6 Ekim 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dış anasa Hedefine isabet eden torpil ... - Yazan İtalyanım korsanlık karşisinda faâl bir rol almasından büyük kerametler doğacağını sananlar galiba yine “acı acı aldandılar. Pariste Fransa Bahriye Nazırı ta- rafından açıları ve yalnız “teknik;,, iş lerle uğraştığı için kısa bir zamanda işini bitiren Üçler konuşması, Akde- nizin köntroölünde İtalyaya, — dilediği gibi, bir aslan payı ayırdığı halde “EMNİYET,, bermutat torpillenmek- Meçhul (!) bir denizaltı tarafından garbi Akdenizde İngiliz muhribi Ba- silisk'e fırlatılan torpilin hedefe isa- bet etmediğini söyliyorlar, Buna inan mamalıdır. Bu torpil eğer garbi Ak- denizdeki hedefini ıska geçtiyse bil- melidir ki Paris konuşmasında bulu- nan iki büyük garp devletinin iktidar makalmları bu torpilin ikinci ve üçün cü hedefleriydi ve torpil bu hedefle- rinde tam bir isabetle infilâk etmiş bulunmaktadır. Şarki Akdeniz ve Egede dolaşan ve torpil atan denizaltılarla garbi Akde- nizde dolaşan ve torpil atan denizaltı- lar arasında Akdenizin emniyeti ve kontrolün tamamlığı bakrmından, en ufak bir fark yoktur: Korsanlık devam etmektedir. Bunun en büyük sebebi hiç şüphesiz “fteknik,, anlaşmalarla bu işin kökün- den taranacağı sanılmış olmasmda- dır. Korsanlık bir prensip meselesiydi. Yani cihan emniyetini “infilâk,, ettir- mek gibi bir hedefe ulaşmayı düşünen Kkafalarım istedikleri neticeye en kısa yoldan varmak için bulduklarır vasıta idi. Bu kafalardaki cihan eminiyetini “infilâk,, ettirmek illetini tedavi et- : Şekip Gündüz - meden teknik anlaşmalara “girişmek | kadar büyük hata olabilir miydi? İşte Paris konuşmalarmın zayıf ve aksak tarafrı.. Akdeniz emniyeti meselesinde İtal- yanın tam bir iştiraki temin edildiği zannını uyandırmak istiyen bazı F'a- şi'st temayüllü kalemler, İspany_adaki gönüllülerin memleketlerine dönmele- ri ihtimali etrafında fikirler beyan et- mekle meşguldürler, Yine onlar gibi ve onlar kadar dünyayı gafil sanan | . kızıl temayüllü kalemler de İspanya hadiselerinin mütaleasını tek taraflı bir görüşe hasretmek propagandasına germi vermiş bulunmaktadırlar. Fa- kat salim düşünceli dünya faşist dip- lomasinin dalaverelerine düşmiyecek ve kızıl temayüllü diplomasinin propa gandalarma kulak asmayacak bir tec- rübe kertesine varmıstır. Dünyanın bütün ümidi demokratik memleketle- rin akıl, mantık Şüüur ve enerji mer- halesine ulaşabilmesi etrafında toplan maktadır. İngiltere ile&Fransanın bu merhale- ye ulaşabilip ulaşamadıklarını biz, * Milletler Cemiyeti — asamblesindeki son garabete bir daha meydan verip Vvermemelerile ölçeceğiz. Düşünün bir kere.. Koskoca asamb- le Arnavutluk ve Portekiz muhalif rey verdi diye en mühim bir tehdidinden vazgeçiyor.. Bu Arnavutluk faşist İtalyanın im- tiyazı kıt bir vilâyeti ve bu Portekiz o debdebeli diktatörile birlikte aynı İtalyanın bir başka esiridir. Demokrat dünya için, bu iki kukla- yı Milletler Cemiyeti azaları listesin- den tayetmekten daha kolay ne ola- bilirdi. Şekip GÜNDÜZ --.ı au'HE_ge.u manevraları Beş gün sürecek Vekiller cumaptesi günü Izmirde bulunacaklar Ege havzaşmda yapılacak büyük — askeri manevralar önümüzdeki pazar günü başala. yacak beş gün devam edecektir. Ayın 15 in. de Çeyrekovada büyük geçit resmi yapıla. caktır. Geçit resmi için ordu Aydın ve İzmir vilâyetleri halkımı davet etmektedir. Bu geçit resmini ordunün vereceği 300 kişilik bir ziya. fet takip edecektir. Bilmukabele — İzmirde ordu erkânı şerefine bir ziyafet verilecektir. Manevraya büyük Önder Atatürk başta ol mak üzere Başbakan İsmet İnönü, başvekâ. let vekili Celâl Bayar, vekiller ve büyük mll. let meclisinden 12 kişilik bir heyet gelecek. tir, büyük erkânıharbiye reisimiz — Mareşal Wevzi Çakmaâk manevralara yüksek nezaret. te bulunacaktır. Vekiller cuma günü şehrimizde Yorlar, bekleni. Bir balıkçı tecavüze uğradı Dün akşamı saat 10 sıralarında Abâv isim Hi bir balıkçı sandalınm takımlarını kurmağa giderken meçhül bir şahsm tecavüzüne uğf. ramıştır. Şüpheler Hemeleon isimli bir Ru. | mun Üzerinde-toplandığından nezaret altına almmiıştır. Atatürk lrak Hariciye Nazı- rını dün kabul etti Rüştü Aras Misafirimiz şerefine bir ziyafet verdi Ankara 6 (Telefonla) — Dün şehri- mize gelen kardeş İrakım Hariciye Nazırı Tevfik Elsüveydi Ankara pa- lasta bir müddet istirahatten sonra saat yarımda Başvekâlet Vekili Celâl Bayarı ziyaret etmiştir , Öğle yemeğini hususi surette yiyen misafirimiz şehirde bazı ziyaret ve gezintiler yapmış ve tam saat 17-de Büyük Önder Atatürk tarafından ka- bul olunmuştur. Bu esnada Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras dahi bulun- muüuştur. Saat 18 de misafirin ziyareti Baş- vekâlet Vekili tarafından iade olun- müuş ve akşam Hariciye köşkünde Tev fik Rütşü Aras tarafından bir ziyafet verilmiştir. Ziyafette Başvekâlet Vekili, | Riya- seticumhur başyaveri, hususi kalem müdürü, Numan Menemencioğlu bu- lunmuştur. Çe?mıomkyamn ük Cumhürrelsi Mazmkm b!ümıl Çek milleti ıçın Mkıkı bir mâllâ matem olmuştur. Resme dikkat ediniz, cenaze i nwrammmde — hülk nasıl ağlıyor. > ihtiram vaziyeti aldılar. Istanbul Bugün İstanbulda, milli ordunun gir- diği günün, İstatıbulun ikinci defa fet- henin yıldönümüdür. 1918 senesi ikin- citeşrinin 13 üncü günü, Osmanlı hü . *kümeti tarafınidan İtilâf Devletleri or- dularımma kapıları açılan İstanbul, 1923 senesi6 ilkteşrininde, yani 14 sene evvel bugün kurtarılmıştı. İstanbul halkı buğün, bu büyük gü- nün yıldönümünü « her sene olduğu gi- bi coşkun tezahüratla tes'it etmekte- Şehir daha dün geceden itibaren bay- |raklarla süslenmişti. Bu sabah, günün pek erken saatleririden itibaren bütün caddeleriden halkın bir oluk halinde a. layın başlıyacağı Sultanahmet meyda- nına ve sonra “takip edeceği yolllara İdoğru aktığı görülüyordu. Saat 9 u geçtiği zaman bütün askeri kıt'alar, hirlikler ve mektepler Sultan- ahmet meydanımıda yer almış bulunu . yorlardı. Sultanahmet meydanı ve A- lemdar caddesini takiben tramvay cad. desi kalabalıktan geçilemiyecek halde bulunuyordu. d A Saat tam 10 İda birinci topçu alayının bir bataryası tarafından Sultanahmet meydanında 21 parc top atılmağa baş-_ * landı. ; 4 Bununla, mcrasırnıc başlanmrş otuyor- Hu. Bütün kıt'alar, birlikler ve mektepler 14 sene evvel kahraman Türk ordusu şu dakikada Sa- raybürnundan şehre çıkmıştı. Şimdi bu yüce kuvvetin şehitleri anılryorldu. Bu sirada limanda bulunan vapurlar dü . düklerini çalryorlar, nakil vasıtaları yer lerinde duruyorlardı. Saat 10,30 da alay harekete geçti. En önden ve alayın 100 metre ilemsinde motosikletli polis müfrezesi giderek ala- ya yol açıyorldu. Bundan sonra başta otuz üçüncü tümen Mmuzikası olduğu halde Yedek Subay okulunun bir tabu. ru geliyordu, Yedek subaylarımız ha - kikaten göğüs kabartacak bir intizam. la geçiyorlardı. " Bunu takiben Askert Trbbiye Mek- tebi talebelerinden mürekkep bir kıt'a geliyordu. Bundan sonra bir papatya kadar be. yaz kıyafetleri ve kusürsuz intizamlari- le deniz müzikası, Deniz Harp Okulu, Deniz Lisesi atlebeleri geçiyorldu. Genç denizcilerimiz geçtikleri yollarda bü. yük bir alkış tufaniyle karşılaşryorlar - du. Önlerinde bandoları olduğu halde de. ÂAskeri liseleri geliyordu. 33 üncü tümen muzikasının arkasın- dan gelen 33 üncü tümenin kahraman piyade taburu, Winicilik mektebi süvari bölüğü ve birinci topçu alayının Orhaniye deki taburundan bir sahra bataryası kal dırımları sarsarak geçti. Kahraman pi- yükselen alkışlar . ve (yaşa!) sesleriyle karşılanryorlardı , Bundan sonra, sırasiyle polis mufr: ş “zesi, başîarmda müzikaları olduğu halde itfeiye müfrezesi, şehir bandosunu taki- ben de . alfabe siras'yle - üniversite ve yüksek mektep talebesi, izciler, lise ta - lebeleri ve cemiyetler geçtiler. Alay köprüyü geçtikten sonra banka. lar caddesini takiben Tepebaşından İs- tiklâl caddesine çıkmıştır. İstiklâl cad - klesi kalabalıktan görülecek bir manzara almıştşı. Kahraman ordunun - Üzerine her taraftan konfetiler, serpantinler, atr I ezardu. Taksim meydanında büyük bir tribün nizcileri takip eden, Kuleli ve Maltepe | yade, süvari Ve topçulammz ZEeÇ VEL İ kurtuluş gününü kutluluyor ve bir de kürsü hazırlanmıştı. Tribün- de İstanbulda bulünan saylavlar, vali ve belediye reisi Muhiddin Üstündağ, İstanbul komutanı ve sair zevat bulu. nuüyordu, ı Kıt'at ve mektepler Taksim meyda- nına varınta kendilerine yer gösteril « miş ve bundan sonra bayrak çekme me rasimi yapılmıştır. Bayrak çekme me- rasimini müteakip âbideye belediye ta. rafından bir çelenk konulmuş, gençlik ve şehir namma birer nutuk söylerimiş- tir. Bunldan sonra yürüyüş kolunda geçit resmi başlamıştır. Gece Bu gece Taksim meydanında şehir bandosu tarafından milli parçalar ça - lmnacaktır. Saat 20,30 da Perapalasta kahraman ordumuz şerefine Perapalasta vali ve belediye reisi Muhiddin Üstündağ tara. fınldan bir ziyafet verilecektir. Gece bütün Halkevlerinde toplantılar yapılacak, buğünün büyüklüğü hakkın- da konferanslar ve milli konserler veri- lecektir . gunumuz (Baş tarafı 1 incide) kü çehresini aramızda — bulunarak görmüş olsaydı tarihte hicbir kahra- mana hiçbir milletin böyle yüksek bir sevgi ve bağ ile teveccüh etmemiş ol- duğunu bir daha anlardı. Geçen alaya ve alayı seyredenlerin kalabalığına baktık. Nalçalı tabanlarmın — kaldırimlara her basışındam kıvılcımlar fışkıranlar hep gençti. Süngülerinde yakâmuzla- nan güneş kadar yakıcı bir bakışla genç Aaskerleri seyreden kalabalık, gençlerin kalabalığıydı. Balkönlardan tarasalardan pencerelerden genç kız başlarr sarkıyordu. Kurtuluşunun on dördüncü yılımı İstanbul dinç ve ener- jik bir gençliğin ümitlerle doölu tatlı neşesi içinde bulunuyordu. Bu, bundan sonra da hep böyle ola- caktır. Her beş yılda bir bu yeni nesle yeni bir gençhk katılacak, anaların karmlarından beşiklere, begıkıerâen mekteplere ve mekteplerden üumumi hayatm ahengine yığın yığın yeni in- san yeni Türk karışacak ve İstanbul kurtuluşünu daijma artan bir refah, daima artan bir neşe, gurur içinde ve daima kalabalıklaşan bir Türk ulusu- olarak bayramlayacak. Bu imkânı Türke veren şefe bir daha biat ediyo- mz. 4 İ " - HABER Amca zadesi Mehmedi bıçakla yaraladı (Baş tarafı 1 incide, Yedikulede Kucak sokağında otu- ran boyacı Rüstem dün gece saat onda evine girerken alt katta oturan maran- goöz Mustafanın kama ile üzerine saldır dığını görmüş, sarhoş olan marangozun elinden kamayı almak istemiştir. Bu sr- rada dört parmağı kesilen Rüstem ken- disini sokağa atarak karakola koşmus şikâyette bulunmuştur. Marangöz Mus tafa yakalanmış, Rüstem tedavi altma alınmıştır. !'îikâyğ anlatmak Bir dostum vardır, iyi adamdır, de* de sayarım. Fakat bütün bu meziyet lerini unutturmamakla beraber yint kendini hayli kuvvetle hissettiren bif sever ve anlatmağı da bilmez. Güzel" leştirmek, tatlılandırmak merakı ill midir, nedir? Hikâyeyi uzatır, uzatır: esirgemez ama siz büsbütün bhir şey anlamaz olursunuz. Artık boynunuzü büküp anlıyormussunuz, — fevkalâde hoşlanıyormuşsunuz gibi bir tebes- sümle hikâyenin bir türlü gelmek bi miyen Sonunu beklemekten başka ça reniz yoktur. latmağa başlamıştı. Sohbetine benim eziyet çekti. Ben dostumu tslâh ede“ miyeceğimi bilirim; buüna Tağmen içimde yine bir ümit mi uyandı? Yok“ sa onun sözlerini anlamağa çalışa- nm haline mi acıdın? Her ne hal ise Böze karığtım: ire okusana!.. Ondan icazı öğrenirsin. Fazla sözün hikâyeyi güzelleştirmedi- ğini, tadım uzunluktan değil, bilâkis kısalıktan geldiğini anlarsın.. Hikâye anlatmak gerçekten hoş bir bazı kimselere vergidir. Öyle insanlar vardır ki size çok iyi bildiğiniz, belki sizden duyup öğrendikleri bir hikâye- yi, ilk defa olarak işitiyormuşsunuz gibi, büyük bir zevkle dinletirler? En meşhur Nasreddin Hoca fıkrasma, gö“ zünüzün önünde kendileri icad ediyor- muş gibi bir hal verirler. Onların an- latmasında gerçekten bir “ibda,, var- dır: Çünkü'vdktini, yerini -bilirler Belki önu çoktanberi hazirlamışlardır Ve sözü mahsus, onun anlatılmasın& elverişli bir zemine dökmüşlerdir. Za- rar yok, bunu size hissettirmezler ve hikâyeyi - onun bir hikâye olduğunu - unutturarak, bahsini ettikleri mesele- nin bir cüzü imiş gibi göstererek - an- latırlar. Uzatırlar mı? Kısa mı keser“ ler? Bilinmez, herhalde onlarm anlat- söz bulamazsmız. Onlar üslüp sahibi sanatkârlardır. Hiçbiri taklit edilemez.. Arkadaşıma Voltaire'i okumasını tavsiye ettim: Fakat Voltaire'i okumakla da o hü- neri elde edemez, Belki o işin ne kadar zor olduğunu, kendi elinden gelemi- vazgeçer Bu da, kendisini seven dost ları için bıpmk bir kâr olur. Nurullah ATAÇ Millt Avusturya Bankası reisi Yarın şehrimize gelecek İstanbul 6 (A.A.) — Millt Avüstur” ya bankası reisi ve eski federal mali* ye nazırı doktor Victor Kienböck perşembe günü İstanbula gelecek ve 12 ilkteşrin 937 de İstanbul üniversi- tesinde “beynelmilel tediyat siyaseti» hakkında bir konferans verecektir. Dr. Kienböck, hafta içinde Ankara* cektir. Baba oğul hastaneîâ kaldırıldılar landı birinin karnına bıçak saplandı Balatta oturan Yasef ile damadı Mişon # rasında kavga çıkmış, babasının — kendisif” para vermemesinden müuğber olan Yasefif oğlu Salamon da eniştesi ile bir olup babi” sıma hücum etmiştir. Kavga esnasında Salamon eline geçırdlli bir iskamleyi babasmın kafasma vurmüştü” Yasefin küçük oğlu Avram da babasmı ni dafan etmek üzere eline geçirdiği btça.klı. Kör şarken dnşmiıı ve elindeki” | bıçak : saplanmıştır.' Bı,hı. oguı'hııt;uıe *3" momakdir. kusuru vardır; Hikâye anlatmağı çok Birinin başında iskemle parça- ğerli adamdır, daha birkaç meziyetini anlaşılmaz bir hale getirir. Bir müd: det dikkatle dinler, ipin ucunu bif gaflelte kaçırdığmızı zannedip özüf diliyerek biraz izahat istersiniz. Ger“ çi sözüne hasis değildir. o izahatr dâ d Geçenlerde yine böyle bir hikâye an gibi alışık olmayanlardan biri mev” zuu biraz olsun seçebilmek için hayli — Azizim, dedim, sen biraz Volta- — şeydir, hatta dinlemekten bile zevkli- dir. Ne yapalım ki her sanat gibi, BöÖZE hikâye katıştırmak sanati de ancak — ——mamış masmda bir tek fazla, bir tek eksik yeceğini anlar da hikâye anlatmaktari ve Ankaraya da gidecek | | ya da giderek Türkiye cumhuriyet merkez bankası müdürünü ziyaret edt ” W ” L L | ii Ü6 üeü ü A GÇzü li Üü DA ö A & ö Mi im — H A Hi H H ö Ö Ö B Ö - MA ı di —a gel .- t A eli Mi e& döc Wi Hi bi HH o u makti ao

Bu sayıdan diğer sayfalar: