A — 9 ŞUBAT —. 198 ei belli oluyor.) biyrerikada uzun seneler, yüzlerce “tce zencinin en . vahşiyane bir ila iye tüyler ürpertici İşkence- dürülmesini “meşru,, kılan Ring menetmek üzere çıkarılan ka- Büz a mütevellit dedikodular he- : Mmeden, yeni bir vahşet skan- dadahıız Amerikada deği), Avrupa Mn uyandırmıştır. Şikago Tarıma « Con Boyl adında, 65 yaş. üçü, 5 bir ihtiyarı, işlemediği bir la iğ itham edebilmek için onu zor ü Tata mecbur etmek İstemişler RA örpertiei işzeneeler için bı rdâükten sonra (meseleyi ört Meşetöğe kalkışmışlardır. Fakat taratız &rne meydana çıkmış ve her Deği büyük bir heyecan uyandır. apedİkahlar. bu nevi İşkenceler” isa tiraf ettirmeğe “üçüncü dere- mı vermişlerdir. #rıda mevzuubahs ettiğimiz 2eri BAdisenin meydana çıkması ©- Hang bu türlü hAdiselerin son zs- bit... nn bir hayti sıklaştığı da tes- i iştir, Kadak: tansız mecmuasının Ameri- Li Kadiri hâdiselerden bir * ie e ktedir. 7 ep 501 boğarak bir bataklığa Tüm gp duğundan çüphe edilen Vil- bie sellere adında 19 yaşlarında Ülkaz © Kendisine işkenceler yapan tan Böyplitle ine itirafta bulunduk Yor we, e mahkeme huzuruna çiki- Sa Maya ada her şeyi inkâr ederek Me Pol bülumuyon: Yere, kii beni çırçıplak soyarak Pa ile yi eilar ve ince çelik bir s0- igin a döğdükten sonra tırnak- ayları ala da büyük gramofon NA Dol : tular, Benim yerime kim li. #lerin istedikleri itirafı ya- İlk ğa dekan her nasılsa polislerin k torun, <lerinden korkmayan bir 5 İskoye diet rapordan, mevzut Kış ir. elerin yapıldığı anlaşıl- 1 10 “e Yakılan, Parmaka,.. Sigra ile Batik, 1 Manga tetkik © edilen diğer tı de, Nyu - G Misi Uyu, Ndan y. DE Meru yakalanarak hırsızlık ve Ay edile eddeler kaçakçılığile . m Mikaol Gradi hâdisesi- kı, vt np âile 3 Küratinden bir odaya tak Maraş adam, hırsızlık yaptığı Yap Altkta, Şi tiraf ediyor. Fakat ka- p kazı olmadığmı söylü- Por, teri # Ki İstediği, onun, bilhassa tirat etm ih esidir, Çünkü içek kaçakçılar tarafın- Pak, "sea b i anlaşılan bir ada- s0 Bl ay DM, katil bir türlü Kiya, Blalerd Adm bunu itiraf ki BanAray yük hir muvaffa- eler, müdürün gözüne i- a! İMA ÇE Mikayş i Yar, Gradı mütemadiyen ae, Si Örge Dun Üzerine polisler kia Mdi ,,, ©V0 müracaat ediyor- Mg abalıy şpolinler hakkında ta- My wmfy, kü Mikael Grndi Mi 5 $u boyanatta bulun ia, Ol Bia Yurdu #VYolA sopalarla kal ba za Sonra sol elimin * öyle bir kuvvetle Amerikada polisler arasında “üçüncü derece” denilen istiovab usulü... Bu usule dayanarak suçunu itiraf et- değeri miyen kimse yoktur, hattö mahkeme reisi bile bu usule birçok muhâyyel suçlarını itiraf edebilir! büküler ki, mafsalından kırıldı. Bu na rağmen istediklerini tekrar etme yince, sigaralarile ellerimi yakma- gn başladılar. Acıdan (deli bir hale gelmiştim. Bunun üzerine bana u- zattıkları bir-kâğığı imzaladım. Bu- kâğıdda neler (o bulunduğunu bil- miyorum bile..., Filhakika, tahkikat neticesinde, bu adamın kaçakçı olmadığı ve po- Malerin işkenceleri karşısında iti- rafatia bulunduğu anlaşılmıştır. Canlı boks topu Frank Noll adında bir gangster, reisle kavga edip ona dayak atıyor, Reis do onu öldüreceğini — söylüyor, Bü tehdidin mevekii fiile konacaği- nı pekâlâ bilen Frank Nevyorktan kaçarak Birmingbama geliyor. Fa- kat buranın polisleri Nevyorklu gangsterlerden hiç hoşlanmazlar. Frank derhal yakalanarak polla mü- dürlüğüne götürülüyor ve polis komi seri ona şöyle diyor : "“— Yirmi dört saat zarfında şehri terkedeceksiniz. Bu mühlet geçtik- ten sonra #izi burada (bulursak üç Ay yatarsımız. Şimdi şu odaya girin resminizi alemlar. Şehrin bütün po- Msleri sizin suratımızı (o tanımalıdır. lar!,, Üç çün sonra ietinabı gayrikabll tesadüf vukubuluyor. Bir (o sokağın köşesinde, Frankia bir polis karşıla. şıyorlar, Bu anda ne oluyor? Bura- si meçhül, Muhakkak olan obirgey varsa, O da polisin bir tabanca &ur- şunile öldüğüdür. Kaza mı? Cinayet mi? Frank gözyaşları içinde mesele yi şöyle izah ediyor: — Beni yakaladı, bileğime sarıl- dı ve tabancamı almak İstedi. Ben antak kaçmağı düşlinüyordum. Çir- pındım. Tabanca kendiliğinden pat- dadı. Birinci dereceli cinayet mi (ölüm cezası)? İkinci dereceli cinayet mi (müebbed kürek)? Bunu meydanâ çıkaracak olan “mütehassıslar,, faa liyete geçiyorlar, Frank bir odaya kapatılıyor. Çırçıplak soyuluyor, el- leri ayakları bağlanıyor. Sopalar, sırtına ve bel kemiklerine (İnmeğe başlıyor. Amerikan polisleri dayağın cennetten çıktığına kanidir ! Maznunu Itirafa sevketmek Için dayak atma usulü baz skandallara sebep oldu HABER — Aksam Dostast Solda: Amerikada ibi sieil yolie tarafından istlevab” edilen mazmun (yizüne dikkat ediniz, dayak izleri Sağda: poliste zorla fotoğrafı alınan bir mazmun... Fakat Frank bir türlü itirafta bu- lunmak istemiyor. Bunun Üzerine yeni bir (o istintak usulü keşfediliyor. Tavanda bir çen- gel var. Buraya birip (bağlanıyor. Frank, koltuk altlarından buraya 4- siliyor. Polis komiseri de bu buluşun dan mütevellit bir gururla (Obağırı- yor: “— Haydi çocuklar, bu canlı boks topuna yurun bakalım!,, Polisler bu adama saldırarak kah kahalarla suratına oOyumruklar sa- vuruyorlar. Bu “eğlenceli (Oidman,, on dakika sürüyor. Frank ayıldığı zaman, polise ateş ettiğini itiraf ediyor. Polis komiseri de derin bir nefes alarak? — Oh! diyor, Birinci derece cina- vet. İdama mahküm edilecektir! Cebren elde edilen itirafın Fransada, bir maznun itirafının doğruluğunu isbat edemezse mah- küm edilmez. oAmerikada ise, bir maznunun itirafı kendisini (o ölüme sürüklemeğe kâfidir. Amerikan polisleri sirf bundan do layı, ber ne bahasına olursa olsun, maznunu İliraf ettirmeğe gayret gös terirler. Fakat bü navi metodlar, ek- seriya, mahkemeyi bir çıkmaza 80- kar. Bu usulün taraftarları misal ola- rak, yedi kadını öldürerek bir gara- jın mahzenine (o çizliyen ve Ameri- kan Landrüsü adint âlmış olan Po- versi gösterirler. Bunlar, bu mese- lenin ancak "üçüncü dorece,, sayesin de halledildiğini ileri sürerek şöyle diyorlar: “ Garajının altmda çimentodan bir “idam odası,, insa eden ve bura- da kan için kanallar bile yapan bu adamın, parmaklarını kırıp, kulakla rini yırtıp, burnunu ezmeseydik ve birkaç kaburga kemiğini kırmasay- dık, cürümlerini itiraf etmez ve ce- setlerin nerede bulunduğunu söyle- mezdi,,, Fakat bu sisteme muhalefet eden- lerde şu iddinda bulunuyorlar. “— ğer Povers bu cinayetleri yapmasaydı bile, bu kadar işkence- den sonra, istenilen itiraflarda bulu- nur ve masum olduğu hâlde idam €- dilirdi.,, hakları yok mu? JUNİOR : ci < > Z * v panurmı Dr. Suphi Şenses ldrar yolları hastâlıkları mütehassısı Beyoğlu Yıldız sineması karşısı Leklergo Apt. Muayene fakirlere parasız Tel, 43924 4 ten sonra Cumartesi Yolunu şaşıran insana JUNİOR bir » . rehberdir. Yelek cebinde kolay taşınır. Türkiyenin her tarafımda bulunur. He- ner ve pillerde JUNİOR markasma ISMAIL ÖMER IŞÇEN HIS, AŞK ve IZTIRAP ROMANI Nakleden : SUHEYLA ŞEFİK — m ak Dört sene evvel, Göztepede he men huna benzer bir sahne olmuştu. Bir baba bir anne memnuniyetle yanyana oturmuş iki nişanlıyı sey- retmişlerdi. İki parlak mavi göz (Ferit beye bakıyor ve gülümsüyordu. Güneş zi- | yaları açık kumral, #ltin tellere ben iyen saçlarının Üstünde dolaşıyor- du, Nermin hanıma baiçeleri gös- termelisin evlâdım Ilsfifçe titredi. Onun düşünceleri bu yabancı insanlardan, güzel ko- kulu tarasadan, (bu ciddi ve çekin gen genç nişanlıdan çok uzaktaydı. — Nermin hanımın hoşuna gider- s$ memnuniyetle... Genç kız gözlerile annesinin fik- rini sordu. Belkis banım hemen ce- vap verdi — Git, gez Nermin. Nişanlılar yânyana merdivenden indiler, ağaçların gölgelediği yeşil- Nikler arasına doğru yürüdüler. Forit bey güllerin nasıl yetiştirildiğini an- latıyordu. Nermin için de toplıya- rak hangisini daha çok beğendiğini soruyor: — Nerede ise solacakiar. Haziran da göreceksiniz. Her taraf çiçekler le donanacak; dorken düşünüyordu. “Ferideyle bir haziran aymda gel- miştik. Şuradaki üstünü yeşillikler garan ağacın yânında başmı güllerle süslemiştim.,, Defne dallarının gölgesinde mer- mer çeşmelerden sular taşıyor, güneşin aydınlığı altında parlıya rak havuzlara dökülüyordu. Etrafını kırmızı çiçekler kuşatmış bir yeşil- liğin ortasında mermer bir (heykel yükseliyordu. Nermin hayret ve he- yecanla bunları seyrediyor ve düşü- nüyordu: “Acaba inanayım mı? Bir zaman sonra burası benim kendi e- rim mi olacak..,, Daha aşağıda etrafı çamlarla çev rilmiş, üstü nilüferlerle örtülmüş bir havuz vardı. Nermin bir müddet koyu yeşil du ran suya baktı. Biçimli boyu neza- ketla sarkıyor, ince güzel bornunü hafifçe yana doğru eğiyordu. Zihnen meşgul görünen Ferit bey de, onun ince profllini, göz kapaklarının w- cunda titriyen siyah ve parlak kir» piklerini seyretti, Fakat bu onda hiçbir sevinç uyandırmadı. Ona yal- niz teessüri ve gizli (o bir azab heye can veriyordu.: "Neden böyle güzel olarak yaşasın da benim Feridem..,. Onun daha bugün farkına (vardığı güzelliğini (o kıskanıyordu. Simdiye kadar onu manasız ve soğuk bulmuş tu. Onun güzel, neşeli Feridesile bu çekingen, kibar ve elddl, çok düz gi- yinen genç kızı kıyas etmiş, onun ko yu kestane rengindeki uzun saçla. rile büyük bir topuz yaptığına dik. kat ediyor, bu hususta Ferldeyo yeti şemediği için Adeta sevinerek: “O kahll değli Feride gibi zarif olamaz... diye düşünüyordu. Fakat şimdi görüyordu ki bu karşısındaki genç kızm Ferideden büsbütün baş- ka ve ondan aşağı kalmıyan bir gü zelliği vardr. Nermin başını çevirdi, Feridin mü teessir bakışlarını görerek titredi. Ferit kendini toplayarak eskisinden daha fazla hararetle konuşmağa baş ladr. Bukendisine çok Jâkayt kalan kadına karşı vazifesini yap- mağa mecbur değil miydi? Köşkün arka (tarafına geldiler. Güneşin eski harareti kalmamıştı. Onun cansız ziyaları şimdi çiçekleri, suları yakmıyordu. Çamlarla, gülle- rin kokusu birleşerek otrafa dağılı- yordu. Küçük bir ihtiradır. dikkat ediniz Galata, Voyvoda caddesi No. 30 Nermin: “Ne güzel bir saat.,, di- ye düşünüyor, #öylemeğe cesaret © demiyordu. Tarasaya yaklaştıkları zaman, güzel, beyaz bir köpek hav- layarak Feridin üstüne zıpladı. — Aşağı Tobi, haydi çekil! Diye bağırd vermin: - 0.. yapmayınız. Ben köpekleri © kadar severim ki. Dedi, Elini uzatarak köpeğin kon dine doğru uzanan 16 alır, Tobi hayretle bu yabancıyı $ Se sanki: “Sen kimsin?..., demek İsii- ? güzel.. Na. tatlı bakışı ver, İsmi Tobi mi? mn köpeğiniz ml? Forit kisaca cevap verdi — Evet, ben Yüzünün çizgileri geriliyor, aizr kumral bıyıklarımnın Altında titrjs yordu. Nerminin eldivenini yalayan köpeğe hiddetle doğru ilerledi. Nermin, babasına memnuniyetişi, bahçenin güzelliklerini çok iyi ani lattı. Hikmet paşanın sevinci yüzlüni den okunuyordu. Kahvaltı zaman gelinini yanına oturtarak onunla al zun uzun meşgul oldu. Oğlu da Şa kir beyi birçok tetebbülerinden bah sederek möşgul etti. Ferit bey otomobili ile Şakir bey. leri gene evlerine kadar götürdü. 1 nüşte babasının yanına gitti. Hikmet »men: »vkalâde bir intibabın var ev, kdım, dedi, bu genç kız pek hoşum: gitti, — Çok iyi babacığım, — Ya sen nası) düşünüz Ferit lâkayt covap yerd — Benim de istediğim gibi. Kibar, xeki, yüksek bir Kiz zannederim, — Güzel, hem çok güzel değil mi7 — İliraza hakkım yok. Sizin h şunuza gitmesi benim için çok m him bir şey, — Gene tekrar ederim çok beğen- dim. Senin için iyi bir zevce, bir ar4 kaduş, Ferit. Genç adam banları “şitmiyordu, gözlerini, babasmın koltuğuna yas“ lanan köpeğe dikmişti. Masanın &- zerindeki takımları toplamağa go“ len hizmetçiye sörtçe bağırdı: — Bugün size Tobiyi kapamanısı söylemiştim. Siz benim. emirlerimi böyle mi yerine getirirsiniz.? — Hüsniye kapısmı açık bırakmış efendim.. Tabit köpek de kaçmış. Ferit söylendi: (o “Beceriksizler., Masanm üzerinden bir sigara alarak tarasadan aşağıya indi. Babası onu gözberile takip edere düşündü: “Gene onun mezarıma Kİ“ diyor. Bağün blie!.. Ah şu Ferideyi unutturmak nekadar güç olacak!,, Ferit, köşeyi dönünce sigarasını alir ve hızla ilerledi. Birdenbire “7; biyi yanında gördü. Durdu ve köp: ği iterek: “- Hayat git! Seni o kadar öge Et halde'sen ne çabuk onu unuttu. hemen ötekine sokuldun. Haydi! Çamiarın arasma daldı. Üzerleri4 ne ağaçların ağır dalları eğilen Yi şillikler parlıyordu. , Hikmet paşazade Feridin ilk kart sımın gömüldüğü aile mezarı on ua dir güllerle çeşrilmişti. Ferit yavaşça parmaklık kapısını açarak içeri girdi, Ortâda beyaz mer merden birmezar güllerle süslenmiş ti. Açık kalan kapıdan sızan akşa- mın $on ziyaları Feridin hazin yüzü nü aydınlatıyordu. Ferit bir müddet ayakta durdu. Sonra çömelerek al- nını ve ellerini mermer taşa dayadı. Bu vaziyette mezarın üstüne çökecek zannediliyordu. Dışardan gelen &8i- cak bir hava başını, titriyen ömuz Jarını okşuyordu. Büyük bir üzüntü ile tekrar etti: — Yiiç üzülme benim biricik aş- kım, o hiç bir zaman genin yerini #- Jamaz. Sen her zaman benim sevgi- lim olarak kalacaksın; ve ben evvel ce de vaadettiğim gibi, ölünceye ka- dar senin kalacağım... Dudâklarını soğuk mermoro yak» laştırdı. Mezarın sicak havası, çiçek lerin bayıltıcı kokuları ortasında bu soğuk temas onu titretti. beğ Ögünden sonra Ferit hergün Şakir beylerdeydi.Fakat bu ziyaretlerinde o kadar ağır davranıyordu ki Bel- kis hanım kızile onu yalnız bitak- makta hiçbir mahzur görmüyordu. Feridin kendisine karşı gösterdiği soğuk nezaketi, Nermini de nişanlı- sile başbaşa kalmaktan zerre kadar srkmıyordu, K “Devamı var) karak tarasaya SUR İ,. - i e