30 Ekim 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

30 Ekim 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dee Siyasa Yugoslavya Yazan: Şekip Gündüz ON hafta içinde Başvekil Dr, Sto yadinoviş radikal gençliğe hitab eden bir nutku ile Yugoslavyanın ta mlığı hakkındaki etti. düşüncelerini izah Yugoslavya radikaller birliği gençlik teşkilâtmın kongresi münasebetile söylenen bu nutuk gençliği krallığın, krallık hanedanının etrafında toplu bir muhabbetle birleşmeğe ve Yugoslavya vatanmın her türlü iftirakçı telâkkiler. den muhafazasına davet ediyor. Dostumuz Dr, Stoyadinoviç bu daveti gu cümlelerle yapmıştır: “Gençlik! Siz Balkan harbinden, Umumi harpten, ve bir milletin sayısız fedakârlıklarından sonra gelen ve hâdiselerin seyrile çehreleri tamamiyle de. Zişmiş bir Avrupada ve Balkanlarda yaşıyan nesilsiniz! “Bugün ecdadımız için ancak bir rüya ve bir hulva olan büylk bir devleti. miz vardır. Siz genç Yugoslavyanın ilk neslisiniz! Siz mill! tarihimizin yeni ve büyük bir devresini yaşıyorsunuz. Partimiz krallığın ve Kara Jorj oğulları hanedanının taraftarıdır. Parti. miz Yugoslavyanın parçalanmamasını istiyen, tamamlığnı istiyen bir parti. dir, Biz devlet ve milet birliği istiyoru 2, biz toprak ve ordu birliği istiyoruz. Biz vatandaşlık birliği tiyoruz.,, Nutkun, Yugoslavya iç sıyasasının en mühim derdi üzerinde dolaştığı gö. rülüyör, Uzun mahrumiyet ve esaret yıllarından sonra * milli bir çatı altında! toplanabilen Üç kardeş kabilenin biribiriyle olan münasebetlerini iyice tanzim — edememeleri, hâlâ bazı kimselerin müşterek vatan mefhumu dışında temayül. ler beslemeleri ne acıdır! Dr. Stoyadinoviç'in sözlerinden Yugo s#lavyada kahir ekseriyetin her türlü iftirak hareketlerini nefretle karşıladı gi anlaşılıyor. Sırp; Hirvat ve Slovanler Krallığı acaba nasıl bir istikbale gidiyor? Federatif bir krallık olmağa mı? Yoksa tam manasile tek Yugoslavya olmıya mı? Yugoslâvyada üç ırk yoktür. Tek irk vardır. Fakat bu tek ırkın üç bölü mü, uzun asırlar, biribirinden ayrı kal mış ve her bir bölüm geçirdiği hayat esnasında başka başka münasebetler kurmuş, başka baska tesirler altında kal Atıştar, Üç bölümün 1918 de birleştikleri anda gösterdikleri müşterek milli heye. san, Kral m Şahsi nüfuzu ile, dikkatli çalısmaları ile bu bölümlerin pena biribirleriyle kaynaşacaklarımı, bu milli heyecanın onları lehimleyebi. leceğini tahmin ettirmişti. Fakat parti kavgaları. ve sayısız ihtiraslar yüzün. den bu güzel çalışma, gecen 19 yılda an cak asgari bir fayda vereyildi. Yani Hırvatlara ve Slovenlere Yuğoslav birilğinden çıkmanın fenalığını kabul ettire. bildi. Yugoslavyanın tamlığı tarihin b ir yaruretidir. Tam bir kül teşkil eden bir Yugoslavya kadar Sırpların, Hırvat ların ve Siovenlerin milli haysiyetini ve menfaatlerini koruyacak bir başka teşe kkül olamaz. Münevver bir millet olan Hırvatlarır milli Yugoslav birliğine şuursuz iha- getlerde bulundukları devirlerden uzaklardayız. yan vali 11 rna giye —. Celâl Bayar kabinesinden dileğimiz CUMHURİYET de kânları yoksa muühite görd zevkler icat ede. ceği, OR, ne Si, meriyi.; “Bu Up; Türle gençierile karşılaşmak in, sanın ruhundaki nikbinlik meyiilerini kur. viyeye yetiştirmek içinyeni - kanunlar ve bususi tedbirler hazırlamaktan korkmamak. fı ğin 4 bell İK 78 den daha iyi bildikleri, daha iyi takdir ettik. leri bir hakikati tekrarlamakta başka bir şey yapmış olmayız. Filvaki memleketin bü. tün hayatı, iktisadi işlerin yolunda gitmesine bağlıdır. Dünyanm, günden gine karışmak. ta olduğu şu zamanda, Türkiye, milli müda. olmak mecburiyetindedir. Mi Müdafaanm 1. cap ettirdiği bütün masrafları,ancak iktisadi ettirdiği bütün masrafları, apcak (iktisadi kalkınma temin #debileceğine güre, demek ki her işin başı iktisada o dayanmaktadır. Başbakan Celâ! Hayar ve kabineni bu haki, kati pek iyi bildikleri için, gayet tabii olarak devleti iktimat ve mili müdafas bakımların. dan daha ziyade küvvetlendirmeği her işe takdim ve tercih edeceklerdir. O halde, bu temenni de yukarıda söyledi. gimiz gibi Kaslı tahsil kabilinden kalacak. tar ve milli hayatın nâzımı olan Atatürkün #timadını kazanmış bir Başbakanla kabine. sinden İstiyebileceğimiz bu büyük itimada lâyık mertebede muvaffakiyetli bir çalışma. dan başka bir şey değildir. Celâl Bayar kabinesine büyük ( başarılar j ilemekle en büyük dileğimizi de söylemiş 0. Turuz, tır. Her geri kalmış sahada İleri gitmiş Ka. sabalar ve uyanık vatandaşlar eksik değil. dir. Bunlar hususi kanunlardan boşlanmıya. caklardır. Fakat memleketin umumi seviye. sini yükseltmek maksadile bumu bir zaruret diys kabul etmek ve kısa bir zaman (için buna katlanmak lâzımdır. Zaten Tunceli ka. Bünile umum! Müfettişlik teşkilât: bu gaye. ye doğru adımlardır, fakat yarım adımlar. der. Haliedierek meseleleri olduğu gibi gör. mek ve bunlara ameli bir görüşte çare Ara. mak iizemdır. Bendeki kanaat şudur ki Celâl Bayar bü. kümetinin en kuvveti taraflarından hiri 2. meli görüşü olacâktır.. Yen! © hlkümetin memleketin geri kulmüş yerlerini biran evvel umumi seviyeye yeliştirmek için bum Ge, reler aramak ihtiyacını duyaca$ma hiç şüp. Be etmiyorum... Avdın bateklığı | kurutulacak Nafıa Vekâleti Aydın havzasının eh büyük felâket menbar olan meşhur Ap. dın bataklığın: da kurutmak için terti- bat almıştır. EMİ bin Jiraya çıkacağı tahmin edilen bu işe derhal başlanacak ve Önümüzdeki bahara kadar ikmal e- dilecektir, 5 HABER — 1 postası — Son münakaşalar münasebetile Türkiye matbuatında beklenmiyen yazılar Medeni bir memlekette matbüatı ta- kip eden kültürel insanlar, matbuat sü- tunlarmda memleket ve milletin yeni ilerleme hamlelerini köydeden yazılar arayıp bulmak ister. Filhakika bu mahiyet ve kiymette yazılardır ki medeni insan fikrini alâ- kadar edebilir. Yoksa her hangi iki a- damın biribirine kızarak bunlardan bi- rin'n ya kendisini haklı göstermeğe ve yahut diğerini haksız çıkartmağa kal- kişması hiç kimseyi alâkadar etmiyece- ği gibi bu maksatla yazılan yazıları o- kumak külfetini de hiç bir insan ihtiyar etmez. Bu kabil yazılar ancak ve an- cak dedikoduculuktan zevk alan köhne, , pejmirde manasız ve mantıksız kafala- rın yıpranmış makinelerini manda çeki- şiyle yürütebilir mahiyette telâkki o- | Junmaklıdır. Makikatte yeni Türk rih- | niyetine nazaran bu kabil yazılara ya- pıştırılacak tek yafta şudur: Çirkin, ie alam Glen O i Bir adam diğer birine “Sen derebe- |. böyle tanımaktadır ve bu tanıyı. yisin,. diyor. Bu da ona şu cevabı veri- yor: “Sen ve bütün kabilen bir Türk | derebeyinin attığı tırnağa değmezsin..., Uyanık ve edebli Türk gençliği bu tarz konuşmayı şöyle tarif eder: Manasız görüşme. Bu tarz görüşmeleri © geç mişin kalkınıp doğrulmıyacağı merar- Jarda gömülü bırakmak bizim anlayışı- muza göre €n iyi, en faydalı ve en mo- dern bir usuldür, Zaten görüldüğü gibi bir vatandaşın diğer bir vatandaşa bugüne kadar ma- nası henüz anlaşılmamış olan bir takım sakil kelimeler kullanmasında hiç bir edebi ve ahlâki tesir kalmamış olduğu o kadar aşikârdır ki bunun üzerinde durmağa hacet bile yoktur. Eğer bu karşılıklı sözler milli dava- nan başanışı bakımından düşünülüp #öyleniyorsa bu davayı milletin gözü ö- nünde apaçık izhar ve isbat için Cuim- huriyetin yüksek ve kuvvetli bin bir va- sıtası vardır. Bunları ihmal ederek vâ- tandaşların karşılıklı küfürlerle milli davayı halledebileceklerini zan ve ta- savvur etmeleri derin bir gaflet içinde Günlerdenberi iki gazete arasında devam eğegelen Söz savaşını biz lâf ve güzaf savaşı olarak kaydetmekte kendi. mizi mazur görürüz ve buna ilâve ola- rak şunu da Söylemek isteriz ki Türk Cumhuriyetinin banisi olan Türkler Tâ güzafa ehemmiyet verir olmaktan çok ileri ve çok yüksektirler. İki gazete ara- sında devâm edegelen bu söz savaşını “Türk milleti her ilki tarafım da mücade- lelerine aşağı yukarı ayni dereced» yay- gm bir çirkin hareket olarak telâkki et- mektedir, : Türk sosyetesi bu tarz konuşmayı yüz kızattıcı buluyor ve nefretle kar- şilıyor. Herhalde Türk milleti bu ka- bil konuşmalara karşı kendisinin bitaraf kalmış gibi görünmesine ve gösterilme- sine asla. muvafakat etmiş değildir. Bugünün Cumhuriyet Türkler! kendi milli meydanların kendi kuvvet ve kudretiyle smırlamışlardır. Bu sahalar- da yalnız Türk © milletinin sesi işitilir. Yalnız Onun ideali bamle yapar. Bu milli meydanlar sen ve ben kavgasma Açılmış sınırsız lojiksiz yerler değildir. Türk milletindenim diyenler konuşur- larken, yazarlarken kendilerine Türk milletinin hâkimi ve Türk milletini ken- di kafalarma göre kullanabilecekleri bir camia diye telâkki etmek devri çok- tan geçmiş olduğunu bilmelidirler. “Türk milletine karşı konuşabilmek doğru konuşabilmek ve yazabilmek için Türk camiasının yüksek idealinden il —— Vakit Sabah Öğle Ikindi -.kşam Yatsı Imsak 508 11,58 1449 1709 1845 448 ham almış ve bu yüksek camianın mü- saadesine mazhar olmuş olmâk şarttır. Tür Cumhuriyeti matbuatı isterik bir annenin yeni bir tesellisi gibi te- Iâkki olunabilecek bir karagöz perdesi- nin ihyası demek olsaydı bunu müsama ha ile görmek kabil olur ve bunun üze- rinde durulmayabilirdi. Fakat ne Tür- kiye matbuatı bir hayaldir, ne de matbu atta yazı yazanlar karagöz perdesinde bin bir marifetler yaparak kıymet ka- zanmak yolunda, şöhret kazanmak yo- Junda şöhret arayan insanlardır. Hakikat şudur: Bir Türkiye matbü- atı vardır ve bu matbuat Türkiye Cum huriyeti ha'kınm yüksek modem Âle. me şamil kitlelerinin yazıl: yaprakları- dır Türkiye imatbuatr şahısların kavga- ve pâtırdıları için ağılmış sütunlar değildir. milleti b ha- şı ile o iki gazetenin yersiz ve manasız görüşmesinde kendileri için hasıl olan kusuru tamir etmektedir. Benlik iddiası ve matbuat sütunları» nın benlik mücadelelerine vâsıta edil- mesi çok iptidai ve çok köhne bir zikni, yetin ifadesidir. İki, gazete sütunlarma geçirdikleri anlamsız yazılarla Türkiye Cumhuri- yetinin yüksek politikasmı karıştırmak gafletini de göstermişlerdir. Bu gazete- lerde görülüp okunan sözler Türkiye cumhuriyeti hükümetinin, Üzerinde çok dikkatle durduğu dostane siyasi mir sebetleri de karmakarışık ifade eder mahiyettedir. Bu türlü yazı okuyu- cularnna söyliyelim ki kendileri ou ya- zlarm hakikate uygun olmıyan anlam- larından değil, yukarıdanberi verdiği- miz izahatın mefhumundan mana ve İk ham alırlar. İki gazetenin gafilâne gi- riştiği söz savaşı bizi bu hakikatleri apaçık söylemeğe mecbur etmiştir. ULUS Dünkü zabıta vakaları Yaralandı Yehişehirde Gülfidan soxağında oturan il Yaşında Alanuk Taksimde alayı seyrederken demir parmaklıklar üzerine düşmüş, başın. dan yaralatmıştır. Burnu kesildi Galatada Necatibey caddesinde Kamer 0. telinde yatan Yalovalı İspiro, dün © caddede sarhoş olarak yolunu kesen Çamur Tevfik ile kavga etmiştir. Tevfik, İspizonun burnu. Bu kesmiştir. Sebebsiz yere Kadıköyde Kurbafnima oturan kunduracı Mecit sarhoş olurak ayni mahallede (o #akin malâl zabillerden Hüseyinin boğazına sebeb. siz yere sarılmış ve gaki ile o parmağından yaralanmıştır. Dingil yüzünden Topbanede Mescit sukağında oturan göför Ahmetle şaför Eyüp ve arkadaşı Salâhrddin bir dingil yüzünden kavga etmişlerdir. Eyüp elindeki demiri Ahmedin başma vurarak ©. hemmiyetii surette yaralamıştır. Eşyalarını kesti Glatada Yenizengin sokağında oturan Sü Jeyman kızt Beyzade Polise müracaat ederek beraber yaşadığı dostu Hristanun 150 iralık eşyasını bıçakla parça parça doğradığını id. din etmiştir. Hristo yakalanmıştır. Yemek pişirmedi diye Sullanakmelte AKlıyık mahallesinde otu. ran Necati dün gece saat 21 de evine gidin. ce karımı Fatmanın alayı seyretmek bahane. sile yemek pişirmediğine kızmış, çakı ile karısını baldırından yaralamıştır. o Fatma Haseki hastanesine yatırılmıştır. Araba sürükledi Beşiktaş çöp amelesinden Şükrü dün ara, bası ile Ortaköye giderken arabanm beygiri #rkantş, Şükrüylü sürüklemiştir. Kafası taş. Jara çarpan Şükrü haataneye kaldırılmıştır. oç ———————— , Avrupa treni geç kaldı Bu sabah sâat 7,25 de Avrupadan şehrimi.. Ze gelmesi icap eden okapres ancak saat 10,15 de Sirkeciye varabitmiştir. Geç Kalışm #ebebi hakkında Sirkeci istasyonunda âde. mi malümat beyan edilmekte ve "teahhür Türkiya budutlar: haricinde olmuştur. Seba, bini henüz biz de bilmiyoruz, denilmektedir, YK PNDAN âlim Şiki kâr çıkıyor, siyasi , hattâ erkeklerin rekorunu » yareciler çıkıyor. Ta; ni bilgi, hem göz.pekliği, hem Si lâzım. Kadın bu mezi; “ sinde bulunduğunu isbat Sİ kat kadımın - şimdiye kadar - re mahsus olan... işlere girmesi ni olmak İstiyenler yine kanast miyor ve kendilerine ilimde, 5 gö w siyasi dirayette, cesaret vE erkekten hiç de aşağı dınlar gösterdiniz mi om: a kip: “Bunlar müstesna, her KA” lar gibi olamaz", diyorlar. yi na... Bu kadar istisnası olan yald? rinde kalamaz. ui Alim, sanatkâr, siyasi, oem yareci kadınlar elbette müstesti gi lüklar; fakat erkeklerin de pi yetleri gösterenleri müstesna 0 değil mi? Her kadın bir Me rie, bir Rosa Luxemburg, bir Gökçen değildir; iyi ama her bir Leonardo, bir Shakespei”” Lindberg midir? gi Erkekler arasında büyük isa müş, ölmez eserler bırakmış çoktur; kadınlar arasında 3£ id kadının yazmasına, iş görm! geriyet daha yeni tahammül ti başladı. Asırlarca kızlarını ok yayi bir hizmetçi veya bir süs diye iğ tü. Erkeğin bu husustaki mü ne payan yok: hem kadına enf' yor, etrafa onun zaafı, bererik$ yi cesaretsizliği hakkında tece kümler yayıyor, kızmı za) 4 siz, vesaretsiz etmek için elinden p leni yapıyor, hem de bu gayre mukadder neticesini alme v2 medim mi? kadm erkekle bi” Maz!,, diye göğüs kabartıyor. Kâğın, dünkü ve buglnkü 7 birçok sahalarda, elbette erkekti sağidır; fakat bu, tabistin bır Kİ, değil, bilhassa erkek tarafını rulmuş cemiyetin, onun tâ yapılmış “insani” kanunların sidir. v Kadınların çoğu da erkeğin epi rinden üstün olduğu, kendile / el bir zaman onunla müsavi olam” ğı kanaatindedirler, Feministleri?. çeçeron hasımları yine kadısli çıkar. Çünkü kadınm zihniyeti © fından aldığı, duyduğu peşin - lerin mahsulüdür. Erkek gibi © madığı, yıldırıldığı için de biti kekten daha muhafazakârdiri ses itikadlar aleyhinde yürüme” saretini gösteremez. Erkek 008 hiş bir “aşağılık duygusu” (COPİ d'inferiorite) aşılamıştır. yala dın okudukça, imkân buldukc3 el sin - hükümlerden, aşağılık duy” dan silkiniyor, neye muktejir 9“ nu gösterip hakkımı istiyor. Bugün kadının umümi haya? rışmasma, erkeğin giriştiği ber girişmesine mâni olmak istiy© bir kısmı, imtiyazlarını k: korkan kimselerdir. Onları katmasak da olur, Fakat kağ” tarlarının en çoğu muhafazaki”” türlü yeniliğe, değişmeye man olan kimselerdir. Onlari8 yi kadın namma değil, her türlü hareketi namına ala TA Kısıklı - Kadıköf tramvaylar! Kadıköy — Üsküdar tramvi?, tinin yaziyetinin ıslahı için * Gi yapan yeni müdür İbrahim ge ğer halkın dileklerine uyarak — «6. gö” tarifelerinde çok yerinde bs” yapmıştır. Bu meyanda yaly mevsiminde pazar günleri K3“ gi kelesiyle Kısıklı arasında terti? n? doğru seferlerin her gün şa! .İ pılmasına da karar verilmiştir” d “Üsküdarla Kadıköyü asgari 2 det zarfında biribirine bağlay#” bu doğru seferlere pazartesi £* itibaren başland:aktır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: