V.lıl'ıeır'ı-lı- N felsefe VN takdir ederler: ai , Üslübi lâ DÜ e 4 ne kadar lâtil... ylhı... IYal.... < M ğ aht b Tt —,ı""“lhh... Kendisine lâf i""*“—u.ı:’ aktırmaz... Bir ağzını Böy, » Medet Allah! Shiyay Fikle olur: h * 'dbvi " * ediyor, iyi hikâye edi- G ee 1 N ::n:' Muharririn felsefesi K hüğagg, G Yahut takdir edildi- Ür, H Z Ç Pt Atta, belki karilerim- Plu:::; benim bu - satırlarıma n"*îlı_ “eceklerdir: Zira, felsefe SAi eski tabiriyle “mütale- a Tt idedeceklerdir: 4' Üyecekler, - Ne lüzüm B Bna, tomturaka, ukalâ &b Üâüh"ü İstemeyiz... ihü“"“in lüz, elâlemin anlrya- “elâmlar,, etmesini fel- e ı_î:t“ Yoktur. Lâkin, her ı,_:“i. ç,,m':'_*ân Ribi, bir görün- 'g_ı& ; *i vardır. Bu, bir zih- Nıx, Mî“kkü cihan,, ifade e- K Bi TTirin her yazısı ayni ".;'.*li_ h":' 2yni “umumi görü- K_;q"_ çe Muharrir “felsefeli,, Xı% İalüp '::hın-u istediği ka- ha d, Tlansın, esprili — ol- T M n Y t ..”l, Size kapılıp faşist aa i*"*_'l ğün de aklına 'h'ü 'YEtİ Methederse yan- Ü N Seldefe v ş:,"::mq SÜ M beetLalia hr k“ş! 3Yor değildir. En ufak ! M al kendini ortaya vu- ; ğ'& ::::a:: işinde bir bak- çe lerken.. N b Nı“qhı enin bundan beş al- NÜZİN_ bizar olmuş, ;:::&ğ c: yit almak istiyor. Bu B Â , Nş:""n w h,:»lw hale toksa! h 'r“, vazifesi meya- kaştln ğ Ka ife, gerek Dahili- & Münda Şanın, gerek - vali '_î"'nçimı aleyhin- Hüi d: Ortaya yayklığı- endi kendine kı- Yapıçı Pümiyetle felsefe ğa galışırım, Bir M h— ;;::"LHR şimdi de, o- büs erbabr geçini li geçini- le Böyledir!,, diye say N Üi hayli giddetli t N ıh"dım şi i ten- n lk'kı Unutmamışlar, haleti ruhi- Marksçi, daha er- 'Gilim, Y; tenkit veya takdir e & unukı"*u Tevfik Fik 4 ; Ş*&%.'::“n"' da bazan din- ı!— bı"lup—" Milliyetçi, bazan Bi A"_d’" Sualler dorul- aa V» diy Fîm" Btirdiği istihalelerle 'hdü. %N M VÜ lı?“h'"irler arasın- “'.Nâ_ * Palih R,',:ı"' mükemmel Âtaydır. Onun Çi * na Y “—:Muî_'lğden zevkle bah- ç tİyle F, Nesil evvel de, V'Wı İseft vahdet sahi- *".'“'—. a Bahsiy, X Roktar /Etlere baha - biçiş, S'h' '*haıı::î'" yapılmadığı y TÜyetleri ga Fiymetli olan "*î lbğl — “ima arka plân- N p Süvaj Mesküt berakılmı - x.ü.:" ü Pt t '*re, hâlâ ; 1? Hade, 'Sİ ! i"l"îli_,_ seyyal!.. (Va-na) Bugün de, matbaanın arkasındaki (Acımusluk) ve ona bitişik Sokullu sokaklarını dolaşalım diye Ali ile söz Teştik.. Acımusluk sokağına girince ilk kar şılaştığımız manzara pek te hoş olma- dı. Koca bir duvarın yanındaki küçük bir çıkıntıya şöylece giğmivermiş Lir adam arkasını sokağa çevirmiş, şırıltılı sesler veren bir iş yapıyordu. Bunun yanıbaşında içindekiler dışarıya fırla - mış bir çöp kutusu vardı ki - etrafını çevrelemiş pis kokular neşreden - bir ıslaklık, bu kutunun daha başka vazi- feler için de kullanıldığını isbat edi - yordu. Bu yol boyunca sıksık böyle pislik - dere tesadüt ediliyor. Sokağın methali- ne yakın olan yüksek bir duvar boydan boya çatlamış, bu arızanın çoğalıp co- galmadığını anlamak için çatlağa harç- la cam koymuşlar. “> xxer Yaman yuük aradalarıyır a0su e- lan bu sokak şimdi bomboş.. Maamafih arasıra beygirlerin ziyaretine uğradı B mebzulen bulunan hayvan gübrele- rinden anlaşılıyor. Arabaların bugün neden bulunmadı- ğınr sordum, şu cevabı verdiler: — Sırt hamallığı yasak edilince eşya- lar arabalarla taşınmağa — başladı. İş © kadar çok ki, burada ancak bir kaç dakika kalabiliyorlar.. (Acımusluk) sokağı baştan — soza kadar berbat, pis, bakımsız ve üstelik de dört yol ağzına konmuş bir tek lâmbadan başka ışığı Bir sürü fabrikanın yolu olan bu yerden kışın saat yediden sonra geçeceklerin zaval- hlığım düşünün! Bu sokağın nihayette birleştiği Sokullu sokağı da ayni vaziyette... E- ğer meşhur Sadrazam sağ olsaydı buna bilmem ne derdi?... Butaya kadar gelmişken fabrika ve imalâthanelerin fazla kesif bulunduğu Yeşildirek — Hobyar mâhallesi sokak- Tarımnı dolaşalım dedik. Yollar hep ayni pislik ve bakımsız- lık içinde.. Henüz yürümeğe başlamış küçücük yavrulardan, on dört, an beş yaşma gelmiş talebelere varıncıya kadar bir sürü çocuk idrar kokulariyle karışık toz ve çamurlar arasında yu - varlanıp durüyor. Kadımlar, erkekler ve çocukların hayli kalabalık teşkil ettiği bir yolun kenarında, kıranta tbir adam, evindeymiş gibi rahat bir tavır- la küçük aptestini yapıyor « yok.. n -i A — Bi ae e Umumi halâ olarak Kkullanılan — sokaklardan ikisi.,. İstanbul konuşuyor ! Umumi halâ hâlinde bir mahalle Belediye buraya bir iki tane umumi halâ yaptırmalı ki bu pisliğin önüne geçebilsin ! Yazan : Haberci Bu semtin yollarının İstanbulun hiç bir tarafında görülmiyecek kadar bol olarak böyle sahnelere şahit olduğu hemen bir kaç adımda rastlanan mide bulandırıcı işlaklıklardan — anlaşılıyor. Her sokak âdeta bir “umumi helâ,, man zarası almış.. Gerçi bu gibi hareketler belediye ni. zamatına aykırıdır. Yapanlardan ceza alınır amma, her sokak başına bir za- bıta memuru dikmek bilmem nasıl ka- bil olur? Benim kanaatimce en Kestirme hare- ket bu mahalleye bir iki “emumti helâ,, yaptırmaktır . Yeşildireğin pis ve Haranlık sokaklarından — Virisi lmuş bir mesken Çocukların da bu pis yerden kurta - rılması lâzımdır. Pek büyük ve mükem gocl olmasım, burada böl bol mevcut o- Jan arsalardan biri az bir para ile pek âlâ bir çocuk bahçesi yapılailir. Tşıksız tozlu yolların etrafındaki karanlık ev - lerin bahçeleri de yok ki... Olanları da yollardan farksız... Bu civar halkının temizliğe © kadar tiayetkâr olmadığına mr, yoksa belediyenin buralara bak - madığına mr hükmetmek Tâzım bileni- yorum?. Yeşildirek — karakolunun — kârşısına rastgelen Katırcıoğlu sokağı — da ba- kımsızlıkta diğerlerinin eşi.. Burada o- turan birisine: — Buralara hiç çöpçü filân uğradığı yok galiba? diye sordum.. Sualimin aksini iddia eder bir şekil- de başını salladı: — Bilâkis her gün gelirler.. — Bu yerlerin hali nedir öyle ise? — Hiç işte.. oluyor. Sokak temiz du. rurmu? “Sokak temiz durur mu?,, Büyurun cenaze namazına işte buna derler.. Te- mizliğe evvelâ bu gibi zihniyetler üze- rinde başlamak lâzım her halde. » Ayni yolda, ortalığı aydınlatacak hiç bir vasıta göze çarpmıyor. Karakolun önünde bulunan bir Jlâmba, Katırcroğlu sokağına ışık verecek vaziyette olma « dığı halde lâmbanın mesafesi 60 metre- yi geçinceye kadar sokak sakinlerin » den tenviriye resmi alımıyormuş.. Hal - buki sokağın — belki — bir köşeciği bundan istifade edebiliyor. Bir tümseğin Üzerine çıkmış üstü başı pis ufacık çocuklar tükürükle top rağı karıştırarak dondurmacılık oynü- yorlar. Pencereden de, bunlardan biri- sinin annesi “ciğerparesinia,, eğlence - #«ini gülerek seyrediyor. Resmini almak istediğimizi anlayınca hemen kaçtı. Bir Jabrikanın köşesinde, anadan doğma denecek kadar çıplak ve tasav - vur edebildiğiniz kadar pis, üç dört yaşında bir çocuk, fabrika tarafından yaptırılmış olması muhakkak bulunan kaldırımın parkeletini yalıyor. Buna rağmen gene de topaç gibi... Biraz ilerideki çeşme, yolu çamur içinde bırakmış.. Bir yer ki belediyeden ziyade sakin- lerinin himmetine muhtaç.. HABERCİ da Iş kanununu nasıl anlamak lâzımdir ? Azam Üs, bir aydanveri tatbik — edilinektn olan iş kanumumuzun, hallımız — tarafından bazan yanlış telâkki edikliğine dair ehemami. yetli bir makalı yazmışlır. İş kanumumuzu, başka memleketlerdeki sermayedar — amele ihtilaflarımın hallini temin eder — mahiyette anlayanlara gu izahatı veriyor: Şahst olarak yakından temas ettiğimiz bu türlü Ihtilâfarda — dikkatimiza çarpan bir pokta vardır. Bazı işçiler İş kanununa başka memleketlerde amele ve sermaye meseleleri şeklindeki ihtilâflar hal için yapılmıy bir va. sıta gözü ile bakmaktadır. Bu, bir hatadır. Ki tashihi memleketimizin içtimat nizamını muhafaza için bir vazifedir. Bizde İş Kanunu “amele,, ve “sermayıdar,, tabirlerini kullanmamıştır.. Amele — yarina (işçi), sermayodar yerine de dişverin) keli. Yaelerini tercih etmiştir. Acaba bu tercihla sebebi nedir? | Zannetmemelidir Ki bu aebab — sadece biri arabça, öteki faraça olan iki kelime yerine balis 'Türkçe iki söz koymak gayretinden 1. leri gelmiştir. Hakikat halde kanunun tanzı. minin kullanılmasından maksat — Türkiyede *“amele,, ve “sermayedar,, diye gruplar bu. Tunmadığını göstermektadir. Türkiyede zümre veya grup — halindeki kütle menfaatleri etrafında mücadele eden amala ve sermayodar teşkilâtları yerine müş terek menfaat cephesinde birleşmiş işçiler 1. le işverenler vardır. Memelketin — ilerlemesi ve saadeti bunların sevgi ve BAygı mhongi i. çinde çalışmalarındandır. Şurada, işlerin da. ha iyi tanzimi bakrmında bazi ihtiAflar çı. Kabilir; fakat bu Ihtilâflar iki taraftan biri. nin diktatörlüğüne istinat eden bir zihniyet ile değli, her iki tarafın menfaatini bir tu. tan devletin kanun! müdahalesile balledilir. HattA işçiler ile işverenler — arsamda gu veya bu şekilde çıkacak fhtilâfların — makul gekilde halli sadoce iki tarafa arzularını ve menfastlerini telif etmekle de olamaz. İşçiler Nle işverenlerden başka bir de müs. tehlik denllen büyük bir halk — kütlesi var. dır ki ayni zamanda onların haklarını mu. hafaza etmaek de devletin vazifesi cümlesin. dendir. Omun için işçiler ila işverenler ara. sındaki işlerin daha İyi gekilde tanxzimi mey. zuubahs olduğu yerlerde hayat pahalılığını mucip olacak vaziyetlerin meydana gelme. mesine dikkat etmelk JAzımdır. HülAâsa İş kanumu dil ve kültür bağları ile; milli duyguları ile olduğu kadar iktisadi ve içtimat iş bağları ile de tam bir ahank için. de biribirlerine — kenetlenmiş — milyonlarca yurtdaşlar arasındaki maddi ve manevt . bengi mühafaza için yapılmıştır. İş hayatı içinde teşriki mesal öden işçiler Ile işveren. yer bu. mühim noktayı — dalm! gözünün. de bulundurmalıdır. Esnaflar Nelerin yapılmasını istiyorlar Dün bir toplantı yaptılar İstanbuldaki csnaf cemiyetleri idare heye. ti ve umumi kâtipleri dün müşterek emaf cemiyetleri bürosunda İstanbul mebusları. pın tştirakile bir toplantı yapmışlardır. Esnafın derd ve âlleklerinin dinlendiği bu toplantıda evvelâ şoförler cemiyeti — umumi kâtibi Aziz Nazmi Göknll aöz almiş ve gö. förlerin takal borçlarının Belediyece bir för müle bağlanmamasından muztarip oldukla. Tni eski borçların kolaylıkla — tediyesi im. kânmın bulunması ve plâka ücretlerinin u. Cuzlatılmaamı temenni etmiştir. Bundan sonra Kasaplar cemiyeti umumi Kkâtfbi söz alarak bir takım ecnebilerin kasap dükkânı açarak piyasaya borçlanarak mem. Jeketlerine kaçtıklarımı söylemiş, bunlar (. çin de tedbir atmmasını istemiştir. Birçok cemiyet azaları muhtelif meseleler üzerinde bilhassa küçük sanatlar kanununun biran evvel çıkması, asnaf cemiyetlerinin mu rakabesi işinin Belediyeye verilmesi, cemi. yetlere kendi azalarını kontrol etmek. salâ. hiyelinin verilmesi, Belediyenin — ktişmdiye resmi tlırken dükkün açacaklardan cemi. yetlerine kayıtlı olup olmadığınım sorulma. st bilhassa istendi. İstanbul saylavları perşembe günü tekrar conaf cemiyetlerine gelerek dilekleri dinla. meğe devam edeceklerdir. Hayvanlar Molasız seyahat ettirilmiyecek Şimdiye kadar Devlet Demiryollarında hayvanlar mala verilmeden naklettirilmekte Gir. Bunun bir çok mahzurları olduğunu na. zarı dikkate alan Devlet Demiryolları idaro. gi sahiplerinin talebi olurs hayvanlara yol. da 10 santi geçmemek şartile mola verilme. gine karar vermiştir. Bu mola iatasyonlarının tesbitine Nafia ve Ziraat vekâletleri müşte. reken başlanırşlardır. İlk olarak (Yenice) İstasyonu mola mevkll olarak tayin edilmiştir. Diğerleri peyderpey tenbit edilecektir. Mola istasyonlarında Ziraat — vekâleti bir gardiyan bulunduracak ve — hayvavnlar bu Kardiyanın mecburl! nezaret ve müurakabesi. ne tabi tutulacaktır.