1 aançen Holivutta prensip şudur: Yirmi bin #'güranın hepsini sefalet içinde bırakmaktansa üç binine rahat bir hayat yaşatılır ... e SÜ bi Bütün şirketler ayni zamanda film gevirdikleri saman, bunlardan ancak haftada ikibinini meggul edebilirler. Demek oluyor ki, prensip itibarile, her figüran ancak yedi haftada bir defa film çevirir ve yedi buçuk dolar alır. Hakikatte angaje edilen figüranlar | G hep aynidir. Bunlardan bini, hayatla. rını iyi kazanırlar, İki bini şöyle böy- le geçinirler. On yedi bini ise açlıktan ölürler. Eskiden, meslek serbestken, her. kesş görülüp, beğenilmek — ümidini muhafaza edebiliyor. Her — sabah, studyoların kapısında, sıraya — dizilen upuzun ve güzel insan silsilesi bekler di. Sahne vazıları onların önünden ge- ger ve hoşlarına gidenlerini seçerler- di. Bu figüranlardan bazıları yıldız olmuşlardır. Bankroft, Evelin Brent, Corc Raft, Virginiya Brüs. Her sa - bah, Külver BSiti veya Vestvudda, (Metro) veya (Foks) girketi önünde beklemek üzere, uyanıp giyinirlerken, brr on beş bin figüran Virjiniya Brüs ve Bankroftu düşünürdü ve bu düşün. ce onların sabah kahvaltısı ihtiyaçla, rını unuttururdu. Şimdi onda bu ümidi dahi bırakma- dılar. Artık onlar, gidip — rejisörlere görünmek hakkma malik değillerdir ve rejisörlerin müstakil figüranları angaje etmek hakları kaldırılmıştır. Bütün figüranlar “Central Casting,, admda sendikal bir ofise kaydedilmiş olup, davet edilmelerini — beklemek mecburiyetindedirler. Stüdyolar (Cas. ting) € telefon ederler: rüsk muharfbe kadar, Bir gaat sonra “Casting” tarafın- dan intihab edilen ve çağrılan yüz elli *“etrüsk muharib,, studyoda hazır hu- lunur, — Nazari olarak figüranları (Casting) intihap eder, Hakikatteyse, angaje edilen figüranların hemen hep- Si $unun veya bunun ahbabı, dostu, arkadaşıdır. Şu veya bu gşahsiyetin tavsiyesile angaje edilmiştir. Mantıki olarak bu haksızlık biraz da haklıdır. Çünkü böylelikle, yirmi bin figüranın hepsi sefalet içinde br- rakılmaktansa üç binino rahat bir hu- yat yaşatılıyor. Diğer on yedi bin fi. | güranın da ümitlerini kırmak ve bun- ları sinemadan uzaklaştırmak istih. | daf ediliyor. Fakat maalesef bu on yedi bin bet. baht bir türlü ümitlerini kırmak is- temiyorlar. Mideleri boş olduğu halde, bunlar, bütün gün telefonları başmda bekliyerek “Casting” in gayrivarid te- Tefonunu bekliyorlar. Bunun netlcesi olarak, bilhassa kadınlar, sefaletin en aet uçurumlarımna yuvarlanıyorlar. Öy le zannediyorum ki, bunlar, dünyanım tam manasiyle açlıktan ölen yegâne insanlarıdır. Bu cehennemden uzakta | onları aileleri, dostları, başka meslek- | ler, tabil bir hayat tarzı bekliyor. Fa- f “yüz elli et. Ihtiyacımız var.,, O kat onlar, bu cehennemden ayrılmak istemiyorlar. Gözleri ve kulaklarının bütün düyüş hissesi bu telefonum Üze. rinde temerküz etmiş olduğu halde bekliyorlar, Önümde bir Fransız var, İsmi Löb- röndür. Ön senedenberi burada figü . ranlık yapıyor. “Kasting,, in memur, lariyle arası dçıldığı için on sekiz ay- danberi bir gün bile çalışamamış. Na- sı) yaşadığımı, daha doğrusu nasil öl- mediğini kendisi de bilmiyor. Üç gün- denberi yemek yememiş ve dizlerinin büküldüğünü görüyorum, Konsolos . hik onu iki defa Fransaya — gönder- | mişse de, o ikisinde de geri dönmlüş, Ona göyle diyorum: <- Pek Alâ biliyorsunuz ki, buradan artık hiçbir gey bekliyemezsiniz. Sizi | tanıyorlar ve çalıştırmak istemiyor -| lar, Sizi tekrar Fransaya göndertmek için konsolosluğa müracaat edebili . rim. Fransada, yine ayni meslekte bi- le, çok daha mes'ut olursunuz. Çünkü memleketinizdir. Zavellının çehresi sararıyor, düş - memek için bir masaya — yaslanıyor. Gözleri yaşla doluyor. Fakat bütün bunlara rağmen — başmı sallıyor: “Hayır". BÜYÜK GALA Yemekten sonra, saat üçe doğru (Vandom) dan çıktığımız sırada, Mar. len bana göyle diyor: — Sizden ayrılacağım. Gala müsa - meresine hazırlanmak üzere otele dön- meliyim. — Fakat gala akşam 9 da değil mi? — Evet ama, düşünün ki yüz çizgi- Jerimin rahat etmesi için iki saat müd. detle siyahlar içinde uzanmak mecbu- riyetindeyim. Saat beş buçukta ber- ber, sonra masör, daha sonra da ma. nikürcü gelecek. Kaybedecek bir daki. kam bile yok. Hoşça kalım. Akşama görüşürüz.. Çok rica ederim, geç kal- mayın. Bu sözler üzerine Marlen gidiyor. Benim hiç de acelem yok, Bunun için yaya olarak otelime yürüyor ve meş- hur galaya sahne olacak “Çaynes Tea- ter” in (Çin tiyatrosu) nun önünden geçiyorum. Verilecek olan gala müsameresi es. nasında, böyle bir müsamere ve mera- sime lâyık görülmlüş olan bir film göğterilecektir. Bu şekilde gösterilen filmlerin adedi, senede nihayet beşi geçmez. Diğer filmlerin galası daha sade bir şekilde tertip edilir. Bir fil. min doğuşundaki tekâmül çok karı . şıktır. Müstahsiller, tamamiyle mes . lek erbabından olan ve kat'iyyen mü- samaha göstermiyen Holivud halkı ö- nünde imtihan geçirmekten büyük bir dehşet duyarlar. Bunun için, filmi bir mahalle ve hattâ bir köy salonunda, gizlice göstermeyi tercih ederler. Bü- tün bunlar, esrarengiz bir atmosfer içinde cereyan etmektedir. Oraya da. vet edilen yarım düzüne kadar mes - ülle, sahne vazır, müstahsil, bazan bu.ım yıldızlar, akşam saat sekizde, otomobillerle, gizlice alınıp götürü - lürler. Bunlar kendileri bile, son da. kikaya kadar, nereye gittiklerini bil. mezler, İki, Üç otomobil Los Ancelot- ün kalabalık bir mahallesine veya bir köye gider. İşçi ve köylülerden müteşekkil yer- H seyirciler arasında, salonun bir kö- şesine, sessizce yerleşilir ve evvelâ, eski bir sergüzeşt filmi seyredilir. Bundan sonra da, hiç haber verilme. den ve ne sahne vazımın, ne de şirke- tin ismi zikredilmeden, sahte bir isim altında, asıl film gösterilir. Seyirciler, programa yapılan bu i- lâvoden dolayı sevinirler, Fakat, buna rağmen, noktai nazarlarını yüksek sesle bildirmekten kati'yyen çekin. mezler. Bunun için, köşede oturan a. Kikadarlarımn, dişlerini gıc<ırdatarak ho- murdanmaları sık sık vaki olur. Bilâ- kis, seyireiler filmden — hoşlanırlarsa, hararetli nümayişler yaparlar, Bunun üzerine de, mos'uller, iki saat sonra, alelâcele Holtvuda dünerek, filmin ka- zandığı büyük muvaffakıyet ve seyir. cilerin coşkun tezahüratı hakkında gazetelere verilecek ilânları bazırlar- lar, icabında da filmin bazx sahnele. rini kesarler, Bu ilk tecrüboeden sonra, hlm stud. yoda hususi bir seansta gazetecilere ve teknisyenlere gösterilir ve nihayet BFolivudun en büyük salonlarından bi- risinde, ilk reami gala suvaresi veri- Hir. Holivudun — “super productlons” namı verdiği büyük filmlerin gala su. varesi her zaman bu “Çin tiyatrosu,, nda verilir. (Devamı var) Boks Bu haftaki boksa ehemmiyet verileceğini, dağı - mecimuaların - birinde | lan boksörlerin toplanacağını, kapa- | nan boks klüplerinin yeniden açılaca- ğını.. | madım.- Senelerdenberi spor namına futbol. den başka bir gey duymıyan kulakla. rıma inanamadım. Derin derin içimi çektim ve düşündüm. Bizi kuşatan medeni âlemin gidişi. ne baksak da ondan sonra yürüsek olmaz mı? Dünyada o kadar faydalı geyler tatbik edilmektedir ki, bizim yeniden bir şeyler icad etmemize ne mahal var, ne de zaman. İleri millet- lerin tatbik etmekte olduklarımı tak - Jid etmek bile bizim için bir kazanç- tır. Boksun bir millet için na zaruri ve ne hayati olduğunu anlamak için et- rafımıza bir bakmak kâfi değil mi dir?!. Amerikan, İngiliz, Fransız, İtalyan Ve Almanların- mekteplerinde, polis teşkilâtlarında, bahriyesinde, ordu . sunda en başta hep bu sporu görmü. yör miyiz? Daha birkaç sene evvel Almanlar, ilimde, fende, sanatta, as . kerlikte, cihanım en yüksek kademe - sinde bulunan Almanlar, boksu ordu- Jarına resmen sokmuş askeri talim - ler gibi mecburi kılmamış mıydı? Yi- ne o Almanlar on üç yaşını bitiren her çocuğun boks dersi almak mecburi - yetinde olduğuna ait bir kanun çıkar. dığını gazeteler yazmamış mıydı? O hâlde saruyorum: Bilhassa cihanm bu karışiık devrin. de, her milletin küçüğünden büyüğü. ne, kadmından erkeğine kadar mem- leket müdafaasıma mecbur olduğu bu zamanda ferdlerin pire gibi sıçrar, yı- İan gibi sürünür, bir parmağınım' tis - tünde dökuz fındık kırar derecede çe- vik, çabuk, atak olmasızı istiyen mo- dern esliha önünde İş görebilmek için, boks sporunu tercih etmekten başka Çare var mı? Daha doğrusu bokstan gayri hangi spor şekli bu faydaları temin edebilir? Muallim: Hilmi Futbolde Avusturya Almanyayı yendi Büyük bir alâka Ile beklenen Alman Avusturya milli futbo takımı ile Al . manya milli takımı arasındaki maç 60.000 seyirci önünde Viyanada yapıl. mıştır. 'Teknik bakımdan büyük bir üstün . lük gösteren Avusturyalılar, 2-0 ga - lip gelmişlerdir. Alman milli takımında Sepan, Ur- ban ve Sifling gibi oyuncuların bu - lunmaması bu netice üzerinde çok mü- essir olmuştur. Alman hücum hattı anlaşamamıştır. Avusturyalılar — ilk göllerini 62 inci dakikada Sindeların ayağıyla yapmışlardır. 70 Inci dakika. da Sesta ikinel golü yapmıştır. Avusturya milli takımı yıllardan . beri gösteremediği mükemme! oyun . | larından birini oynamıştır. — Bisiklet Berlin, 4 (A. A.) — Berlin .Kotbus | Berlin arasındaki 260,5 kilametrelik | an'anevi bisiklet yarışını 8 saat 11 da. | kika 15 saniyede amatör koşucular. dan Maka Bartoskleyeviç kazanmış - tır. ... Roma, 4 (A, A.) — Varesede yapı- lan 230 kilometrelik bisiklet yarışını 6 saat 38 dakikada Bartali kazanmış- tır. 12 saniye farkla Kanavesi ikinci gelmiştir. Favorilerden Favalli dört dakika kaybettiğinden 6 ımcı gelmiştir. ilâh, okudum. Gözlerime inana- | yetlileri C. H. P. şildi için karşılaşan mıntaka kupası müsabakalarında Demi Harbiye - Güneş müsabakası çok d füt bir oyun oynıyan Güneşliler biri bi devrenin 16 mor dakikasında iki gol yi Gençler birliği . Demirçankaya karş süz olarak berabere bitirmişlerdir. İkin Gençler birliği takımı dört gol atarak, kazanmıştır. Yukardaki resmimiz, Gençler birliği . Pazar günü Ankarada yapılan futbo ol müsabakaları arasında en ehemmi- Harbiye idman yurdu . Güneş maçı ile rçankaya « Gençler birliğidir. urgun cereyan etmiş, daha ziyade teda- rinci kısmın gonunda, diğeri &e ikinci yerek maçt 2.0 mağlüb bitirmişlerdir. ıilaşmasında, takımlar ilk devreyi gol- ci devrede çok üstün bir mâaç yapan müsabakayı sıfıra karşı dört sayı ile Demirçankaya maçında Selimin kor« nerden attığı Üçüncü golü göstermektedir. 'Avrupada futbol Ingiilere ve Yunanistanda şampiyona maçları İngiltere lik maçlarında bu hafta karşılaşan takımların aldıkları neti . celer şunlardır: Arsenal . Çariton atletik 22 Blakpol - Preston 12 Bolton Vanderers - Lyds United — 0-0 Brentford . Grimsby Tovn 61 Derby - Portamuth 10 Everton - Vestbromviç 5-3 Underefild tovn - Liverpol 12 Layçester siti . Çelsea 10 Sunderland . Stoke siti 11 Volverhampton - Birmingam 3-2 Yunanistanda Atinada yapılan şampiyona maçla- | rmda Panatinaikos, Apollonu 3.2 yen. miştir. Yedi milletin iştirak etliği Kros kantri Tagilizler hem fert, hem takım itibarile kazandılar 1930 danberi kros kantri koşucula- | Tenis Davis kupasında Almarnya Macaristanla karşılaşacak mı? Davis kupası maçlarında, Almanya ikinci turda karşılaştığı Noarveç'i mağlüb ettiği takdirde, 27 ü 20 ma- yıs tarihlerinde Berlinde Macaristan- la karşılaşacaktır. Fransa şampi- yonluğu 2 ilâ 12 haziran tarihlerinde yapı . lacak olan Fransa tenis şampiyonala. rına Budge Rigs do iştirak edecektir. Helen Modi bu şampiyonaya girmi . yeceğini bildirmiştir. IYugoslavya -Mısır Kahire, 4 (A. A.) — Yugoslavyalı Mitiç ile kargılaşan Menzel 2-6, 6,4, 6-3 mağlüb olmuştur. Haiter Olimpiyad rekoru kırıldı Kemniste tertip edilen spor müsa-« bakalarında Alman olimpiyad şampi « yonu halterci Jozef Manger üç defada 420 kaldırarak olimpiyatlardaki re « koru kırmıştır. rmın en mükemmelini yetiştiren İn - giltere, bu yıl da 7 milletin iştirakile | ve gayet bozuk bir havada Belforstta | yapılan kros kantri koşularını kazan- | mıştır. | İngiltere bu defa yalnız ekip halin. | de kazanmış olmakla kalmamış, fer. di kabiliyetlerle de temaylz etmiştir. Netekim, Emeri Belçikalı Şapeli, Gal. N Palmori, ve yine meşhur İngiliz ko- şucularından Pot'u geçerek büyük bir muvaffakıyet kazanmıştır. Umumi | tasnif neticesinde: 1 — İngiltere 43 puvanla, 2 — Fransa 96 puvanla. 3 — Belçika 117 puvanla 4 — Gal 133 puvanla, 5 — İskoşya 164 puvanla, |Yüzme müsabakaları Stakholmden bildiriliyor : Norkopenigde yapılan yüzme müsa- bakalarında İsveç şampiyonu Bysern | Borg Alman şampiyonu Verner Pdat | 400 metrelik serbest yüzmede kargı - laşmışlardır. Alman şampiyonu bu mesafeyi 4 dakika 48,3 saniyede yü . zerek birinciliği almıştır. Borg 4 dakika 51,5 saniyede ikinci gelmiştir. Almanya - Belçika boks maçları Almanya ve Belçika amatör boks takımları geçen pazar Ahende kargı. laşmışlar ve rakiplerine nazaran çok üstün olan Almanlar bu müsabaka . larda 3.13 galib gelmişlerdir. 1000 millik otomobil yarışı Romada spor otomobillerine mah « sus 1000 millik bir yarış yapılmış ve çok heyecanlı geçen bu müsabakayf TBiondetti 11 saat, 58 dakika, 29 sar niyede katederek birinci olmuştur. | İkinci gelen Pindakuda bu mesa « feyi 12 saat, 31 dakika, üçüncü Dusio da 12 saat 37 dakika, 31 saniyede kar tetmiştir. !