlik bahçesin- de çiç xeurü İht ılar ne garip (o mahlüklardır. lar bahçesin den bir tek gill kestim diye ma, , kopardı. nlar: doğr temiz kalpli, mez bir adam olan Otto Veberin arasi. ra yaprak cıgarası ikram etmek suretile gözüne girmişti, dikoduculara E ek için ba-| hane bulmuştu; Otto ile Dorete'nin re.| Ü mek #imlerini yapıyor, fakat bu dense bir türlü ta bozulup tekrar başlı mler ne- r, boyuna | tâkte öğrendi lerini, kimlerle muha Yaş yavaş möşhur olu, Kadmlar çocuklarını deriyorla inydi h ye git, di- Yorlardı.. “Belki Holandalı senin de res- mini yapar. Hem o çocukları çok sevi Yor, ceplerinde de daima şekerleme bu- Benua ile Dörote artık kırlarda de- Bil, kızm odasmda buluşmaktaydılar. Ge İ yüzbaşı otel odasmm penceresin. | Kindo telâkl den malüm şekilde ölenmemişti, yorum ; Uze- z getirdiği © çiplak, yüksek kayayı şim nez k mi uzun wv Zun anlatıyorum; çünkü bana, gönlüme pek tatir gölen teş- bihler ilam « : Senin evlilik hayatin n böy » Allah'ın bildi; anda yavrumun ilk oynaj m ta özünden ge- Jen bu haber ruhun © tesir etti. Hem bir sevk, hem bir Acı, hem bir ve: kât olan bu derin duygü benim olan, b: e Allah arasında bi Saadet al muamması bana, k leceğini, orada bir ailenin sevi tık benim bir aca, bir b Zündeki vazifemin analık can daha taşıdığ selli geli, Lul'ye neşe rin mükâfatı olarak b “tedakörlik, dedim, aşktan da büyük değil mi dir, çünkü mücerred bir haz, imkânlar doğu- y Fedakârlik! sen neticeden de üstün bir kudret mdan emin olun ık veren bir te. ouzun fedakârlık günleri- bir neşekavr değil misin? sen, bütün dünyaların birer birer gelip gep etmediği zevklere, sessiz Bi kimseye bildirmiyen cih edilmesine müsandi bir ilâh olan; eşyanm tablatın kenmiyen ve kuvvetlerinin yayı! en hiçbir zaman tü- könmiyen ve kuvvetlerinin. yayılmasının rağmen hiçbir zaman ek- silmiyen fodalirlik, işte benim hayatımın imzası, çbir zaran tü- Gklerie Eş odada aşk saatları yaşıyordu — Böyle odada buluşmamız daha doğ- nişti, Geceleyin ben burada ölgraf makinesiyle fonla gağrılırsam ne yaparız? sun çaldığı veya telgraf makinesi. k takla; tü namma güzel sarı saçları bulunduğu ni en çok çalıştıran bu febrika , Mütemadiyen telgraf, et alıp gönderiy Ii; yoksa memurun Mörzelberge ge- irdüğünü Benua gene ve Dorote onunu sorması, zum kalmadan her gün Benuay Arasıra postahaneye gelen yerli ha ymetli malümat Fabrika erkânmı, mühendisler — Sen her geyi bil yok mu? i için meslekten bir tel - aretiyle kendisine yardım et, 7 HAMMER CEV EN GEZE EE BA Çeviren: HABER — Aksam nostası Çeviren: F. K. tikçe Dorote şaşkın ve hayran Benuayı seyrediyordu. Be ise bö di lerde şu cevabı veriyordu: — Modern adem bu zamanda her y6- | yi bilmek mecburiyetindedir. — Peki, nerede öğrendin? — Lisede, üniversitede, bir telgraf ve telsiz fabrikasiyle tayyare fabrika. için bulunduğum sırada... | ilim, esas | z yardın eğerek İşli lmemde,... Postahanenin yazı makinesi oturmuş, telgraflarr (o kopya gönç kıza bakarak gülümsüyordu. — Daktiloda çok mahirsin. Hiç y Iş yapmıyorsun. — Tabii değil mi? romanlarımı maki- neyle te: Kazandım? 8 çekerken az mı meleke — Sen benim için çok ; ni muhaf riyorum. Be caksm diye Genç kızı o zaman kucağına alıyor, | yaşla dolu gözlerinden öperek onu te- selli ediyordu: in iş hayatları &nin kapalı kepenkle- nda geçiyordu. Mümkün merte- vaş sesle konuşuyorlardı. Ne ölür , dışardan birisi erkek sesin: Dorote mahyolmuş demekti, — Sana yardım etmeme mi ade et Dorote. n daha çabuk biter v6 biz de rahat rahat odanda konuşabi- ise met - | mı kazan- Dorote artık Banuadan ayrıl hale gelmişti. Yüzbaşınm biz gün onu hiç görmeyisi zavallıyı harab etti, — Yarm Kolonyada h yar balamı ziyarete g' gelmiyeceğin Dorote birden sapsarı kesilmiş, he » yecanla haykırmıştı: — Tekrar geleceksin değil mi? (Devamı var) eğ Nurullah ATAÇ Tabancamı kafasına dayadığım üçüncü adam korkusundan şaşırmış, yüzüme bakıyordu NY Diye bağıran Nagardı. Sesini tanı- muştım. Dakika kaçırmadan, onun oda- sına koştum. Kapının tokmağmı çevir- dim: Açılmadı. İçeriden kilidlenmişti.. Olanca kuvvetimle yüklendim.. Na- Hile! Boşuna zahmet!.. , geriledim bir tekme at- tım.. Bir daba!.. Bir daha.. Muvaffak: - yet! Kapı kırıldı. . İç zaman, gördüğüm manzara şu oldu: Eşkıyadan bi garı altına almış, boğazma bir ip tak- Poz miş Biraz ötede, başka bir i altalta, üstüste boğu- üncü bir adam da pencere- kurşun . Sonra muavin ile boğuşan a- kurşun sıktım. Nagarın boy- nuna İp geçirmeğe çalışan herifin ka- fasına tabancamı day ak haykırdım: ulamamışlardı. Penceredeki adam gözden kaybolmuş, Nagarın tarafından yaral ğılmıştı, Tabancamı kafasına dayadığım W- çüncü adam da korkusundan şaşırmış, yürüme bakıyordu. Yalnız şaşıran, hayretle yüzüme ba- kan bü değildi. N ser yüzüme bakıyordu. Yüzümde, ölüm tehlikesi gar da sersem ser . atlatmış insanlarda o götülen sevinç izleri vardı. Nagarı boğmak istiyen adam, böyle aptal aptal yüzüme bakıp durmaktan fayda hasıl olamıyacağını, bu va fena olacağını k ir - hareketle pencereye do) i, bir sıçrayışta kendini dışarı attı. Yerde yatan yaralı- da, bütün kuvevtini toplayarak arkada» $mu takip etti, Nagar güçlü! şla beni süzüyerdu. bir sesle rduz $ iş nastl oldu? Allah aşkma an- Sizin evvelce bü baskından ha- ak için şu cerabr ver. — Çete ile alâkası bulunan bir ada. min hiç haberi olmaz olur mu? Siz, na — Benimle alay mı ediyorsunuz?. Sir mek için eşkıya deliğ, bir polis hafiyesisiniz. — Belki!.. Şimdi boş lâfla vakit gesi” recek sıra değil.. Yaranız var mı? Ağ m? Usta, çırak cevap verdiler; — Hayır! Ağır yaramız yokl — Alâ! öyleyse ikiniz de çabuk # şağı ininiz. Şimdi Con Ebertle uşağı yakalamak lâzım., Tabancalarınızı €1l8” rinizde hazır bulundurunuz, kaçan eşki” yanın tekrar geri dönmeleri ihtimsl vardır. Acemi usta ile çırağa bu talimatı ver” dikten sonra aşağıya indim. Her male karşı tabancam hazırdı. Karnın indirdiğim tekme ile yuvarlanan uşa Hüdson, merdivenin alt başında hâlâ yatıyordu. Kaldırmak için yanına yak” laştım. Kolundan çektim. Hiç bir hayat eseri göstermedi. Ölmüş müydü? , Dürttüm. Kımıldanmadı bile... Bİ kere daha dokundum, hiç oralı olmadi Demek nalları dikmişti. Belki : y Kalbini için kulağımı göğsü” yadım. Hareket yoktu kalbinde* Nabzına bakarken, elime bir şey bula?” tı, Baktım: Kan! Simsiyah bir kan! Niçin bu adam kan içindeydi?. Düşerken kafası m: patlamıştı?. Yoksa, bıçaklamışlar muıydı?. Cesedi dikkatle muayeneye başladı! Göğsümde, karnında, gırtlağında “© kafasında yara eseri falan yoktu. Bel ki, yara arkasındadır diye, çevirdim üğüm manzaradan gözleri faltaşı gibi açıldı: Siyah sapk bir bi” çak iki omuzunun ortasına saplanmıfı duruyerdu. Kim saplamıştı bu bıçi Nagarla arka İ ların imkân ve ihtimali yoktu, Hüdsof bıçağı yediği zaman, onlar yukarda > lâm dövüşü yapıyorlardı.. Peki, kabul! Ya, vuran kim?, 3 Kafamda bir şimşek çaktı; Con — bert, baskının iyi bir netice vermediği” görünce, savuşmaktan başka çare madığını anladı. Cürüm ortağı Hüd9” nu da beraber götürmek lâzımdı. Fakat o, merdivenden yuvarlan neticesinde sakatlanmış, yürüyemiy© cek bir hale gelmişti. (Devamı var) MEAN DUZ ERE pmıyor, anne olmak sandetinden bahsediyorlar. Fakat benim bir ey duyduğum yek, bu duygusuzluğumu Kİ ye de açamıyorum. Onlarm sevinci, noşeni bozulmasm diye ana ber şeyi olduğu gibi söyliyebilirim: i* m buhran devresinde annelik hissi gön yalan söylüyorum edeyim ki değil, ancak hayald Geheliğime Lui d ilyortu ama bunda, nelik tesadüfün işi De duyuluyor. benim kadar şaştı. Yani senin anin bü goruk kendiliğinden geldi; babası onu pek İstiyordu, dalrms başka bir davet olmadı. Kardeşçiğir torumuz bu tesadüflerin daima tabiat? ref 0109 un olduğunu söylemekle beraber, hoş bir tabi”. Aşk, Luiz Folipe'nin senin üzerinde bıraktığı bir tesirdir; fa- kat benim hayatımın sile üzerinde parıldaması, o küçük âlemin bö- nim üzerimde her a nbir tesir uyandırmasına sebeb olacaktır! s6- nin çabuk derdiğin o güzel, altın rı hasad, geçicidir; fakat be- nimki daha geç elde edilmiş olmakla beraber daha devamlı olm. yacak mı? o her an yenileyecek, her an tazeleşecek, Aşk, Cemiyet'in, Tabiat'dan çalabildiği en güzel şeydir; ennelik bütün süruru ile Tabiat i değil midir? bi özyaşlarımı kuruttu. Aşk Lui'mi bihtiyar etti; izdi ben de bahtiyar olacağım! bu ağır evime, yeşil pancurlu beyaz övime döndüm, Sana bunları ya- rum. İşte, kardeşçiğim, biz kadınların en tabii ve en esrarengiz ha- Timiz bende boş aydır başladı; fakat sana yavaşça itiraf edebilirim ki gönlümde de, düşüneelerimde de hiçbir değişiklik, hiçbir yeni beyöcan yok. Birafımda berkesi bahtiyar görüyorum: büyükbe doğücak torununun hukukuna tecavüz ediyor, adetâ bir çocuk oldu; bubaya bir kat daha ağırbaşlılık, bir şeyler merak edermiş hal- ler geldi; hepsi de bana bakmak, en küçük arzularımı yerine getir. “az yav eli ğenen çocukların güzel vo zeki olduklarını d8 ds kâr etme lerinin onlara geba kaldığı gece parlak bir gibi şulelerini saçmış olan saadet, çoğu zaman hayatlarını d4 al niş. Bİ, Lulz'ciğim, annelik sana, benim için ilel€” meçhül kalacık zevkler tatlıracaktır. Belki bir kadın, senin Fe ye perestiş ettiğin gibi sevdiği bir erkeğin çocuğunu, Sırf kım mönfanatler kaygusuyla vardığı ve bir kadm olmak için e dirl verdiği bir kocanm çocuğundan daha çok sever! içimde ii ladığım bütün bu düşünceler, ümid halindeki anneliğin ciddiyeti bir kat.daha arttırıyor. pe” Fakat çocuksuz ailenin bir aile sayılmıyacağmı bildiğim (“© çocuğum bir an evvel gelsin diye içim titriyor; hayatımın Y gayesi olan sile zevkleri benim için ancak o zaman Yaşlı a Şimdilik hayatım, bir bekleme hayatı, sırlarla dolu bir hayati ii antı veren bir ostırab duyuyorum; belki de bu, kadını daha Pİ ıstırablara alıştırmak içindir. Her halime dikkat ediyorum. Afİ şefkati ile benim için türlü türlü rahatlıklar, türlü türlü ibi af cad eden Luf'nin bu gayretlerine rağmen içimde ne ati get endişeler beliriyor, bunlara gebeliğin aşyermi helecanları, garib iştihaları da karışıyor. N (Devamı var)