Nasihatler Ve yeni Ünleri şarkiy ye" diye ikiye ayırırlardı. Muharir M Turhan Tan 'nde kuvyetlidir. (İkin- ıf oldi um.) €te .[__=ridı Sırada sütununa, A eTi fats hikmetleri, Hind fel ler, Bu kere de “eş- nümuneler,, mîide. sualli cevaplı, ilmi- da olduğu gibi umdeleri &: olanları var. olanları da göze çarpıyor: çe 'mak caizdir? kilaç &lnez kendi nefsimize bu şe- Bi """e yapabiliriz. tü 'san kendini dünyada l îhıh ttmelidir? " B €a bükrğ ._B"ıil_(»n_ mezara giden — iğri St &ibi, Yol üzerinde bulunan bir yok 8. ” Üekü nedir? Faniliği mülâhaza, B D ; “niş, Bi "'"Vfîı:î;m" bir aa Yd Bırf eski terbiye, e- terbiye olarak karje KSa Fakat en **e bir mülâhaza var: « didaş Blmem ki, ga D, bu çeşid konuşmalar minziler mi? Yahud böyle tel- iğç öniler kulak verir mi? SİNde sinema yok, poker yok, hiu],,ı tdaşımız, M. Turhan Slme Genei samimi olarak söyli- ü ho..; 'R.t bu yolda — tavsiy M ' Bitmez ve bereket ver * l_Y'.ıIrr buna kulak vermerz... Sdirge FEnlekete eski dbüs ruh avdet Ve “Füncemizi dünyaya kıymet verilme Bi teüye 'Memlrkelin ilerlemesi, hç""ı. tesine yetişmesi, hattâ onu Yöktuym “ASak “bu dünyanın fı_rz:ndaki eski — felsef kini nq:'!dîf: halkımıza yaşamak zev ’ie.n,.;: alılamıkı.ı mümkündür. yi - “Yalnız nefsimize “Yoruz, ymeti Bakı, yi yık sert, Nşaf, & Sınım davranalım!" tavsiye :T" vili yatağa yatan Ve çilehaneye çekilen mu- Yor, a ikle mezar arasındaki " Yuvasında farzetmek, dal- n » Bunlarda, te | telkinlerdir. *deniyetlerinin iyi tarafları t d“;kaı bunlar onu tedenniye k ,, tkelerdir. Şair aşrkr dola. “üter viraneler gördüğünü” , Böyyy Tözerek şaneler gördüğünü” ta, Yot B 9 ei Bunlar Bu iki telâkki farkım- * Belmektedi. .. . &a K ei Yine nefsini istibdad altına a- Uğunu iddla etmek iste- | | S mak, h :eık'"um bir hale geld; d Yâap çocu » kenı ğine neşe ğum... Bu dünyayı dini sevmek, kendine zul- “Mek, muhi tine neşe Sis ge — saçmak... e. &i budur, yükseltici olan da e?!"Ve(:îyi vurdu $nir, 31 balk, eti (Hususi) — Burada bütün " Olmu #BUl eden bir yaralama hâdise- ğ X.M:ı,:r Carih Abdullah izminde belieti ıî)ir ve Karşıyaka kahvesinde Tiğter, — Ackıyı sekiz yerinden yarala- Abdullaj h isini b 4 den Ai "ğenı'..ıı di bu harekete sev- aa Tak, Hakkının kendisine MNr göstermektedir. Yaral, dh".:—:-.::u!.ıhıınıye kaldırılmış, Ab- ta tarafımdan vakalarmıttır. keğ Mecidiyeköyündeki yeni Dinalardan bir apartıman.. ğtanbul konuşuyor! ecidiye köyü Burada oturanlar: “Medeniyeti ancak kalplerimizde taşıyoruz! Yunalı gazetecilerin — İstanbuldan memleketlerine kurumunda ( bir toplantı yapılmış! O günkü toplantığı daş tanıttılar. Be zat Adafa ve Mersin gazetelerinin İstanbul mulhabiri — Bay Şerefti. Kendisiyle — şuradı buradan konuşurken, nasıl - oldu birdenbire bizim (İ konuşu- yor) yazrlarına intikal etti. Meslekda. şım bu yazıların memleket çok faydalı olduğunu v bu yazıları mi söyledikten sonra: bana bir meslek ilmem. Söz bul hesi — Gezilecek yerlerden si de Me- cidiye köyüdür. Ben iki senedir oturuyorum , Size tavsiye ederein Mutlak mutlak bizim köyü gelip re geziniz, dedi. — Fakat sizin oralarda çöp ve sinek orada meselesi hallolduktan sonra, artık öyle| esaslı dertler kal pek sanmıyo- Tümr diye itirar evecek oldum. Muhatabım buna bol bol güldü ve: niz de, o zaman gö- müsait | zamanda Mecidiye köyünü gelip geze | teğimi vaadettim ve başka bir mevzua geçtik. Ziyafetten sonra cemiy sokağa çıkmak üzere ikon kapı önünde Bay Şerefe tekrar , O da benim gibi sokağa çıkmağa gezeceğim gün için kendi devu vermemi ve köyü bans bizsat gez | direceğini söylüyordu. Not Jeî'.cnmr_ baktıktan sonra buluşacağımız ;:u:ıfı kararlaştırdık ve birbirimizden — &yrı- dık. | Aradan bir haftaya yakın bir zaman geçti. Tam kararlaştırdığımız günde, arkadaşım Foto Ali ile beraber Meci diye köyünün yolunu tuttuk. Likör fah tomobilden — inince yola saptık. FU tikası civarından n evine Eid'" reji nde Şehir tiyatrosu 4 Vasli de Haberci ile derileşen eden Adann masafeleri ğin arasına çakıl garip şose idi, Ertuğrul Muhsinin tarif teçi yoluna saptı Çitti. U£ çamur haline jak olmuyan bu uzun kapıd. dik Burası bir bahçeden z çek tarlasına b ve doğru ilerle nziyordu. diyorlar Yazan : Haberci kıştırılmış biz nevi evinin bahçesini edildiği . Bu- toprak bir ge- urda müthiş bi de bir çi. Kapıdan e- Zimiz küçük patika yolun iki tarafımdan insan yükseliyordu. boyunda Meslekdaşımız rmuş, 10.15 ika kadar evinin salonunda otur . duk. Bahçeye nâzır nefis çiçek rı taraftan kahv taraftan da konuştuk. velâ h lerimizi açık pencereden geliyordu, Bir İçerken, bir Ev azhibi, ev. sayfiye yeri olarak kabul edi eee O aamem ea eranmmamnr Mevlüt ağa ve Haberı muhabiri bay Şeref... yi köye davet erabaları ahiyt.. kat burada medeni ihtiyaçların en ba şında gelen havagazi yoktur. Gaz bo. ruları burnumuzun dibindeki Şişliye kadar gelir de, bize kadar uzanmaz. Meselâ bir kahve, bir çay pişirebil. mek için evde daima ateş bulundur . mak, icab ediyor. & yol meselesi de buranım en mühim dertlerinden yyünde, yani imizdeki ahşab evlerin duğu kısımda hiç mi hiç yol yok yeni mahallede de *l yollar var sayılmaz. günleri bizim eve gelip mül edilmez bir iş © . lur, Yazın sıcak zamanlarındaysa ça. mur y ne toza bulanırız. Burada, arkadaşım foto Ali, gayri. ihtiyari si — Demek medeniyı Fakat lâfımı tamamlıyamadı, mes. tekdaşım hemen müdahale etmişti: — Evet, burada medeniyeti ancak kalbimizde taşıyoruz!.. dedi. Hep birden gülüştük ve dereden, tepeden bir müddet daha konuştuk . tan sonra ev sahibinin kılavuzluğu i. dolaşmıya başladık. Bütün bahçeyi kaplıryan çiçekler arasmdan tekrar geçerek, evin arka tarafından ya çıklık. Demindenberi' bin ek kokusuyla dolan bur. numuza, birdenbire kötü kötü koku - lar gelmeye başladı. Yanımda yürüyen ve bize yol gös. ı bay Şerefi — Bizim çöplerimiz, tevatBimr ver. di Taaccüple O zaman izah — Bil iyyen çöpçü uğramaz, Belki de kapı. larımza gelmek için arabayı geçire . cek yol bulamıyorlar ama, galiba yol oan evlere de pek gidilmiyormuş. Bu vaziyette; biz de mecburen bütün erimizi civar arsalara döküyoruz. Mecidiyeköyün yepyeni evlerle do. ne tti : em neden, bizim evlere kat. yü bakakalmıştım. 3 —— BLCEEEDRM 413 sene evvel bugün bomaram ramanarmr aa — Padişah - Selim Eniştesi Ferhat paşayı idam ettirdi 'Tarihi tetkik edersek "Türk ku- mandanlarının birçok başka — devli ordusunda mühim vazifeler alarak çok mühim siyasi ve askeri muvaffakıyetler gösterdiklerini görürüz. Bilhassa Arap tarihinde Türk kumandanlarının göster- dikleri şecaat: daima her taraftan tehli kelere maruz bulunan Arap hükümetini çok dafa inkirazdan kurtarmaktaydı. Burada bunları sayacak değiliz. İşaret etmek istediğimiz Osmanlı Türkleri dev rinde hükümet — mekanizmasına birçok yabartcıların karışmış olmasıdır. Osman l idaresinde çalışanlar gerçi dinlerini, isimlerini değiştiriyor ve yeni birhüvi yete bürünüyorlardı. Fakat bunların bir çoğu milli terbiyelerini dış memleket- lerde aldıkdan sonra şu veya bu sebep- ten dolayr Osmanlı hükümetine iltica ediyor ve orada çok mühim mevkiler almağa muvaffak oluyorlardı. Bunlar a- rasında baş kumandan, veziriâzam olan- lar, padişaha damat olacrak daha birçok mevkiler alanlar vardı. İşte bugün burada, — Dalmaçyalı #“damadr padişahi,, Ferhat paşadan bah- sedetceğiz. Ferhat paşa padişah Selimin hemgiresiyle evlenerek damat olmuş ve tabil bundan sonra da kendisine eya- letler ihsan edilmişti. Ferhat paşa, idare ettiği yerlerde hal- kı katiyen merhamet etmede: y yor, ve mahvediyordu. Onu esi al- tındı lardan şikâyet etmeyip dert yanmıyan bulunmazdı. Bir gün bu şikâyetler padişahm ku- lağına kadar vardı. Selim, fena halde hiddetlenerek: »— Böyle paşayı azletmek, ona fır. sat vermemek gerek - diyerek Ferhat paşayı azletti. Pıkat hemşiresi onun karısıydı. Kar- deşine: Beni perişan etmek mi istiyorsun. Eğer bir kabahat işlemişse azil ile el- bettr mütenebbih olmuştur. Şimdi baş- ka bir semte tayin edersiniz. Ben hemşi- reniri sevindirirsiniz... diye yalvardı. Selim, haksızlığı ve zulmü aşikâr olan Ferhat paşayı hemşiresinin yalvarmala rındın sonra tekrar tayin etmeğe karar verdi ve gaddar eniştesine bu sefer yedi bin akçe ile Semendreyi verdi. Ferhat paşa bu azil ve nasıpdan son- Ta artık uslanabilirdi. Fakat hiç de öyle olmüadı. Yeni vilâyetini daha büyük bir iştalıla soymağa başladı. Selim onun vaziyetini tetkik ediyor- du. Tekrar şikâyetler başlayınca hem- şiresine ? — Şimdi bir şey söylemeğe hakkın yoktur. Azil onu uslandırmıyor. Mille- til bana isyan ettirecek. Kimse Ferhat paşayı söylemez. Benim paşam, benim e niştem olduğunu bilir... dedi. Padişah, kararını vermişti: — Ferhat paşa cerzaşını görecek! Sordulari .E — Nefyi mi edelim?... — Ebedt bir nefyi lâzım ona. Selimin ne söylemek istediği anlaşı- lyordu. 1524 yılr 1 ikinciteşrin günü 413 sene evvel bugün, Farhat paşa, Se- limin eniştesi olmasına rağmen idam edildi. Niyazi AHMET lu semtinde böyle bir vaziyotle kar. gılaşmanın verdiği şaşkınlık adetâ, ağızlarımızı kilitlemişti. Konuşamı - yorduk. Bu sükütun bozan yine kıla. vuzumuz oldu: — Hem biliyor musunuz, işin tu. haft nedir? dedi. Çöpçü uğramıyan semtimizin hemen yanında, çöpçüle . rin deposu vardır, Şişli semtinin ve civarının nekadar Çöpçüsü varşa, hepsinin ahırı burada. dır. Yüzlerce çöp arabası hemen ya. nıbaşımızdan geçer de, bizim çöpi. müzü almaz Tarlalar arasında bir müddet daha yürüdüklen sonra bahsedilen ahırın önüne çıktık. Burası ahir olduğu hal. de geçtiğimiz tarlalardan daha az kokuyor, ve daha az pis görünüyor. du. Foto Ali burada bir köşeye dizil. VTAtfem savrrayı veniriniz.)