Çocuk suçları, ruhi ve içtimal sebepleri (VI) GEERETEE AAA S LA PN a CaR z iren n Cemiyet ve çocuk Suç işlemeyi kamçılayan sosyal sebepler UNDAN önce za kanunu ölçüsile yarı mes'ul sayı i yazılarımda ce- | umumiyetle insanların işledikleri suçu | psikoloji zav ndı ha ziyade (marazi ruhiyat) ne giren tezahürleri yazmıştım. Fakat zal zanma ruhi bir bozukluk rmm ve her gün mahkeme salor dolduranların yağlıyarak fitilliy rasında bizzat cel segeleri ve noksan ah temlerile de ith nizmalarını dan kisbi olan 2 — Herhangi bir v hayati veyahut sirin tahtında suç işliyenler. Bunlarm suç İ nde küvvet- li ve zaruri bir vesile, bir meecburiyet en esaslı bir sebebdir. Bu sebe kınca cemiyete kolayca suçlular. rince ancak bir suç iş larda ikidebirde ferdle değildir. Mütemadiyen yanl vledan ile ceza kanunu bir mücadele içinded içtimaf bir mecburiyetin eseridir. Maamna şuurca veya kusur taşıyan ruh hasta! n da içtimaf tesirlerden büsbütlün azade oldul ve suçlarımnın sırf maraz!i bir vetire eseri olduğu zehahı da h k Cemiyetin ihmalleri faletleri | 1 ok de- lilerin suç işlemiyecekleri gayetle ta- bildir. Bir tımarhane köçesi bulamayıp so tahkirleri alt fasını ve vü ahlâk meka sup oldukları cemiyet mes'uldür. Çü kü bu ruh hastaları, be! tel le mahkemelerin a- rtularak, neden | Kır kararlarından İ işunda bir | sonra timart yatak köşesi Fakat cemiyeti bir miren yara bakid edecektir. Bi talıklarını bütün ları zararlarla kanser gibi ke- ve tahribatı ilâçlar bertaraf ede iyetin ruhi sarsıntısı Sik tedbirler, arzula: yok edemez. Bütün cemiyeti maddi ve man yen en mühim seber his ve buna dayanan çareler olmuştur. Onun içindi! rulmadan incelediğimiz bu yaraları en derin gi da aramalı ve cemiyete kıymetli bir vedla olan bu dünyadan bihaber mah lüku ölümüne kadar ayni ihti takip etmelidir. İçtim: , ahlâk — bu î ı nam İle | ah in €n yüce idealleri leri olmalıdır. 18 inci aamr mütefek halinde yaşayabileceği his ve yardımlarına mu! yacığı bir tabint, p Yazan: Dr. Rasim ADASAL ki tezi bunun ifağesidir. yatçı ve terbiyeci- Fakat ne 'üde etmiş ol ktan ziyade bir ideal ifade etmek- tirak, bütün cemiyet ferd- ve bir topluluk ola - * Lesirleri ve telkinle- | tecerrüd halinde mükem- 'vur etmek bir ha. in Zerdüştü, sun? me- gürültülerinden ve iğrenç ıilarından muztarip olarak çekildikten bir müddet son- tına duyduğu hasret. rlere dönmüştü. Muhitin a ve terbiyesine - ihtiyaç en yalnız başmna olarak vah- adada yaşayan çocuklar- Litvanyanın orman kenarlarına ya- kın olan kenar köylerinde zaman za - man aç ve serseri ayıların bir çocuk inlerine götürdükleri vaki- ık 5 yaşını aşmış İ- anarak yenir; aksi takdirde Ja ufak ayı yavruları arasın- şartlar dahilinde böyle insani sevkitabiflerini kaybeder ve ruhf neşvüneması hay- vani seviyede kalir. 1861 senesinde müşkülâtla yakala - nıp Rus çarma götlürülen vahgi bir (ayı - çocuk) bu örneklerden biridir. Çar vahgi karakterine rağmen ona bü- bir sempati gösterdi; medeni ha- ştırılması için birçok tanın - mış yeciler çalıştı; ve on iki ge- ne, ) halde bir türlü in - maf karakterini ve rayında 3 kaldımlmıştır. Halbuki inkâr edilmez bir h atdir ki her Devamı 15 incide) Dr. Rasim ADASAL Tacih diyor ki: Şalr Nefinin tövbesi | ÖRDÜNCÜ Murat, Nef'inin şlir- lerinden çok hoşlanıyordu. Ho l6 kendisi hakkında yazdığı kaside- leri sonsuz bir zerkle okurdu. Şair, bu kasidelere, devrinin — kulakları dolduran velvelesini sindirmiş, hod- kâmlığa samimiyetin sıcaklığını ver mişti. Dördüncü Murat, bunun için, onun eserlerini okumaktan haz du- yayordu. Nef'i, kuvetli bir şalr, kudretli ve büyük bir varlıktı. — Fakat, onu kü- çülten bir tarafı vardı: Hicivleri! Şi den, nasıl havasmı bula- al sesi işitilirse, kasi sıl bir belâgat şimşeği- göürülürse, — hicivlerinde ran ve mide bulan sgârın dalgalandığı gö- ©O şliri terennüm — ederken, gılzatı da haykırırdı. ş nde “Harname,, sahi- bi Şeybi gibi güzel ve temiz bir lisan kullanmazdı. Önmn gibi, servet sahiplerinin hır adıların — rüşvetelliğini fakir ve bikeslerin zavallılığını — devrin İkbalde olanlarının seyyiatlarını, mahiyotlerini, dalâletlerini — acı ve delerinde » nin çıktı; ayni zamanda selis bir Jisanla anla- | tıp hlevetmedi. — (Sihamı kaza)da tabirler, müstehcen kelimeler kullandı. Hlevetmedi. küfretti. Bu i- rla, Nef'inin hicivlerini, hakiki hlclv telâkki etmek, © kad- n içine sokmak doğru değildir. bunlara, veznin ve kafiyenin ahen- urulmuş bir sürü küfürname e datli ğru olur. Dördüncü Murat, Nef'inin yalnız bedii ve edebi kıymeti olan eserleri- HABER — Akşam postası —— Su işleri yürüyor Balıkesire bol ve nefis bir su getiriliyor Dahiliye Vekâletince yaptırılan tetkikat neticesinde Çataldağında çıkan suyun şehre getirilmesi kararlaştı Belediye reisi vaziyeti anlatıyor | Balikesir belediye reisi Naci Kodanoz | Balıkesir, (Hususi) — Şehrimize bol su getirilmek maksadiyle epeyce bir zamandanberi belediyece tetkikler- do bulunuluyordu. Şehrimizde halk, bilhassa yaz gn- Jeri, kullanılacak sularım azlığından sıkmtı çekmektedir. Belediye relsimiz Naci Kodanaz, bu hususta yapılan tetkik ve araştırma- larr şöylece hulâsa etmiştir: — Uzan bir samandanberi şehrin su ihtiyaemı karşılamak için birçok tetkikler ve araştırmalar yapılmakta- dir. Celbedilen su mülhendisleri muhte- Jf sularm şehre getirilmesi hususun- da raporlar ve keşifler hazırlamıştır. Yapılan muhtelif araştırmalarda gimdiki halde Çataldağından çıkan su- yun diğer bütün sulara her cihetçe te- | fevvuk ettiği görülmektedir. Filhaki- ka bu suyun mikyasrma derecesi 1-2 dir. Yazım en kurak zamanlarda sani- ni değil, hicivlerini — okumaktan da | zevk duyardı. Hattâ, ara sıra, Nef" yi yanma çağırlır, — başkalarından işittiği müstehcen, galiz — parçaları eserin sahibine okutarak dinlerdi. * 1086 yılı idi. Dördüncü Murat, Be- şiktaşta Sultan — Ahmet köşkünde Nof'inin hicivlerini okuyordu. O sı- rada, padişahm bulunduğu yere bir yıldırım düştü. Enderun ağaları yüzü koyun yerlere kapandı. Padisah he- men Nef'inin mecmuasını parça par» ça etti, elinden attı. Kendisini nzar- Indı, vazifesinden azletti. Bu kadarla kalsa geno iyi!.. Azar- lanmak, memuriyetinden olmak ye- tişmiyormuş gibi üstelik bir de tövbe teklif etti. Zavallı Nef'i — Bir daha hiciv — yazmıyacağım, tövbeler sövbesi! — diyerek and içti. Zamanın nüktedan bir şairi, Nai- manın tahirile, "kaziyeyi bu beytile izhar ve ifade,, etti: Gökten nazire etti Sihamı kaza- Bİ Nef'i dilile uğradı hakkm bolâs na! Maamafih, dördüncü Muradm, Nef'i hakkındaki hiddeti çok sürme- | di. Biraz gönra, haraç muha- sebeciliğine tayin etmek suretile o- nu taltif etti. Hattâ: — Hiciy de yazabilirsin!.. diyerek tövbesini de bozdurdu. Nef'i bu iltifattan muağru emen kalemi eline aldı.. Sadrazam kay- makamı Bayram paşsa hakkında u- zun bir hlelyiyo yazdı. Kötü, galixz ve müstekreh küfürle Fin, kelimelerin bir araya getirilme- sile vücut bulan — hiciviye, paşanın Hüseyin Rüştü TIRPAN yede 70 litre; bu mevsimde yarım met Tremikâp su vermektedir. Menbarn irtifar ise; 1300 metredir ki şehre getirildiği takdirde çok tazyik li hem de çok iyi evsafı hâlz bir su; kavuşacağız. u her bakımdan diğerlerine faik gördüğümüzden bunun rül - mesine karar vermiş bulunuyoruz. Dahiliye vekâlet! ar şefliğfi de bu su hakkındaki noktainazarmmızı mu - vafık gördüğünden yerinde - tetkikat yapmak üzere geçenlerde su mühen - dislerinden B. Vasfiyi göndermiştir. Mühendisle birlikte suyun menbet- | na gittik. B. Vasfi yaptığı tetkikler ne ticosinde Çataldağ suyunun Balıkesir gibi daha üç gehro kifayot © leceği kanaatine varmıştır. Suyun fenni şekilde iki yüz elli bin liraya gehre getirilebileceği anlaşı! - maktadır. Bir defa yapılacak bu masrafla ge- hir, yasıma derecesi çok az olan Trakyada Kayseri halke nasıl çalışıyor Kayseri, (Husust) — İlimiz halkefl hümmalr faaliyetler sarfetmektedii Evin kış toplantı ve müsamereleri büyük alâka toplamakta ve gençliği” içtimat faaliyeti takdirle karşılâf * maktadır. Memleket gençleri, münet” verleri, bilhassa öğretmenler, kültür ve lise drektörleri olmak ğ Halkevi çatrar altında plânir ve pf0 | | gramlı toplantılar yapmaktad! Her on beş günde bir cazir ve ©&f? sile toplantısı ve muhtelif eğld“*'“; tertip olunmaktadır. Mevcut salon ihtiyaca kâfi gew'”' ğinden yeni bir salon ingası tasavvif olunmaktadır. Bumun için icab teşebbüsata da girişilmiştir. Aceba ablasını kım.ğ saklamak istiyord! Kangal, (Husust) — Alacahaf ”': hiyesinde Mehmet isminde bir döl kanlı nişanlı olduğu kızı görmek re onun evine gitmiş, fakat bunü çe kemiyen kızın kardeşi 17 y Ahmet müstakbel eniştesini ml’; muhtelif yerlerinden yaralamıştif: ” niştesini kıskanan bu garib çocuk İi kalanmıştır. Ağır yaralı olan MĞ”.! Srvas nümune hastanesine göwf“h”" geniş bir ağaç seferberliği var Şimdiye kadar 52 fidanlık kurulduU Bütün okullar ağaçbirliği yaptılar 22 bin dönümlük Koru çiftliğinde büy ük ve modern bir göçmen köyü kuruluy0” | Edirne (Hususl) — Hükümet tara- ri dan Geliboluda satın alınan 20.000 dönüm miktarındaki koru çiftliğinin a- raziisne yapılacak olan modren göçmen evl binlerce halkın iştirakiyle yapılmıştır. Büyük bir göçmen köyü olacak bu köye (Dirik) laştırılmıştır. adı verilmesi karar- Ağaç seferberliği RMemlekette ağaç sevgisini ve ağaç | koruma düygüsunu vilâyet metkezle - rinde ilk ve orta okullar talebeleri ara- #ında yaymak ve kökleştirmek mak diyle güzel bir nizamname ile bi. kullar ağaç birliği,, yapılmıştır. Kültür ve ziraat bakanlıklarır dik ettikleri bu iş, Trak) ma davasında en ileri caktır. İki kavgacı Aralarına gireni öldürdüler Şarkışla, (Hu: h Ağı sesi yüzünden bir cinayı Bü nah Şükrü ve Tu iki köylü bir taeta meselesi yüzünden biribirleriyle tutuşmuşlar, mıza bağ r tarla b an adında öyden Mahmut da aralarına gi- rerek gacıları ayırmak veya barış- tırmak istem Bu sırada masını çekerek Turana yerleştireceği sırada Turan eliyle onun koluna vur- muş ve böylece istikametinden kayan kama sapına kadar Mahmudun göğ - süne girmiş ve kalbini delerek zavallı adamı bir anda öldürmüştür. Katil Şükrü ve Turan yakalanmış ve adliyeye verilmişlerdir. ü ka n temel atma töreni sevinçle ve | yi y Trakyada 82 fidanlık varklır. köy kollektif fidanlığı olaa bu lıkların 8 ü Ziraat Vekâletine, 4 Ü p sust muhasebelere, 14 ü de bdt*“.’r, re aittir. Ve Trakya umumt bir lanma seferberliği içindedir. pij Bir yandan mevcut n—hnmd»'x letilirken, diğer yandan da hu—"'u, temin edilen yürz binlerce fidan MÖ gp diyen dağıtılmakta ve böylelille Ü yanın her gün biraz daha gözü 9;,, bir güzelliğe ve yeşilliğe bmnü j rülmektedir. Örnek sayılacak "M ri olan bu hareket yıllarca stirett” — Akasya fidanları ’J Trakyanın iki yüz kadar HÖT gü yakacak orman ağacı olmadığ köylerde kollektif fnhnlıklı:dif'wi edilen akasya fidanları ile yeli' j talıklar yapılmağa ve yani ormaf Öi nundan istifade edilmeğe bi Yurddan ' Küçük Haberlö” * Kızılay cemiyeti, Ş menlere dağrıtılmak üzere- '_ 2900 lira para, gaz ve tuz VE T hayvan yem bodeli göndermiğ” yj i lide yeni bir hi ve bir ortamektep binası yaP' ” (p ? * Çeşmede bir zeytincilik çılmış, yedi gün devam edeğ "gf geceleri nazari ve gündi ders verilerek 22 mütehassli yetiştirilmiştir. * Balıkesirde elli yataklf " çocuk bakımevi binası yaP” ” gp bin Hraya mal olacak vt © nında tamamlanacaktır. * Tarsuesta sulama lıuııl—'u’ı tma erasimle başlanmışt1": * Kars vilâyetinde nü beş arttığı anlaşılmıştır. EEER SF PR Bg5; VÜ PEESE 20304 4 < AMEDODÜRK A . — MÜD ERSRERUZ 5