19374 T: Yaşınızı kati olarak anlayamadım. Bo- yunuz uzundur. Bünyece zayıfça olacak- sınız, Bu itibarla toplanmağla ihtiyâcınız yardır. Tutumlu görünmüyorsunuz, hat- tâ elinize geçenden fazla sarfetmeğe ça- İıştığınızı ve meselâ borçlu bulunduğunu su söyliyebilirim. Evvelâ bu vazgeçmelisiniz. Sonta, içkiyi de azalt- malsınız. Hayat, ne yalnız yorulmak ve ne de sadece eğlentmektir. bm TT Maçka YAA: İmzanızı okuyamadım, açık — seklini gönderiniz. Boyunuz orta, bünyeniz dol- gün, yaşınız 30 dan fazladır. Çok alm gan, aceleci ve asabi görünüyorsumuz —8. Kadıköy, Beti - Sabi - M. Rito: Üç arkadaş beraberce yazdığınız yazı- fartnızı aldım. 1 —. Gazetede herbirinize tabiatten | hangi rumuzla bitap edileceğini yazma- mış, sarih isimlerinizi bildirmemişsiniz. Halbuki rumuzla cevap vermek daha, a- çak konuşabilmek için lâarmdır. 2 .. Söl el yazmızı, dirseğinizden bileğinize ka- dar uzunluğu ve elinizin kâğıda çizilmie | * resmini de yollaymız. —T0 Beyoğlu T.H. B Yaşınız 25 etrafında. Bünyeniz dölgun. Boayunuz uzunca veya orta. Çölışmanız ve çalışma arzu ve gayretiniz iyi. Zekâ- nız işlek. Yalnız fazla hodbin ve biraz da müstehzi görünüyorsunuz. — Muhitinizde kendinize tam bir itimat uyandıramıyor- sunuz, en büyük kusurunuz budur, Tas- hih ediniz. HAÜ Y.Ç.S. İsi: Yaşmızt kati olarak anlayamadım, fa- kat herhalde 40 dan daha — ilerdesitiz. Maddi vaziyetiniz çok iyi olmamakla be- raber sizi endişede de bırakacak halde de Türk Hava Kurumu Büyük BFiyangosu I. nci keşide 17 Mayıs 938 dedir. Büyük ikramiye 40.000 Liradır. Bundan başka: 15.000, 12;000, 10.000 Hiralık İkramiyelerle (20.000 ve 10 bin) liralık iki adet müktüfat vardır.. Cevapları veren Profesör Sanerk Grafo'oji ve Grafonelri mütehassısi ğidir.Sıhhatiniz iyidir. Pek yorucu olma- yan bir işte mükemmelen çalışabilirsiniz. Çalişmak yalnız, para kazanmak için de- Bil ayni zamanda müsbet bir yolda ve tarada yaşımak için de zaruridir. Biraz asabi görünüyorsunuz. asabiyetinizi ta- dil etmeğe çalışmız. —e 5.4.CAA Gönderdiğiniz vazı — parçasından tam bir tahlil yapmak mümkün — ölamadı. İki satır yazı esâsen bir tahlile kâli de- Bildir. Bundan dolayı daha — fazla yazı göndermeniz lâzımdır. Maamalih yazı, sahibinin, makt zam — bir zat olduğunu şimdiden söyliyebilirim . —T38a Fatih . A, U: Yaşınız 25 etrafında. Boyunuz ortarım altındadır. bünyenis dolgün. Dahâ faz- la şışmamlamamak için dikkat etmelisi. hiz. Kararlarınızda mütereddit görünik Yorsunuz. Arzularımız da sık sık - değiş mMektedir. Bu şeraft altında tam bir mu- Waffakiyet pek güçtür. Tutumlu olmağa, dikaktinizi arttırmağza da ihtiyacmıtz var» dır, Hâdiseleri mübalağaa İle görmek ve göstermekten de vazgeçiniz. Istanbulun en çok satılan hakiki akşam gözetesidir.' . İlânlarını Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin eden bu piyangoya İştirak etmek || HABER'e / verenler kdr. ederler. süretile aiz de talihinizi dereyiniz.. 166 MARKİZ DÖ POMPADUR 17 NİSAN « 1938 DYDRE RRAL Wrmisneye DÜN KEYLÜLERDE! Bizini AF ETTina, BU G/Di4 LE BÜ FoyaLâ Rimız Mt » SENDE AİKERLERİ Tef 4 .. ONLARI ARILIN 44 LEYHİNE TANRİK EY.. HMALİYEMİZİ 1SLAN EDECE » OİNİZİ SÖYLÜYOR DUN'UZ ? MARKIZ DÖ roınuu;rı 167 Mösyö Jak, muhakkak-ki büyük bir filozoftü ve insan rubunun derinlikle . rine de nüfuz edebiliyordu. D'Assas, mükemmel bir yemekten socra gelen bir nevi memnuniyet içinde, yatak odasının gösterilmesini istedi. HaJeme bir kapıyı açtı ve şövalye gü- gel kokulu, çok hoş bir yatak odasmına girdi; yetak hazırdı; şömine de bol ateş yanıyordu. Zavalli şövalye hayretten bayrete düşüyordu: Bu cidden, tahakkuk eden büir peci masalıydı. . Hademe hep ayni garip e hoş tav- tüyle izahatına devam etti: — Sısası gelmişken şunu da söyliye- yim ki, gece. Bir aşk, veya bir harp se. ferine çıkmak aklınıza gelirse. D'Assas, tecaslirle sordu: — Aklıma gelirse, ne yapayım?. Hademe geniş bir dolabr açarak de- vam eti ! — İşte, tam sizin boyunuza göre, iki Mt kostüm ki, bunun içinde tanımma- mıza imkân yoktur. İşte mantolar, işte tabancalar ve kılıçlar.. Kostümler gıy& zengin ve zarifti.. Kılıçlar güzel ve sağlamdı. Tabanca'ar doluydu.. D'Asşas: <- Tasom bunlarla icabmmda, muhasa- râda da tmukavemet gösterebilir. Dedi.. Hademe de lâkayt bir tavırla cevap verdi: » — Ve yahut ta bunlarla muhasarada yaposilir. Butaya sizden <vvel gelen genç çılgınlardan biri. yalnız başma bir eve hücuüm etmişti.. Eh!.. Ne olur, ne Olmaz, burada her şey peşinen düşünü. Hir... D'Assas, ürperdi ve elini 2inma gö- türdü. Hademe gizlice çekilip gitti. Yalnız kalan şövalye, dolapt'ıki elbiseleri dik- katle müayeze etti ve burlardan her di- rinin cebinde küçük birer kese altın bul. dut. İ — Aman, ya Rabbim! diye mırıldat- dı, bu rüya da geçti!.. Bu keşelerden birisini açtı.. Bunda altın İüllerle bir kâğıt verdı. D'Assas, Iülleri saydır: Yüz taneydi.. — İki bin frank! Sekiz aylık maa- gan1.. Diğer kostümde de o kadar varl. Burun üzerine, şövalye kâğıdı okudu. Bu kâğıt sadece bir J imzasını tapryor ve şu kelimeleri ibtiva ediyordu. *Korkmadan tüketin.. Bu para vi- tin küçük masraflarınız — içindir. —İki keseden biri boşalmea, bunu size hiz, met eden uşağa verin.. O bunu tekrar doldurmak Üsere emir alnuştır. Cesur, sadık ve sabırk olun.,, Şövalye: — Haydi bakâalım! diye mırıldandı.. Müdemki öyle, şu halde kabul ediyo. tum! Bu şayanı hayret fantesi bakalım nereye kadar varacak!., Ceşur... Öyle zannediyorum ki, cesurum.. Cadık, her hölde sadıkım.. Sabirt; meyam.. Doğru- su bunu temin edememi.. Hüldsa bu mösyö Jak garip ve muammalı bir oyun eynuyor galiba.. Ne istiyor?. Bana, tıpkı eaki bir dost.. Müsamahakâr bir baba muamelesi yapıyor.. Ne ise, elbet bunu anlayıcağız!. Bunun ürze*ine gövalye, o Tamana kadar gördüğü yatakların en yumuşağı- n3 usandı ve derin bir uykuya dalmak- ta gecikmedi.. Bir rüyo gördü: Pesile, rin sihirli sarayımda bulunuyordu. her dokunduğu eşya altın oluyozdu ve Jan gülümseyerek ona kollarını uzanıyor- du.. M yö 18 şövalye d'Assas yirmi yaşı- tr bizar geçiyordu.. Fakat, doğrusunu söylemek icap e- derse, dahvı yaşlı ve kral Salomondan daha heklmane olsaydı bile, uyanıkken başladığı rüyaya uykusunda devam ct mekte mazur görülmez miydi? XXIX KARŞIDAKİ PAVİYON D'Assas, soldaki paviyonda yemek yerken, hayrette kalırken, uyürken ve nihayet rüya görürken, bu kadar tenha görülen sağdaki pewiyonda da, bambaş. ka bir sahne cereyan ediyordu. Bu pa- viyon, CAssasın ikamet ettiği paviyo- nün eşiytli: Bir antresi, Üç odası vardı.. Yalnız bu üç oda ve bühassa yatak e- dası, daha ziyade bir kadınm zevkiseli- mine uygun bir tarıda döşenmişti. Filhakika da, bu paviyonda bir ka- dın İkamet ediyordu. Bu kadım, kont dü Barrinin, balo ak- şanız, büyük bir cür'etkârlikla kontes dü Barri diye takdim ettiği Jülyet Be- kül idi. Küçük salonda, iki şahıs karşı karşı- ya oturuyor ve çok şayanı dikkat bir mükâleme yapıyorlardı. Bunlar sahte köntesle, sahih koattu. Jülyet Bekü endişeli görünüyordu... Dü Barri onun endişelerini izaleye çalışıyordu. Genç kadım, başlanan mükülemeye devam ederek şöyle diyordu: — Fakat anlamryorum ki, bu adam n* İttiyor?... Krat bu küçük ve sahte tavırlı kadıma âşık olduysa, ben buna ne yapabilirim ?. Dü Barri cev>p verdi : »— Dinleyin, atizem.. Halihazırda iki. mizin de hâkimi olan ve kenlisine itaate mecbur olduğumuz adamın plânın: sire izah edeyim... Bu plân sade ve dahiya- nedir: Madam d'Etyol bir evde bulun- maktadır.. Meselâ, Tarzedin ki bu ev K uypdaki paviyomndur.. — Bu paviyonda hiç kimse yoktur Mi »- Doğru., Fakat.bir an farzedin ki lerime devam ediyorum ; Size bilâhare izah edilecek bir anlaşma akabinde, bir akşam madam d'Etyol gelip sizin yeri. nizi ahıyor... j Jülyet garip hir tevırla sordu: — Burada mu?, — Evet, burada.. Sizda ayni saman- da onun yerini alryorsunuz.. Daha açık bir şekilde izah edeyim: Siz birdenbire Madam d'Etyolun ikamet ettiği evde ikarmet ediyorsunuz, o da bureda oturu- yor. Anladımız mı?. — Anlıyorum, Fakat sonra?. — Analmıyorsunuz?. — Ne yapayım, azizim, bir müddet- tenberi âdeta muammalar diyatında ya- - mesele gayet Hlasit.. — Ve söylemiş olduğunuz veçhile, dahiyanel.. — Pekâlâ! Farzedelim ki bir gece, nihayet Madam d'Etyoklan bir mektup alan kral, onun davetine icabet etmek için yola koyuluyar. Madam d'Etyolun kendisini davet ettiği eve geliyor, içeri. ye giriyor, bütün ışıkları sönmüş bulu- yer, çünkü savallı çocuğun hicabı isyan ediyor.. Ve bir kadınm kolları arasma düşüyor.. — Bu kadın Jülyet Bekü, kontes dü Barridiri.. Mükemmeli.. e- Hakikaten mükemmel! Eğer kral sahtekârlığın farkına varınsa, onu piş- man ettirmemek size düşer.. Genç kadın, kat'i bir tavırlo bağırdı: — Bu işi üzerime alıyorum. — Fakat bu müddet zarfında küçük d'Etyol ne oluyor?. — Size dedim ya: O burada, sizin yerinizi almıştır.. Ö zaman, birdenbire, karşısındaki paviyonda da, bu güzel gocuğu seven yokışıklı bir delikanlı be liriyor. bu delikanlı buraya giriyor. savdiği, tpındığı kadımı görüyor, kral sizin ayak'arınıza kapan'rken o da ket di s>vgilisinin ayaklarına kapan:yoz, gençlik ve aşkın krallığa bedel olduğu-