4 Ağustos 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

u var ! lver M ı dcreî;;nm vâsattan - bir Ydım, İnt * çalışan — talebesi Pa 8 anhula gdince Ş : t dt Bene: ş Man biral Ül g,, “der! Kendini -helâk tönez 'butm! tanına! Keyfi- İ Rus tini lşan, aîtlplı Avrupa ölçüleriy- 1ıp bi :::ıîtesen bir tiptir. Av &İ biş çe Merikan ölçüleriyle mü T sinek avcısıdırçı zi hej ar ferş Yt bir anlarda Stah R ı”d ttt tleri USUL çıka anovcu Tmuışlardı. Yani bir İ Ü Te ni * ; ! Verim; € çalışmak & DA n' ımeleıi ı!nî alıyor, Üürtiş İ.aşîesınade A tanla İsti l ngi bir rus MA iş, 19 _lh. akılla iş rse bu tarzda j İBt öüüy anla çalışanlar 2, Or, de, «g Iı wyetıerd ... ga de K fîyle t 2eı:ı dönüş,, gıîâlğn. Rus meslekldaş- Üye v şlerdi. Onlara ce- Çalışbalar Hden_ ©caklarında bir | ! Pu T ASERaĞ, *Psinin de Stahanov Ld’w tih Ahıeı-ikıhlyda"a Çıktr!, j y salı AF İz, : K *?Grh:ı hpmn da:' _'Iîaylor üsulünü, is- : itibaren tatbik edi- Nürz Büzel yere bıraka- a Olunun en kısa ha- YYen ve fenni bir yer € vaki Truf « tceksin itten ve hareket- İZ Baat! almak yok, Mini ha Şarlonun “asri - atırlarsınız. Onun "ar, gy iyi Attiği S c .gı gıbı::nr çalışma! : şm.arf“zî düşünün: ttiy, » Dittik ilkşama W a ,- ayıt Üt ! Yaptım, Trekiy aa G*N Böğe kadar — l Ran, YUT büzlemeyi mü- t“n'lun Meyin, hele bay t -nu.uzdan ter damladı i Yetle olsun kendi edin; Hakika bba n üĞE KT Li L . y İ mC&aı b ü bir Eey:ınmrmi dört saatte ıJa!H'lda iır * Öteki vakitler- FUN keseriş Ulunur, fakat tatlı İ Arteri İ a ban, Sadaki usi g l:“ de Soîıkı 'ti îılıî:rfc.Ede maki- be 1 ıküçük veki Üzün çalı Nidir. Fakat de î;”îa < "Ierimiza:rîs'k'; bahu- p Syaf, sabala- gtüf y Ça!;şm Pek kurunu vüus- gw | hej f&ıüedenîmak'ilk var, Bi- N (Va-na) alât ve a Di Umum müdür- Sayı zarfındaki € ai ; Sit statistikleri çindeki ihra- v e kadar çalıştınız? | ıiraâ::?s' ithalâtı. N be ibaretti. Zınş öi isinrdeki ihra- Ünk,. — a memleketler Mina ait rakam- $ki :ğracaumzm yüz- 'oirinc;“ î3-228.478 li- G24 » Bgelma . TCT 0.2 lir tşik Ameri- Ya j ; eden 16 Kaç zamandır Beyoğlunun Firuzağa, mahallesi için öyle çok şikâyetler dinle. dim ki, nihayet geçen gün bir fırsatını bulur bulmaz, bizim fotoğrafçı arkadaşı yanıma alarak burayı gezmeye gittim. Beyoğlu caddesinden sapıp Firuzağa caddesinde ilerlemeğe başladığımız za- man karşıma ilk çıkan, Taksimin çalış- kan, genç nahiye müdürü oldu. Yanmna bir polis komiseri almış, biraz sonra bi. zim gezeceğimiz mahalleyi teftiş edi - yor, Etrafta gördüğü noksanları, elin - deki küçük deftere kaydediyor, sokak « lardaki pisliklerin derhal temizlenmesi için yanındakilere talimat veriyor — ve mahalleyi temiz- tutmaları için de ge- rek memurlara, gerekse civar apartı - manların kapıcılarına tenbilhlerde bu . lunuyordu. Fotoğrafçı arkadaşım bu manzarayı görünce: — Mükemmel, dedi, tam zamanında gelmişiz.. Ve makinesini ayar ederek habersiz bir resim almağa haşırlandı. Fakat na - sıl oldu bilmem nahiye müdürü, birden bire vaziyeti kavradı. Hemen bize doğru döndü — Yo! dedi, mıntakamıza safa geldi - niz, hoş geldiniz, amma, öyle bizim resmimizi almağa kalkmayın.. Ve işi yarıda kalan fotoğrafçı ilebi. zi selâmlıyarak hemen yanımızdan u- zaklaştı. O zaman, bizde aksi istikamette iler- ledik, Firuz ağa caddesinin orta yerine geldiğimiz zaman, orada oturarılarla konuşmağa başladık. Bize ilk dert ya « nan, bir kapıcı oldu: — En büyük derdimiz pislik, diyor - du. Eskiden buraya hiç çöpçü uğramaz- dr, Şimdi bir kaç zamandır sabahları a. raba ile gelip çöpleri alıyorlar. Fakat süpürgecinin yüzünü gördüğümüz yok.. Böyle işlek bir cadde günde bir kaç ke- ve süpürülmezse elbet pislik içinde ka- lır, İ Kapıcı bir taraftan anlatıyor, bir ta. raftan da sokağın her tarafını kaplamış olan, hayvan terslerini, karpuz kabuk. 'Bir geç Firtz lli ü SAa aye YA y günbir otomobil sakatlayan lüğım Firuz Ath aMbahr, saten temizlen Firuzağa caddesini böyle pislik içinde Firuz ağamın pis cdddesinde yerleşmiş bir dükkân, Kavun ve harpuzu böyle sokak ortasını dizerek satmaktadır. İstanbul konuşuyor ! Firuzağada Halk pislikten şikâyetçi E bırakmaktadırlar. larını, kirli paçavra ve kâğıt parçala - rını. gösteriyordu. du. N a Ö çöküm- “HİlSünü ve tılcalı Iâğ'ıîıîıHğBER’ojye gösteriyor. ağa caddesinde Yyol miyen ( Firuzağa: 1 ) Yazan : Haberci ortasında (duran molozlar Bu sırada ,benim de gözüme, karşı sıradaki küçük bir dükkân ilişti . Yu - karıki resim de vitrinin ve satılan mal- ların sefil manzarasını çok iyi görece « ğiniz bu dükkânda, içine peksimet, gevrek, galeta, paskalya çöreği, tere - yağ gibi üst üste binbir çeşit mal yı - ğılmış camekânın önündeki yaya kaldı. rımının üzerine de kavün, karpuz seril- mişti. Halkın yiyeceğini, kimbilir her karı- şında ka çmilyar mikrop bulunan soka. ğın ortasına dizmekten hiç çekinmemiş olan bu dükkân sahibini aradım, Kendi. siyle konuşmak oldukça meraklı bir mevzu teşkil edecekti. Fakat bulamadım. Dükkânda ufak 'bir kız çocuğundan başka kimse yok- tu. Ayak altında dizili duran karpuzların iğrenç haline bir kere daha baktıktan sonra Firuzağa caddesinin yamrı yüm . ru yolunda tekrar ilerledim. — Bu sefer karşılaştığım, eskidenberi — tanıdığım, Reşit isimli ateşli bir gençti. Bizi — Hay Allah razı olsun, iyi ki geldi- niz bizim mahalleye de, diye karşıladı.. Ve sonra anlatmağa başladı: — Burada, bir değil, beş ğ_eğil, on değil, neremize baksanız hep dert göre- ceksiniz.. Fakat size evvelâ bulunduğu- muz caddenin dertlerini sayayım. Şurada bir lâğım iskarası var. Bu ne vakittir tıkalıdır. Her taraf leş gibi ko. kuyor. Geçen gün belediyeden geld!ler. Uğraştılar, filân yapamadılar. Ve bir da- ha da uğramadılar. Lâğrmın tıkalı olma. sı yetmiyormuş gibi, üstelik caddede de bir çöküntü yaptı. Bu çükür da uzun zamandır böyle olduğu gibi duru- - yor. Gelin de size yakından göstereyim. Beş on adım yürüdük, ıskaranın ba. şına geldiğimiz zaman, Reşit tekrar an latmağa başladı: — — Bu çukur yok mu? Otomobillerin Azrailidir. Kaç otomobilin tekerleği çarpıldır, kaç otomobilin aksı kırıldı burada, hesabını Allah bilir.. Bir kaç lira ile olacak bir iş için herkesin bitler 4 > (Devamı il incide) i HABERCİ Istanbulluların sinir buhranı Binirli olduk gitti. O kadar ki gazetelerin en ciddi sütunlarında bile bu asabi halin e. serleri seziliyor. — Gerçi bizi sinirlendiren mevzu gözününe alınınca, — gösterdiğimiz, titizliğin her çeşidi mazur görülebilir. Me, selâ tifo.. Bu hastalığın — mikrobu, bizi o kadar korkuttu ki, aşılandığımız halde ge. ne itina etmekten kendimizi — alamıyoruz. Nasıl alabiliriz ki, ilim de bizi sinirlenme. ğe sevkediyor. “İnsan aşılandığı halde tüfo. ya tutulabilir,, diyor... Varın kıyas edin. Bu cümleden olarak bu sabahki — “Tan,, gazetesinin belediyeye temizlik tavsiyeleri veren sütununda birkaç maddeye rastladık. | Dikkatle okunursa ö satırların da pek sinirli bir zat tarafından yazılmış ol. | - duğu anlaşılır. Deniyor ki: — Lokantalarda verilen giy — salataların yıkanıp yıkanmadığını, — yıkanıyorsa. hangi su İle va nasıl yıkandığmı biliyor mwuyuz? -.. zarındaki tavukçular nasıl ta, vuk kesiyorlar ve kestikten sonra bunları nasıl yoluyorlar gördünüz müP Heni neredeyse: "Kuş sBatan dükkânerlea. rın, bu kuşlarım gagalarını antiseptik mayi. lerla yıkayıp yıkamadıklarıma dikkat edili. yör mur?,, “Çöröotu tacirlerinin, parmakla. rının uçları muayene ediliyor mu?,, “un zer releri gözden geçiriliyor mu?,, diya birkaç sual daha sorulacak!.. Öyle ya, mikrop en ummadığımız yerlerde buülünüyoör ve en çı. karamıyacağımız yerlere saklanmış olduğu hissini veriyor. Bu itibarla “telgraf direklerinin tepeleri yoklanıyör mu?,, hattâ “yağmur suyu tah. Hl ediliyor Mmu7?,, diye sualler — sormak bile mümkündür. LâAkin “Tan,, gazetesinin verdiği öğütler arasımda bilhassa şu pek şayanı dikkattir: Gazinolarda verilen mezeler nasıl hazır. Janryoör tetkik edilmiş midir? Diyor... İşte bu nokta ayrıca bir “İlmi,, bahis teş. kil eder. Çünklü bazılarmım dediklerine göre, İçki içen adamlara — sözüm yabana — mik. rop gelmezmiş. Kimbilir, mikrop, içkinin ta, dınr ekşi mi buluyor nedir, — yanaşamıryor.. Eğer hakikat böyleyse, içki içenlerin, bu a. rada yedikleri mezelerden endişe etmesine ne liüzum var. Mezeler nasıl hazırlanırsa gi hazırlansım.. Ancak şurast Güştinülebilir: — İçkiden mi korkmalıdır, yoksa mikroplu mezeden mi? x 3Ş KURUN'da Yer yüzü cennet ve cehennemi V BSadri Ertem diyor kl:i Büyük harp olmasaydı ne olacaktıP * Bugün 914 ten evelki dünyayı cennet far, zedenlerin istediklerinden biraz daha iyisl tahakkuk etmiş olacaktı. Biraz daha iyi bir “dünya cenneti,, olacak, tr öyle mi?- O gidiş bozulduğuna göre, şim.. diki dünya' vaziyetinin bir cehennem man, zarası gösterdiğine hükmedeceğiz. Eveta Dünyanın uzağında ve yakınımda, fazla mü. cazata müstahak gibi görünen bir çok za. vallıların yanmakta olduğunu da gözealır. sak, bir “yeryüzü cehennemi,, bulunduğuna inanırız. Fakat mahşersiz, muhakemesiz bir #“yeryüzü cennet 've cehennemi,,.. İnsanlarm Adil surette muhakemelerini yapıp cezaları. nı tayin etmek Üzere bir “milletler cemi. yeti,, Kurulmuştu. O da her zaman İçin va. zifesini yapamıiyor. 4 * ç CUMHURİYET'tet Balkanlarda açılan güller Bereket versin Balkanlarda açılan güller, dünyaya vakit vakit renk vermekte ve bi ribirlerinin kandamarlarma doğru, susami'ğ dudaklarmı uzattılarda biraz ibret hisleri. ni uyandırmaktadır. Bunâa bir misal olmak üzere dostümüZ yu. annistanın yeni rejiminin ikinci yüdünümü dolayısile (B.T.) imzasile yazılmış BU Yyazı, yı beraberce okuyalım: Metaksas hükümetinin — bariti siyasetl Türk . Yunan candan — dostlüğile Balkan Antantma istinat etmel » General Me. taksas iktidar mevklini ele dığı gündenbe ri yalnız bu siyaseti taki? *İmekle kalma. mış ve hattâ her zaşpal düha ziyade inkişa. fma uğraşmakta bulunmüştur. Başvekilimiz İsmet İnönünün son d&t Avrupa dönüşünde Atinadan geçmesi fevkâlâdea samimi ve dost luk tezahürleri aras'da Yunan — millet ve hükümetinin bize Mkadar candan bağlı ol. duğunu bir daha EöStermiştir. - - H. M. Haydi hayırli#h

Bu sayıdan diğer sayfalar: