8 HAZİRAN — 1838 Ekzema ve en muannit çilt yaralarından kortulmak için EKZAMIN cullanınız. Binlerce hastayı kurtarmıştır Eczane'orden 'steyiniz. Piyango Genel Direktörlüğünden: Direktörlüğümüz muhasebe servisin» de çalışmak üzere (Yüz) lira ücretle imtihanla iki memur almacaktır. Gizli pamuk . harbi Bu memura. kk Değerli müterelm bay Hamdi İl, 4... xe #vek Ticaret mektebi mezi Varoğlunun Antuan Zişkadan di. i ilmize çevirdiği bu eser bugünkü İ , 2x, e 2ermın aram otuz beşi ml. tecaviz olmaması, dünya hadiselerinin kaynakları. na varabilmek için okunması Şart p e ye ee. i olan başlıca kitaplardan biridir. Dün ve Yarın tercüme külliyatın- dan 66 İncisi olarak çıktı. Her ki. tapçıda bulunur. $ — Askerliğini bitirmiş olması lâ- sırdır. Yukorıda yazılı şeraite uygun olduk- ları şahadetname ve tasdiknamelerle i tevsik edecek taliplerin 9 Haziran 938 günü akşamma kadar İstanbulda Bah. çekapıda Piyango Genel Direktörlüğü ruamelât servisine müracaatta bulun - maları. “Kiralık köşk Bostancıda Adalara karşı geniş 7 oda, telefonu, 2 dönüm bağı ile $ dönüm muhtelif meyvası olan srrasında 2 bö- lük kullanılabilen bir köşk kiralıktır. "Taliplerin tel, 44688 de Bay Rifata, veya Bostancıda Kasaplar No. 27 ye HABER — Aksam KUMBADA CAN KURTARIR müracaatları, Bahçıvan Rabindranth Tagore ÇEVİREN: ibrahim Hoyi Büyük Hint şairinin en güzel aşk şiirlerini toplayan bü eseri» tercümesi biriki güne kadar çıkıyor, A SZAkSAZEEME21 48 SEREEDENEESISLS, 256 yok, aenaleyh, ona göre td Kr Aklımdayken sorayım: Sizde bir baston bulunmaz mı?, Şair, hayretle: — Baston mu?.. Fakat, İ Diye bir şeyler söyliyecekken, mu- tadı veçhile hiç bir şey söylemeden dinliyen Noe: — İşte benim bastonum, şövalye... İşinize yarar mr? Dedi ve d'Assas'a bir baston uzattı. Bu gayet sade, çok mlitevazi bir bas. tondu ve o devirde, fiyatları bin altına kadar yükselen ve moda olan kıymetli bastonlardan çok farklıydı. Fakat bu baston, çok sade olmasına mukabil çok sağlardı. Noe gibi, kıy- metli bir şahsiyetin hatırı sayılır sik- lstine mukavemet etmesi bu bastonun sağlamlığı hakkında fikir vermeğe kâ- dir Şövalye, bu bastondan çok memnun kaldığın: gösteren bir Jest yaptı, Nos Y& teşekkür etti, sonra Krebiyena dö. merek şöyle dedi; — Bana ihtiyatlı ve tedbirli hareket *tmemi söylediniz. Bakm nasihatleri- RİZİ nasıl dinliyorum. Hemen hemen i 8yni boydayız. Bana ödünç olarak ve- j Pebileceğiniz bir elbiseniz bulunur mu Acaba?.. Üzerimdeki elbise, belki de #imdi, eşkâl olarak jandarmalara haber Verilmiştir. Bana karşı gösterdiğiniz Samimiyeti sutistima) ediyorum, azizim | Mösyö, faks bunun mesuliyeti sizin tâvsiye ve nasihatlerinize aittir. i Krebiyon samimi bir memnuniyetle : >— Benden elbise istemek suretiyle KE terdiğiniz samimiyet cidden beni 1 ia itehazsis etti, şövalye... Fakat bunu üye gösterdiğiniz mahcubiyet ve *lganlık hiç te iyi değil.. Çok rica e j #ritn, bana tam bir ağabey nazariyle 4 die ve benden katiyyen sıkılmayın.. dek er size göre bir elbise... Bunu bir & fa, mösyü Berryeye yaptığım zi- Met esnasında giydim, Dr. Irfan Kayra Röntken Mütehassısı Hergün öğleden sonra saat 3 ten 7 vr kadar Belediye, Binbirdirek Nuri- wnker sokakta Aslaner apartıman No. 8-10 MARKIZ DO POMPATTIR D'Assas, elbiseyi tetkik ederek: — Mükemmel, dedi.. Koyu bir renk ve bana iyi gelecektir. Bu elbiseyle, nazarı gikketi celbetımeden çıkabilirim, 'D'Assas bunları söylerken, ayni za. manda, alelâcele giyiniyordu. Elbise onun üzerine hemen hemen o- turdu.. Öyle ki, şövalye, bunun son derece mükemmel olduğunu söyledi ve ilâve etti: — Bu koyu renkte mantoyu da omuz- larıma attım mı, elbisenin tam bana göre olmadığı meydana çıkmaz. Krebiyon başıyla tasdik ederken, kendisi de giyiniyor ve bu sırada Noe de hem zihnini açmak, hem de boş dur- mamak için, bir şişe beyaz şarap aça. rak bardakları dolduttuyordu. D'Assas, tuvaletini bitirdikten sonra Sen - Jermenin uşağı tarsdından kendi- sine verilen kılıcı kuşandı, iki dolu ta- bancayı kuşağına geçirdi, mantosuna büründü ve Noenin bastonunu alıp, şairle ebedi ayyaşın ellerini sıktıktan sonra dışarıya çıktı, Kapıyı henüz kapamıştı ki, Krebi - yon, Nosye şöylededi: — Ben de çıkıyorum.. Buradan kt- mıldama., Beni bekle.. Kapının eşiğinde, azimkâr adımlarla uzaklaşan şövalyeyi gördü. Sen . Jermen tarafından şövalyenin emrine verilmiş olan uşak, Krebiyonun yanında duruyor ve o da d'Assasın w- zaklaşmasmı büyük bir endişe içinde seyrediyordu. Krebiyon, alelâçele ona bir şeyler söyledi ve uşak bu sözleri büyük bir memavniyetle kabul etmiş olacaktı ki, şairin kendisine verdiği talimatı yerine getirmek üzere derhal ahıra doğru yü- rüdü, Bu müddet zarfında Krebiyon da, mantosunu yüzlinün yarıma kadar çekmiş olduğu hâlde, uzaktan, d'Aş- sasın takibine koyuldu. Bir kaç dakika MARKİZ DO POMPADUR. 353 ———————————— a yecekeler çıkarıyor ve bunları nın üzerine, koyuyordu . Nihayet masa başına geçip te ilk işti. hayı tatmin etmeğe başladıkları için, şair mükâlemeye devam ederek şöyle dedi — Sözlerinizden şu mâna çıkıyor ki, mösyö, Madam d'Etyolun nerede olduğunu, nereye gittiğini, bilmiyorsu- nuz ve bunları size benim öğretmemi bekliyordunuz, öyle mi?, — İtiraf edeyim ki, öyle... Esasen, mösyö Puasson, sizin bana bu hususta mühim şeyler haber vereceğinizi söy - lemek suretiyle bana ümit vermişti. — Pekâlâ!,. Fakat ben de, bizi meş- gul eden şahsın nerede clduğunu bil- miyorum ve bunu sizden öğtenmek niyetindeyim, — Anlıyorum, mösyö., ve size sormak gerefine nail olduğum suali tekrar ede. yim; Benim size bu malüamtı verebi - leceğime neden zahip oldunuz?. masa- Krebiyon, 4'Assasın gözleri içine ba- karak: — Fakat, dedi, siz Versay yolu üze rinde madam d'Etyola iltihak etmediniz mi?. — Evet...Fakot bunun münasebeti. — Jan, işte bu andan itiberen kay» bolmuş ve bir daha bulunamamıştır. — Affedersiniz.. Yanılıyorsunuz.. Vakia ten madam d'Etyola, Ver. say yolu üzerinde iltihak ettim. Fakat o, orada, arabasında bulunan... Bir a- danun kendisine gösterdiği misalirper. verliği kabul etti, İyi tanıdığım küçük bir eve götürüldü ve bir çok gün orada kaldı.. Sonra bu evden serbest olarak çaktı ve benim refakatimde, tanıdığım başka bir eve gitti.. İşte bu andan iti- böcendir ki ortadan kayboldu ve elim. 'de olmıyan seteplerden dolayı ben onu himaye edemedim. Şövalye böylece konuşurken, Krebi- yon da ona büyük bir dikkatle bakıyor. X dü du ve onun âşık ve mert çehresi, şüphe- siz çok iyi bir tesir bırakmış olacaktı ki, şu cevabı verdi: — İtiraf edelim ki, şövalye biribiri. mizden çekiniyoruz Ve çekinmekten haksısız, çünkü, hissediyorum ki, siz de benim kadar mertsiniz, Anlaşmamız için. ikimiz de, samimi ve açık bir şekilde konuşmalıyız. Binaenaleyh, evvelâ ben, size bütün bildiklerimi, tam bir sâmi- miyetle anlatacağım.. Sonra da, &iz is. tediğiniz gibi hareket edersiniz. Bunun Üzerine şair, Janın kaçırılma- sına nasıl iştirak ettiğini ve bu hâdise - den sonra neler vuku bulduğunu bütün tafsilâtiyle anlattı. Polis müd ün, kendisini ziyareti esnasında söylediği şeylerin hepsini tekrarladı, hangi tesadüf neticesinde Rezervuar sokağındaki esrarengiz eve girip Janm orada bulunmadığına ka. naat getirdiğini, en İnce teferratına kadar izok etti. En ehemmiyetsiz hâdiseleri ihmal et- medi, hiç bir isim unutmadı ve, vaad etmiş olduğu veçhile, tam bir samimi, yetle konuşarak, neticede şöyle dedi: — Şimdi, sizi niçin bu kadar aradığı" mı ve Madam d'Etyol hakkında bona malümat verebileceğinize neden zahip olduğumu anlıyorsunuz. Oldukça uzun süren bütün bu hikâ. ye müddletince, şövalye büyük bir dik- katle dinliyor ve Krebiyon ber türlü vazih tafsilât verirken, bu ayyaş şairin cidden mert bir insan olduğunu ve bi. naenaleyh, hiç korkmadan ona her şe- yi anlatabileceğini ve hattâ, ikisinin de gayesi madam d'Etyolu kudretli düş. manların elinden kurtarmak olduğuna göre, ondan yardım dahi görebileceğini, anlıyordu. : Krebiyonun verdiği malümet, her sihetten Berninin şövalyeye verdiği malümata tetabuk ediyordu. Ve şövalye, gitgide daha fazia kari oluyordu ki, Janm en müthiş düşmanı,