Yazanı Soğotnun Vetifiryan — Çeviren: Nş —G —- Belgratta Ittihatçılardan kimsenin 'zi bulunamamıştı. Yolumuza devam edecekltik Babahleyin erkenden uyandım. Bi- vaz sonra Hanriyet de kalktı ve şehirde | Otelden — ayrılamıyacağımı kendisine izah ederek, bir tercümanm tefakatin- de gyehrin şayanı tamaşa ve tarihi yer- lernii gezmesini tavsiye ettim, Hansziyet bu teklifimi kabul etti ve öğleyin otele dönmek vadiyle sokağa çıktı Yalnız kalınca ötelin salonunda o- | türdum ve gazetelere göz gezdirmeğe | başladım. Sırpça bilmetliğim için Bel - grad gazetelerinin yalnız resimler'ne baktım. Sonra Avrupa gazetelerini oku- mıya başladım. Saat on bire doğru te- Hefondan beni istediklerini hüber ver - diler, derhal 'koştum.. Hiç tanrmadı - gım bir ses? “Afla, kimsiniz,, diye soruyordu.. İs mimi verince, meçhul muhatabım: — Ben arkadaşınız Vahatım.. Bizin- le görüşmek istiyorum, ded — Buyurun, ben de sizi bekliyorum, dedim. — Nereden görüşmek istiyorsunuz? — Ötelde daha iyi değ'l mi? Bsasen gekri de bilmiyorum, siz buraya gele - mer misiniz?. — Sizce bir mahzur yoksa gelirim... — Hiç hir mahzur yok.. j — Öyk ise on beş dakikaya kadar gekrim. — Ben şimdi kapıcıya tenbik ederim, sizi derhal odama çıkarsınlar.. 'Telefon ahizesini yerine koyduktan sonra, kapıcıya bir arkadaşımım beni a- Tayacağını, kendisin? derhal odama çı- karmalarını söyledim. Ön beş dakika sonra uzun boylu, sa- rığın ve iriyarı bir genç odamdan içeri- 'ye girdi ve elini uzatarak: — Kemlimi takdim edeyiri: Vahan Minasyan ,dedi. Ayni şekilde mukabele ederek, ben de kendimi takdim ettim ve meçhul ar- kadaşa bir koltuk gösterdim. Vahan eskillenberi beni tanryormuş gibi bir tavırla söze başlamıştı : — Sirzi dün de telefonla aradım, fakat bulamadım, diyordu. Henüz geldiğimizi söyleyince: — İstanbuldan ekspresle geleceğinizi zannetmiştim de, oudan dolayı dün pi- zi aradım, halbuki siz Selânik yöolyle geldiğinizi söylüyorsunuz.. Bari yolcu- - kük öyi geçti mi?, — O kadar iyi geçti ki, bitmesini is- temiyorduk.. — Belgrattan ne zaman hateket edi - yorsunuz?. — Hesapça burada iki gün kalacak - tık, daha doğrusu burada iki gün &zi bekliyecektik. Sizden bir haber çıkma- saydı, yarın akşam hareket edecektik.. — Öyle ise gene yarın akşama kadar kalırsınız., Ben size, pehrin her tarfını gezdiririm. — Ben yollarda kalmasını pek #ste- mem. Bununla beraber karımın l fik- rini almak Jâzımdır. O isterse bir gün daha kalırız.. Fukata burada yapıdacak bri #şimiz yok mudur? — Maüaksel öyledir.. Vaziyeti bili - yorsunuz.. Baz: İttihatçıların İstanbu- ladönmek üzere bulundukları, bu mak- satla İngilizlerle müzakereye giriştik- lez haber almmıştı. Bunun üzerine Berlinden Sofyaya kadar bütün büyük gehirlere adamlar gönderildi. Bunlar tren ve Eklpr“ Yokuhınm takibe me- murdu. On beş gündenberi sarfedilen bütün gayretler boşa çıktı, hiçbir yerde İttihatçıların izine tesdüf edilmedi.. Yalnız üç gün evvel Bahaeddin Şaki- rin Sofyaya gitmek üzere Peştey: gel- diği haber alındı. Derhal Peş'ne adam- lar takıldı ve yollarda icap eden tedbir- ler alınldı. Son — dakikada Bahaeddin Şakir takip edildiğini anlayarak Sefya- ya kadar bilet aldığı halde yoluna, de- vam etmedi ve birdenb're Peşteden Berline döndü. Bunun üzerine tren yo- kantn tehlikeli olduğunu gören İttihat- çılar şimdil'k seyahatten vazgeçimiş bu- lunuyorlar. k |i | fakat a — Demek burada yapılacak bir işiniz kalmadı. — Öyle zannediyorum. Bununla be- rabet waziyeti Cenewre, Berlin ve İş - tanbul merkezlerine bidirdim, talimat bekliyorum.. — ©O halde biz bu aAkşam yolumuza | devam eöstüliriz. — Tabil edebilirsiniz, Takat bir gün Jzahp biraz eğlenmek istemez misiniz? Bu esnada Hanriyet: odadan içeriye girdi 'Yabancı bir adamla konuştuğumu görünce: — Alfedersiriz, diyerek bitişik odas eğe hazırlarıdı. Ben: et, dedim, size arkadaşım Vahanı ukdlm edeyim. Karırmı da arkadaşıma takdim ettik- sonra, Hanriyete : — Burada artık işimiz kalmamıştır, istersen bu ahışam hareket edebitriz, adaşım bir gün daba kalma- muezı teklif ediyor, ne dersin? — Bu teklife teşekkür ederiz.. Esa - v*n Pelgradda İki gün kalmıyacak mıy- dık?, İşimiz bu. bitmediğini farzeder yatın akşam hareket edebliriz.. Bahu - sus'ki sen şehri de göremellin.. Ben ya | Belgradi çök sevdim. Yemekten sonra hep beraber çıkar bir daha gerzeriz. Öğle yemeğini hep beraber oötelde yedikten sonta akşama kadar şehri do- Jaştık, Arkadaşım. Vahan uzun müd- det Belgradda bulunduğu cihetle şeh- rin her tarafını biliyordu. Akşam Üze- ri ötele döndüğümüz zaman kapıcı bir telgraf uzattı. İstaribuldan adresime çekilen bu tel- grafta şunlar yazılıydı: *Wahan çocukları biraksın, refakati- nitde hemen hareket etsin, valıt kay- betmeyin sizi bekliyorlar., Telgrafe Vahana göstererek: * Haydi bakalım: sen de beraber hazırlan.. ücdim. Hanriyet mezakla telgrafı aldı ve: — Buna memnun oldum.. Bir arka- daş daha kazandık.. Yarın akşam üçü- müz birlikte buradan yola çıkarız. de - bizimle Vahan müdahale ederek dedi ki: — Bana kalırsa ba akşam hareket et- mek daha doğru olur., Telgraf “vakit kıybatmeyin, sizi bekliyorlar,, dediği - ne göre, 24 saat daha burada kalma - muz doğru olmaz, — Vahanın hakk; var, derhal yola gıkalım, delim. — Öyle ise kapıcıya söyliyelim. bi- | ze bu akşamk? ekspreste Üç yer temin | etsin.. Ben kaptcrya icapeden talimatı verip hesabımızı temizlerken, Hanriyet te yol hazırlıklarını görmek Üzere odaya çıkmıştı. Salonda beni bekliyen Vahan henüz bitirdiği bir mektubu garsona vererek Sırpça bir şeyler söyledi. Gar- son ayrıldıktan sonra: — Mühüm biz iş için Belgraddan ay- rıldığımı arkadaşlıra bildirdim.. Şimdi dünyanın öbür ucuna kadar gitmeğe hazırım, dedi. — Arkadaşlar burada mr kalacak? — Bana hareket emrini verenler her | halde onları da düşünmüşlerdir. Şayet düşünmemişlerse, Cenevreye muvasa - Htımtrda arkadaş'arın vaziyetini zakere ader, oradan kendilerine mat göndeririz , Biraz sonra Hanriyet te bize iltihak etti. Otelin lokantasında alelâcele bir yemek yiyerek istasyona gittik ve İs- tenbuldan geleri eksprese bindik. Taşnak fırkasının tali- mü- | İHABER — | Bugünkü | radyo | USTANBUKA | yEE0 giüülün dama — mumlklal, 10 — viyoler gala, Beyfettin Asal tarafımdan 18.30 raâyo. Yonük dram: A, F, B0, AH BÜlbül tarufından Türk musikisi ve bulk şarkıları, 20,30 Ömer Riza tarafından arapça söyler, 20,65 Nedlme ve urkadaşları tarafımdan Türk musikini ve halk şarkıları, Sant ayarı, 21,13 gan orkestra Yefakatile: Feriha Tevfik tarafmdan, 143 oekestra, 2275 ağuma ve borda haberleri ve #rtosi günü programı, Y2,30 pllkda — sololar. epara ve operet parçaları, 23 son. BÜKREŞ: 1005 orkestra konseri, 2020 — könferamı, 20,40 opera yaymı, Pigeronun izdivacı, 23,00 Baberlar. . LONDRA: 17,50 senfonik konser, 18,08 çocukların ga. yaamr, 3005 Trumdii, 20,40 piyano konmeri, 21, V3 haberler, hava vesalre, 2185 koro konseri, Z205 erkestra kunseri, Z3 NS Tüpertaj, ZA S0 piyano, 0405 karayık yayın, 2490 dene or. Kestrası, 135 hava, haberter, kıraat. PARİS: 18,08 karışık yayız, 20.08 ptyano konseri, konuşma, 9886 kotwer, 24,88 haberler, gra. mofoa, bava, Nöbetçi eeczeneler Bu ghca göhrimizin muhteilf zamtlerindeki nöbetçi eczaneler gunlardır: Beyoğlu cihett: Şişti ÇAsIM), Takelm (Kürkçiyan), Bey. oğlu (Zafiropuloa), İstiklâ! caddesi (Galata. sarüy), Tünet ÇaMtkoviç), Yentyol Findikir (Mustafa Nal), Kasımıpaya (38deyyet), Has köy (Asco), Beşiktaş (Süleyman — Recsp), Sarryer ÇORMuan), Yeziküy, Brirgün, Rume, HUklar, Bobek, Armavutköy ve Örtaköy ccza. Heleri. Tatanbul ciheti: gü (Beşir Kemal), Fatih Vezneciler MÜniversite), Karagümrük (AH — Kamal), Bukurköy (HHAN, Aksaray (Btem Pertev), Pener Balat (Hüsameddin), Beyazıt — (Ama. Soryan), Küçükpazar — (Nocati), Bamatya Kocamustafapaşa (Raüvan), — Alemdar (AN Buaz), Şehremini Topkapı (Nüzmm), Daküder (İmrahor), — Kadıköy — Söğütü caödesi (Hulüsi Onman), Takale caddasi (Sa. &det), Heybeli (Malk), Büyükada (Halk), TİYATROLAR: 15.10.937 Cuma günli akşa. mı saxt 20,50 da KURU GÜRÜLTÜ. Komedi 38 perde 16 tablb. Yazan: Shakes. penre, 'l'lîrkeeıl: M. Şükrü, . * ESKİ FRANSIZ TİYATROSU ŞEHİR TİYATROSU OPERET KISMI 15-10-037 Perşembe günü gkşamı saat 20,30 da TOKA Komedi 5 perme Ya.- zan Kdvard Burde, Türkçesi; Fikri Adil. —— ERTUĞRUL SADİ TEK Bu gece — (Pangaltı) Tan sinemasında (Er. çekler 40 ından sSonra warlar) yeai vodvil ve mevü. Yarın gece (Ak. sürayda) yeni tiyatro. nun açılışı. « VATANDAŞ! Hati Alkazar Sinemasına 2 film birden 1 - Yurdumuzun bekçisi kahraman Mehmedciklerin son Trakya manevrala- rını Git Sen de Gör içinden gelen sevinçle alkışla, durmadan alkışla 2 — Ölüm gölgesi Baş rollerde : BRUCE CABOT ve JOSEHPE CALLEİA Büyük gangsterler filmi 38 — Arizona Çeteleri KEN MAYNARD LA LET AA UA Rİ ) Cenevredeki umumi merkezi! Ekzpres İsviçre hududuna - gir'nce, | tanımadığım bir adam kompattimana | girerek : — Cenevreden geliyorum.. Ekapres- ten ininiz, başka bir trenle beraberce Cenevreye gideceğiz, dödi ve hemen u- * zaklaştı., (Devamı var) a vdcudunun güzelliğlie , Holivudda sık ldız bu sözleri asla tekzip et- mex. Çünkü, kadınlardan Farklı tutmaz ve sihema âar tisti olmanın, kendisine has olmiyan bir zorla kabul etmesini icap ettir- üni söyler. Filhakika Moren, tam manasiyle ve her şeyden evvel kadındır ve kadımnın her işe karışmasının ken: e dmh: göndan bir çok şeyler kaybe iğini daima iddia eder. Bu sebeblerden dolayı, Morenle, c1- sık söylenir ve ki nesillerden arta kaldığı yolunda alay edilir. Moren, meşhur senaryocu Jan Har- rovla evlendiği ana kadar, Holivudda kendisini yapayalnız hissediyordu. Bü- tün ailesi İtlandada kalmıştı ve genç “yıldız” bir hayat sürüyordu. Bir çok perestişkârları vardı. Fakat bunları sebebini ise şöyle izah etmektedir: mü danberi evlenmiye karar vermiştik ki, ondan başka hiç 'bir erkek benim için mevcud değildir. Bugün, Morenle kocası, Holivudun Givarında çok güzel bir köşk yaptırmak tadırlar, Bu bina, güzel artistin İrlan- dadaki köşküne benziyecektir. Genç ev lilerin ikisi de çok dindar oldukları için köşkün yanında bir de küçük kilise in- şa odilecektir. İrlandalıların batıl itikadları olduğu | söylenir. Moren öyle değildir ama, ©- nun da garip bir âdeti vardır: Film çev rilirken nişan yüzüğünü parmağından katiyen çıkarmaz. Fülmletden birisinde muhakkak yü- | züğün görünmemesi icap etmiş, fakat hiç birisine aldırmazdı. Bunün | —— Jan ve bea o kadar uzun zaman- | 15 İLKTEŞRİN — 1931 SİNEM, tanınan sevimli bir artist: Mey ğ Moren Sulilivan asri bir kadın değil ! Morzen O'Sullivamın asri bir kadın | Moren onu yine çıkarmiygrak, çer ginde bir bezle kaplamıştır. Mis O'Sulli kendisini diğer bir çok | ve bu isteğinden onu hiç bir vaz geçiremez. Eline geçen bütün senaryol arîıı Öyniyacağı veya oynamak istedii | leri arar. Moren dGzima mütenevvi rolltf Şimdi ise en büyük arsusu *i dmm” rolü yapmaktır. Bu rol vikdü ve tahlatlarıme wvenın dedüldir V" bunda mırvaffak olacağını iddiâ tedir. Güzel artist, bilâhara, yami hayatından çekildikten sonra yar ıtr söylemekte ve şöyle dü “— Bu arzumun bir gün * edeceğini ümid ediyorum. Ben bana yahancı olmiyan şahıslar vt leler halında yazı yazacağım. onlat hayatın esasını teşkil edr’ Sinemüanın en büyük artistleri güzel filminde: Korkusuz Kap”’ CHARLES LAUGTON we KLARK G tarafından şayanı hayret e Işıklar Sönünt€ ELİSA LANDİ ve FRED tarafından oynanmış YVANY güzel operet filmi Şarkı, Neşe, Kabkaha Avrupanm bir ucundan diğerine.. Memleketleri — dolaşarak.. 'r.ıılil'İ sevimli.. Erkânıharplerin esrarımı gözet liyen.. Matmazel Doktor Tamamen SELÂNİKTE çevrilen Fran sızca sözlü Filminde l' Pierre Blanchard ü beraber oynayan Ditapaf her torafta aşkı ve ölümü saçmaktadır, Pek yakında s U M E R Sinemasınd? eli ei Onümüzdeki pazartesi akşamından unı SAKARYA smemasın” iraesine başlanacak olan VALS DALGASİ,