YOŞŞY O ep Şe ŞA ELLA Gü “PPP GOP soğu ödün 49p arar urgy Şryş Buza) ka özralirş iple Mi Ee Kop an eaikddee görüştü Sshregj arıya çıktığı zaman, e Böyük bir sevinç ifade ediyor DİP bir müge, arda t düşünceye daldı ve — Ona İnsan, Börünçi “öylemeği unuttum ki, Ebi Meyse ne * âyhi zamanda duyar da Madem; we desin! Jana gelince, Bu düşün, *cek, duyadabilir. İrüarıya çıktı , erine Parfe Gülâr da İN ika, EVE hapishanenin bulundu. San Deni ayin önünden Çekmez ma doğru indi. Mantoğıy, ge aktan biraz ayrılınca, Z sdam, Eş kadar çekilmiş olan Nim, kei, dayandı. See ba Me Peye ve kendi Yor da, hapishaneye gir H, Bözlerinmy,. gi Ori gördüğüm bu rahip, mn km Pahangy ğindakş €v, yeraltı geçidilz ten, bağı ' San kei lanmıştır?.. Öyle ki, Beray, apdaj ven sokağından girdiğini da tak Gibi evin önünde bekler- Mili ee hapishane'len çı- ke Bidip ©. ..“i mesele anlaşılıyor. eliyiş, | Pisa meyi yakından tet ma aş li herifi gözden ittiği m. Vakia işini bitirip İşe ç besbelli ama, ne de ol Mereden başlayacağımı ün Dolaabaça a Parfe Gulâr iler- ga Yollardan geçerek, zi İN e. epi pi İN e iriei bi ? Botu mifğzp SPLE ği Bile iradi Si pp : i g3Pi Esi, ERE Bp © io EfEi siirler BEİ ei. a : La © MANİ $ liner piğpiç eri Ş i 2: 6 li ? BEİE ii : iğ iri “epi Ml eri Gjii we e pa, EE İş lip e Şİ $E FE Li İli RF BE, GİRE v R 285 naz si 4 » BRİ iplik si e İLİK ri: buse mp SU YE d i m 3iÇ İŞ e vi İİ ERE, zile Mat ös iiai e çi >) E RR e Ee inne i iletimini İR i epi bip ip rik iş 3 3 ga m ep lira bira; ri Miş iki pi i ; ; b be? ii 1: ş rildi pm vd PARDAYANIN OĞLU Rahip, ge bulunmadığını söyledi. | kaşarın kapanma saatinden biraz ev» vel, Sentonore kapısına geldi. Pardayan tekrar mırıldandı : — Anlaşıldı. Manastıra yatmağa gi- diyor, Bu da pekâlâ gösteriyor ki, Aku- aviva hâlâ bu rahiplerle gizli münase- berte bulunuyor. Maamatih, kapının kapanmasını bek» leli ve sonra geriye döndü, Sentonore sokeğından çıktı ve kendi kendine şöyle dedi; — Rahip gibi yapalım. Gidip yatalım. Sen Tono sokağından geçerken soka» gm ortasında duran bir kâğıt O gördü. Eelki de buna ehemmiyet vermeden ge- , Fakat bu sırada, ayın hüzmeleri Yu kâğıdın üzerine (dökülüyordu. Ve kekin gözlere malik olan Pardayar, bu ra bakarak murıldandı: — Mormartr başrahibesinin armaları ve damgası! Acaba, bunu rahip mi dü- şürdü? Hele alalım da, belli olmaz ki! Kâğıdı aldı ve yeleğinin arasa sok» tu, Otele dönünce derbal o bulduğu bu Kâğıdı okudu ve mırıldandı: — Kâğıdı hamil olan şahıs, başrahi- benin emrile hapishanesine (o bırakıla. cak ve onun namına vereceği her emre iset edilecektir! Doğrusu tesadüfler boni güleryüz gösteriyor!. İşte bir kâ- ist ki, belki işime çk yarayacaktır. Ve memnuniyetle gününü boş geçir- mıdiğini düşünerek uyudu. Fardayanın bulduğu bu kâğıt, Sen Iüiyenin hapishaneye girmek için gös- termiş olduğu kâğıttı. Bu kâğıdın s— kökta ne işi vardı? Bunu anlatalım? Konçini Sen Jülyenin yanından uzak» İntmrca, Orleo sokağındanberi kerdisi. n: tekip eden bir adam, Sen Eomas 40- kağına girdi bu adam (o Saettaydı.. Sen 1 a ll 3 li İL. ii B.1717 Gaye iğ 2 a 3 şi ağ elk B tri; So iâş 9 şü Bİ iie Cc .ğ z 13İ Bir dk şiİü) İREM âğİş WU 3ö35 ii ii VELİ 5 ik ğ k Fs ili i:3 apak ii enli 2 4S İziz E ! ei Mİ | zi dil gi irili so İlk 438 5 gel niht tsw klagn.) ” ig 4 ö : i 5 — “ “ ş EB a İ “3 aş ag” 3 ogi eg zi Da g A, 3 MRİŞ Mz 58 I ağ di sgiiğiyş! SN b ŞİR ei ME - LOŞ & pal İİ LE IR ç entgjgsB e E & sa şida » İİ gi ed? g8 #gkiy” ââ“ çiddöğelep ektik Ml TBUİZİSSİTESTE (er und zayne gezelen zind flaysik bay der arbayt;) “usta üstünde bizim resim maliktir üzerinde müşteri “o ve onun halfalar dırlar çalışkan nezdimle iş;, yokluğu değil şikâyet etmeğe.,, Resmimizdeki ystanın müşterisizlikten şikâyeti yok. Er und seine Gesellen sind flelBig bel der Arbeit; Kendisi ve kalfaları iş hususunda çok çalışkandırlar, er şelber sehneidet einem Herrn das Haar, (er selber şnaydet aynem hern das hâr,) “o bizzat kesiyor bir baya saç,” Kendisi bir bayın saçlarını kesiyor, PARDAYANIN OĞLU 389 a a bae m LA iki rahip, tıpkı (o Bertiy gibi, onuda kaldırdılar. Bu rahiplerin O önünde bir gardiyan yürüyor ve-lâmbasile onların yolunu aydınlatıyordu. Çıktıkları kapının tam karşısında bir merdiven vardı. Rahipler bu merdiven den çıktılar ve üst katta sağa döndüler. Gardiyan, solda bulunan ilk kapıyı aç“ tı. Kuru bir ot demeti üzerine uratıl- dığını hissetti, İki rahiple gardiyan, üç hayalet gibi ortadan kayboldular ve genç kız tekrar derin bir zülmet içine gömülü kaldı. Bir müddet sonra kapı bir daha açıl- dı ve bu defa, gardiyan yalnız (başına içeriye girdi. Elinde bir paket (vardı: Bunlar çibiseleriydi, Rahip bu o paketi onun ayaklar: dibine attı ve çekilip git ti, Karanlık tekrar hes tarafı o sardı ve korkulu rüya geçmiş olacaktı ki, genç kız kendisini kaybetti. Uyandığı zaman, kalın demir çubuk Jarla örtülü olan küçüçük pencereden güneş girdiğini gördü, Başı iyice ağır- Jaşmıştı.. HMayretinden açılan gözlerle etrafına bakındı. Bir ot demeti üzerin- de yattığını ve elbiselerinin karmakarı- şk 'sir halde ayakları ucunda olduğunu gördü. Hüresine baktı ve tanıyamadı Ha- k'iki, yani pis ve karanlık bir hücre için de bulunuyordu. Bereket biraz ay'lınlık tr ve küçük pencereden hava giriyordu. Aksi takdirde duvarlardan sızan pis ko- kuya tahammül edilemezdi. Mobilye na mına hiçbir şey yoktu, Köşede bir testi duruyordu ve bunun üzerinde siyah bir parca ekmek vardı. Peret ağlamağa başladı ve M'ektra- rak şöyle mırıldandı: — Heyhat, bu rüya değilmiş!, Zaval- ı Bertiy!,, Zavallı Jant, “Zavallı Peret 1S lNe ali saşe dan başka, Pardayenın, bilvasıta alâka- hiç düşünmüyordu. XXXVJ Sen Jülyen hapishaneden çıktığı za- man saat dördü geçiyordu. Saat altıya kadar bekledi, Çünkü, kocasının bu va- kitte evde olmıyacağını bilen Leonora, ona bu vakti tayin etmişti. Sen Jülyen derhal onun nezdine kas bul edildi ve genç kadın, merak ve sa- bırsızlıkla sordu; — Herşey oldu mu? — Oldu madam! — İkiside mi? — İkisi del Leonora memnuniyetle o gülümsedi, Ve bu tebessüm öyle müthişti ki onun gözleri içine bakan Sen Jülyen, nefret ettiği adamı bekliyen âkibeti derhal an- Jad:! Leonora iyice koltuğuna gömüldü ve korkunç bir soğuk kanlılıklas — Anlatırız, dedi. Evvelâ genç kız- dan bahsedin! Sen Jülyen, Bertiyle Peretin malüm olan tevkiflerini anlattı, Bitirdiği zaman Leonora sordu: — Simdi delikanlıdan bahsedin! öl- dü mü? — Hayır madam, sağdır. Leonora dalgın bir tavırla, — Öyle mi? dedi, Halbuki bana söy. lediklerine göre kuyu bir hayli derin- miş. Sukut esnasında ölmesi lâzımdı. — Filhakika öyle, madam. Fakat ku- yunun dibinde kuru otlar (o vardı. Ve bunlar, sukutunu bir hayli | balifletti. Öyle ki, tabi! bir adamın yüzde yüz öle- ceği bir yerden, o sukutun şidietinden mütevellit hafif bir sarsıntı ve zedelen- meyle kurtuldu. — Yarası yok mu? n ai “Ü .lee yumuşak, nazik Die Backe, - n «- yanak, -lar das Kinn, . e — çene, yordu - ovalanmış. welch “birinci kalfa traş ediyor bir müşteriyi, der erste Gehilfe rasiert eihen Kunden, (der erate gehilfe rasirt aynen kunden.)