Cumhuri “'B'Y“ln en dördüncü yıl Wgüne dair söylenecek Üa b _:bil'ihiu altına, sayfa D, bi vi hhildi_— drer tetkik mevzuu N z bunların — bir Sürtetiyon hengün "Bünkü hayatımızda bilflil gç a. ıı,,u;.b“b'h_l. fakir, hasta bir ada- heti bir . ""'“'- Mesut zengin ve sıh- * getiriniz. Eeki vaziyetini Sektir, .yd"" İNi gayet tabil göre- Cümhurjye © Yüziyette bulunuyoruz. ğh*'“luna:“-v Tejimi, Türk milletinin Tn Öng .umg, safhadır. Bu rejimi ST daha #vvel, memleketi ıem_xı)emi1ü. haysiyetimizi k v':"u:“?[-". baştan aşağıya Zi artığı bir teşkilâı u”'lhbu::,uyo'd“k- Mustafa K:km.ıl h "!u..,-,, i;""“lf%n başladı: '€SİNİ, artık hiçbir - rolü dfmn elinden aldı; mille - Diğer milletler bu gibi l_ımkidini icap etti- L Billeti " şekillerde yapmışlardır. & M Revk ve i:: 'nderinin daima yi i*mııia_ Tesi altında, bu büyük !'M hııh.mğ' kana boğmadan :Sd İştir. Bir:" V€ insaniyetini gös- *'tk hanaı” YOra, hilâfeti de lağ- h'"u.u. Tedanı memleket d tdğp HYK bir camhuriyet, Bak **n;d ütiyet haline 58. bey hı',_:l“'" TMillet milli benliği- İstiziğçi iHibar ve otoritesine, ik- Piana kay ı €N geri parçalarının İt _;.“"'L Maarif sahasında, Si Üz ““H"'"“:ır!ıkiyaımm şöyle Taz Tökteplesini , Eh güzel binaları- '.h'Uu İ Tnizdir.. 'Yeni kanunları- şSanlığını, medeniliğini bil- İz, tı._'h;“""’ı' ne cihetten dü- Hai Haseanıı #tseniz, ferdi bayatla- a,â_:v. Ve büşü, P Süzzam değişiklik- k,;ld"— n bunlar, daima iyiye ıı:ı' İ:.ı d'ğllîkhklerl yapan millet Ür; !iq“l“hıdiğ'm' zaman, şu * & dikkate çarpmakta- "’hî“'—ıyı Geğiy çe ti RYda taklit etmedik. Başkala- olduk. Başkalarına zarar 4 *Tek mlâhatımızı yap Mi , M Yak ğ #t _l-..,“n illetler gibi yüz bin- bi"k" h'h'r:::. girmeden bu muaz Yeti NB ni baygp'ili ::" harpten evvelki vazi- İ KŞ Bi hazpda hâlâ - cabaladıkları 28 d, V;:: :vevlki vaziyetimiz- Yöğ €k şekilde yükseldik ti r":ıın 4::::” için de, Atatürkün Olı $ Ya idaresi B ai İ altında, beşe- arlı, en ileri uzvu tn € & Rn.,," Verme Yökgp'tizma ve tifo fap, Tnda muvaf- İYetle tatbik ":;,:: ı.'î,'f,"lyor | türü Merkezi Hematoloji ens a aa * Bagdasarov, kan verme Büzetecilere — çu izahatı Bogumaza!: r SÜ NU aa Yi z bütün uzuv ::':'ln:n fazlalaştırılması barap t Eylemiş bulunmak VÜN — hüceyreler ve kan #mmMÜyY eylemekte ve bu * ÜMUMİ tedavi usulü #ktedir. tlıâl:.k' ale sütununa sığar mı? , herbirini, KA MülN müessesemiz N isminden bir serlavha Bomonti Bomonti caddesi, tam bir sanfiye Istanbul L caddesi *88 sİzlaği ve Mmandarası arseden konuşuyor! İstanbulun en temiz bir yeridir Buralarda tam bir sükünet ve sayfiye hayatı hüküm sürmektedir Şişlinin bozuk, bakımsız sokakların- da bir hayli dolaştıktan sonra nihayet, cidden mükemmel bir yere gelmiştik. Burası Bomonti caddesi idi. Het ta- raf sessiz, ssız görünüyordu. Caddenin iki tarafına dizilen ağaı ların vaziyeti, burada tam bir sayfiye havası yaratmıştı. Yanımdaki arkadaşım foto Âli: — Şehrla göbeğinde, mükemme! bir seyfiye burası, diye söylendi Bomonti fabrika ve bahçesinin bu - lunduğu istikamette yürüdükçe, daima bakımsızlık, daima pislik görmeğe alış- mış gözlerimiz, bu tertemiz ve munta- zamn caddenin köşesinde, bucağında hayretle dolaşıyordu. Kendi kendime: — Demek İstanbulda böyle yerler de varmış! diye söylendim. Arkadaşım ise başka bir işle meş guldü. Yolumuz üzerindeki güzel bir evin, kendisinden daha güzel, daha ra- rif bahçesine sokulmuş başını parmak- lığa yanaştırarak hayran hayran çiçek- leri, ağaçları bahçenin göbeğindeki ha vuzu seyrediyordu . Ben de yanma doğru yürüdüm, Bur- numa mis gibi kokular geliyordu. Âli dalgın dalğın söyleniyord — Cennet ğgibi yer d X bir ev bulsamı, hayatımda sayfiyeye git mek aklıma bile gelmez!. Dostumun hakkı vardı. Bu güzel so- kak, ağaçlar, bahçe, her şey insana tam Şöyle mânasiyle bu mahalleden ayrılmamak | ildi. Fakat aşa- hissini vermekten uzak d çar nâçar daha fazla dürmadan iplara, Bomortiye doğru yürümemize devam ettik. Yol gittikçe genişliyor, ferahlıyordu. Uzaktan Bomonti fabri n baca - ları göründüğü bir sırada yantırırda küçük bir mektepli çocuk belirdi. Is « sız yerde bir çocuğa bile nııgr!m!:k- konuşmak ihtiyacında ölan beni cidden Yavruyu momnun etti. selâmladım. ? için ancak bi Kendimi tanıttım. O evvelâ ha yüzüme baktı. Sonra: u I — Ağabey, dedi, bizim burada derdi | miz yok ki., Biraz sustu ve yolumuza devam eder- ken sözlerine ilâve etti; — Bu caddede her şey yoluudadır na, hani bizim sokağa biraz va ada biraz karanlık ve Körürsünüz.. biraz ça - mür Arkadaşım hemen atıldı; — Haydi bizi, sizin Sokağa götür diye söylendi. Bomonti c sinin yarısından laz - gük ki, birdenbire sağı - sokak — belirdi. Bunlardan sağa düşeni kaldırımsız, ça- mur içinde berbat bir yerdi. Fakat et- rafında hemen hemen hiç bir ev bulun- na göre, bu manzarayı pek te gayri tabil bulmadım. Solumuzdaki so- kak ise, yepyeni kaldırım - döşenmişe benziyordu. Yerleri kaplayan taşlar bi- zim ana caddeninkinden daha - biçimli, lasını yürür mızda, gsolumuzda ıki M AA ?, en temla bir yoludur... ” Yazan : Haberci dala muhtazamdı; Ç b a bizm sokak, dedi. Dir sokakta ne şikâyet olanue- vi bir 7a hayretle düşündüm. Ve cuğu takip etmeden evvel köşe ba - daki küçük kasap dükkânının sahi- le konuşmak istedim. Fakat bu adam © kadar yeni gelmiş, mahallesine lar yabancı idi ki, sokağın ismini 'Tabli ister istemez, bütün bu konüş- mamızı, gene çocuklara hatretmek jicap ediyordu. Kasap dükkânından dışar: çık tığım zaman, bize yol gösteren küçüğü kendi boyunda daha üç arkadaşiyle ko- nuüşür buldum. Hepsi de zeki çocuklar- Wt Bana evvelâ buranın ismini söyledi- ler: — Havurzlu sokak.. Sonra dertlerini anlattırar : — Buraya yeni kaldırım yapılmasın- dan memnunuz.. Kışta kıyamette eski- den sokağımıza güç girerdik. Fakat şimdi çok memrunuz, Yalnız bir mese- le var.. Yeni kaldırımı döşerlerken, ga- liba iyi hesap ödememişler, yağmurlar da, yolun kenarlarına gene çamur ve su toplarıryor. Ve güzel sokağımız berbat bir hal alryor. İkinci mesele ise elektrik İşidir.. Bi- zim sokakta bir tek lümba asılı değildir. Onun da bir çaresine bakılırsa her is » |. tediğimiz tamam olacaktır. Çocuklar söyliyeceklerinin hepsini söylemişlerdi. Ufak tefek şikâyetlere rağmen İstan- bulun en mükemmel yollarından biri o- lan Havuzlu bahçe sokağında küçük yavrularla ilerlemeğe başladık. Çocuk- lar evlerinin önüne geldikçe bizden bi- rer birer ayrılıyorlardı. Burakla güzel bir bina içinde yerleş- Devamrı 6 mcıda HABERCİ BAGĞENDeK 423 sene evvel bugün Dilsizler Bir Osmanlı Sadırı- âzamını, padişa- hın emkrile, alaşağı ettiler — Padişahım, gadrediyorlar! — Bizi öldürüyarlar!.. — Göz açamıyoruz! Belim hiddatla bağırdı: — Kimdir bunları yapanlar? Azker mi, paşalar mı? Genç bir köylü ileri atıldı. — Paşalar emir veriyor; ssker yapıyor, ... Muazzam bir şark seferi yaparak bir çok yerleri fethetmiş bulunan ordudu başgöste. ren bu gulüm, Selimi korkuttu. Çünkü hal. kın herhangi bir suretle olursa olmun gayri memnun kalmasını istemiyordu. — Şikâyele gelen köylülere; — Peki, dedi, Ban hepsinin oezasımı vere, ooğim. Padişah, Aras nehri kenarında — uğradığı müşkülâtı düşündü. Buruda Yeniçeriler ls. yan etmişler, parça parça elbiselerini mızrak larmım ucuna takarak Selime göstarmişler: — İşte, demişlerdi. Libaslarımız kalmadı; açızi, Geriye — dönelim.. diye — haykırmış. lardı, Hattâ birkaç yeniçeri, bu canada padi. gah korkutmak için kuryunla çadırını del. meğe kadar ileri gitmişlerdi. Mağrur padişah burada yeniçerilerin ar. zularına uymak Mmecburiyetinde — kalmiştı. Fakat bunun cesasını da vezirlazam çekmişti Fadişah, malyotte bulunan dilsizlerden biri. ne gizlice birkaç —işarst —yapmış — ve ona, vezirlazamım atmım eğerini tutan kolanı gizlice kestirmişti. Atından düşen vezir, askerin hakaretlerine uğramış, ve Selim asker üzerinde — itiharın: gaybeden vezirini azletmişti. ... Şimdi Ge (1514 yılı 80 birinciteşrin günü, 423 sene evvel bugün) halka zulüm yapı. dığı yikâyeti üzerine yani cezalar tertip et. Tmek Jâzımdı. Gene dilsizlerden birkaçını çağırdı. Onla. ra: — Gidiniz, Düka Ahmet ile Hersek Ahme. din Çadırlarınm iplerini kesin., emrini verdi. Saraylarda ea müthiş cinayatlari işlemek, dilsiğlerin yegâne — vazifeleri — idi. Masum yavrular onların titremiyen parmakları ara. gında can verir, birçok kadın ve erkek an. ların kuüvvetli kolları arasında, boğazlarına geçen kemendin altında, kıvrana kıvrana soc mnefeslerini verirlerdi. Belim, paşaların çadırlarmın iplerini kes. tirdikten sonra, meseleyi kolayca halletti. İp Jerin kesitmesi onların azledilmeleri demnekti. İkinci gün iki Ahmet paşaların azledilmiş ol dukları ilân edi)di. Vezirlazamlık, Çaldıran — muharebesinde #ol cenaha kumanda eden ve aldığı tedhir. ler sayesinde harbin kazanılmasını — temin eden Hadım Sinan paşaya tevcih edildi. Niyazi AHMET Azerbaycan sanatı Moskovada bir hafta tertip ediliyor 1938 senesi bidayetlerinde Mosko. vada bir Azerbaycan sanatı haftası tertip edilecektir. Azerbaycan, halk masallarmı, ef. sanelerini ve garkılarını nesilden ne. sile orijinal güzellikleriyle nakleden milli halk gairlerinin, âşıkların vata. nıdır. Son seneler zarfında, Azerbaycanın mühtelif mıntakalarda, bir çok musi- kisi şarkıcılardan ve dansörlerinden mürekkep yüksek sanat kabiliyet — ve ehliyetini haiz gruplar teşekkül etmiş- tir. Yalnız millt musiki âletlerinden mürekkep Azerbaycan şark orkestrası, çok büyük bir rağ'bet görmektedir, Azerbaycan Devlet ÖOpera Tiyatro- su, gelecek sene bidayetinde Mosko - vada yapılacak hafta için, şimdiden bü- yük bir faaliyetle çalışmalarına başla- mıştır, Bu festival esnasında, Mosko - vada, meşhur kompozitör Hacıbekovun “Köroğlu,, operası, Glicr'in “Şahse - nem,, müzikli masalı, gene Hacıbeko - vun “Arşın mal alan,, meşhur - şarkılı komedisi ve kompozitör Magomaevin “Nerviz,, müzikli dram gösterilmekte- dir . Bu eserler arasında ne kuvvetlisini teşkil eden “Köroğlu,, operası —ilk de fa geçen mevsim esnasında gösterilmiş ve büyük bir meuvaffaktyet kazanmıştı. Operanm mevzuur millt istiklâl kahra- mant efsanevt Köroğlu hakkındak; mil- f bir epopeden almemıştır