s $ HAZİRAN — 1938 —. Asrın en büyük dok- torları iddia ediyor Ölüm, korktuğumuz i gibi ıztırablı değildir! ölmekle uyumak arasında hiç bir fark yoktur ğ Uykuya dalıyormuş gibi, — acısız, s1 dünyadan göçüp gidiyoruz Birçok ölüm vakalarma şahit olmuş olanlar ins son nefesini ekseriya büyük ıstırablar içinde kıvranarak verdiği kanaatini hâsıl etmişlerdir. Halbuki asrın en büyük daktorları ö- Iümün zor ve ıstırabı olmadığını idâla ediyorlar. Ölenlerin öldükleri sırada söyledikleri ile ölüm halinden kurtu - Janların bilâhare anlattıkarı da fen erbabının bu iddinsını teyid etmekte. dir. Ölüm çoğumuzun korktuğu gibi zor ve ıstırablı değildir. Mütehassıslarn birçok tecrübeler neticesinde hâsıl et- tikleri kanaate nazaran ölmekle uy mak arasında hiçbir fark yoktur, Ö - Jenler, öldükleri sırada tıpkı uykuya Şımız sırada hissettiğimiz tatlı sanki uykuya acısız, Istırabsız recnin tevlid ettiği nefes darlığı, bo - Gulmanın İspâzmozlu ihtilâçları, vel- hasıl ölümü intaç eden bütün hastalık. ların ve yaraların verdiği acr öli değil hayata aittir. Vücut yaşa çin mücadele ettikçe çok şiddetli acl, Yar hisseğiebilir. Halbuki ağıl Korkutan bu istırablardan ziyade ölüm anında, son nefesimizi verirken çeke- ceğimiz zorluktur. “Ölüm ıstırabları İçinde kıvranıyor,, cümlesini pek faz- Ya acı duyanlar için sarfederiz. Hal- buki vücut müca yi bırakıp ölüme teslim olduğu anda ıstırab da kalma- mıştır. O sırada vücuda yayılan tatlı ir yorgunluk ve uyku ihtiyacından dinde hast hissettiğini tesbit etm doktora nazaran ölüm Korkulacak bir şey değildir, bu « dünya ile öbür dünyayı biribirinden a- Yuran sanki ince bir sis tabakasıdır Ve ölenler bu tabakanm farkında bile olmadan dünyalarını dirler, Dünya tıb âleminde büyük şöhret- leri olan Sir Benjamin C. Brodie, Sir Vilyam Osler ve Horvord üniversitesi hufzıssıhha profesörü doktor Alfred Vorcester de ölümün ıstırapsız oldu - ğune kanidirler. Tanınmış kanser mü- tehaşsıslarından doktor Shelton Hors- ley gon safhalarında pek istarabir o- lan kanserin acısının ölüm halinde hiç hissedilmediğini söylemektedir, Ölüm de, hayatta korktuğumuz her şey gibi karşı karşıya kaldığımız zaman kor - kunçluğunu kaybetmektedir, Amerikan mubarrirlerinden Droing 8, Cobb bundan on beş sene kadar ev- Vel Amerikada bir konferans turu ya- Parken birdenbire hastalanmış, he . Men Bostunda bir hastaneye kaldırık Miştı. Muharririn hastalığı dahili bir Smorarjiydi. Bir iki gün evvel sapa Söğlam alan bu sdamdan doktorlar ü- Mitlerini kesmiş'er, kurtulmus im - larının pek zayıf olduğunu öt da Süylemişlerdi, Elin hayatta olan Dro. 8. Cobb 6 hastalığını şöyle hatırla- or: “En nihayet hayatla memaht bi. i nt ayıran hududa pek yak laşmış oldu w hissetmeye baş» Yavaş yavaş kendim. den geçiyordum. Bunu, vücudum hissediyordu. Ağır ağır bana doğ- Pi yükselen bir karanlığa doğru © eöküyordum. Bu, rahat ettirici, , Getâ casil bir karanlıktı, Kendi. ıztırabsız — mi ona tamamen teslim ettiğim vakit istirahat edeceğimi anlıyor- dum, Bana yaklaşan ülümü çoğ muzun hayatı karşıladığımız gibi karşılıyordum, yani onu pek ta- bii görüyordum. Karanlık hemen hemen tamamiyle etrafımı örtme. ye başlamıştı ki içimden bir 86- sin: “mücadeleyi terkedersen kor- kaksın, Daha hayatla yapılacak işlerin var, diye yükseldiğini duydum. Yavaşça ve büyük bir gayret sarfederek kendimi topar. Tadım ve yaşamak için son mücü- delemi yaptım. Bazıları ölüme Korlu ve haşyel, 1s bakarlar. Bütün bu #nsanlara, ölüm vadisinin etrafında dolaş - miş olan ben katiyetle söyliyebi. dirim ki hepimiz ölümü korkusuz, astırapsız ve pişman olmadan kar- gılıyacağız, ne bedeni ne de fikri acı duymuacağız. Bilâkis ölümü €n son nefesimizi verirken sükü, netli bir istihale, hoş bir değiş'k- ilik gibi bulacağız.,, Hastanenin birinde orta yaşlı, iyi tahsil görmüş bir adam zatlirrecden yatıyordu. Beklenen kriz gelmişti. Ne doktor, ne de hastabakıcı onun yaşa. yıp yaşamadığını kat'iyetle bilmiyor - Terdı, Sonra birdenbire kriz geçmiş, hasta hayata avdet etmişti. Aradan bir müddet geçip de hasta iyileşmeğe başladığı vakit ona sormuşlardı: — Kriz halindeyken ne histeltiniz? Ne düşünüyordunuz? Hastanın verdiği ceva, pek şayanı dikkattir: — Hiçbir şey hissetmiyordum! O anda yaşamak veya ölmek benim için men farksızdı. Çok yorgundum şimdi artık rahatça uyuyabili. rim,, diye düşünüyorum. Bunler başlarından geçeni yaşayıp anlatabilenlerdir. Ya o krizi atlatemi- yanlar? 'Tanmmış şahsiyetlerden 1229 kişinin ölürken söyledikleri son sözler tahlil edilmiştir, Bunlardan ancak slt. mışta birinin İfadeleri bir parça kor- ku veya acıyı ifham etmektedir. Di - ger 50 unun sözleri lâkaydiden zevke kadar tenevvü etmektedir. Doktor Edmand Hommond da hale- ti nezide olan hastalarından biriyle, hasta ölünceye kadar evvelce ârala - rında takerrür eden parmak işaretle- riyle konuşmaya muvaffak olmuştur. Artık tamamen kendinden geçtiği bir sırada doktor hastaya; — Istirab çekiyor musunuz? diye sormuş ve hasta parmağını kımılda. tarak "“hayır,, işareti vermiştir. Geçenlerde Nobel mükâfatını ka - zanmış olan doktor Aleksi Karel ölü. mün âni olmadığını söylüyor, Doktor Karele nazaran ö vardır: umumi ölümü; mahalli ölüm veya uzuvların âlümü. Umumi ölüm kalbin son dara- baniyle başlar. O zaman vücudun faa. liyeti durur ve şahsiyet kaybolur. Lâ- kin uzuvların bir kısmı yaşamakta de. vam ederler, Meselâ beyin kalbin dur- masından birkaç dakika sonra ölür; böbrekler bir saatten fazla canlı kala, bilirler. Ölüm uzuvlara arız olen bir hasta- lıktan mütevellit değilse, doktor Korel ölümün birinci safhasından kurtulma. nm imkân dahilinde olduğunu söylü- yor. İkinci safha, yani uzuvların ölü- mü “kat'i ölüm,, olarak telâkki edili- yor. Ondan kurtuluş yok. Ölümden, öleceğimiz sırada reden korkmadığımızı, ve neden o &nlarda astırab duymadığımızı âlimler göyle Yarın Yuyoslavyaya gidecek Galü'asaray birinci takımının bu seneki maçların birinde alınmış resmi... Yuğoslavyaya gidecek olan Galatasaray Yarın hareket edi Memleketimizin ilk spor kli senenin milli küme üçüncüsü Galatasa. ray birinci fuibol takımı, yirmi günden fazla sürecek bir seyahat için yarın zden hareket edecektir. Klübün umumi kâtibi Adil Yurdaku- afile kaleciler; Sacit, dnan, Salim ve Tur. fak, Suavi, Nubar, muhacimler de; Nec. leyman, Gündüz, Haşim, Şeref ve Bülent bulunmaktadır. Sarı kırmızılılar, birkaç ay evvel şeh. rimizde güzel maçlamı seyrettiğimiz ve “Yugoslavya, klübünün bayramı dolayı. sile Belgradda tertip edilen beynelmilel turnuvaya iştirak edecekler ve bu aym 12, 13 ve 16 sındaki müsabakaları oyn. yacaklardır. Yugoslavya - Galatasaray, Macaristan Şampiyonu Fefenşvâroj' ve Yugoslavya birincisi Beogrzdski klüplerinin iştirak edeceği bu beynelmilel turnuvaya İtal. ya ikincisi Ambrosianonun da dahil ola- cağı söylenmektedir. Belgraddaki bu enteresan karşılaşma. lardan sonra sarı kırmızılılar Barovaya da giderek meşhur kundura fabrikası Ba. tanm kuvvetli futbol ekibile de çarpışa. caktır. Dier taraftan bir Türk klübünün memleketlerine geleceğini duayn birçok Yugoslav klüpleri, Galatasaraya müraca- at ederek maçlar yapmak (istediklerini bildirmişlerdir. Bu müracaat ile neticelenire (o Galatasarş; memlekette başka maçlar öz yapacaklar. dır. Milli küme üçüncümüze muvaffakiyet. Ti müsabakalar ve güzel seyahat temenni ederiz. Süvarilerimiz Yarın geliyorlar Nis, Roma ve Vârşovadaki bey- nelmilel atlı müsabakakeda büyük muvaffakiyetler kazanan binicileri- miz yarın Polonya vapuriyle şehri- mize dönmüş olacaklardır. Vapur saat on beşte Galata rıhtı- mına yanaşacaktır. O Binicilerimiz Parti, Belediye omümessileri ile mektepliler, esnaf teşekkülleri ve halk tarafından büyük tezahüratla karşılanacaklardır. Şehir Meclisi azasmdan bir zat süvarilerimize “hoş geldiniz,, Miye- cek, gece Belediye tarafından hini- çilerimiz şerefine bir ziyafet verile- cektir. Parti İstanbul vilâyet teşkilâtı tarafından binitilerimize bin lira hediye edilecektir. izah cüiyorlar: O anda vücutta fiziyo. lojik bir dejenerasyon başlamıştır. Kalbin her darabanı bir evvelkinden daha az bir kuvvetle kanı pompalar. Kan tazyikı gitgide azaldıkça beyin Sanki bir anestezinin taht rtesirindey- miş gibi düşünememeğe ve uyuşmağa başlar. Yavaş yavaş orlalık ka - rarır, duygularını kaybeden hisleri - miz bize bir sey söylemez olurlar ve bizler hayatımızın en büyük sergüzes. tini tam bir istirahat ve lâkaydi içinde — Dünya kupası maçları Bundan evvelki iki turnuvanın neticeleri Bundan evvel birincisi 1930 da Mon- tevidö'da, ikincisi 1934 te İtalyada ya. pilmiş olan dünya kupası maçlarının İ neticeleri; 1930 DA MONTEVİDEODA; 1 inci gru; 22 temmuz 1930 da Fransa . Belçika 41 Arjantin . Fransa 14 Şili - Meksika 30 Şili . Fransa 10 Arjantin . Meksika 63 Arjantin - Şili 31 "Tasnif: Arjantin 3 galibiyet. 2 nci grup: 14 . 22 temmuz 1930; Yugoslavya - Bre: 21 Yugoslavya - Bolivya 40 Brezilya . Bolivya & 40 Dünya kupası Maçlarının hakemr- leri kimlerdi? Dünya kupası maçların birinci tu- rünu idare etmek zere F, 1. F. A, nm kâkem komisyonu tarfmdan tesbit €- dilmiş olan listeye göre, Pariste oy- nanan Almanya » İsviçre maçının Or. ta hakemliğini Belçikalı Langenus, yan hakemliklerini de Hollandalı Mar- gel ile Fransız Maresiko yapınıştır. Reyms'de oynanan Macaristan Fe - lemenk Hindistanı maçında, orta ha- kemi Fransız Konri, yan hakemleri: Fransız Dellasal ile Alman Bavmgart. ner, Pariste oynanan Fransa . Belçika maçında orta hakemi İsviçreli Vüt - riş, yan hakemleri Çekoslovak Krist ile Alman Birlem. Tuluzda oynanan Küba - Romanya maçında orta hakemi İtalyan Skarpi, yan hakemleri Fransız Valpred ile yi- ne Fransız Merk. Lühavrda oynanan Çekoslovakya Hollanda maçında orte hakemi Fran. sız Leklerk, yan hakemleri Fransız Olivo ile Sedez Strasburgda oynanan Brezilya - Po- lonya maçında orta hakemi Eklind, yan hakemleri Fransız Küşberger ile Poasar, Marsilyada oynanan İtalya - Nor. veç maçında hakem Beranek, yan ha. kemleri Fransız Butür ile Trehu ol- muşlardır. T. 8. K, İstanbul Bölgesi Başkanlı- ğinden: Bu yıl Avrupanın muhtelif şehirle. rinde iştirakettikleri beynelmilel kon- kur ipiklerde büyük ve gerefli muvaf. kazanmış olan kahraman süvari subaylarımız 9-6-1938 pergem. be günl saat 15 de Polonya vapuru le Galata rıhtımına muvasalat ede . Kendilerine lâyık merasimle kargı. lanscak olan binicilerimizin bu kar - a töreninde teşkilâtımiza bağlı bütün klüb üyelerisin hazır bulunma- Tasnif: Yugoslavya 2 galibiyet, 3 üncü grup: 14-22 temmuz 1930: Romanya « Peru 8-1 Uruguay - Peru : A4 Uruguay - Romanya 40 Tasnif; Uruguay 2 galibiyet, 4 üncü grup: 15720 temmuz 1930: Birleşik Amerika - Belçiks 30 Birleşik Amerika . Paraguay 30 Paraguay - Belçika 10 Tasnif: Birleşik Amerika 2 galibi. yet, ç DÖMİ FİNAL: 26-27 temmuz 1930: : 61 Arjantin . Birleşik Amerika Urugusy - Yugoslavya 61 FİNAL; Uruguay - Arjantin 42 1934 DE İTALYADA: 27 Mayıs 1934: 4 Floransada: Almanya . Belçika (o 5-2 Bolonyada: İsveç - Arjantin 3.2 Milânoda: İsviçre - Hollanda 3-2 Triyestede: Çekoslovakya . Romanya 21 Torinoda; Avusturya temdiden son- ra Fransa 3-2 Napolide: Macaristan - Mısır 4.2 Genovada: İspanya . Brezilya 31 Rortada: İtalya - Birlezik Amerika 7.1 KAR DÖ FİNAL 31 Mayısta: Milânoda: Almanya - İsveg Zx Torinoda: Çekoslovakya . İsviçre 3.2 Bolonyada: Avusturya - Macaris « tan 20 Floansada temdiden sonra: İtalya - İspanya 11 1 Haziran: Floransada: İtalya « İspanya 19 DÖMİ FİNAL 3 Hazran: Milânoda: İtalya - Avusturya 10 Roma: Çekoslovakya . Almanya 8-1 ÜÇÜNCÜLÜK İÇİN 7 Haziran: Napolide: Almanya - Avusturya 3-2 Napolide: Almanya - Avusturya 3-2 FİNAL 10 Haziran: Romadz: Italya . Çekoslovakya 2.1