Türkçe yazmak zevki RTIK içinde okunacak bir şey bulamadığımız halde, yılların bı- raktığı bir itiyadla her halta aldığımız les Noüvelles lilttraires'| — karıştırırken gözlerim bir makale adına ilişti: “Fran- sızca yazmak zevki.,, Gerçi küçük bir ya- zı ama okumadım. Fransızca yazmak zevki... Evet, onu biz de tasavvür edebiliriz: bütün dün- yaya yayılmış, üç asırdan fazla bir za- mandanberi durulmuş, kemale ermiş, ar- tık gayet ağır, hemen hissolunmıyacak kadar ağır bir surette ilerliyen bir dil. Onunla yazan muharrir yalnız her ta- rafta, en uzak memleketlerde kari bula- cağını değil, birkaç asır sonra da gene eskimeden, rahatça okunacağını ümit e- debilir. Buna mukabil büyük, cesaret kı- ran bir zorluk da var: her Fransız mu- harriri, başının ucunda Voltaire'in, Rous seau'nun, Chateaubiriand'ın, Flaubert'in kendisine tebessümle baktıklarını hisse- der. Onların kullandığı dilde yeni şekiller yaratmağa kalkmak, hayli büyük bir ce- saret ister, Bu büyük zorluğa rağmen gene yazan lar var, bem pek çok var. Demek ki a- sıl zevk “fransızca yazmak'ta değil, sa- dece yazmak'ta. Kimbilir? belki de di- Nn o kadar işlenilmiş olması — muharrir- leri yazmağa sevkediyor. Dört asrın ye- tiştirdiği büyük sanatkârların yarattığı ifade tarzlarını, cümleleri kullanmak... Böyle bir zevkin cazibesi az şey midir? "Yazmak zevki... İnsan müşküllere rağ- men İç - çağırısıma —uyarak yazıyor ve artık her şey kendisine bir zevk oluyor. Her şey ve bunların başında dil. Biz bu- Bün türkçe yazanlar, türkçe yazmak'ın Zevkini duymuyor muyuz? Doğru, bizim buzünkü dilimiz, fransız. ta'gibi sükün bulmuş bir dil değil. De- lî:îycor, hem de muharrirleri şaşırtan ya- Tmaskalmak ümidini kıran bir hızla de- ğişiyor. Bugün her Türk muharriri, iki yüz yıl sonra iyice anlaşılamıyacak,belki “eski türkçe,, denecek bir dille yazdığın- dan emindir. Kullandığımız kelimelerin acaba hangisi kalacak? " Acaha iki yüz yıl sonraki nahvimiz, bugünküne benzi- yecek mi? Bilemiyoruz; , mütemadiyen değişmekte olan bir madde ile çalışıyo- ruz, Ebediyet ihtiyacını duyan sanatkâr bundan eza düyuüyor ve kendini, ruhu- tun meylettiği yola gidememeğe mah- küm hissediyor. Yahya Kemal gibi bir u, bugünün mütemadiyen değişmek- te olan dili kadar, hattâ — ondan ziyade dünün ölmüş, fakat bunun için artık camidleşmiş, tebediyetin kendi öz sure- tine kalbetmiş,, olduğu dille yazmasının sebeblerini bunda aramalıyız. « Fakat bu günün — türkçesile — yaz- makta da büyük bir zevk — var. Bazan — korka — korka, bazan Cesaretle ileri sürdüğümüz bir — kelime: Teselâ benim, fransızca “vocation,, kar- şılığı diye kullandığım “iç - çağırısı,, ke- limesi,.. Belki iki yüz yıl sonra anlaşıl-” Miyacağız; fakat iki yüz yıl sonrakilerin dilini bugünkü muharrirler kuruyor, hiç olmazsa önün kurulacağı sahayı temizle- mek, hazırlamak vazilesini görüyor. Bu, büyük bir zevk değil midir? XX inci as- rın fransızcasını yazmaktan daha bü- Yük bir zevk değil midir? Bizim bügün duyduğumuz bu — hazır layıcılık, dil yaratıcılık — zevkini Fran- $izlar XVI incı asırda duyrsuşlar. Mon- taigne, Rabelais devrinde bir — Pransız Muharriri olmayı belki isterdim. Fakat bugün, bir Türk muharriri olmak, türk- Ç& yazmak zevkini hiçbir şeye değişmem. Nrullah ATAÇ Binicilerimiz Londraya gidiyor Romadaki müsabakalarda büyük mu- Vaffakiyetler kazanan binicilerimiz Var- Bvadaki müsabakaları bitirdikten sonra Dondraya gidecekler ve oradaki mlisaba- kalara da iştirak edeceklerdir. Binicilerimizin son — muvaffakiyetleri Üzerine, koşu — hayvanlarımızın arttırıl- Masına karar verilmiştir. Altı koşu hay- "'lnı daha alınacaktır. | İ munda provalar yapılmıştır. içki ve cigara fiyatları Müstahsil ve müsteh- lik lehine bazı kararlar alınacak İnhisarlar umum müdürlüğünün yeni sene bütçesi bugünlerde Millet meclisi umumt heyetinde müzakere edilecektir. Bunun için, inhisarlar — idaresini tütün işleri müdürü Adnan Halet Taşpınar dün Ankaraya gitmiştir. İdare yeni sene bütçesile — hazırladığı yeni faaliyet programına göre, geçen se- nelerde olduğu — gibi bu sene de ziral, sımaf ve ticari bakımdan bazı yeni ted- birler alacaktır. Bu cümleden olarak ye- ni sene içinde tütün ıslahı — ve köylüye makbul tohumlar tevzi, fenni fidelik ya- pılması, iyi fide yetiştiri işler üzerinde kınması İçin daha geniş: mikyasta faa- liyette bulunacaktır. İdare, ayrıca muad del 1701 numaralı kanunumuzla istihdaf edilen yeni gayelerin tahakkuku için de teşkilâtı harekete geçirecektir. İnhisarlar idaresi, bu sene — hariçteki ik sergilere iştirak etmek — suretile şarap, tütün ve cigaralarımızın rteklâm ve propagandasını yapacaktır. Idare müstehlik sınıfı da memnun et- mek için bu sene içki ve tütün fiyatları- nı indirmek kararındadır. Memleketimizde, bilhassa sıhhat için arx zararlı olan şarap ile hafif — alkollü salon içkilerinin taammümü için tedbir alınacaktır. Bu itibarla, bu sene, diğer yerli şaraplara nazaran çok pahalı olan inhisar şaraplarile, likör ve vermut fi- yatları birer miktar indirilecektir. Bundan başka, halkın çeşitli olan arzu ve zevkini karşılamak üzere cigara ma- mulâtında yenilikler yapılacaktır. Her- kesin alıştığı cigarayı — içmesi ve başka başka içimli cigaralarla — zevk ve iliyat- larmı bozmamaları için harmanlarda is- tikrar temin edilmiştir. Binaenaleyh, hal kın beğendiği ve rağbet gösterdiği har- manların hiçbir suretle — değişmemesine itina olunacaktır. Ayrıca; orta sınıf hal- kın fazla kullandığı mamulât esas tutu- larak yeni harmanlarla yeni ve ucuz ci- garalar yapılacaktır. Cigara ve içki fi- yatlarındaki ucuzluk bütçe ve program meclisten geçtikten — sonra ve kısa bir müddet içinde tahakkuk edecektir. Çekoslovak rejisi tütün alıyor Çekoslovakya tütün rejisinin açtığı münakasa neticesinde bu rejiye tüccar Tocımız tarafından 1239000 kilo tütün satılmıştır. Satılan tütünlerin menşele- leri İzmir, Samsun, İzmit, Gönen, 'Trabron, Pulathane, Dürce ve Taşova- dır. 3 Çek rejisinin aldığı bu tütünler İz- mir, İstanbul ve Samsunda satış muka- velelerindeki şartlara göre işlenmiş ve Prağa sevkine başlanmıştır. Çekoslovak rejisinin 937 tütün mah- ulümürzden 1500,000 kilo tütün almak üzere yakında yeni bir münakasa aça- doğı haber verilmektedir. ŞEHİRDE vi Ekmek fiatlarını ucuzlatmak için... Belediyeler Bankasından bu iş için istikraz yapılması düşünülüyor » 19 Mayıs spor şenlikleri için meklepliler provalarıma devam ediyorlar. BwveTki günr Taksim stadyomunda prova MEM İstanbulda ekmek meselesinin, hiç bir ihtilâta meydan vermiyecek kati bir surette halli için yapılan tetkikler iler- lemiştir. Evvelce de yazdığımız gibi mütehas sısların bu işte vardıkları bir netice, ekmek î'ıyımun buğday piyasasına bağlı olması keyfiyetidir. Fakat diğer taraftan buğdey fiyatları ile ekmek fi- yatı arasında bulunan nisbet gayri ta- bikdir. Izalesi mümkün bir takım mas- ral ve komisyoclar mevzuubahs olma- dığı tekdirde, buğdayın ekmek elünca- ya kadar maliyetine ilâve olunan ücret ve resimler hesap edilmek şartile ekmek fiyatını lâakal iki kuruş ucuzlatmak mümkün olacağı neticesine — varılmış- tır. Bunun için, ayrıca buğdoy piyasa- sında spekülâsyon maksatlarile yapılan fiyat temevvüçlerinin de önüne — geç- mek Jâzımdır. Çünkü, ekmek fiyatları- nı arttırmak istiyenler, buğday piya- sasile istedikleri gibi oynemak yoluna sapmaktadırlar, Bunun için, ekmek fiyatlarını ucuz- Tatma işine buğdayın maliyetinden haş- layarak mutavassıt müesseseler ve ko- *misyoncuların masraflarını ve Ücretle- Tini kaklırmak, hükümet ve belediye resimlerinden bazı fedakârlıklar yap- mak icap etmiştir. Batmış gemiler çıkarılacak Bu işin müteahhit- lere verilmesine başlandı İstanbulun sahillerini, bilhassa — Kima- nn ağızı ile Halici temizlemeğe karar ve- ildiğini evvelce yazmıştık. Bu işe evvelâ şehrin kıyılarında batmış ve seyriselere en ziyade engel olan gemilerin enkazının çıkarılmasile başlanması muvafık görül- Mmüştür. u İstanbul defterdarlığı bu hususta emir almıştır. Bu suretle devlete ait batmış merakibin parçalanarak denizden çıka- rılması işi, her masraft ve — çıkarılacak demir, pirinç, çelik — vesairenin yüzde sekseni, kıymetli madenlerin yüzde e- lisi, meskükât veya evrakt nakdiyenin yüzde onu müteahhide ait olmak üzere, istiyenlere verilecektir. Bu şekilde İstanbul kıyılarında batmış olan gemiler birer birer tesbit edilmiştir. Tik olarak Bakırköy sahilinden 2500 met re kadar uzakta umum? harp esnasında batmış bulunan — “Pelenki Derya,, gan- botunun enkazı çıkarılacaktır. Hususi eşhasa ait olan enkaz için de kendilerine tebligat yapılacaktır. Çıkart- mazlarsa ayni şeraitle devlet tarafından ihradlarına teşebbüs edilecektir. a yapılmıştı, dün de Beşiktaş stadyo. |İKabec'den Tacike Hallç tersanesi projeleri Haliçte yeni tersanenin kurulması için Denizbank tarafından hazırlıklar yapıl- makta imiş. Günün meselelerinden biri iken ben de HaHliçteki eski Türk tersa- nesine ait bir vesika ücrine bazı notlar ilâve edeyim. Tlk tersanemizin temeli Fatih Mehmet tarafından İstanbulun fethinden evvel Geliboluda atılmıştı. İstanbul tersanesi- ni de Birinci Yavuz Selim — kurmuştu. Fakat İstanbul tersanesinin on altın a- sırdaki Türk azameti ile uygun bir hale gelmesirle çalışanların başında, tersane- nin kurulduğu yere adını veren Kanuni devri vezirlerinden Güzelce Kasım paşa oldu. Tersanenin yanında ve arkasında gemici ailelerinin yerleşmesile Kasım- paşa kasabası doğdu. On yedinci asrın büyük Türk muhar- tir ve seyyahı Evliya Çelebi: “Tersane Süleyman han binasıdır. Baruthane ku- lesi, Kaptan mahzenleri, — Kürekhane, yedi adet kurgunlu mahzen, divarhanci cedit, Sanbula zindanı, — cirit meydanı kasrı, Meyit iskelesi kapısı hep tersane tevabildir,, diyor. Elimde on dokuzuncu asır başlarında Istanbul sahillerine ait fevkalâde kıy- metli bir kaç vesika vardır. Bunlara na- umpaşadaki tersanenin sahil- , Haliçten liman ağzına doğ Tu şöyledir: Fatih Mehmedin ihya buyur duğu cami, yanında tersane emini olan elendilere tahsis edilen sahilhane, yanın- da aralık iskele, yanında Ayanlı Kavak kasrı, yanında tersanenin — mühimmat anbarları, yanında tersane içi camii, ya- munda hârp gemilerinin yapıldığı inşaat meydanı, baştan başa kereste anbarı, ya- nında mühimmat mahzeni, tersane divan hanesi, Fatih — Mehmet camii, yanında Flikei hümayün çekilen kayıkhane, ya- nında tersane kethüdası dairesi ve is- kelesi. Donanma tersanede, mühimmat mahzeni ile tersane divanhanesi önünde | dizilir demirler idi. Bu kıymetli vesikada görülen tersane | LEKETTE İktısat Vekâleti ile belediye de bu işi tetkik eden mütehassıslar ekmeği ucuzlatma programını hazırlarken de- ğirmenler Üüzerinde de durmuşlardır. Bu hususta hazırlanan rapora göre de- ğirmenler bugünkü vaziyet ve şartlır dahitinde ekmeğin bahalılığında başlı bışıu-birzr #mildirler. Değirmenlerin satım alınarak bir ekden daha rasyonel bir surette iİderesi kararı, varılan bu netiçe üzerine vcrğlınîı bulunmaktadır, Çünkü değirmenler hükümet tarafın- dan veya resmi bir şirket taralından idare edildiği takdirde buğday öğütme maasraflarının yüzde elli indirilebileceği bilhesap anlaşılmıştır. Diğer taraftan, İstanbulda fırın işi de belediye tarafından ayrıca ele alın- mıştır. Bugünkü vaziyet dahilinde fı- rımların imolât masraflarını ne kadar indirebilecekleri besap edilmektedir. Belediye ayrıca, günde 100 bin ekmek yapabilecek büyük ekmek fabrikaları kurulduğu takdirde ekmeği nc nisbet- te ucuzlatmak mümkün araştırmaktadır. Fakat, şehirde böyle büyük birkaç fabtika kurmak büyük bir sermaye işi- dir. Bu itibadla bu ikinci tetkiklerin neticeleri hükümete bir rayorla bildire cek ve hükümet tasvip ettiği ve bele diyeler bankasından bu iş için büyük bir istikraz yopdabildiği takdirde, fı- rıncılarla müştereken böyle büyük ye modern ekmek fabrikaları kurulacak- tır. olacağını da yapıları ve âBideleri — hakkında, tarih kaynaklarından topladığım notları bu- raya sırası ile kaydedeyim: * Fatih Mehmedin ihya ettiği Yeni cami, kendi devri ticalinden Handan a- Banm mescidi idi. Altr kayıkhane, üstü mescit idi. Fatih cami — haline koydu, altındaki kayıkhâneyi de muhafaza et- trdi. * Bu camiin yanındaki tersane emin- lerine mahsus beylik sahilhane üçüncü Selim zamanında — yapılmıştı. 1242 de baştan başa yeniden yapılmıştı. Bugün duruyor mu, yıkılmış mı, bilmiyorum.. Gazete satan müvezziler nasıl giyinecek Gazete satan — müvezzilerin kıyaleti hakkında Dahiliye vekâleti taralından bir kıyafet kararlaştırılmıştır. Buna gö- re, Müvezziler boz rerikte ve diz kapak- larımı aşacak şekilde bir iş gömleği giye- cekler ve ayakkabısır dolaşmıyacaklar- dir. Müvezzilerin traşlı" olmamaları da * Aynalı Kavak kasrının büyük ta- Tâzımdır. j riht ehemmiyeti vardır. Bu kasrın adı, Bu husustaki tebligat müvezzilere bil- | ©Ki bahriye müzesi kataloğu mukaddi- dirilmiştir. melerinde Ali Haydar Etmir meztiumun kaydettiği gibi “Ayni Ali Kavağı.ndan bozma değildir. Aşağıda izah — edeceğim gibi düpedüz Aynalı Kavaktır. Üçüncü Selim zamanında — İstanbula gelmiş ve İstanbul manzaralarına ait kıy metli bir de albüm bırakmış olan ressam ve mimar Melling, buradan — bahseder- ken: “Fatihin torunlarından birine, dün« yanın en güzel sahiline sahip olmak gu- ruru ve o denizi aşk ve hayretle seyret- mek ihtiyacı, İstanbul limanı üzerine bir Reşat Ekrem KOÇU Ç(Lütfen savfam çeniriniz Yeni çöp kamyonları Belediye, gohrin temizlik işlerinde ha- len kullanılan arabalardan bir kısmını daha kaldırmağa ve bunun — yerine çöp kamyonları ikamesine karar — vermiştir. Bunun için belediyenin — kullandığı son modele uygün olarak dört kamyon daha alınacaktır. , Tecrübeler gösteriniştir ki bir kamyon on çöp arabasının yaptığı işi yapabilmek tedir.