Hâkimi ve Müddeilumumtsi maznunla anlaşmış olan bir mahkeme beyeti önünde evvelden hazırlanmış ifadeleri tekrar ediyordum — Bunlardan başka kurtulan erme- ni yok muydu? — Aile olarak yoktu. — Evinizde ne buldunuz? — Sakladığımız - parayı Eşyamızdan esşer kalmamıştı. — Ne kadar para buldunuz? — 4800 Tüzk lirası, buldüm.. — Sonra nereye gitiniz? — Bir buçuk ay k tan sonra Tiflise d — Orada ne — Rusça öğrenmek girdim.. — Harngi mekt — Nersesyan adındaki ermeni mek tebine, — Rutça öğrendiniz mi? — Beş aydı ne mü se öğrendim. — Sonra Fransızca bunu da mr öğren iz? o kadar — Evet, — Tifliste nek adar kaldınız? —— Takriben iki sene. — Ne zaman oradan ayrıldın — 1919 bidayetinder şubat ayında: | — Nereye gittiniz? — İstanbula: — Orada ne yaptınız? — Akrabalarımı aramak Üüzere Bga- zetelere ilânlar verdim. — İstanbulda ne kadar kaldınız? — Takriben iki ay. — Sonra nereye gittiniz? — Selâniğe. — Oradan? — Belgrada, — Oradan? — Avrupanın belli başlı merkezle- rinden bazılarına, MNfT yT gı yit SAa gn AAA gaa bir akçe nakdim yoktur. Al sahihi dev let babamıza götür, hediyem olsun... Mehmed gittikten sanra şöyle rTaz uyku kestirmek için tam daldı rada biri dizini dürttü. Gelen kâtip potur Aliydi. Paşa gözlerini açtı, korku sordu: — Ne var Ali? Ali diz öptü: — Buyurun sultanım gideceğiz, — Nereye? — Âsker sizi istiyor, paşa araya gi *İp sizi kurtaracak, Sarsıla sarsıla, titreye titreye merdi venden indi, Aklına kötü akibetler gel maekle beraber, bütün parasını verdiği için, Sofu Mehmedin kendisine ihanet etmiyeceğini, canını kurtaracağını ü- mid ediyordu. Merdivenin alt başında sağ koltuğu na bir adam girdi. Döndü, baktı, he- men tanıdı. Cellad Kara Ali!. Yüreği sızladı. Kara Ali paşanın göğsünü öperken sol koltuğuna da ya mağı hamal Ali girdi, Ahıra dogru sü rüklemiye başladılar, Bir aralık paşa irkildi, ayak diredi. İlerlemedi, olduğu yerde durdu. O za man Kara Ali ile yamağı paşayı zorla ahırkapısının içine sürdüler, Kara Alı, paşanın kafasına bir yumruk vurdu. Ye re düştü. Hemen kemendi boynuna tak tı. Bir ucundan kendi, ötekinden ha- mal Ali çekip sıktılar. Paşanın ilk ve son sözü şu old — Hay kâfiş kahbe oğlu! Paşanın “kâr tamam” — olduktan sonra, elbisesini soydular, uzunlama- sına bir ata bağladılar, Hamal Ali, atı yederek, kendi arkadan kırbaçla silre- rek At meydanıma gittiler, Çınarın al- tında teşhir ettiler. O devirlerde insan yağının romatiz maya faydası olduğuna dair bir itikat vardı. Buna inanan bir yeniçeri, hem kendi hastalığına deva bulmak, hem de bir kaç para kazanmalk jçin paşanın eti- ni yağını kesmiş, âimeş, her parçasmı beşer, onar abçeye satmıştı. Ahmed paşaya “Herzarpare" denilmesinin sebe bi de budur. Hüaseyin Rüştü TIRPAN içinde Te mektebe | — Muayyen bir maksadınız olmadı- göre ne sebeple böyle mütemadi. uz? evam etmek istiyor. im karışıyordu.. Baş- ka bir iş tutamıyordum. — Selâniğe neye gittiniz? — Tedavi için akrabalarımın yanına — Hastalığınız neydi? — Sinir buhranları, — Bu buhranlar kaç defa tekrar et: miştir. — Erzineanda Iki defa hastalandım.. Katliâmları — dşündükçe kendimi kay bediyordum. — Selün'kte, Belgratta, İstanbulda da böyle buhranlar geçerdiniz mi? — Evet. — Katliğmlara sebep olarak kimi gösteriyorlardı? — Talât paşayı, —— Bunu ne zaman öğrendiniz? — İstanbulda olduğum zaman gaze- telerden öğrendim. — O zaâman Talât paşanın nerede olduğunu biliyor muydunuz? — Hayır. İstanbida bir tarafta sak- lt olduğunu rzannederdim. — Ailenizin felâketine sebep olan bu adamdan intikam almıya karar ver- miş miydiniz? — Hayır... İstanbulda bulunduğum zaman gazeteler Talât ve Enver paşala rın Jdama mahküm edildiklerini yaz- mışlardı. Reisin emrile kâtip İthamnameyi okuüdu. İthamname Talaât paşayı - ta- #ammüden öldürdüğümden bahisle Al- man cerzalar kanununun 211 inci mad- desşi abkâmı mucibince mahkemeye sev bildiriyordu. mnamenin kraetinden gonra re- an vasıtasiyle sorgularına de- — Talât paşayı taammüden öldür- ediliyorsunuz, bir diyece- Benden Cevabı alamayınca reis tek- rar sordu? — Bu ithama evet veya hayır de- mekle cevap vermek mecburiyetindesi- niz. Ben — Hayır, — Fakat evvelce bunun aksini söy- lemiş ve Talât paşayı taammüden — öl- dürdüğünüzü itlral etmişsin — Ne zaman söylemişim — Demek bugün söylemek istemi- yorsunuz... Halbuki muhtelif — vesile- lerle * paşayı öldürmeğe karar ver diği: itiraf etmişsiniz. Vekilim Dr. Koördon (teise hitaben) — Lütfen mazmuna torar mısınız.. a- caba kendini neden kabahatli addetmi- yor?, Ben — Bir adam öldürdüm, fakat katil değilim, — Talât paşayı öldürmek muydunuz? istiyor — Böyle bir projem yoktu. — Ne zaman karar verdiniz? — Hidiseden takriben iki hafta ev- i çok fena hissediyor, ve m hâdiseleri tekrar gözümün Ö- nünde canlanıyordu.. Annemin cesedini gördüm. Ceset ayağa kalkarak önümde dikildi ve "Talât paşayı gördüğün hal- de Tâkayt mı kalryorsun; sen artık be- nim evlâdım değilsin?,, dedi, — Siz ne yaptınız? — Birdenbire uyandım ve onu öl- dürmeğe karar verdim. — Pariste, Cenevrede bulunduğu- nuz zaman ve yahut Berline geldiğiniz de böyle bir karar vermemiş miydiniz? — Hayır, — 1920 senesini kâmilen Pariste mi geçirdiniz? — Evet, — Orada ne yapıyordunuz? — Fransızca öğreniyordum. — Başka hir şey yapmadınız mı? — Başka meşguliyetim yoktu. — Berlinde makine tahsil etmek is- tediğinizi söylüyordunuz. Vaktile asansörcül yapan bir yıldız Dorothy Lamour, bugün Holivudun en çok beğenilen ve sevilen artistidir Wexiden, Hol me fazla aranı. yet “Seks - ap M gi şimdi eskimiş nazariyle bakı bunun yerine “Glamour, ta kon. muştur. Bu tabir ise, bir kadında mev d olan her türlü teshir edici vasıfları ifade etmektedir. En fazla “Glamour"” u olan sinema yıldızlarından biri ve bejki Ci- si şüphesiz Dorethy Lamourdur, İşte Sırf bunun içindir ki, kendisine “Gla- mour Girl” lâkbı verilmiştir. Filvaki bu genç ve güzel yıldızı görmüş olan- lar, onun, her hangi kılık ve kıyafete girerse girsin teshir kabiliyetinden hiç bir şey kaybetmediğini takdir ederler. Şimdiye kadar ancak dört film çe- virdiği halde, birdenbire meşhur olan bu genç yıldız kimdir? Bugün her kadının tahayyul edebi leceği en mürelfeh bir hayata kavur Dörothky Lamour Amerikanın cenu- bunda doğmuştur. Tam yirmi üç yaşın- dadır. O, bugünkü vaziyetine gelme - den evvel bir çok tstıraplar ve sıkıntı - lar içinde kalmıştır. “Yeni Orlcan,, da daktiloluk - ettiği sırada bir güzellik müsabakasına gir- miş ve güzellik kraliçesi ünvannını ka - zanmıştır, AKŞAM NEŞRİ 18,90 plâkla danz musikisi 19,00 Bimen Şen ve arkadaşları tarafından türk muslkisi 19,30 hâva raporu 10,35 radyafonik komedi: (Bahar bustalığı) 19,55 borsa haberliri 20,00 Mustâfa ve arkadayları tarafından türk mu. sikisi ve hlk şarkıları 20,30 Ömer Rıza ta. rafından araböa söylev 2045 Neziha ve ar. kadaşları tarafından (saat ayarı) 2115 OR. KESTRA 22,15 ajana haberleri 2230 plâkta nolo, opara Ve cperel parçaçları 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23,00 Son BÜKR 1800 Romten müziğt 20,05 balalayka or. kestrası 20440 şarkılar 21,15 kiâsik konmer | 21,80 Dlük 2245 kabare plâkları BUDAPEŞTE: 17,00 ©p 20,45 l ork teast 2315 epera BERLİN: 18,00 & Truvyata operasmın nakli strast 22.20 sigan örkes, orkastrası yon TAdYO orkeştrası VARŞOVA; 1815 örkestra 22.00 yöpenin pı eştrast 19,00 plâk 21,00 2330 seçilmiş melodiler. 10,10 plâk 20,20 şarkılar klarr 23,00 dans müziği. — Evet, — Cenevreye niçin git — Cenevreyi bir defa daha görmek | iyordum. — Cenevreden nasıl Berline geldi- niz? nevreye gitmek için İsviçre vi- Orada İsviçre tebaalı bir ermeniye rastgeldim. Nasıl vize alabile- imi sordum, Kendisi Ermenistana mek istediğinden Cenevredeki evini adres alarak göstermemi tavsiye etti. Karımma da bir tavsiye verdi. Bu tav- siye ile Cenevreye gittim. Kısa bir müddet orada kaldıktan sonra kânu- Nuevvyel bidayetinde Berline geldim. — Buzaya gelmek için ne yaptınız? —PAasaportumu vize ettirdim, — Almanyada ikamet etmek hakkı- nı haiz miydiniz? — Sekiz günlük müsaadem vardı. — Sonra ne yaptımız? map- Deramı var Gören Dorothy Bu “muvaffakıyeti,, üzerine Şikago şehi bir terzi mağazasın- lamış ve mağaza — kapanımca savallı genç kız sokakta kalmıştır. Bunun üzerine, hayatını kazanmak mağara terzgühtarlığından asan - kadar her için | sörcülüğe cıya işe girip çıkmıştır. Nihayet, kader onu, çocukluk arka - daşı olan 1930 Günya güzellik kraliçesi Dorotby Dellle karşı karşıya getirmiş- | tir. O zamanlar tiyatrolarda oynayan Dorothy Deli, arkadaşına bir cazbant takımında, şarkıcılık bulmuştur. Gayet güzel bir sese malik olan Dorothy La- mour kısa bir zaman içinde bir hayli (ESTRELLİTA) da mankenlik bulmuştur. Fakat tam bu | gırada, Amerikada iktısadi buhran baş- | muvaffakıyet kazanmış, cazbandır # Herb Rayla da evlenmi, â Kocası ona, radyoda da i: | miş ve genç kız bu süretle güzel # Holivutta duyurmak imkânmı bultf tur. Bir müddet sonra, Holivuduü büyük şirketlerinden biri, ona bir * gajman teklif etmiştir, Dorothy Lamour ilk tilminis: çeti çevirmez, Holivudun en tanınmış S” larından biri haline gelmiş. arkâ arkif Uç film daha çevirmiştir. ' Diğer büyük yıldızlar kendilef” verilen rolleri ekseriya b(ğrnn'.“ Dorothy Lamour kendisine ve:ik". den daima memnundur, Bunun * sahne vazıları ve rejisörler, onurla * lışmaktan büyük bir revk duyuyorl n Bu bhafta SAKARYA sinemasındâ Meşhur tenor NiNO MARTİN!i'yi Aşk, şarkı, eğlence ve kahkaha ile dolu ŞEN HAYDU9J fransızca filminde — dinleyiniz. Hâveten: BUYÜK EGE MANEVRALARI ve PARAMOUNT JURNAL LA Baş, diş, nezle, grip, romatizm ve bütün ağrılarınızı derhal keser. tcabında cünde 3 kaşe alınabilir isim ve markaya dikkat. Taklitlerinden sakınınıZ ——0 Görme erin Tekrar Tekrar Görmeleri için l LA DAM O KAMELYA Şaheserler şaheseri, emsalsiz muvaffakiyetlerile MiLLi Akinci SİNEMADA ve son haftası devam ediyor Üa Ayrıca Hlâve olarak; KADIN ve ŞEYTAN Büyük sergüzeş! filmi Hf